Ağustos 1947'de Hindistan ve Pakistan İngilizlerden bağımsızlıklarını ilan etmenin eşiğindeydiler. Zamanın genel valisi Louis Mountbatten liderliğindeki İngilizler, Britanya Hindistan İmparatorluğu’nu Hindistan ve Pakistan olmak üzere iki eyalete böldü. Hindistan ile Pakistan arasındaki çatışma, Britanya Hindistanı’nın 1947'de bölünmesinden kaynaklanmıştı. Bu bölünme sonucunda Müslüman çoğunluklu bir Pakistan ve Hindu çoğunluklu bir Hindistan oluştu.
Britanya Hindistan İmparatorluğu birden fazla prens devletten (İngilizlere bağlı olan ancak bir hükümdar tarafından yönetilen devletler) ve doğrudan İngilizlerin başkanlık ettiği devletlerden oluşuyordu. Bölünme sonrasında prens devletler Hindistan'a mı yoksa Pakistan'a mı katılacakları konusunda seçme hakkına sahiplerdi.
Keşmir, Hindistan ve Pakistan arasında her iki tarafın da hak iddia ettiği tartışmalı bir bölgeydi. Ancak Keşmir'in kendine özgü bir durumu vardı; nüfusun çoğunluğu Müslüman iken Hindu hükümdarı Maharaja Hari Singh tarafından yönetilmekteydi. Bu durum sadece Keşmir’e özel bir durum değildi. Junagadh eyaleti de böyle bir çatışmayla karşı karşıyaydı. Junagadh'ın hükümdarı halkına rağmen Pakistan'a katılmak isteyen bir Müslümandı.
Keşmir başlangıçta bağımsız kaldı. Keşmir'in Hindu kralı, askeri koruma karşılığında Hindistan'a katılmayı seçtiğinde Jammu ve Keşmir eyaletleri yeni kurulan Hindistan’da Müslüman çoğunluğun bulunduğu eyaletler haline geldi.
İkisi de nükleer bir güç olan Hindu çoğunluklu Hindistan ve Müslüman çoğunluklu Pakistan, İngiltere'den bağımsızlığını kazandığı 1947'den bu yana tartışmalı bölge için üç kez savaştı. 1947 ve 1965'teki savaşlar doğrudan Keşmir nedeniyle yaşandı ve devam eden şiddet olayları 1989'dan bu yana 47.000'den fazla kişinin ölümüne neden oldu.
Keşmir Prensi Singh, Keşmir'in Hindistan'a katılması gerektiği düşüncesine sahipti. Bu Hindistan'ın laik bir devlet olmasından kaynaklanıyordu. Ancak Hari Singh, Keşmirli Müslümanların Hindistan'dan; Hindular ve Sihlerin ise Pakistan'dan hoşnut olmayacağından korktuğu için Keşmir'in en azından bir süreliğine bağımsız kalması gerektiğine karar verdi. Bu kararsızlık döneminde Keşmir'in bazı bölgelerinde hükümdara karşı ayaklanmalar yaşandı. Bu durum Pakistanlı kabilelerin ve milislerin Srinagar şehrini ele geçirmek amacıyla Keşmir'e geçmesine ve bölgeyi yağmalamalarına yol açtı. Hari Singh, bu anarşiye karşı Hindistan'a yardım talebinde bulundu ve böylece Keşmir'i Hindistan'a bıraktı. Bu durum Hintli askerler ile Pakistanlı kabileler arasında Birinci Keşmir Savaşı olarak da bilinen Birinci Hint-Pakistan Savaşı'na yol açtı. 1948'de Pakistan silahlı kuvvetleri savaşa girdi. 1948'in sonlarına doğru her iki taraf da Keşmir'deki konumlarını sağlamlaştırdı. Ateşkes anlaşması yapıldı ve bir kontrol hattı (LOC) kuruldu. Hindistan Keşmir'in kabaca üçte ikisini elinde tutarken Pakistan, bölgenin üçte birinin kontrolünü ele geçirdi. Bu, iki ülke arasında Keşmir konusunda yaşanan birçok savaş ve çatışmanın başlangıcıydı.
Hindistan 1 Ocak 1948'de BM Güvenlik Konseyi'nden Keşmir anlaşmazlığının çözümü için yardım talebinde bulundu. BM Güvenlik Konseyi tarafından ardı ardına alınan kararlarla Hindistan'ın Keşmir işgali geçersiz kılındı. BM 13 Ağustos 1948 ve 5 Ocak 1949'da aldığı kararlarla ateşkes hattının çizilmesi, ülkenin askerden arındırılması ve BM gözetiminde özgür ve tarafsız bir plebisit yapılmasını onayladı. Bu durum Hindistan üzerinde derin bir hayal kırıklığı oluşturdu. BM aracılı ateşkes anlaşması 1949'da yürürlüğe girdiğinde Pakistan, bugün Pakistan yönetimindeki Keşmir olarak anılan Gilgit-Baltistan (Kuzey Bölgeleri olarak da bilinir) ve Azad Keşmir üzerindeki kontrolünü sağlamlaştırmıştır.
İki ülke arasında 1949’dan bu yana Keşmir yüzünden sınır ötesi bombardıman ve saldırganlık olağan hale geldi. Hindistan'ın 11 Mayıs 1998'de nükleer patlamalar gerçekleştirmesi ve Pakistan'a tehditler savurmaya başlamasıyla Güney Asya nükleer bir bombaya dönüştü. Bu durum Pakistan'a, bölgedeki güç dengesini sağlamak için 28 Mayıs 1998'de nükleer yeteneklerini göstererek karşılık vermekten başka seçenek bırakmadı.
Keşmir’in Önemi
İki ülke arasındaki bu çatışmanın temel nedeni Keşmir'in ulusal güvenlik, coğrafya ve kaynaklar açısından zengin olmasından kaynaklanmaktadır. Büyük önem taşıyan İndus Nehri Keşmir'den geçmektedir. İndus Nehri Pakistan'daki tarım için son derece önemlidir. Benzer şekilde Hindistan da sulama açısından İndus'a bağımlıdır. Bu nedenle İndus Nehri ve kolları oldukça rağbet görmektedir. Bu bölgeyi etkin bir şekilde kontrol eden ülke, diğerinin suyunu kesebilir. Bu korkuları yönetmek ve nehirden gelen suyun adil bir şekilde dağıtılmasını sağlamak amacıyla İndus Su Anlaşması yürürlüğe girdi. Bu anlaşmaya göre Hindistan Beas, Ravi ve Sutlej'in doğu kolları üzerinde kontrole sahipken; Pakistan İndus, Chenab ve Jhelum'un batı nehirleri üzerinde kontrole sahipti. Nehrin taşıdığı toplam suyun yaklaşık %16'sı Hindistan'da geri kalanı ise Pakistan'da kaldı.
Keşmir nehirleri büyük miktarlarda hidroelektrik üretme potansiyeline sahiptir. Jammu ve Keşmir eyaleti, enerji talebi açısından büyük ölçüde hidroelektriğe bağımlıdır. Keşmir, Güney Asya ile Orta Asya arasında bir köprü görevi görmektedir. Hindistan için Orta Asya'ya ve Orta Asya üzerinden de Avrupa'ya doğrudan giden tek yoldur.
Keşmir üç nükleer ülke Hindistan, Pakistan ve Çin arasında bir köprüdür. Şu anda kabaca bir hesapla Keşmir'in topraklarının %55'i Hindistan'ın, %30'u Pakistan'ın ve %15'i Çin'in kontrolündedir.
The Carter Center. “The Kashmiri Conflict: Historical and Prospective Intervention Analyses”, Erişim: 5 Ekim 2023, https://www.cartercenter.org/documents/1439.pdf
Ganguly, Rajat. “India, Pakistan and the Kashmir Dispute”, Asian Studies Institute & Centre for Strategic Studies, Erişim: 5 Ekim 2023, https://core.ac.uk/download/pdf/41338433.pdf
Zorbay, Taner. “Unutulmuş Bir Sorun: Keşmir Meselesi ve Bölgesel Dengeler”, 18. Türk Tarih Kongresi Kongreye Sunulan Bildiriler 10. cilt, 1-5 Ekim 2018, Türk Tarih Kurumu, 793-804.
Çoğu zaman kendisine atfedilen kutsallıkla birlikte anılan öğretmenlik mesleğinin de bir tarihsel süreci...
Sicarii olarak tanımlanan grup adını suikast faaliyetlerinde kullanılan hançerden almaktadır. Kısa ve kıvrımlı olan...
Amerikan İç Savaşı, ekonomileri tarıma dayalı olan ve köleleri iş gücü olarak kullanan Güney...
Suriye ve Mısır önderliğinde Arap Devletleri 1973 yılının 6 Ekim’ine denk gelen Ramazan ayının onuncu gününde,...
Vaat Edilmiş Topraklar (Arz-ı Mev’ud), Tanrı'nın Hz. İbrahim'e ve onun soyundan gelenlere verdiğine inanılan...
Hitler'e karşı savaş başladığında neredeyse tüm Yahudi örgütleri müttefiklerle güçlerini...
Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren İsrail'in kuruluş süreci de katliamlarla doludur. İsrail'in...
30 yıl savaşları 1618-1648 yılları arasında Almanya merkezli gerçekleşen ama bütün Avrupa’yı içine...
1578 yılında Portekiz Kralı, Muhammed El Mütevekkil’e destek vermek amacıyla ordusuyla Fas’a çıkarma...
Günümüzde neredeyse her alanda kullandığımız bir ürün olan şeker, Hindistan'dan başlayarak...