Mavi, gökyüzü ve okyanus ile ilişkilendirildiği için yaygın bir renk olarak düşünülür. Ancak başka yerlerde mavi nadiren görülür. Mavi az mineralli ve çiçekli bitkilerin %10’undan daha azında bulunur. Mavi alakarga ve diğer mavi renkli görünen hayvanlar gerçekte mavi değillerdir. Onların mavi olarak görünmesi bir göz yanılması sonucudur. Mavi ilk olarak Mısırlılar tarafından üretilmiştir. Sonraki yıllarda geliştirilmiş ve halen de geliştirilmeye devam etmektedir. Mavinin en son tonu on yıldan kısa bir süre önce keşfedilmiştir.
Bazı bilim insanları ilk insanların aslında renk körü olduğuna inanıyorlar. Sadece siyah, beyaz, kırmızı ve daha sonra sarı ve yeşili görebildiklerini iddia ediyorlar. Sonuç olarak mavi renge sahip olmayan insanların onu tanımlayacak kelimeleri ve kavramlarının da olmadığını iddia ediyorlar. Bu durum, okyanusu "şarap kırmızısı bir deniz" olarak tanımlayan Homeros’un Odysseia’sı gibi antik edebiyata dahi yansımıştır. Oxford Üniversitesi’nde arkeoloji profesörü olan Mark Pollard, "Diğer renkler belki de işlenmiş doğal malzemelerden yapılabiliyordu. Ancak bir pigment olarak mavi zaten mevcut değildi ve oluşturulması gerekiyordu" diyor. İlk insanlar kırmızı ya da sarı aşıboyasını, beyaz tebeşir parçalarını toplayıp boya kalemi gibi kullanabiliyorlardı. Siyah ise her yanmış çubuğun ucunda bulunabiliyordu. Ancak Pollard, doğal malzemelerin mavi renge dönüştürülmesinin büyük bir çaba ve ustalık gerektirdiğini belirtiyor. Bu dönüşümün sırrını çözme arayışı binlerce yıl öncesine dayanıyor.
Mavi renk genel anlamda gökyüzü, okyanus ve denizlerle ilişkilendirildiği için sonsuzluğu, sakinliği, huzuru dinginliği ve üretkenliği simgelemektedir. Mavi renk kan akışını yavaşlattığı için insan psikolojisi üzerinde rahatlatıcı bir etkiye sahiptir. Ayrıca güven duygusu verdiği için insanın çabuk karar vermesinde etkili olduğunu söylemek mümkündür. Arapçada "ma-i" su demektir. Su rengi anlamında kullanıldığı durumlarda mevcuttur. Araplar mavi taşların kanın akışını yavaşlattığına inanırlar. Ancak Avrupa kültüründeki inanışa göre mavi yoğun olarak kullanılırsa hüznü çağrıştırmaktadır.
Mavi ilk olarak Mısırlılar tarafından üretilmiştir. Arkeoloji profesörü Corcoran’ın araştırmasına göre Mısır mavisi Firavun Dönemi’nin başlangıcında, M.Ö. 3250 yıllarında ortaya çıkmıştır. Mısırlılar, buldukları formüller sayesinde mavi rengi tapınakların, mezarların duvar ve tavanlarında, cenaze maskelerinde ve ışıklı hiyeroglif metinlerinde kullanmışlardır.
Mısırlılar kullandıkları mavi rengi ‘hsbd iryt’, yani ‘lapis lazuli’ isimli taştan elde etmekteydi. Bu taş, kobalt, azurit, turkuaz ve indigo ile birlikte Mısırlı zanaatkarların pigmentlerde, boncuklarda, heykellerde, mücevherlerde ve tekstilde kullandıkları mavi renkli ham maddelerden biridir.
"Lapis lazuli" nadir bulunmaktaydı ve oldukça pahalıydı. Afganistan’ın kuzeydoğusundaki tek bir vadiden çıkarılan bu değerli taşın Mısır’a ulaşması üç yıl sürüyordu. Mısır’ın çok daha yakın olan batı çölünden çıkarılan kobalt, cam yapımında ve Amarna Dönemi’nde (M.Ö. 1365-1345) kısa bir süreliğine çanak çömlek süslemede kullanıldı. Azurit, Sina Yarımadası’nda ve Mısır’ın doğu çölünde bulunabiliyordu ancak oyulması zordu ve maviden çok yeşile yakın pigmentler üretiyordu. Turkuaz da Sina’nın güneybatı kesimlerinde bulunabiliyordu. Ancak nadirdi ve bu nedenle pahalıydı. İndigo ise çok uzaklardaki Hindistan’dan gelmekteydi. Böylece uygun fiyatlı ve kolayca bulunabilen bir mavi ihtiyacıyla karşı karşıya kalan Mısırlılar, dünyanın ilk sentetik pigmentini yani Mısır mavisini icat ettiler.
Mısır mavisinin elde edilmesi çok uzun ve zor bir süreç gerektirmektedir. Mısırlıların bulduğu tarif M.Ö. 2500’lerde Mezopotamya ve Ege bölgesine yayılmıştır. Yunanlılar buna İngilizce "cyan" kelimesinin kökü olan "kyanos" adını vermişlerdir. M.Ö. beşinci yüzyılda inşa edilen Parthenon’da bu pigmentin izlerine rastlanmıştır. Romalılar için "caeruleus" (İngilizce "cerulean") gök mavisi anlamına gelmektedir. Mısır mavisinin nasıl yapılacağı bilgisini muhafaza eden Romalı Vitruvius'tur. Askeri mühendis ve mimar Vitruvius, milattan önce birinci yüzyıla ait kapsamlı eseri De Architectura’da rengin bileşenlerini ve üretimini ayrıntılı olarak kaydetmiştir.
16. yüzyıldan itibaren, Avrupa’nın dört bir yanında, "woad"/"çivitotu" adı verilen cılız çiçekli bitkiden yapılan mavi boyanın üretiminde maddi çıkarları olanlar, bir karalama kampanyası başlattı. Karalama kampanyası, yüzyıllar süren sömürgecilik döneminde Asya ile ticaretin genişlemesi sayesinde Avrupa’ya akın eden pek çok maldan biri olan "indigoya" karşıydı. Dresden'deki yetkililer 1650 yılında çivit otunun sadece rengini kolayca kaybetmekle kalmayıp aynı zamanda giysileri ve diğer kumaşları da çürüttüğüne dair açık kanıtlara sahip olduklarını iddia ettiler. Nürnberg'de boyacılar, Alman İmparatoru III. Ferdinand’ın 1654'te çiviti "şeytanın boyası" olarak nitelendirmesi üzerine, insanlar bu boyayı kullanmayacaklarına dair yemin etmeye zorlandılar. İngiltere'de Kraliçe I. Elizabeth boyanın zehirli olduğuna karar verdi ve kullanıcıları hapisle tehdit ederek tüm ülkede kullanımını yasakladı. Fransız hükümeti işi bir adım daha ileri götürdü ve indigo kullanırken yakalanan boyacıların cezasının ölüm olduğunu açıkladı.
"Fustian kumaşı", ismini Kahire'nin eski adı olan Fustat’tan alır. Erken İslam Dönemi'nde bu sağlam Mısır kumaşı İtalya’ya ithal edilirdi. Bu kumaşı taklit eden Cenevizli dokumacılar, indigo mavisine boyadıkları ve adına "Gene Fustian" dedikleri kendi kumaşlarını ürettiler. "Gene Fustia'nın" popülaritesi arttıkça, adı "Gene" olarak kısaltıldı. Ve bir efsaneye göre sonunda modern moda tarihinin en popüler yeniliği olan "blue jean'e" dönüştü.
2009 yılında ise Oregon Eyalet Üniversitesi’nde Profesör Mas Subramanian ve o zamanki yüksek lisans öğrencisi Andrew E. Smith tarafından tesadüfen yeni bir mavi tonu keşfedildi. Smith, elektronik yapımı için yeni malzemeler araştırırken örneklerinden birinin ısıtıldığında parlak maviye dönüştüğünü keşfetti. İtriyum, indiyum ve manganezden oluşan kimyasal yapısından dolayı "YlnMn" mavisi olarak adlandırılan pigment, Haziran 2016’da ticari kullanım için piyasaya sürüldü.
Di̇Lek, Yeşim. “Eski Mezopotamya ve Eski Mısır’da Mavi Renk Kullanımının Sembolik Anlamları”. International Journal of Ancient History. https://doi.org/10.33469/oannes.1047628
“Huzurun Rengi Mavi”. Erişim 09 Mayıs 2023. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/716817
“Synthesizing a Pigment: Egyptian Blue”. haz. Newfields. Yayın Tarihi 17 Ocak 2017. https://www.youtube.com/watch?v=mGtDkvSYSC4
“The Quest for Blue - AramcoWorld”. Erişim 09 Mayıs 2023. https://www.aramcoworld.com/Articles/February-2021/The-Quest-for-Blue
Hemen hemen her erkeğin dolabında bulunan özel günlerde ya da işe giderken tercih ettiği kravatın tarihi M.Ö....
Yunan mitolojisinde “Adonis Miti” olarak bilinen, doğadaki ölüm ve yenilenmeyi sembolize ettiği kabul...
Birbirine dolanan siyah ve beyaz iki yarım dairenin, her iki tarafında zıt renklerden bir nokta bulunan Yin-Yang sembolü...
Barok kelimesi Portekizce “tam yuvarlak olmayan şekilsiz inci” anlamına gelen “barroco” kelimesinden...
Vatikan, 44 hektarlık bir yüz ölçümüne sahip olması nedeniyle dünyanın en küçük...
Samarra Ulu Camii, Irak'ın Samarra şehrinde bulunmaktadır ve Sâmerrâ 'da bulunan en önemli tarihi...
Hurma palmiyesi olarak bilinen büyük bir ağaçta yetişen hurma dünyanın en tatlı meyvelerinden biridir....
“Ankh” sembolü, “yaşamın haçı, hayatın sembolü” olarak bilinmekte ve düz bir...
Bishwa Bengalce "dünya", ijtema ise Arapça 'içtima' yani "toplantı" anlamına gelir. "Dünya...
Japon çay seremonisinin kökleri Zen Budizmi’nin ilkelerine dayanmakta ve Japonca chado/sado (çay...