Ahit kavramı isim olarak, “emir, talimat, anlaşma, yükümlülük” anlamlarına gelmektedir. Ahit ile iki tarafın birbirine kesin bir söz verdiği kabul edilmektedir. Yahudilikte “ahit” kavramı, Tanrı ile İsrailoğulları arasında yapılan anlaşmayı ifade etmektedir. Yahudilikte Tanrı İsrailoğulları ile ahit yapmıştır. Tanrı ile ilişkiyi ifade ettiği için bu ahit büyük önem taşımaktadır. Tanrı, Tevrat’ta ilk ahdini bütün insanlığı kapsayacak şekilde Nuh ile gerçekleştirmiş ve Nuh’a yedi kanun vererek dünyayı tufanla yıkmamayı taahhüt etmiştir. Nuh ile yapılan bu ahdin işareti Kutsal Metin’de “gökkuşağı” olarak geçmektedir. Nuh ile yapılan ahitten sonra Tanrı, Yahudilerin atası kabul edilen İbrahim ile ahit yapmış ve ahdin sembolü de “erkeklerin sünnet olması”dır. Tanrı İbrahim’den sonra Musa aracılığıyla İsrailoğullarıyla bir ahit yapmış ve Musa ile yapılan ahdin sembolü olarak Tanrı “On Emir”i vermiştir. Ahit Sandığı ise, Tanrı ile Musa arasında yapılmış olan ahdin sembolü olarak kabul edilen “On Emir”in içerisinde bulunduğu sandıktır.
İbranice “Aron ha-Berit” ya da “Aron ha-Kodeş” olarak bilinen Ahit Sandığı, Tevrat’ta, “şehadet sandığı”, “Tanrı’nın sandığı” olarak da kullanılmaktadır. Tanrı ile yapılan ahdi hatırlatması sebebiyle bu isimlerle de anılmaktadır.
Yahudiler için son derece önemli ve kutsal kabul edilen ahit sandığının şekli ve ölçülerini Tanrı Musa’ya Tevrat’ta bildirmiştir.(Çıkış 25). Kitabın devamında Tanrı Musa’dan kendisi için bir çadır yapmasını istemiş ve yapılan bu çadırın içerisine ahit sandığının koyulmasını emredilmiştir. Ahit sandığı koruma görevi de Levililer soyuna verilmiştir.
Musa Tanrı’nın emrine uygun olarak ahit sandığını yapmış ve içerisine taş levhaları koyarak kapağını kapatmıştır. Çadır içine yerleştirilen sandık, iki melek arasında Musa’nın Tanrıyla konuştuğu inancı nedeniyle son derece kutsal ve uzak durulması gereken bir sembol olarak kabul edilmektedir. Zira ona dokunma sonucunda ölüm gerçekleşmekteydi. Tanrı’nın sembolü olan ve sandıkla beraberken Tanrı’nın yanlarında olduğunu kabul eden İsrailoğulları için ahit sandığını her zaman yanlarında bulundurmuşlar ve zor zamanlarda ondan yardım beklemişlerdir. Sandığı başka bir yere taşıdıklarında üzerlerinde Rabbin bulutu onları takip etmiştir. Ahit sandığı İsraillilerin düşmanlarına karşı bir koruma olmuştur.
İsrailoğulları Ahit sandığını “Tanrı’nın tahtı” olarak da tanımlamışlardır. Tanrı’nın her an onların arasında olduğunun işareti olarak kabul etmişlerdir. Ahit sandığının büyülü güçlere sahip olduğunu kabul etmişler ve ona dokunmaktan kaçınmışlardır. Bu nedenle mabedde bulunan ahit sandığının yanına yalnızca Yom Kippur’da başrahibin girmesine izin verilmiştir.
İsrailoğulları tarafından son derece kutsal kabul edilen ahit sandığı ile ilgili kutsal metinlerde bazı önemli olaylar anlatılmaktadır. Bu anlatımlara bakıldığında sandığa dokunmanın getirmiş olduğu kötü sonuçlar daha açık olarak anlaşılmakta ve sandığın kutsiyeti ortaya çıkmaktadır.
Ahit sandığı, Filistililer tarafından ele geçirildiğinde o kentlerde pek çok bela başlarına gelmiştir. Filistililer’de ahit sandığını Tanrı Dagon’un tapınağına bırakmışlardır. Fakat ertesi gün tapınağa geldiklerinde Tanrı Dagon heykelinin yüz üstü yere düşmüş olduğunu görmüşler ve onu hemen oradan kaldırıp yerine yerleştirmişlerdir. Heykelin düzeltilmesinin ertesi günü Dagon’un başının parçalanmış olduğunu görmüşlerdir. Ardından bütün kenti veba hastalığı sarmış ve Filistililer bütün bu olumsuzlukların ahit sandığı nedeniyle başlarına geldiğini ve ondan hemen kurtulmaları gerektiğini düşünmüşlerdir. Filistiler bu karar üzerine ahit sandığını iki inek üzerine sarmış ve onu ülkesine geri göndermişlerdir. Ahit sandığı Beytşemeş’e ulaştığında oranın halkı heyecanla sandığın yakınına gelmişler ve sandığın içine baktıkları için büyük bir kıyımla karşılaşmışladır. (I. Samuel 6)
Kutsal metinde ahit sandığıyla ilgili başka bir anlatımda da çeşitli nedenlerle kaybedilen sandığın, Davud tarafından bulunarak Yeruşalim’e getirmesidir. Davud, sandığı öküzler üzerine yerleştirmiş ve büyük bir coşku ve eğlence içerisinde Yeruşalim’in yolu tutuluştur. Fakat yolda sebebi bilinemeyen bir nedenden dolayı ahit sandığı düşme tehlikesi geçirmiş ve tam o anda Uzza adlı kişi sandığın düşmesine engel olmak için sandığa dokunmuş ve oracıkta can vermiştir. (II. Samuel 6)
Yeşu kitabında geçen anlatımda, Şeria ırmağını geçmek için kahinler ahit sandığını yüklenip halkın önüne geçmişlerdir. Tanrı Yeşu’ya, kahinlere Şeria ırmağının kıyısında durmalarını söylemesini buyurmuştur. Yeşu, “yaşayan Tanrının aranızda olduğunu yeryüzünün sahibi olan ahit sandığının sizden önce Şeria ırmağını geçmesinden anlayacaksınız” demiştir. Sandığı taşıyan kahinler Şeria ırmağı kıyısına gelince ayakları suya değer değmez sular durmuş ve halk Eriha’nın karşısına geçene kadar öyle kalmıştır. Ahit sandığını taşıyan kahinler bütün halk geçene kadar ırmağın ortasında beklemiştir. (Yeşu 3)
Kutsal metinde yer alan bu anlatımlar sonucunda ahit sandığının kutsallığı ve bu kutsallık sonucunda insanlarda korku ve büyüleyiciliğe sahip olduğu görülmektedir. Ahit sandığı ile ilgili kutsal metinlerdeki son referans MÖ. 7. yüzyıla aittir. Bu gün nerede olduğu bilinmeyen Ahit sandığı II. Nabukednazar tarafından mabed yıkıldıktan sonra kaybolmuştur. Rabbinik gelenekte sandığın Yeremya tarafından saklandığı, mabet yıkıldıktan sonra Babil’e götürüldüğü belirtilmiştir. Nerede olduğu ile ilgili hakkında farklı iddiaların olduğu Ahit sandığının II. Mabed döneminde mevcut olmadığı kesin olarak bilinmektedir.
Hasanow Eldar, “Yahudi Kaynaklarında Hz. Nuh’la Ahit”, Uluslararası Hz. Nuh ve Cudi Dağı Sempozyumu, Şırnak 2013, s. 163-168.
Mehmet Aydın, “Ahit Sandığı”, Ansiklopedik Dinler Sözlüğü, Din Bilimleri Yayınları, Konya 2005, s. 11-12
İsmail Başaran, “Ahit Sandığı: Eski İsrail’in En Kutsal Ayinsel Eşyası”, Türk İslam Medeniyeti Akademik Araştırmalar Dergisi, C. 15, S. 30, 2020, s. 235-245.
Cemaleddin Şarkavi, Yehova’nın Ahit Sandığı, Ocak Yayınevi, İstanbul 2012.
Abdurrahman Küçük, “Ahid Sandığı”, DİA, TDV Yayınları, C.1, İstanbul 1988, s. 535
Yehoshua M. Grintz, “Ark of Covenant”, Encyclopedia Judaica, Thomson Gale Press, C.2, Amerika 2007, s. 466-469.
Galip Atasağun, “Yahudilikte Dini Sembol ve Kavramlar”, Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.11, S. 11, 2001, s. 125-156.
Sara Karesh – Mitchell M. Hurvitz, “Ark”, Encyclopedia of Judaism, Facts on File Press, Amerika 2006, s. 463-464.
Samuel Henry Hooke, Ortadoğu Mitolojisi, Çev. Alaeddin Şenel, İmge Yayınevi, Ankara 1993.
“ARK OF THE COVENANT - JewishEncyclopedia.com”. Erişim 03 Mart 2023. https://jewishencyclopedia.com/articles/4315-chest
Yunanca “eikon” sözcüğünden gelen ikon veya ikona, imge, simge, tasvir anlamlarına gelmektedir....
1054 yılında Hıristiyan kiliseler arasında yaşanan büyük ayrılığın ardından İstanbul'da Roma'dan bağımsız...
“Işık Festivali”, “Makkabi Bayramı” olarak da bilinen Hanuka, Yahudiler tarafından her yıl Kislev...
Evanjelizm’in Amerika’ya girmesi ve burada sağlam şekilde inşa edilmeye başlaması, İngiltere’de ortaya...
Obon olarak da adlandırılan Bon festivali, Japonya’da “ataları anma bayramı” olarak kutlanmaktadır. Bon...
Caynizm’in dünya üzerinde tanınması ve yaygınlık kazanmasında etkili olan en önemli inanç “ahimsa”...
Şia, Hz. Peygamber’in vefatından sonra Hz. Ali’nin nass ile halife oluğuna inanır ve imametin kıyamete kadar...
Leonardo da Vinci denilince akla gelen eserlerinden biri de hiç şüphesiz Milano’da Santa Maria delle Grazie...
Yahudiler yüzyıllar boyunca seçilmiş halk olmaları nedeniyle kendilerini her zaman diğer toplumlardan ayrı tutmuş...
Aziz Shirdi Sai Baba'nın reenkarnasyonu olduğu kabul edilen Sathya Sai Baba'nın, Hindistan'da başlattığı...