Konya Bilim Merkezi İlimge

Tulumbacılar ve Kızıl Bayram

 Ahmet Şahabettin Gürbüz
 5 dk  203

İtalyanca “tromba” kelimesinden gelen tulumba sözcüğü yangın söndürmek üzere tasarlanmış basit bir düzenek manasına gelmektedir. Türkçede ise sıvıları alçak yerlerden çekmeye veya yüksek yerlere götürmeye yarayan araç anlamında kullanılmaktadır. Zamanla yangını söndürmek üzere görevli olan kimselere de “tulumbacı” denmeye başlanmıştır. Osmanlı’da tulumbacı sisteminin başlangıcı 18. yüzyıla dayanmaktadır. Bundan daha önce, 17. yüzyılda Osmanlı donanmasında tulumbacı adı altında bir görevli takımı mevcuttu fakat bu kimseler gemilere dolan suları tahliye etmek amacıyla görevlendirilmişti. O dönemde çıkan yangınlara yeniçeri ocağındaki askerler müdahale etmekteydi. 18.yüzyıla gelindiğinde yangın söndürmek ile görevli bir teşkilat ihdas edildiğinde ise anlam kaymasına uğrayarak bu kimselere de tulumbacı adı verilmiştir. İlerleyen yüzyıllarda tulumbacı ismi “serseri, külhanbeyi” gibi kötü anlamları çağrıştıracak şekillerde de kullanılmıştır.

Osmanlı’da başta İstanbul olmak üzere birçok şehir tarih boyunca yangınları ile anılmıştır. Tabi bunun başlıca nedenleri arasına özellikle o dönemin dünyasındaki en büyük şehirlerinden biri olan İstanbul’un nüfus yoğunluğu ve şehirdeki evlerin ahşaptan yapılması girebilir. Bu yangınlar önceleri halk dayanışması ve yeniçeri ocağından askerler tarafından su dökülmesi veya binanın yıkılması gibi yöntemler ile çözülmeye çalışılmıştır. Ancak bazı büyük yangınlarda bu yöntemler etkili olmamıştır. Örneğin 1660 yılında gerçekleşen büyük İstanbul yangınında alevler o kadar yayılmıştır ki bazı insanlar gemiye binerek ya da doğrudan denize atlayarak canlarını kurtartmışlardır. İşte Osmanlı yönetimi yangın konusunda daha doğru yöntemler ve disiplinli bir yapı getirmek istemiş ve Tulumbacı Ocağı kurulmasına karar verilmiştir.

Osmanlı Devleti’nde bu teşkilatın kurulması ve tulumba kullanılması 18. yüzyılın başlarında Venedik Seferi dönüşünden sonra Müslüman olan Fransız asıllı Gerçek Davud (David) isimli bir mühendisin çabalarıyla gerçekleşmiştir. Gerçek Davud tarafından tulumba ilk kez 1718 yılında çıkan yangınlarda kullanılmış ve bunun büyük faydasının olduğu görülmüştür. Bunun üzerine Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Gerçek Davud’u tulumba ocağını kurmakla görevlendirmiştir. Böylece 1720 yılında Gerçek Davud'un idaresinde Yeniçeri Ocağına bağlı Tulumbacı Ocağı kurulmuştur. Bu ocak, günümüz modern Türk İtfaiyesinin çekirdeğini oluşturmaktadır. Altı zabit ve Acemi Oğlandan oluşan elli askerden oluşan takım İstanbul’un birçok yerindeki yangınlara müdahale etmişlerdir.


Tulumbacılar acemi oğlanlar ocağının sağlam ve çevik kişilerinden seçilirlerdi. Yangına müdahale esnasında başlarına çorba kâsesine benzeyen demir bir miğfer takarlardı. Aralarında yangına müdahale ederken yaralanan bir görevli olursa ona tazminat verilir, çalışamayacak kadar kötü durumda ise o kişi emekli edilirdi. Tulumbacılar başlangıçta yeniçerilere bağlıyken daha sonra Osmanlı’da güvenlik amirleri statüsündeki doğrudan saraya bağlı olan Bostancıbaşlarına bağlı bir tulumbacı ocağı kuruldu. 18 yüzyılın sonlarına doğru bütün devlet kurumlarına birer adet tulumbacı takımı kuruldu. Örneğin humbaracı ve lağımcı ocaklarına da bir tane itfaiye teşkilatı kuruldu. Yıllar geçtikçe önemi artan tulumbacıların görevli sayısı 1804 yılına gelindiğinde 531 kişiye ulaştı.

1826 yılında Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasıyla tulumbacılar da kaldırıldı. Ancak aynı yıl Büyük Hocapaşa yangını çıkınca ocağın tekrar kurulması gündeme geldi. Bu sebepten dolayı yeni kurulan ordunun yanına “yangıncı” adıyla yeni bir itfaiye teşkilatı kuruldu. Hocapaşa yangınından alınan ders sayesinde teşkilat hızla büyüdü. Ardından her mahalleye birer tulumba konularak mahalle tulumbacılığı ortaya çıktı.

Tulumbacı Ocağı Yeniçeri Ocağı’na bağlı bir ocak olduğu için içerisinde bir kısım yeniçeri askeri de bulunmaktaydı. Hatta Osmanlı’da bir yangın çıktığında olay mahalline saraya ve padişaha bilgi vermesi için Sadrazam ile Yeniçeri Ağası giderlerdi. İşte bu yangınlar sırasında Yeniçeri Ocağı’ndan zorba askerler ve o bölgenin eşkıyaları evleri yağmalarlardı. Hatta bazı yeniçeri askerleri halktan yangın söndürme karşılığında bahşiş beklerlerdi. İşte bu olaya da “kızıl bayram” denmekteydi. Hatta yangınların bazılarının kundaklama sonucu ortaya çıktığı tarihi kayıtlarda bulunmaktadır. Kundakçılardan bir kısmının yeniçeri askerleri olduğunu iddia edenler olduğu gibi gerçekten ocağa bağlı olanlar tarafından çıkarıldığı da ortaya atılmıştır. Yangın söndürme işlemi sırasında bazı askerlerin lakayt davranışlarda bulundukları, bunun yanında kimi zaman bahşiş alacakları zengin evlerini kurtarmak için çabaladıkları ancak fakir bir ailenin yanan evine su tutmadıkları da görülmüştür. Aralarında görevlerini kötüye kullanmış olanlar olsa dahi yangınlar sırasında genellikle önde gelen ve esas rolü oynayan tarafın hep yeniçerilerden çıktığı gerçeği unutulmamalıdır. Ayrıca yangın sırasında çevreyi koruyanlar da yeniçerilerdir.

#Tulumbacılar #Osmanlı #Yeniçeri #Yangın
0
0
0
Kaynakça

Baş, Yaşar, “Merkez Ve Taşrada Yerleşik Yeniçeri-Halk Çekişmesi”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 13(49), 324-365, 2014.

Erdoğan, Ömer, Ersin, “İstanbul’un Ateşle İmtihanı”, Beykoz Akademi Dergisi, 2(2), 47-68, 2014.

İslam Ansiklopedisi, “Tulumbacı”, Erişim Tarihi 13 Mart 2024, https://islamansiklopedisi.org.tr/tulumbaci 

Özgür, Hüseyin & Azaklı, Serdar, “Osmanlı’da Yangınlar Ve İtfaiye Hizmetleri”, Gazi Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 3(1), 153-172, 2001.

BENZER MAKALE
Öğretmen Değil Rehber

Öğretmen Değil Rehber

Çoğu zaman kendisine atfedilen kutsallıkla birlikte anılan öğretmenlik mesleğinin de bir tarihsel süreci...

Pelerinin Altındaki Hançer: Sicarii Suikast Örgütü

Pelerinin Altındaki Hançer: Sicarii Suikast Örgütü

Sicarii olarak tanımlanan grup adını suikast faaliyetlerinde kullanılan hançerden almaktadır. Kısa ve kıvrımlı olan...

Birlik ve Konfederasyon Mücadelesi: Amerika iç Savaşı

Birlik ve Konfederasyon Mücadelesi: Amerika iç Savaşı

Amerikan İç Savaşı, ekonomileri tarıma dayalı olan ve köleleri iş gücü olarak kullanan Güney...

Son İsrail-Arap Savaşı: Yom-Kippur Muharebesi

Son İsrail-Arap Savaşı: Yom-Kippur Muharebesi

Suriye ve Mısır önderliğinde Arap Devletleri 1973 yılının 6 Ekim’ine denk gelen Ramazan ayının onuncu gününde,...

Vaat Edilmiş Topraklar Efsanesi ve Siyonizm

Vaat Edilmiş Topraklar Efsanesi ve Siyonizm

Vaat Edilmiş Topraklar (Arz-ı Mev’ud), Tanrı'nın Hz. İbrahim'e ve onun soyundan gelenlere verdiğine inanılan...

Naziler ve Siyonist Ortakları

Naziler ve Siyonist Ortakları

Hitler'e karşı savaş başladığında neredeyse tüm Yahudi örgütleri müttefiklerle güçlerini...

İsrail’i Kuran Terörist Örgütler: Haganah, Irgun ve Lehi

İsrail’i Kuran Terörist Örgütler: Haganah, Irgun ve Lehi

Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren İsrail'in kuruluş süreci de katliamlarla doludur. İsrail'in...

Protestanlık Uğruna Bir Savaş: 30 Yıl Savaşı

Protestanlık Uğruna Bir Savaş: 30 Yıl Savaşı

30 yıl savaşları 1618-1648 yılları arasında Almanya merkezli gerçekleşen ama bütün Avrupa’yı içine...

Üç Kralın Savaşı: Vadisseyl Muharebesi

Üç Kralın Savaşı: Vadisseyl Muharebesi

1578 yılında Portekiz Kralı, Muhammed El Mütevekkil’e destek vermek amacıyla ordusuyla Fas’a çıkarma...

Şekerin Acı Tarihi

Şekerin Acı Tarihi

Günümüzde neredeyse her alanda kullandığımız bir ürün olan şeker, Hindistan'dan başlayarak...

ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER