Eski uygarlıkların mitolojilerinde insanlar uçma yeteneğini tanrılara, mitolojik figürlere ve şeytanlara atfetmişlerdir. Yüce varlıkların yetenekleri, insanların kendi kendilerine uçma hayalini ve dürtüsünü ifade etmiştir.
İnsan uçuşunun bilinen en eski tasviri M.Ö. 2350-2150 arasına dayanmaktadır. İnsanlar defalarca kuşların veya böceklerin kanatlarına benzer kanatlar inşa ederek uçmayı denemişlerdir. 9. yüzyılda Endülüs’ün Kordoba şehrinde ilk paraşüt uçuşunu Abbas İbn Firnas gerçekleştirmiştir.
Abbas İbn Firnas 810 yılında, bugün Ronda olarak adlandırılan bir İspanyol şehrinde doğdu. Gençlik yıllarını günümüzün Cebelitarık, Fas, Portekiz ve İspanya'sını oluşturan; büyük Kordoba Emirliği'nin içinde yer alan ve o dönemde Bağdat'la birlikte İslam dünyasının en önemli eğitim merkezlerinden biri olan Kordoba'da geçirdi. Bu dönem dünyanın en iyi mühendislerinin, mimarlarının ve bilim adamlarının Endülüs'ün önde gelen öğrenim merkezlerinde toplandığı, bilimsel gelişmeye ve Avrupa medeniyetinin yükselişine önemli katkılar sağlandığı bir dönemdi. Firnas orada bir bilim adamı, mucit, şair, filozof, simyacı, müzisyen ve astrolog olarak öne çıktı. Emir el-Hakem (796-822) ve II. Abdurrahman (822-852) saraylarında bilimlerin ve sanatın ilerlemesine önemli katkılarda bulundu. O kadar ki Hâkim el-Endülüs (Endülüs Bilgesi) olarak tanındı.
Havacılık ve uzay bağlamında Abbas İbn Firnas, paraşütün öncüsü olarak kabul edilir. Uçuşta kullanılan eserleri başarıyla tasarlayan, üreten ve test eden ilk kişi olması nedeniyle bir referans noktasıdır. Bunu Leonardo da Vinci'nin uçan makineler için tasarımlarını geliştirmesinden altı yüz yıl, Wright kardeşlerin ise ünlü uçuşlarını yapmadan bin yıl önce yapmıştır.
Havacılıktaki ilk dönüm noktasına 852 yılında, tuvali yenilikçi bir paraşüt şeklinde kullanarak Kordoba Camii'nin kulesinden boşluğa atladığında ulaşıldı. Daha önce buna benzer bir girişimde bulunulmamıştı. Birkaç kırık kemikle sonuçlanan zorlu ve hızlı bir inişin ardından bu yöntem, işe yarayabileceğine dair kesin bir inanca yol açtı. Bu olay, tarihte paraşütün ilk kullanımı olarak kabul edildi.
Daha sonra Abbas bin Firnas 875 yılında, ahşap ve ipekten yapılmış, üzeri birkaç farklı kuşun tüyleriyle süslenmiş bir planör tasarladı. Ağırlığını taşıyabilecek yeterli kaldırma kuvveti elde etmek amacıyla açıklığının dört ila beş metre arasında olduğu tahmin edilen kanatlar inşa etti. Uçan makineyi yeterince güçlü ve hafif tutmak için muhtemelen bambu kullanarak bir kuşun kanadındaki kemikler gibi içi boş olan, hafif, ahşap bir çerçeve üretti.
Çerçevenin parçaları, o zamanın en hafif ve en dayanıklı malzemesi olan ince ipek şeritlerle birbirine bağlanmıştı. Kanatların kumaş kaplamasında da ipek kullanıldı. Son olarak kanatlar ve elbiselerini kartal tüyüyle kapladı. Abbas bin Firnas, uçan makinenin altına asılabileceği ve kanatlara takılan kollar yardımıyla kanat hareketlerini kontrol edebileceği bir koşum sistemi üretti.
Bu yeni icadıyla birlikte Kordoba yakınlarındaki Cebel El-Arus Dağı'ndan havalandı. İcadının işe yarayacağından o kadar emindi ki yüzlerce kişiyi izlemeleri için bir araya topladı. Ayrıca Endülüs halifeliğinin emiri I. Muhammed'in sarayının birçok üyesi de oradaydı. İki ila on dakika arasında süren ve hava akımlarını kullanan sürekli bir uçuş gerçekleşti. Sonuç olarak zorlu bir inişe rağmen Abbas bin Firnas hayatta kalmayı başardı ve bunun da ötesinde havadan ağır bir makineyle uçan ilk insan oldu. Ancak iniş sırasında makinenin kanatları zarar gördü ve Firnas’ın sırtı yaralandı. Buna sebebiyet veren şeyin uçan makinenin kuyruğunun olmamasının yanal kontrolü ve vücut duruşunu sınırlandırması olduğu düşünülmektedir.
Bazı kayıtlarda Abbas bin Firnas’ın bu uçuşu gerçekleştirdiği sırada 70 yaşında olduğu ifade edilmektedir. Bu bilgi ışığında ilerlendiğinde Firnas’ın fiziksel kısıtlamaları dolayısıyla kanat hareketleri muhtemelen sınırlıydı. Bir tepeden havalandığı ve bir süre havada kaldığı kaydedildi, bu da uçan makinenin iyi süzülme kabiliyetine sahip olduğunu gösteriyordu.
Günümüzde Abbas İbn Firnas'ın adının özellikle Berberi kökenli ülkelerin havaalanlarına, köprülerine, parklarına, caddelerine ve bilimsel kuruluşlarına verildiği görülmektedir. Havacılık dünyasında o kadar etkili olmuştur ki NASA, aydaki büyük kraterlerden birine İbn Firnas adını vererek onu ölümsüzleştirmiştir.
İbn Firnas, planörünün ayrıntılarını anlatan bir kitap kaleme almıştı. İspanya'da Müslümanların yönetimi kaybetmesi üzerine bu kitap da diğer kitaplarıyla birlikte yok oldu. Ancak uçak tasarımının ayrıntıları daha sonraki Avrupa'lı kaynaklarda varlığını sürdürdü.
Amazigh Dünya Haberleri, “Abbas ibn Firnas - Uçabilen Amazigh Mucidi”, 14 Aralık 2015. Erişim: 11.10.2023, https://amazighworldnews.com/abbas-ibn-firnas-the-amazigh-inventor-who-could-fly/
Rodríguez-Laiz, Antonio, “Abbas Ibn Firnas – the First Man to Fly and Live to Tell the Tale”, AERTEC (blog), 20 Mayıs 2018. Erişim: 11.10.2023, https://aertecsolutions.com/en/2018/05/21/abbas-ibn-firnas-the-first-man-to-fly-and-live-to-tell-the-tale/
El legado Andalusi, “Ibn Firnas, the Longing to Fly”, Erişim: 26.09.2023, https://www.legadoandalusi.es/magazine/ibn-firnas-the-longing-to-fly-2/?lang=en
İngiltere tarihinde Protestan reformuna karşı çıkarak, Katolik inancını savunan Kraliçe Mary'nin Protestan...
Wilhelm von Humboldt, Prusyalı bir devlet adamıdır. Bakanlık ve diplomatlık yanında filozof, dilbilimci ve eğitimcidir....
Asıl adı Saadia ben Yosef olan Saadia Gaon Müslümanlar arasında Said el-Feyyumi olarak tanınmaktadır. Babilonya’da...
Osmanlı’nın en gözde mimarı olan Sinan, Kayseri’nin Ağırnas köyünde dünyaya gelmiştir. Yavuz...
Said Halim Paşa, döneminin İslam çizgisindeki aydınlarındandır. Çağdaşlarının aksine İsviçre’de...
Sıdıka Cuma, eleştirmenlerce beğenilen, birçok ödüle sahip çağdaş İslam sanatçısı, grafik...
Hz. Peygamber’i, ashabını ve İslâm dinini, müşriklerin hicivlerine karşı şiirleriyle savunduğu için...
755-769 yılları arasında Çin’de süren An Lushan ayaklanması sonucu 36 milyon insan hayatını kaybetmiştir....
Astronomi insanlık tarihi kadar eski bir bilimdir. Gökyüzü her zaman insanlar için bir merak konusu...
“Hüccetülislâm” ve “Zeynüddin” isimlendirmeleri ise İmam Gazzali’nin...