Kelime anlamı üç hükümdarlık, terim anlamı ise kamu idaresi veya sivil otoriteden sorumlu üç kişiden oluşan bir grup olan triumvirlik, üç ismin siyasi olarak güçlerini birleştirip bu gücü paylaştığı ve devleti yönettiği hükümet biçimidir. Terim Roma Cumhuriyeti’nin artık çökmeye başladığı bir dönemde toplamda iki defa ortaya çıkmış ve imparatorluğun zeminini hazırlamıştı.
İttifaklar tarihte her zaman önemli olmuştur. Tarihin hangi zamanına bakarsanız bakın ittifakların ana amacı ortak çıkar olmuştur. Antik Roma’da da durum farksızdı. Birbirlerine rakip ve düşman olsalar da üç güçlü adam ortak çıkarları etrafında birleşip farklılıklarını ve nefretlerini bir kenara bırakmış ve güçlerini birleştirip Roma’yı ve hatta seçimleri bir süre boyunca kontrol etmişlerdir. Elbette ki aralarındaki düşmanlık ve nefret bir yerde ortaya çıkacak ve sonuçta her ittifakta olduğu gibi bu yönetimlerde de bir güçlü çıkacaktı. Roma’da bu isimler ilk dönem Sezar, ikinci dönem ise Agustus olmuştur.
M.Ö. 71 yılında Spartacus adlı bir köle Capua adlı kentte bir isyan çıkardı ve İtalya ve çevresine öfkeyle saldırmaya başladı. Bunun üzerine senato tarafından isyanı bastırmak üzere gönderilen Crassus isyanı bastırdı ve Spartacus çarmıha gerildi. Zaferin Crassus’a ait olması gerekirken, zafere sahip çıkan Pompey oldu. Crassus bu durumu asla unutmadı ve sürekli kendine ait bir askeri zafer için çalıştı. M.Ö. 62’de Doğu Akdeniz’den zaferle dönen Pompey, dönüşünde ordusundaki gaziler için yurt ve yerleşim yeri istiyordu. İşsiz gazileri kimse istemeyeceğinden onları doğuya yerleştirmek istedi. Ancak bu fikir senato tarafından asla onaylanmayacak bir şeydi. Çetenin üçüncü ismi olan Sezar ise diğer iki isme nazaran daha az popüler ve zengindi. Hatta derin bir borç içindeydi. İspanya seferinden başarıyla dönen Sezar gücünü ve zenginliğini arttırmak istiyordu. Üç ismin de ittifak kurmak için geçerli sebepleri vardı. Sonuçta Antik Roma’nın ilk üçlü yönetimi, Julius Caesar, Pompey ve Crassus arasında gönülsüz ama üç tarafın da yüksek faydalar kazanacağı şekilde kuruldu.
Bu dönemde Roma ve Cumhuriyet sistemi oldukça zor durumdaydı. Sokaklarda şiddet ve kaos vardı. Pek çok kişi cumhuriyetin devamlılığına inanmıyordu. Bu ortamda Sezar, Pompey ve Crassus Roma’yı bu kaostan çıkarmak için güçlerini birleştirip M.Ö. 60’tan M.Ö. 53’e kadar Roma’yı birlikte yönetmişler, konsüllüğü ve askeri komutanlıkları ellerinde tutmuşlardır.
M.Ö. 53’ten sonra Crassus ve Pompey, Sezar’ın güçlenmesine engel olmak için önünü kestiler ve onu merkezden uzaklaştırarak Galya’ya vali olarak atanmasını sağladılar. Pompey ve Crassus, M.Ö. 55'te ortak konsül oldular. Sezar’ın Galya’da başarı sağlamaya başladığını duyan Pompey ve Crassus bundan endişelenmeye başladılar. Bunun üzerine Crassus Part İmparatorluğuna karşı sefere çıktı ancak bu seferde öldürüldü. Sezar’ın döneceği sırada bu durumdan korkan Pompey ise Mısır’a sığınsa da orada başı vuruldu. Galya’nın tamamını fethedip Roma’ya dönen Sezar ise kazandığı güçle ilk olarak 10 yıllığına daha sonra ömrü boyunca tüm yetkileri kendinde toplayıp diktatörlüğünü ilan etti. M.Ö. 44 yılında suikast sonucu hayatını kaybetti.
Roma tarihinde Roma Cumhuriyeti'nin sonunu belirleyen ve Roma İmparatorluğu'nun yükselişinin yolunu açan İkinci Üçlü Yönetim, siyasi bir ittifaktı. O dönem Roma’nın en etkili üç ismi Octavianus, Markus Antonius ve Marcus Aemilius Lepidus arasındaki güç paylaşımı düzenlemesi olan bu üçlü hükümdarlık, Jül Sezar'ın M.Ö. 44'te öldürülmesinin ardından kuruldu. Sezar’ın ölümünün ardından Roma’da bir otorite boşluğu ortaya çıkmıştı. Evlatlığı olan Octavianus henüz çok gençti ve kontrolü ele almak için hazır değildi. Diğer taraftan Sezar’ın en yakın müttefiki olan Markus Antonius’un gücünü pekiştirme çabaları senatoda muhalefetle karşılandı. Üçüncü isim olan Marcus Aemilius Lepidus ise diğer ikisine göre daha az etkili olmasına rağmen hatırı sayılı bir askeri güce sahipti. Bu karışık ortamda her ismin de belli güçleri vardı ama tamamen iktidara sahip olacak güçleri olmadığından siyasi bir ittifak kurarak Roma'yı istikrara kavuşturma ve kendi konumlarını güvence altına alma fırsatını gördü. M.Ö. 43 yılında senatoda onaylanan antlaşma, üçlü hükümdarlığa Roma Cumhuriyeti'nde benzeri görülmemiş bir hukuki statü kazandırdı. Bu şekilde birinci üçlü hükümdarlıktan farklı olarak ikinci üçlü yasal bir antlaşmayla kurulmuştur. Bu yasa ile üç isme Roma eyaletlerini kontrol etme, savaş açma, yabancı güçlerle pazarlık yapma, uygun gördükleri görevlileri atama ve Senato'nun onayı olmadan yasa çıkarma yetkileri verildi. Bu yetkiler klasik Roma denge denetim sisteminin tam tersiydi. Üçlü yönetimin ilk icraatı belirli kişileri vatan haini olarak tanımlayıp idam ettirmek ve mallarına el koymak oldu. Senatörler de dâhil olmak üzere birçok isim bu uygulamaların kurbanı oldu.
Üçlü yönetim Roma’yı bölgesel olarak üçe bölüp kendi aralarında paylaştılar. Antonius doğu eyaletlerinin kontrolünü ele geçirirken, Octavianus'a batı ve Lepidus'a Afrika eyaleti verildi. Bu paylaşım kendilerini daha da güçlendirdi ve aralarındaki dengeyi sağladı.
Sezar suikastinin ardından Brutus ve Cassius, büyük bir ordu toplayarak doğu eyaletlerine kaçmışlardı. Sezar'ın intikamını almak isteyen üçlü yönetimle bir muharebe yaşandı. Filipi savaşı denilen savaşta üçlü yönetim Cassius ve Brutus’u mağlup ettiler. Savaş sonunda üçlü yönetim gücünü zirveye ulaştırdı, aynı zamanda Roma Cumhuriyeti'nin üçlü yönetimine karşı direnci de kırılmış oldu. Üçlünün otoritesine meydan okuyabilecek nerdeyse kimse kalmamıştı.
Üçlü yönetim içindeki isimlerin kendi şahsi hırsları birliklerinin sonunu getirdi. Antonius'un Mısır kraliçesi Kleopatra ile ilişkisi ve doğuda ayrı bir güç kurma niyeti Octavianus’ın pek de hoşuna gitmedi. Bu andan itibaren ikisi arasında adeta bir soğuk savaş başladı. Aralarındaki bu savaşın ideolojik sebepleri de vardı. Octavianus geleneksel Roma değerlerine bağlıyken, Antonius ise yabancı güçlerle yaptığı ittifaklar ve farklı yaşam tarzıyla daha radikal ve tehlikeli görülüyordu. İktidarın üçüncü ortağı Lepidus ise bu savaşın ortasında kalmıştı. Gücünü ve topraklarını genişletmesine izin verilmedi ve emekliliğe zorlandı.
Üçlü yönetimin dağılışı önce topraklarını arttırmak isteyen Lepidus’un isyanla suçlanması sonucu emekliliğe ayrılması ile başladı. Octavianus ile Antonius aralarındaki çatışma günbegün artıyordu ve son olarak Octavianus’un Antonius’un vasiyetini bulması ile doruk noktaya ulaştı. Bu vasiyetle birlikte Antonius'un Roma topraklarını Kleopatra ve çocuklarına bırakma niyetinde olduğu anlaşıldı. İkisi arasında M.Ö. 31’de yaşanan Actium Savaşı’nda Octavianus’un güçleri Kleopatra ve Antonius’un filosunu yenerek zafere ulaştı. Antonius ve Kleopatra Mısır’a kaçtılar ancak ertesi sene ikisi de intihar etti. İkinci üçlü yönetim de böylelikle sona erdi. M.Ö. 27’de Roma Senatosu, Octavianus’a Roma İmparatoru unvanı vererek Roma Cumhuriyeti’nin sonunu getirmiş oldu.
Triumvirlik, Roma tarihinde çok önemli bir yere sahip olup yaklaşık 500 yıllık Roma Cumhuriyeti’nin doğrudan veya dolaylı olarak sonunu getiren bir olgu olmuştur. İki dönemde de yönetimler istekli olmamış, kişisel düşmanlıklardan belli bir zamana kadar fedakârlık edilse de sonunda bir isim güçlü çıkmıştır.
Britannica, “Triumvirate”, Erişim:1.11.2023. https://www.britannica.com/topic/triumvirate
History Skils, “How the First Triumvirate change ancient Rome”, Erişim:1.11.2023 https://www.historyskills.com/classroom/ancient-history/anc-1st-triumvirate-reading/
History Skils, “The Second Triumvirate: The ruthless alliance that finally brought the Roman Republic to its end”, Erişim:1.11.2023. https://www.historyskills.com/classroom/ancient-history/second-triumvirate-reading/
Livius, “Second Triumvirate”, Erişim:1.11.2023. https://www.livius.org/articles/concept/triumvir/second-triumvirate/
Vocabulary, “Triumvirate”, Erişim:1.11.2023 https://www.vocabulary.com/dictionary/triumvirate
Çoğu zaman kendisine atfedilen kutsallıkla birlikte anılan öğretmenlik mesleğinin de bir tarihsel süreci...
Sicarii olarak tanımlanan grup adını suikast faaliyetlerinde kullanılan hançerden almaktadır. Kısa ve kıvrımlı olan...
Amerikan İç Savaşı, ekonomileri tarıma dayalı olan ve köleleri iş gücü olarak kullanan Güney...
Suriye ve Mısır önderliğinde Arap Devletleri 1973 yılının 6 Ekim’ine denk gelen Ramazan ayının onuncu gününde,...
Vaat Edilmiş Topraklar (Arz-ı Mev’ud), Tanrı'nın Hz. İbrahim'e ve onun soyundan gelenlere verdiğine inanılan...
Hitler'e karşı savaş başladığında neredeyse tüm Yahudi örgütleri müttefiklerle güçlerini...
Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren İsrail'in kuruluş süreci de katliamlarla doludur. İsrail'in...
30 yıl savaşları 1618-1648 yılları arasında Almanya merkezli gerçekleşen ama bütün Avrupa’yı içine...
1578 yılında Portekiz Kralı, Muhammed El Mütevekkil’e destek vermek amacıyla ordusuyla Fas’a çıkarma...
Günümüzde neredeyse her alanda kullandığımız bir ürün olan şeker, Hindistan'dan başlayarak...