Sonuççuluk, ahlakın tamamen doğru türden genel sonuçlar üretmekle ilgili olduğumu savunur. Burada bir eylemin “genel sonuçları” ifadesi, eylemin kendisi de dâhil olmak üzere eylemin meydana getirdiği her şey anlamına gelir. Örneğin, ahlakın tüm amacının, (a) mutluluğu yaymak ve acıyı hafifletmek veya (b) dünyada mümkün olduğu kadar çok özgürlük yaratmak veya (c) türümüzün hayatta kalmasını teşvik etmek olduğunu düşünüyorsanız, o zaman sonuççuluğu kabul ediyorsunuz demektir. Her ne kadar bu üç görüş hangi tür sonuçların önemli olduğu konusunda anlaşamasa da önemli olanın yalnızca sonuçlar olduğu konusunda hemfikirdirler. Dolayısıyla sonuççuluğun doğru olduğu konusunda hemfikirler. John Stuart Mill ve Jeremy Bentham’ın faydacılığı, sonuççuluğun iyi bilinen bir örneğidir. Buna karşılık, John Locke ve Immanuel Kant’ın deontolojik teorileri sonuççu değildir.
Sonuççuluk ahlak felsefesinin tartışmalı bir kavramıdır. Sonuççu olmayan çeşitli görüşler ahlakın sonuçları ne olursa olsun kişinin görevini yapması, haklara saygı duyması, doğaya itaat etmesi, Tanrı’ya itaat etmesi, kendi vicdanına uygun hareket etmesi, kendi potansiyelini gerçekleştirmesi, makul olması, tüm insanlara saygı duyması veya başkalarına müdahale etmemesi ile ilgili olduğu yönündedir.
Sonuççuluğun kesin bir teori olarak en iyi şekilde nasıl formüle edilebileceği konusunda anlaşmazlıklar vardır ve dolayısıyla sonuççuluğun çeşitli versiyonları bulunmaktadır. Birçoğunun dile yerleşmiş standart adları yoktur.
Sonuççuluğun belki de en standart kesin versiyonu Basit Sonuççuluk’tur. Basit Sonuççuluk, bir kişinin herhangi bir anda yapabileceği birçok şey arasında ahlaki açıdan doğru olan eylemin, genel olarak en iyi sonuçlara sahip olan olduğunu öngörür. Birkaç eylem arasında tek bir en iyi eylem yoksa o zaman elbette bu çeşitli eylemlerden herhangi biri doğru olacaktır.
Sonuççuluğun diğer versiyonları, ahlakın tamamen doğru türden genel sonuçlar üretmekle ilgili olduğu yönündeki genel fikre sadık kaldığı sürece bu teoride küçük değişiklikler yapılarak oluşturulmaktadır.
Sonuççuluğun kendisi ne tür sonuçların iyi olduğunu söylemez. Dolayısıyla insanlar ne tür bir sonucun iyi ya da kötü olduğu konusunda anlaşamasalar da sonuççuluk konusunda anlaşabilirler. Bir örnek üzerinden açıklamak gerekirse; hız sınırlarını belirlemekten sorumluysanız, kötü bir sonucun ölüm olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Buradan “ne kadar az ölüm olursa o kadar iyi sonucu” çıkarabilirsiniz. Ancak “kazalarda ölen insanların hepsi eninde sonunda ölecekti; dolayısıyla ölümcül bir kaza, normalde olacağından daha fazla ölüm olacağı anlamına gelmez” şeklinde de düşünebilirsiniz. O halde belki de iyi sonuç olarak sayılan şey, eylemin dünyaya eklediği veya çıkardığı yaşam miktarıdır. Erken ölüm daha az yaşam anlamına geldiğinden bu ölümcül kazaların neden kötü olduğunu açıklayabilir. Ancak iyi sonucun tek türü yaşamın niceliği olsaydı o zaman uzun ve mutlu bir yaşam, uzun ve mutsuz bir yaşamdan daha iyi olmazdı.
Sonuççular arasındaki en geleneksel görüş, kendi içinde iyi olan tek sonuç türünün mutluluk olduğudur. Yine bir örnek üzerinden açıklamak gerekirse; diyelim ki ortalama olarak Ali kadar mutlusunuz ama iki kat daha uzun yaşıyorsunuz. O zaman Ali’nin yaşadığının iki katı kadar mutluluğa sahip olacaksınız. Yani ikinizin yaşadığı toplam mutluluk Ali’nin yaşadığı mutluluğun üç katıdır. Ya da diyelim ki ortalama olarak Ali’nin iki katı kadar mutlusunuz ve eşit derecede uzun yaşıyorsunuz. Burada da siz Ali’nin yaşadığının iki katı kadar mutluluğa sahip oluyorsunuz, dolayısıyla sahip olduğunuz toplam mutluluk Ali’nin sahip olduğu mutluluğun üç katı oluyor. Veya bunun yerine mutsuz olduğunuzu varsayalım; ortalama olarak Ali’nin mutlu olduğu kadar mutsuzsunuz ve aynı yaşam süresine sahipsiniz. Mutsuzluğu mutluluğun olumsuzu olarak düşünebiliriz, dolayısıyla bu üçüncü durumda ikinizin sahip olduğu toplam mutluluk sıfırdır.
Şimdi, bir eylemin sonuçlarının iyiliğini bulmak için o sonuçlardaki toplam mutluluk miktarını almanız yeterlidir. Ne kadar çok mutluluk varsa o kadar iyidir. Önemli olan toplam miktarsa mutluluğun size mi, arkadaşınıza mı yoksa bir yabancıya mı, hatta bir köpeğe mi ait olduğunun bir önemi yoktur. Ve mutluluğun bugün mü yoksa gelecek yıl mı olacağı da önemli değildir.
Birinci Durum | Ali | Siz | Toplam Mutluluk |
Mutluluk Durumu | Mutlu | Mutlu | |
Yaşam Süresi | 40 | 80 | |
Mutluluk Sonucu | 1 | 2 | 3 |
İkinci Durum | Ali | Siz | Toplam Mutluluk |
Mutluluk Durumu | Mutlu | Mutlu | |
Yaşam Süresi | 80 | 80 | |
Mutluluk Sonucu | 1 | 2 | 3 |
Üçüncü Durum | Ali | Siz | Toplam Mutluluk |
Mutluluk Durumu | Mutlu | Mutsuz | |
Yaşam Süresi | 80 | 80 | |
Mutluluk Sonucu | 1 | -1 | 0 |
İyinin mutluluk olduğu şeklindeki yukarıdaki görüşü ele alırsak ve bunu Basit Sonuççuluk’a bağlarsak doğru eylemin, mevcut alternatif eylemlerden herhangi birinin neden olabileceğinden daha fazla ve en fazla mutluluğa neden olan eylem olduğu görüşünü elde ederiz. Örneğimizdeki üç alternatif durumdan birinci ve ikinci olanlar tercih edilebilir iken üçüncü alternatif bize en kötü sonucu verir. Tablodaki birinci ve ikinci durumları incelediğinizde Ali’nin sizden daha kısa yaşıyor olması sonuç olarak kötü olmayabilir. Üçüncü durumda da aynı yaşam sürelerine sahip olmanız zorunlu olarak iyi sonuçları doğurmaz, hatta bu alternatiften en kötü sonuç bile çıkabilir.
Bu açıdan bakıldığında çok yüksek hız sınırı koymanın sorunu; erken ölümlere yol açması, bunun da yaşam miktarını ve dolayısıyla yaşanacak mutluluk miktarını azaltmasıdır. Ancak çok düşük bir hız sınırı belirlemenin sorunu, çok yavaş sürüşün zaman almasıdır. İnsanlar gidecekleri yere daha çabuk varabilirlerse, muhtemelen tasarruf ettikleri zamanı kendilerinin ya da başkalarının hayatlarına mutluluk katacak şeyler yapmak için kullanacaklardır. Sonuççuluk, hız sınırını doğru bir şekilde belirlemek için bu hususları doğru bir şekilde dengelemeniz gerektiğini öne sürer.
Cevizci, Ahmet, “Felsefe Sözlüğü”, Say Yayınları, 2021.
Haines, William, “Consequentalism”, Internet Encyclopedia of Philosophy, Erişim 02 Mart 2024, https://iep.utm.edu/consequentialism-utilitarianism
Stubbs, Anne, “The Pros and Cons of Consequentalism”, Philosophy, 56 (218), 497-516, 1981.
Evrenin nasıl ortaya çıktığı, evrende var olan şeylerin kökeninin ne olduğu sorusu insanlığın en eski ve temel...
Yol, kaos ve düzen Çin felsefesinin merkezinde yer alan üç önemli kavramdır. Yol, düşünce...
Karakteristik pos bıyığı, acı yaşantısı ve kafa karıştıran eserleriyle tanınan Friedrich W. Nietzsche, felsefenin büyük...
Zihin felsefesinde tartışılagelen en temel konulardan biri fizikalizm üzerinedir 1931 yılında Otto Neurath ve 1932’de...
Ockham'ın usturasının prensibi genellikle İngiliz teolog, mantıkçı ve bir Fransisken rahibi olan Ockhamlı William'a...
Müslüman filozof ve hukuk bilgini Ebu Hamid el-Gazzâli (1058-1111), Descartes'tan 500 yıl önce...
Türkçeye “hayvancılık” olarak çevirebileceğimiz animalizmin ayırt edici iddiası temel metafizik...
Yaklaşık 2500 yıl kadar önce Elealı filozof Zenon ortaya birtakım fikirler attı ve çılgınca sorular sordu. Zenon...
8. ve 15. yüzyıllar Hıristiyan Ortaçağ felsefesinde Skolastik dönem olarak bilinmektedir. Bu dönemde...
Orwell’in siyaset felsefesinde temel iki kavram; 1930’ların ortasından hayatının sonuna kadar savunduğu sosyalizm...