Dünyada İkinci Dünya Savaşı’nın son dönemleri yaşanırken Yunanistan, İran ve Türkiye’de bir Sovyet sorunu baş göstermiştir. Truman Doktrini, dönemin Amerika Birleşik Devletleri (ABD) başkanının bu komünist tehdide karşı bahsi geçen ülkelere ve Avrupa ülkelerine ekonomik yardımını ifade etmektedir.
1925’te Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) ve Türkiye arasında “Dostluk ve Tarafsızlık Anlaşması” imzalanmıştı. Bu anlaşmaya göre taraf devletler, üçüncü bir devlet tarafından gelebilecek bir saldırıyı desteklemeyecek, tarafsız kalacak ve taraf devletin aleyhinde bir anlaşma ya da ittifakta bulunmayacağına dair birbirlerine söz vermişlerdi. Bu anlaşma, 7 Kasım 1935’te yapılan protokolle on yıl daha uzatılmıştı. Sovyetler Birliği, İkinci Dünya Savaşı esnasında boğazların kullanımı ve üs talebi nedeniyle Eylül- Ekim 1939 tarihinde Türkiye ile Moskova’da birtakım görüşmeler yapmıştır. Bu görüşmelerde SSCB’nin boğazlar üzerinde olan hak talebiyle birlikte Türkiye, batı eksenine kaymış ve 19 Ekim 1939’da Fransa, İngiltere ve Türkiye arasında bir “Üçlü İttifak - Karşılıklı Yardım Anlaşması” imzalanmıştır. Bu anlaşmaya göre taraf ülkelerden birine bir saldırı olduğu takdirde diğer taraf ülkeler yardım edecektir. Bu anlaşma, 1935’te on sene daha uzatılan ve SSCB ile imzalanan anlaşmayla çelişen bir anlaşmaydı. Bundan ötürü Türkiye, Üçlü İttifak anlaşmasına “SSCB’yle silahlı bir uyuşmazlığa sürüklenmesine neden olacak ya da böyle bir sonucu verecek bir eyleme zorlamayacağına” ilişkin bir protokol koyulmasını sağlamış olmasına rağmen SSCB, Türkiye’yi batının yanında olmak ve böylelikle boğazların batıya açık olacağı gerekçesiyle emperyalist ülkelerle işbirliği yapmakla suçlamıştır.
7 Haziran 1945’te SSCB ve Türkiye arasında Dışişleri Bakanlığı seviyesinde boğazların kullanımı ve doğuda sınır düzenlemesi konuları görüşülmüştür. Bu görüşmede SSCB’nin Kars ve Ardahan’ı topraklarına katma niyeti açıkça ifade edilmiştir. Türkiye bu fikre olumlu yaklaşmamış ve bu durumu ABD ve İngiltere’ye bildirmiştir. ABD ve İngiltere bu süreçte Türkiye’yi desteklememiş, SSCB ve Türkiye’nin bu işi kendi arasında halletmesi gerektiğini bildirmişlerdir.
SSCB, 7 Ağustos 1946’da boğazların kullanımı ve Montrö Anlaşması ile ilgili ABD, İngiltere ve Türkiye’ye birer nota vermiş ve Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin boğazı serbestçe kullanması, kıyısı olmayan ülkelerin savaş gemilerine ise özel durumlar dışında Karadeniz’in kapatılması gerektiğini bildirmişler ve bu yönde bir düzenleme yapılması taleplerini iletmişlerdir. Türkiye bu durumu onaylamamış ve kabul etmemiştir. SSCB 24 Eylül 1946’da tekrar ikinci bir nota vermiş ve Türkiye bunu da onaylamamıştır.
21 Şubat 1947’de İngiltere, savaş nedeniyle Yunanistan ve Türkiye’ye artık yardım edemeyeceğini ABD Başkanı Truman’a bildirmiş, komünizm tehdidine karşı yardım ettiği bu iki ülkeye olan yardımlarını kesmiştir. ABD Kongresi’nde bu durum ifade edilmiş ve Türkiye ile Yunanistan’a komünizm tehlikesine karşı yardım edilmesi gerekliliği görüşülmüş ve Kongre ikna edilmiştir. Bununla birlikte 22 Mayıs 1947’de dış politikada değişikliğe gidilmiş 75 numaralı genel yasa kabul edilmiştir. Bu ülkelere yardım etme fikri bir doktrin haline getirilmiş ve bu dönemlerde Sovyetler, “Allahsızlık, Allah’a inanmayanlar” ile bağdaştırılmıştır. 75. yasa içerisinde, yardımı kendilerinin teklif etmediği, bizatihi Türkiye’nin ABD’den yardım istediğini ve ABD’yi davet ettiği yazmaktadır.
ABD, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) eğitim ve silahların modernizasyonu ile ilgilenmiştir. ABD’nin yardımlarıyla gelenlerin bir kısmı da askeri jet uçaklardır. Gelen jet uçaklarla birlikte jet üsleri kurulmuştur. ABD, Türkiye’deki eğitimde belli aşamaya gelmiş Türk askerlerini ABD’de de eğitimlere dâhil etmiştir. Modern silahlar ve uçaklar dâhil atıl durumda olan askeri teçhizat da Türkiye’ye Truman Doktrini çerçevesinde getirilmiştir. Gelen bu teçhizatın bakımı ve onarımı için gerekli teçhizatın her yıl ABD’den temin edilecek oluşu da ABD’ye bağımlılık olarak yorumlanmıştır. Türkiye’ye gelen modern ve atıl teçhizat için döneminde yapılan eleştirilerden biri de bu yardımların ve bunun ileri süreçlerinden biri olan bakım onarım gibi işlemlerin ABD’de yapılacak oluşunun, ülke içerisinde savunma sanayii çalışmalarını arka plana attığı olmuştur. Yine ABD’nin TSK’da verdiği eğitimlerle ilerleyen süreçlerde ülke üzerinde ABD nüfuzunun güçleneceğini ifade edilmiştir. ABD bu süre zarfında yardım için kullanılan parayı ve paraya karşılık gelen teçhizat ve uçakların kullanım şekilleri ve niçin kullanıldıkları dâhil birçok hususu denetlemiştir. Bu denetlemeler bahsi geçen genel yasa 75. maddede de yer almaktadır.
1974 Kıbrıs Barış Harekâtı zamanında çıkan gerginliklerden biri de ABD Başkanı Johnson’ın İsmet İnönü’ye ithafen yazdığı mektuptur. Mektupta Truman yardımıyla ülkeye giren silahlar, askeri teçhizat ve uçakların harekâtta kullanılamayacağı dâhil birçok noktada uyarılarda bulunulmuştur. Mektup sahip olduğu üslubu nedeniyle kamuoyunda da etkiye sahip olmuş, ülke içinde zamanla oluşan ABD yanlısı algıyı tersine çevirmiştir. Türkiye, harekât sırasında bahsi geçen silahları ve uçakları ABD’nin isteği dışında kullanmış ve bu ilerleyen süreçte ABD’nin Türkiye’ye ambargo uygulamasına neden olmuştur.
Sovyet lideri Kruşçev, 28 Haziran 1957’deki Sovyet Komünist Partisi Merkez Komitesi toplantısında döneminde Türkiye’ye karşı alınan tavrı şu şekilde ifade etmiştir: “Hatırlayın [Stalin dönemi politikalar] ne tür üzücü sonuçlara yol açtı, komşularımız olan Türkiye ve İran’la dostane ilişkilerimizi bozdu. Türkiye’ye yönelik yanlış politikamızla Amerikan emperyalizmine yardım ettik. Türkler Voroşilov’u kardeş gibi karşılarlardı, onun adını bir meydana vermişlerdi. Fakat İkinci Dünya Savaşı sona erdiğinde Türkiye’ye dostluk antlaşmasını yırttığımızı söyleyen bir nota verdik. Neden? Çünkü sizler [Türkler] Çanakkale Boğazı’nı vermiyorsunuz. Dinleyin, yalnızca bir sarhoş böyle bir şey yazabilir. Her şeyin ötesinde hiçbir ülke Çanakkale Boğazı’nı gönüllü olarak vermez... Kısa görüşlü politikalarımızla Türkiye ve İran’ı ABD, İngiltere ve Bağdat Paktı’nın kucağına ittik.”
Dönemin koşulları ve getirileri nedeniyle Truman yardımı her ne kadar bir yardım gibi görünse de ülkenin savunma sanayi yolunu sekteye uğratmış, askeri ve savunma sanayi noktasında ülkeyi ABD’ye bağımlı bir hale getirmiştir.
Akkor, Mahmut, “II. Dünya Savaşı’nın Sonu Ve Truman Doktrini’nin Ortaya Çıkışı”, Vakanüvis - Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi, 2 (2), 1-17, 2017.
Ataç, Kaan Kutlu, “70. Yılında Truman Doktrini: Türkiye ve Soğuk Savaş”, Ortadoğu Etütleri 8 (1), 102-135, 2016.
Ertem, Barış, “Türkiye-ABD İlişkilerinde Truman Doktrini ve Marshall Planı”, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 12 (21), 377-397, 2009.
Halaçlı, Cengizhan, “Amerikan Basınının Gözünden İnönü Dönemi Türk Dış Politikasına Yön Veren Bir İlke: Truman Doktrini”, Tarih Ve Günce, 13, 333-354, 2023.
Kalyon, Levent, “Truman Doktrini Üzerine Bir Analiz”, Güvenlik Stratejileri Dergisi, 6 (11), 7-26, 2010.
Korkmaz, Erdal, “Truman Doktrini Ve Marshall Planı’nın Türk Askeri Havacılığı Boyutuyla Değerlendirilmesi”, BENGİ Dünya Yörük-Türkmen Araştırmaları Dergisi, 1, 1-22, 2023.
Korkmazcan, N. Selcen, “Truman Doktrini ve Türk Siyasal Hayatına Etkileri”, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih (Türkiye Cumhuriyeti Tarihi) Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2005.
Malkoç, Eminalp, “Türk Basınında Truman Doktrini ve Türkiye’ye Amerikan Yardımları (1947-1950)”, Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları, 9, 89-127, 2012.
Tosun, Ulvi Ufuk, “Truman Doktrini’nin İlanı Ve Türkiye’deki Etkileri”, MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi, 11 (4), 1705-1715, 2022.
Çoğu zaman kendisine atfedilen kutsallıkla birlikte anılan öğretmenlik mesleğinin de bir tarihsel süreci...
Sicarii olarak tanımlanan grup adını suikast faaliyetlerinde kullanılan hançerden almaktadır. Kısa ve kıvrımlı olan...
Amerikan İç Savaşı, ekonomileri tarıma dayalı olan ve köleleri iş gücü olarak kullanan Güney...
Suriye ve Mısır önderliğinde Arap Devletleri 1973 yılının 6 Ekim’ine denk gelen Ramazan ayının onuncu gününde,...
Vaat Edilmiş Topraklar (Arz-ı Mev’ud), Tanrı'nın Hz. İbrahim'e ve onun soyundan gelenlere verdiğine inanılan...
Hitler'e karşı savaş başladığında neredeyse tüm Yahudi örgütleri müttefiklerle güçlerini...
Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren İsrail'in kuruluş süreci de katliamlarla doludur. İsrail'in...
30 yıl savaşları 1618-1648 yılları arasında Almanya merkezli gerçekleşen ama bütün Avrupa’yı içine...
1578 yılında Portekiz Kralı, Muhammed El Mütevekkil’e destek vermek amacıyla ordusuyla Fas’a çıkarma...
Günümüzde neredeyse her alanda kullandığımız bir ürün olan şeker, Hindistan'dan başlayarak...