Sosyal değişim, toplumsal yapıların bir bölümünün veya tümünün bir süreç içerisinde eski hallerinden farklılaşmasıdır. Bu değişimler kurumsal, yapısal, kültürel ve davranışsal anlamda meydana gelebilir. Modernleşmemiş toplumlarda değişim hızı yavaşken, modern ve sanayileşmiş toplumlar hızlı bir değişim gösterir. Sosyal değişimlerin meydana gelmesinin birçok nedeni olabilir. İlerleyen bilimle beraber bilgi birikimi ve deneyim farkları yahut savaş ve büyük afetler gibi insanları derinden etkileyen olaylar sosyal değişimi tetikleyebilir.
Sosyal değişme, Sosyoloji biliminin ortaya çıkmasında büyük rol sahibidir. Fransız İhtilali ve Sanayi Devrimi’nden sonra modern ve endüstriyel toplumların oluşmasıyla kurucu sosyologlar geleneksel toplumdan modern topluma geçiş sırasında yaşanan büyük değişimleri incelemişlerdir. Marx, Durkheim, Weber gibi sosyologlar bu konuda farklı görüşler ortaya attılar.
Yapısal İşlevci Kuram
Bu kuramı kabul eden sosyologlar, sosyal değişimin aşağıdan yukarıya doğru sürekli dikey gelişme gösterdiğini kabul ederler. Doğrusal çizgide bir değişimin var olduğunu kabul eden Comte; toplumun sırasıyla teolojik, metafizik ve pozitif aşamalardan geçerek değiştiğini ileri sürer. Spencer ise evrimsel dönüşümle toplumsal değişimi birbirine benzetir. Ona göre kurumlar çevrelerine uyum sağlamak adına belirli yapısal değişimler göstererek evrilirler ve bu evrilme barbarlıktan medeniliğe, savaşçılıktan barışçılığa doğru olur.
Çatışmacı Kuram
Marx’ın ortaya attığı teoridir. Bu kurama göre toplumsal sınıflar arasındaki çatışma sosyal değişime neden olur. Sosyo-ekonomik farklar dolayısıyla sınıflara ayrılmış toplumun tabakaları çatışırlar. Böylece bir gelişim meydana gelir. Aslında sınıfların çatışarak ulaşmaya çalıştığı şey ekonomik güçtür.
Modernite; gelenekselliğin zıttını, yeniliği, ilerlemeyi ve toplumsal düzende meydana gelen değişimi ifade eder. Bu kavram, 18. yüzyılda Aydınlanma Dönemi’nin başlamasıyla birlikte önem kazanmıştır. Bunun yanı sıra kapitalizm düşüncesi, Rönesans, Reform ve coğrafi keşifler modernitenin doğuşunda önemli rollere sahiptirler. Modernitenin, fikri anlamda belirli kurallar çerçevesinde açıklanması ise modernizm olarak adlandırılmaktadır.
Modernleşme kavramı; bireyselleşme, küreselleşme, sekülerleşme, endüstrileşme, kültürel farklılaşma, kentleşme, bürokratikleşme ve rasyonelleşme süreçlerini anlatan toplumsal yaşam ve örgütlenme biçimlerine işaret eder. Bir başka deyişle modernleşme, saydığımız bütün unsurların hayata geçtiği süreci ifade ederken modernizm ise ideolojik bir kurumu karşılar.
Çoklu modernlik teorisini kabul eden düşünürlere göre her ülke, millet ve kültür tarihsel süreç içerisinde kendine özgü bir modernite geliştirebilir. Batı modernleşmesi dünyadaki tek modernite örneği olamaz. Modernlik tüm kültürleri bir noktada birleştirip tek bir medeniyet oluşturmayı amaçlıyor ise modernitenin tekliğinden bahsedebiliriz. 1960’lara kadar kabul gören teori de bu yöndedir. Söz konusu tek modernleşme, batıcılık olarak da tanımlanmıştır.
Farklı coğrafyalardaki modern toplum örneklerine baktığımız zaman modernleşme süreçlerinin aynı şekilde gerçekleşmediği gözümüze çarpar. Japon modernleşmesi, batı tarzı modernleşmenin dışında niteliklere sahiptir. Bunun en büyük sebebi modernitenin evrenselleşmeyi bir amaç olarak görmemesidir.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta ise modernitenin Batı’da meydana gelmesidir. Diğer modernitelerin Batı’dan etkilendiği doğrudur ama tamamen Batı taklitçiliğiyle oluştuğunu söylemek yanlış olur.
Ardıç, Nurullah. (2008). Türk Sekülerleşmesi İncelemelerinde Paradigma Değişimine Doğru. Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, 6(11), 61-92.
Kurt, Abdurrahman. (2018). Din Sosyolojisi. Ankara: Sentez Yayıncılık, 2011.
Toplum düzeyinde “şey”lere yani yaşam döngüsünde karşımıza çıkan nesnelere anlam...
Bireylerin bir araya gelerek oluşturduğu aktif yapı toplum olarak tanımlanır. Bu sosyal yapı birtakım dinamikler ile bir...
Maruni cemaatinin kurucusu Aziz Marun’dur. 4. yüzyılın ortalarında Suriye'de doğan Marun, davet çalışmalarıyla...
D'Hondt sistemi, seçimlerde kullanılan seçim yöntemlerinden biridir. Bu sistem, birçok ülkede,...
Etrüskler, M.Ö. 9. yüzyılda Tiren Denizi'nin kuzeyindeki Etruria bölgesinde, bugünkü...
Kültür endüstrisi, sanat, edebiyat, film, müzik, yayıncılık, tiyatro gibi alanlarda üretilen ve...
Frankfurt Okulu'nun kökenleri, 1923 yılında Frankfurt Üniversitesi'nde Max Horkheimer önderliğinde...
Herkesin tuttuğu bir takım, desteklediği bir ideolojik grup veya benzeri bir oluşum vardır. Peki kendinizi bu oluşumlarla...
Birey davranışları uzunca zamandır çözmeye ya da anlamlandırmaya çalıştığımız bir olgudur. Toplumu doğru...
Kişinin çevresine statüsünü göstermek veya satın aldıklarıyla itibar kazanmak amacıyla yaptığı...