Konya Bilim Merkezi İlimge

Türk-Japon Dostluğunun Simgesi: Ertuğrul Fırkateyni

 Rümeysa Taşan
 9 dk  246

1871 yılında İstanbul'a gelen Fukuchi Genichiro, Osmanlı İmparatorluğu’nu ziyaret eden ilk Japon’dur. Bu yıllarda imparatorluğun başında Abdulaziz bulunmaktadır ve azınlıkların isyanları ile uğraşmaktadır. Abdülaziz'in bu isyanlarla uğraşması sebebiyle Fukuchi Genichiro’nun İstanbul ziyareti, iki imparatorluk arasında ilişkilerin başlamasında etkili olmamıştır. Üstelik bu dönemde Asya devletleri ile anlaşma yapmak gibi bir düşünce de yoktur.

İki ülke arasındaki bürokratik ilişkiler II. Abdülhamid zamanında 1887 yılında başlamıştır. Japonya İmparatorluk ailesinden Prens Komatsunomiya Akihito ve eşi, 1887 yılının Ekim ayında İstanbul’u ziyaret etmiştir. V. Prens Dolmabahçe Sarayında kendisine gösterilen yakın ilgi ve kendisine çeşitli madalya ve nişanlar verilmesi nedeniyle çok memnun olmuş, ertesi yıl Japon İmparatoru  II. Abdülhamid’e devletin en yüksek düzey nişanı olan Krizantem Nişanı’nı göndermiştir. Bu sebepten dolayı II. Abdülhamid, Japon İmparatoru’na altın pırlanta ile süslenmiş imtiyaz nişanı ve kıymetli hediyeleri götürmesi için Japonya’ya bir savaş gemisi göndermeye karar vermiştir. İki imparatorluk arasındaki bürokratik ilişkiler bu şekilde başlamıştır.

Değerli hediyeleri ve nişanı götürmesi için donanmaya ait Ertuğrul Fırkateyni tahsis edilmiştir. Gemi komutanlığına da padişahın emir subaylarından Osman Emin Paşa görevlendirilmiştir. Ayrıca o yıl gemide deniz kolejinden mezun olan genç teğmenler de görevlendirilmiştir. Fırkateyn, Sultan II. Abdülhamid'in Japon İmparatoru'na değerli hediyelerini taşımakla görevlendirilirken, genç mezunlar da deneyimlerini açık denizlerde ilerletme fırsatı bulacaklardır. Aynı zamanda Osmanlı Devleti'nin gücü ve kuvveti sergilenecek, dünyanın farklı yerlerinde yaşayan Müslümanların yalnız olmadıkları vurgulanacak, halife ve padişahın tüm dünyadaki Müslümanları koruma kararlılığı ve iradesi ortaya konulacaktır.

Ertuğrul Fırkateyni, 1863 yılında Padişah Abdülaziz döneminde İstanbul-Kasımpaşa Tersanesi’nde inşa edilmiştir. Geminin son teknolojik parçaları İngiltere’de takılmıştır. 250 kadem uzunluğunda, 49.10 kadem genişliğinde, 25 kadem derinliğinde ve 2344 ton ağırlığındadır. Mürettebat sayısı ile ilgili net bir bilgi yoktur. Ertuğrul Fırkateyni’nin dayanıklılığı ve geminin tamamen tamir olmadığı konusunda çok fazla konuşulmuş ve tartışılmıştır. Pek çok kişi başka bir savaş gemisinin gitmesinin daha uygun olacağını söylemiştir. Karşı çıkmalara rağmen mürettebat, 14 Temmuz 1889 tarihinde İstanbul’dan Japonya’ya gitmek için yola çıkmıştır. Yolculuk öncesi hesaplamalara göre gemi 6 ay sonra geri dönmüş olacaktı. Ancak Ertuğrul Fırkateyni yolculuk sırasındaki sorunları sebebiyle Mısır, Yemen, Hindistan, Sri Lanka, Singapur, Hong Kong ve birkaç Japon şehrinde mola vermiş ancak 11 ay sonra,7 Haziran 1890 yılında Japonya’ya ulaşmıştır.


Ertuğrul Fırkateyni komutanı Osman Paşa, 13 Haziran 1890 tarihinde İmparator Meiji tarafından kabul edilmiştir. Japon İmparatora Sultan II. Abdülhamid'in yazdığı bir mektup, özel bir nişan ve değerli hediyeler takdim edilmiştir. Sultan II. Abdülhamid'in yazdığı mektup Osmanlı'dan Japonya'ya ilk iyi niyet misyonu olarak karşılanmıştır. Mürettebat, Japonya’da kaldığı süre boyunca Japonlar tarafından çok iyi ağırlanmıştır. Japon İmparator’u ve halkı tarafından ilgi ve sevgiyle karşılanan gemi ve mürettebatı, kendilerine verilen değeri layıkıyla Japon halkına göstermişlerdir. Japonya’da kaldıkları süre boyunca 50 kişilik Osmanlı askeri bandosu, halka çeşitli konserler vermiştir. 27 Haziran 1890 tarihinde Japonya’da kolera salgını baş göstermiş ve bu durum orada bulunan Osmanlı mürettebatını da etkilemiştir. Mürettebat ve gemi de karantinaya alınmıştır. Pek çok tedbir alınmasına rağmen mürettebattan hayatını kaybedenler olmuştur. Bu sebeplerden dolayı geminin dönüş tarihinde de aksamalar olmuştur.

Ertuğrul Fırkateyni’nin Japonya’da kalma süresi bir ay olarak ayarlanmışken yaşanan olumsuz nedenlerden dolayı üç ay kalınmıştır.  Mürettebattan bazı kişiler koleraya yakalandığı için de nihayet 15 Eylül 1890 tarihinde Yokohama Limanı'ndan yelken açma şansı bulmuşlardır. Japonlar, geminin uzun bir yolculuğa dayanamayacak kadar yaşlı olduğunu düşündüler ve tayfun mevsimi bitene kadar kalkışın ertelenmesini tavsiye etmişlerdir. Ancak mürettebat bunu reddederek yelken açmıştır. Bu kararın arkasında, Osmanlı Devleti'nin gücünü Hindistan ve Güneydoğu Asya ülkelerindeki Müslümanlara gösterme niyeti vardır. Zayıflayan Osmanlı Donanması'nın itibarının zedelenmemesi için dönüş seferinin yapıldığı düşünülmektedir.

Ertuğrul Fırkateyni hareketinden bir gün sonra tayfun sebebiyle Oshima Deniz Feneri ile Kashinozaki Burnu'nun ötesindeki körfezde, gemiye 10 mil (16 km) mesafedeki Kobe'ye doğru yönelmişlerdir. Deniz suyu sızarak makine dairesindeki ocaklardan birini söndürmüştür. Ana yelkenleri ve yeterli itme gücü olmadan neredeyse hareketsiz kalan ve arkasında yalnızca rüzgar ve dalgalar olan Ertuğrul, Kii Oshima'nın doğu kıyısındaki tehlikeli kayalara doğru sürüklenmiştir. Mürettebat acil demirleme yaparak gemiyi kayalıkların önünde durdurmaya çalışmış lakin gemi 18 Eylül 1890 gece yarısı civarında resiflere çarpmış ve parçalanmıştır. Olay yerinde, aralarında Komutan Tuğamiral Osman Paşa'nın da bulunduğu ellisi subay olmak üzere 500'den fazla denizci hayatını kaybetmiştir. Sadece altı subay ve altmış üç denizci hayatta kalmıştır. Deniz feneri bekçisinden bilgi alan Kii-Oshima-mura köyündeki (şimdiki Kushimoto-cho Kasabası) insanlar, yaralananlara yardım etmiştir. Tayfun, insanların balık tutmasını engellemiş olmasına rağmen halk az miktarda yiyeceklerini, giysilerini ve acil durumlar için sakladıkları yumurta, patates ve hatta tavukları yaralılara ikram etmişlerdir. Haberi alan İmparator Meiji, hükümeti mümkün olduğunca yaralılara yardım etmesi için yönlendirmiştir. Hayatta kalanlar, 5 Ekim'de Tokyo'daki Shinagawa Körfezi'nden yola çıkarak 2 Ocak'ta Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'a varan Japon İmparatorluk Donanması'na ait iki korvet 'Hiei' ve 'Konogo' tarafından geri gönderilmiştir.

Japon mürettebat, Japonya'ya dönmeden önce Osmanlı İmparatorluğu'nun misafiri olarak birkaç ay kalmışlardır. Japon haber gazetelerinde Ertuğrul Fırkateyni geniş yer bulmuş ve ölenlerin aileleri için taziye parası toplanmıştır. Taziye parasını toplamak için kampanya başlatan Yamata isimli bir Japon, iki yıl sonra toplanan bağışlarla Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'a gitmiştir. Türk halkı Yamada'nın Ertuğrul Fırkateyni kurbanlarının ailesine taziye parası getirdiğini fark eder etmez coşkuyla karşılamış ve Yamada, Sultan II. Abdülhamid'in huzuruna çıkarılmıştır. Ardından Yamada, padişahın isteği üzerine Türkiye'de kalmaya karar vermiş ve İstanbul'da bir ticarethane açmıştır. Harp Okulu'ndaki genç subaylara Japonca öğretmiş, Japonya'yı anlatmış ve Japon hükümetinin üst düzey yetkililerinin İstanbul'a ziyaretlerinin düzenlenmesine yardım etmiştir.

Kii Ōshima'da felaketin olduğu yere bakan bir tepenin üzerinde, orada vefat edenler için bir anıt vardır. Kushimoto kasabası, Ertuğrul faciasında ölenler için her beş yılda bir burada anma töreni düzenliyor. Türkiye, anıtı 1937'de restore etmiştir. Haziran 2008'de düzenlenen özel bir anma töreninde dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Japonya'ya resmi bir ziyaret için adaya gitmiştir. Ayrıca yakın zamanlarda Türkiye’de “Ertuğrul 1890” adıyla Türk-Japon dostluğunu dile getiren bir film de çekilmiştir. Böylece, Japonya’ya gönderilen Ertuğrul Fırkateyni zamanla Türk-Japon dostluğunun bir simgesi hâline gelmiştir.

2008 yılında batık alanında ilk kazı sezonu açılmış ve altı haftalık dalış sezonun sonunda 144 bireysel dalış yapılmış, 1000'den fazla eser çıkarılmış, kayıt altına alınmış ve kataloglanmıştır. Ayrıca bir parmak veya ayak parmağı kemiğiyle birlikte bir insan kafatasının parçası da bulunmuştur. Bu buluntular arkeolojik obje olarak ele alınmamış ve proje yöneticileri tarafından Türk ve Japon yetkililerle istişare edilerek kalıntıların Oshima Adası'ndaki Türk anıtına Tokyo'daki Türk imam tarafından İslami bir cenaze töreniyle gömülmesine karar verilmiştir.


Ayrıca, Ertuğrul Fırkateyni Japonya’ya giderken yol güzergâhı üzerinde uğradığı limanlarda Hint ve Malay kökenli Müslüman halk arasında da önemli izler bırakmıştır. Geminin yol üzerindeki Müslüman beldelere uğraması, buralardaki Müslüman halkın gemiye büyük ilgi göstermelerine sebep olmuş ve Müslümanların Osmanlı halifesine bağlılığı artmıştır. Örneğin, gemi Hindistan’daki Bombay limanına Ekim 1889’da ulaştığı zaman, İngiliz sömürge yönetimi altında yaşayan Hint Müslümanlar, gemiyi görmek için âdeta limana hücum etmişler ve merdivenlerden düşerek baygınlık geçirenler olmuştur. Sadece Müslümanlar değil, Budistler, Hristiyanlar ve ateşperestler de gemiyi ziyaret etmişlerdir. Oradaki halkın büyük bir hürmet ve saygısına sebep olmuşlardır. Hindistan’da yayınlanan iki gazete Ertuğrul Fırkateyni hakkında makaleler yayınlamıştır. Bombay’da basılan bir gazete de Osmanlı askerlerini İngiliz askerleriyle karşılaştırarak Osmanlı askerlerinin ve mürettebatının çok disiplinli ve terbiyeli olduklarını yazmıştır.

Ertuğrul Fırkateyni’nin Singapur’a geldiğini öğrenen bölgedeki Müslüman halk arasında büyük bir heyecan oluşmuş ve gemi halkın ziyaretine açılmıştır. Müslümanlar, kalabalık gruplar halinde gemiyi ziyarete gelmişlerdir. Gemiyi ziyarete gelirken çoğu kişi yanlarında mürettebat için yiyecek ve hediyelikler de getirmişlerdir. Osmanlı mürettebatı da bu iyiliğe kayıtsız kalmayarak onlara Osmanlı akçesi hediye etmiştir. Eğirdirli Seyyah Süleyman Şükrü, 1905 yılında Singapur’a gittiği zaman halkın bu paraları hala anı olarak sakladığını yazmıştır.

#Ertuğrul Fırkateyni #Osmanlı Gemisi #Japonya #Osmanlı
0
0
0
Kaynakça

Kaplan, Emine SİCİM. “The Ertugrul Frigate Disaster in the Literary Works of Toruko Gunkan Erutū-Rurugō No Kainan and Üç Bahriyelinin Sevgilileri”. Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi 40 (2018), 45.

Yu, A. C. “The distress of Frigate Ertuğrul Fırkateyni - Japanese Wiki Corpus”. Erişim 14 Ağustos 2023. https://www.japanesewiki.com/history/The distress of Frigate Ertuğrul Fırkateyni.html

nippon.com. “The Sinking of the ‘Ertugrul’: Japan and Turkey Mark the 125th Anniversary of the Tragedy”. 02 Ekim 2015. Erişim 14 Ağustos 2023. https://www.nippon.com/en/behind/l00127/

Archaeology, Institute of Nautical. “Ertuğrul Ottoman Frigate Excavation”. Institute of Nautical Archaeology (blog), 23 Şubat 2020. https://nauticalarch.org/projects/ertugrul-ottoman-frigate-excavation/



BENZER MAKALE
Öğretmen Değil Rehber

Öğretmen Değil Rehber

Çoğu zaman kendisine atfedilen kutsallıkla birlikte anılan öğretmenlik mesleğinin de bir tarihsel süreci...

Pelerinin Altındaki Hançer: Sicarii Suikast Örgütü

Pelerinin Altındaki Hançer: Sicarii Suikast Örgütü

Sicarii olarak tanımlanan grup adını suikast faaliyetlerinde kullanılan hançerden almaktadır. Kısa ve kıvrımlı olan...

Birlik ve Konfederasyon Mücadelesi: Amerika iç Savaşı

Birlik ve Konfederasyon Mücadelesi: Amerika iç Savaşı

Amerikan İç Savaşı, ekonomileri tarıma dayalı olan ve köleleri iş gücü olarak kullanan Güney...

Son İsrail-Arap Savaşı: Yom-Kippur Muharebesi

Son İsrail-Arap Savaşı: Yom-Kippur Muharebesi

Suriye ve Mısır önderliğinde Arap Devletleri 1973 yılının 6 Ekim’ine denk gelen Ramazan ayının onuncu gününde,...

Vaat Edilmiş Topraklar Efsanesi ve Siyonizm

Vaat Edilmiş Topraklar Efsanesi ve Siyonizm

Vaat Edilmiş Topraklar (Arz-ı Mev’ud), Tanrı'nın Hz. İbrahim'e ve onun soyundan gelenlere verdiğine inanılan...

Naziler ve Siyonist Ortakları

Naziler ve Siyonist Ortakları

Hitler'e karşı savaş başladığında neredeyse tüm Yahudi örgütleri müttefiklerle güçlerini...

İsrail’i Kuran Terörist Örgütler: Haganah, Irgun ve Lehi

İsrail’i Kuran Terörist Örgütler: Haganah, Irgun ve Lehi

Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren İsrail'in kuruluş süreci de katliamlarla doludur. İsrail'in...

Protestanlık Uğruna Bir Savaş: 30 Yıl Savaşı

Protestanlık Uğruna Bir Savaş: 30 Yıl Savaşı

30 yıl savaşları 1618-1648 yılları arasında Almanya merkezli gerçekleşen ama bütün Avrupa’yı içine...

Üç Kralın Savaşı: Vadisseyl Muharebesi

Üç Kralın Savaşı: Vadisseyl Muharebesi

1578 yılında Portekiz Kralı, Muhammed El Mütevekkil’e destek vermek amacıyla ordusuyla Fas’a çıkarma...

Şekerin Acı Tarihi

Şekerin Acı Tarihi

Günümüzde neredeyse her alanda kullandığımız bir ürün olan şeker, Hindistan'dan başlayarak...

ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER