Pomodoro Tekniği: Zaman Yönetimi Üzerine

Günümüzde birçok insan yapmayı istedikleri şeylere vakit bulamamaktan şikâyetçi olmaktadır. Kimi yeni bir dil öğrenmek, kimi tenis oynamaya başlamak, kimi ise en sevdiği yazarın son kitabını okumak istemektedir ama çoğu insan bu isteklerini yerine getirememektedir. Bunun için kullanılan ortak bahane ise çoğu defa “yapmayı çok istiyorum ama bunun için yeterince zamanım yok” olmaktadır. Aslında pek çok insan yapmayı istediği şeyler için yeterli zamana sahiptir, asıl sorun zamanın nasıl yönetileceğini bilememekte yani zaman yönetimini tanzim edememekte yatmaktadır.

Zamanını iyi yönetemeyenler ya da daha iyi yönetmek isteyenler için son yıllarda adı çokça zikredilen “pomodoro tekniği” sıklıkla tavsiye edilmektedir. Pomodoro, onlarca zaman yönetimi tekniğinden biridir ama hem uygulaması çok kolay hem de gerçekten etkili bir yöntemdir. Peki nedir bu pomodoro?

Pomodoro, İtalyanca domates anlamına gelmekle birlikte tekniğin domateslerle bir ilgisi bulunmamaktadır. Tekniğin ortaya çıkışı Francesco Cirillo adlı İtalyan bir üniversite öğrencisinin, üniversite yıllarında zamanını iyi yönetemediğini düşünmesi ve buna bir çare aramasına dayanmaktadır. Crillo, bu tekniği mutfağındaki domates şeklindeki bir zamanlayıcıdan ilham alarak geliştirmiş ve bundan dolayı da bu teknik pomodoro tekniği olarak anılmıştır. Bu sistemin işlemesi aşama aşama ilerlenmesi mantığına dayanmaktadır. Maddeler halinde pomodoro tekniğinin aşamaları kısaca şu şekilde ifade edilebilir:

-Öncelikle kişi güne başlarken o gün yapacağı işlerin bir listesini yapmalı,

-Daha sonra bu listedeki işler önem sırasına göre sıralanmalı,

-Bir sonraki adımda ise 25 dakikalık bir zamanlayıcı kurulmalı,

-Bu 25 dakikalık süre boyunca sadece yapılmak istenen işe odaklanılmalı,

-25 dakikanın sona ermesiyle 5 dakikalık kısa bir ara verilmeli,

-Dört tane 25 dakikalık pomodoro döngüsünün ardından, 15-30 dakika aralığında uzun bir mola verilmeli,

-Ve süreç başa sarılarak tekrar etmeli.

Özellikle günümüzde dikkatimizi dağıtacak çok fazla şey bulunmaktadır. Dışarıdan gelen bir ses, telefonumuza gelen bir bildirim, alt komşunun bağırma sesi bunlardan sadece birkaç tanesidir. Bundan dolayı uzun süre bir şeye odaklanmak bizim için oldukça zorlaşmaktadır. Pomodoro tekniği bu soruna bir çözüm getirmeyi amaçlamaktadır. 25 dakika boyunca bir işe tamamen odaklanmak, dikkatimizi dağıtan şeylere rağmen birçok insanın kolaylıkla yapabileceği bir şeydir. Teknik, çevredeki bütün uyaranları görmezden gelip 25 dakika boyunca odağımızı tek bir yerde tuttuktan sonra verilecek 5 dakikalık kısa molada dikkatimizi dağıtan şeylere vakit ayırmamızı kolaylaştırmaktadır. Bu mola, kısa bir mola olduğu için tamamen yapılacak işten kopmadan, odağımız hâlâ o meşgul olduğumuz işteyken tekrar 25 dakikalık başka bir pomodoro seansına başlamamız mümkün olmaktadır. Bu sayede dikkatimizi toplayıp odaklanmak daha kolay hale gelmektedir. Bu şekilde dört pomodoro döngüsünü tamamladıktan sonra gelen uzun ara ise odaklanmaktan yorulmuş zihnimizin dinlenmesi için güzel bir fırsat sunmaktadır.

Tekniğin uzmanları her pomodoro seansı için, bir pomodorodan diğerine sorunsuz bir şekilde geçmeye yardımcı olmak amacıyla özet ve inceleme için zaman ayırmayı önermektedir. Daha da önemlisi, pomodoro seansı sırasında bir göreve odaklanmak ve kesintiden kaçınmak için gerekli adımların atılmış olması gerekmektedir. Burada bireylerin pomodoro seanslarını hem iç hem de dış dikkat dağıtıcı etkenlerden koruması önem arz etmektedir. E-postalardan, sosyal medya hesaplarından, hava durumu raporlarından, haber kaynaklarından, kısacası dikkati yoğunlaşılan işten uzaklaştırabilecek her türden dikkat dağıtıcı şeylerden uzak durmak gerekmektedir. Örneğin sağlıklı bir pomodoro seansı için telefonunuzun uzak bir yerde bırakılması sıkça tavsiye edilmektedir.

Pomodoro tekniğinin çeşitli uygulamaları, görev ve mola bölümleri için farklı zaman aralıkları kullanabilmektedir. Molalar için bireyin görevle zıt olan bir aktivite seçmesi şiddetle tavsiye edilir. Örneğin bilgisayarda çalışan biri masadan uzaklaşmalı ve bir tür fiziksel aktivite yapmalıdır.

Tekniğin ardındaki fikir, zamanlayıcının aciliyet hissi uyandırmasıdır. İş gününde işleri halletmek için sonsuz zamanınız olduğunu hissetmek ve sonunda bu değerli çalışma saatlerini dikkatinizi dağıtacak şeyler için harcamak yerine, bir görevde mümkün olduğunca fazla ilerleme kaydetmek için yalnızca 25 dakikanız olduğunu bilmek üretkenliğinizi artırmaya yaramaktadır. Periyodik zorunlu molalar ise çoğumuzun günün sonuna doğru hissettiği bitkinlik, tükenmişlik hissini azaltmaya yardımcı olmaktadır. Bu teknik sayesinde farkına bile varmadan saatlerce bilgisayarınızın başında vakit geçirmemiş olursunuz. Bunun yerine, bu işleyen zamanlayıcı size kalkıp biraz nefes almanızı hatırlatır.