Konya Bilim Merkezi İlimge

Tarihe Dikilen Anıt: Balballar

 Umutcan Uzuntaş
 6 dk  674

Tarihin başlangıcından bu yana varlığını sürdürmüş ve geniş coğrafyalara yayılmış olan kadim uluslardan biri olan Türkler, geçtikleri bölgelerde arkalarında birtakım izler bırakmışlardır. Bunlar yazıt, piramit, damgalı taş tablet, kurgan ve daha birçok farklı şekilde karşımıza çıkar. Aralarında en dikkat çekici olan ise “Balbal” adı verilen taştan heykellerdir ve birçok konuda fikir verdikleri gibi sanat tarihi açısından da önemlidirler. Balbal, saymalı taş, dikilitaş, taş baba-nene gibi farklı adlarla bilinirler. Sayısı tam bilinmemekle beraber on binleri bulduğu tahmin edilmektedir. Ne amaçla, kim için ve kimler tarafından dikildikleri ise gizemini koruyan tartışmalı konulardandır.

Tarihte taşın kullanımı uygarlık diyebileceğimiz bir oluşumun olmadığı çok eski zamanlara kadar gitmektedir. Kullanışlı ve sağlam olmaları dolayısıyla taştan gereçlerin yaşamın hemen her alanında kullanıldığı düşünülmektedir. Örneğin değirmen taşı uygarlık tarihinde büyük bir yere sahiptir. Günlük kullanımın yanı sıra edebi yazıtlar, mezar taşları ve kitabeler olarak da karşımıza çıkmaktadırlar. Bunun en güzel örnekleri Orhun ve Yenisey yazıtlarıdır. Bu noktada balbalların tam olarak ne amaçla yapıldığı tartışma konusu olmuştur. Mezar taşı olarak mı yoksa sanatsal anıtlar olarak mı yapıldıklarına karar verilememiştir. Yapılan ilk keşiflerde bu heykellerin veya arkaik Türkçe kullanımıyla bedizlerin, ölen bir kişi, muhtemelen bir han için dikilmiş olduğu düşünülmüştür. Ancak bazı yazılı kaynaklara göre hanlar öldürdükleri düşmanları için de balbal diktirebiliyorlardı. Bu duruma anlam verebilmek için kurgan denilen mezar yapılarından yola çıkmak gereklidir.


Türkler bilinen en eski inanç ve öğretilerinde dahi ölümden sonra yaşam olduğu düşüncesini benimsemişlerdir. Bundan dolayı kurgan adı verilen tepe veya piramit şeklinde mezarlar inşa etmişler. Ölen kişi tekrar dirileceği için de giysileri, değerli eşyaları, pusatı (silahı) ve hatta atıyla birlikte gömülmüştür. Bu kültür uzun yıllar farklı coğrafyalarda devam ettirilmiştir. Kuzey Karadeniz kıyılarından Doğu Türkistan’a, Orta Asya’dan Anadolu’ya benzer yapılar görülmektedir. Zaman içinde bark, kümbet, türbe gibi farklı şekil ve adlar almıştır. Balballara veya benzeri dikilitaşlara bu tip gömütlerin çevresinde sıklıkla rastlanılmaktadır. Elbette zaman içinde değişime uğrayarak düz uzun taşlar, işlemeli saymalı taşlar veya Osmanlı dönemi mezarlarında gördüğümüz başlıklı taşlar gibi farklı şekiller almıştır. Ancak balballar yalnızca mezar taşları değildir. Kimi balbalların altında kurganlar bulunmasına karşın bazılarının altından hiçbir şey çıkmamıştır. Buradan bazılarının bir kahramanı ya da yiğit bir kağanı anmak için dikilen dikitler olduğu sonucu çıkar.


Düşmanlar için yapılan balballar başka bir gelenekten dolayıdır. Seyahatnameler ve Çin kaynakları, Türk kağanlarının mezarları içine veya üstüne düşmanları için balballar yaptırdığını anlatmaktadır. Bunun sebebi ölümden sonraki yaşamda o kişinin, kağana hizmet edeceği yönündeki inançtı. Bu gelenek farklı şekillerde karşımıza çıkar. Bir şeklinde balballar, küçük boyutlarda ağaç malzemeden yapılır ve han kurganına atılırdı. Diğer şekliyse bildiğimiz taş dikitlerdir. Zaman içinde bu iki uygulama arasında geçiş yaşanmış olabilir. Bir düşünceye göre balbalın oyulma biçimi onu han anıtı mı yoksa düşman veya farklı bir kimse için mi yapıldığını ortaya koymaktadır. Bunun için de balbalın detaylarına bakmak gerekir.

Balballar her ne kadar çeşitliliğe sahip olsalar da belli ortak özellikleri barındırmaktadır. Kadın ve erkek formlarında olabilirler ve bu dağılımın yaklaşık yarı yarıya olduğu söylenir. Türklerin kültürel özelliklerini barındırırlar, erkeklerde tipik bıyık ve uzun saç veya örgüler ile kadınlarda vücut hatları, başlık ve yüz tipi öne çıkmaktadır. Hemen hepsinde ortak olarak geleneksel giyim, kaftan, kadeh ve küçük kılıç veya kama benzeri bıçak bulunur. Kimisinde Türk kültüründe önemli görülen veya kutsal değer taşıyan damga, işleme ve hayvan motifleri gibi detaylara rastlanır. Kağan balbalları irice, detaylı ve belli duruşlar sergileyen yapıda olurlar. Bunlar oturur, çömelir veya bağdaş kurar şekilde olabilir ancak sayıca azdırlar, geneli dik yapıda ve belden altı gömülü şekildedir. Kimi balballarda kılıç bulunmaz, iki elle çanak ya da tas tutan ve öne eğik şekilde görülebilir. Bu da onların hizmet edeceği düşünülerek yapılmış düşman tasviri olabileceği izlenimini verir. Çünkü Orhun Yazıtlarında kağanın düşmana galip geldiğini ve onun balbalını diktiğinden söz edilir.


Ek olarak kağan çerileri ve akrabaları için de balbal dikilebildiği görülmektedir. Örneğin Bilge Kağan kurganı üzerinde, kardeşi ve yazıtlarda batur yani savaşçı yiğit olarak anlatılan Kül Tigin’in kurganı üzerindekinden daha fazla balbal olması dikkat çekmektedir. Hâlbuki daha fazla düşmanla çarpışmış ve çok sayıda kişiyi kılıçtan geçirmiş Kül Tigin için daha fazla balbal olması beklenir. Ancak anlaşılıyor ki her balbal için farklı amaçlar güdülmüştür. Bu bir mezar taşı, bir kahraman anıtı veya mistik inançlar ile yapılmış bir dikit olabilir. Her şekilde varlıklarını, kültürlerini ve dahasını ardıllarına aktarıcı birer sanat eserleridir.

Sonuç olarak Çin Seddi’nden Avrupa’ya, Sibirya’dan Anadolu topraklarına ve birçok coğrafyaya yayılmış balballar, adeta Türklerin ayak bastığı alanların sınır noktalarıdır. Kimisi ataların anılması ve gelecek nesillere örnek olması gibi kutlu bir amaçla dikilmiştir. Kimisi de yaşadıkları olaylara verdikleri tepkiye yönelik dikilmiş olabileceğinden tarihe ışık tutmaktadır. Hun dönemindeki eserler, toprak altından çıkan ve kabaca olanlardı. Göktürk döneminden olan detaylı ve toprak üstü eserler, yüzyıllar içinde ilerleyerek devam etmiş bir gelişimin başlangıcıdır. Bu da sanat tarihi için taşıdığı önemi ortaya koymaktadır.

#Türkler #Yazıtlar #Balbal #Kurgan
0
1
0
Kaynakça

Ağasıoğlu, Firudin, “Daşbaba Türkün Daş Yaddaşı”, Bakı, 2013.

Altınkaynak, Erdoğan, “Ukrayna’daki Kıpçak Balballarında Eşya ve Motifler”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 1(3), 2008, 72-82.

Karageçi, Murat & Özgül, Oktay, “Kromlekli Yapılara Kars’tan Bir Örnek: Baykara Mezarlığı”, Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 24, 2019, 669-684.

Orkun, Hüseyin Namık, “Eski Türk Yazıtları”, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 1994.

Sağıroğlu Arslan, Aslı. “Taşlar Konuşur: Türk Mezar Taşlarının Biçim Dili,” Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, 6(3), 2017, 1923-1937.

Şahin, Sait, “Türk Tarihi Açısından Altay-Tanrı Dağlarında Yer Alan Balbal-Mezar Anıtların Önemi ve Özelliklerinin Araştırılması,” Journal of Universal History Studies, 3(2), 2020, 275-292.

Yılmaz, Anıl, “Baba mı, Balbal mı Yoksa Bediz mi?” Modern Türklük Araştırmaları Dergisi, 2(4), 2005, 206-214.

BENZER MAKALE
Öğretmen Değil Rehber

Öğretmen Değil Rehber

Çoğu zaman kendisine atfedilen kutsallıkla birlikte anılan öğretmenlik mesleğinin de bir tarihsel süreci...

Pelerinin Altındaki Hançer: Sicarii Suikast Örgütü

Pelerinin Altındaki Hançer: Sicarii Suikast Örgütü

Sicarii olarak tanımlanan grup adını suikast faaliyetlerinde kullanılan hançerden almaktadır. Kısa ve kıvrımlı olan...

Birlik ve Konfederasyon Mücadelesi: Amerika iç Savaşı

Birlik ve Konfederasyon Mücadelesi: Amerika iç Savaşı

Amerikan İç Savaşı, ekonomileri tarıma dayalı olan ve köleleri iş gücü olarak kullanan Güney...

Son İsrail-Arap Savaşı: Yom-Kippur Muharebesi

Son İsrail-Arap Savaşı: Yom-Kippur Muharebesi

Suriye ve Mısır önderliğinde Arap Devletleri 1973 yılının 6 Ekim’ine denk gelen Ramazan ayının onuncu gününde,...

Vaat Edilmiş Topraklar Efsanesi ve Siyonizm

Vaat Edilmiş Topraklar Efsanesi ve Siyonizm

Vaat Edilmiş Topraklar (Arz-ı Mev’ud), Tanrı'nın Hz. İbrahim'e ve onun soyundan gelenlere verdiğine inanılan...

Naziler ve Siyonist Ortakları

Naziler ve Siyonist Ortakları

Hitler'e karşı savaş başladığında neredeyse tüm Yahudi örgütleri müttefiklerle güçlerini...

İsrail’i Kuran Terörist Örgütler: Haganah, Irgun ve Lehi

İsrail’i Kuran Terörist Örgütler: Haganah, Irgun ve Lehi

Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren İsrail'in kuruluş süreci de katliamlarla doludur. İsrail'in...

Protestanlık Uğruna Bir Savaş: 30 Yıl Savaşı

Protestanlık Uğruna Bir Savaş: 30 Yıl Savaşı

30 yıl savaşları 1618-1648 yılları arasında Almanya merkezli gerçekleşen ama bütün Avrupa’yı içine...

Üç Kralın Savaşı: Vadisseyl Muharebesi

Üç Kralın Savaşı: Vadisseyl Muharebesi

1578 yılında Portekiz Kralı, Muhammed El Mütevekkil’e destek vermek amacıyla ordusuyla Fas’a çıkarma...

Şekerin Acı Tarihi

Şekerin Acı Tarihi

Günümüzde neredeyse her alanda kullandığımız bir ürün olan şeker, Hindistan'dan başlayarak...

ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER