Konya Bilim Merkezi İlimge

Organik Devlet Kuramı, İbn Haldun ve Katip Çelebi

 Umutcan Uzuntaş
 6 dk  701

Devlet ve toplum, yıllar içerisinde şekil almış yapılardır. Bireysel bir şekilde başlayan yaşamdan, etkileşim yoluyla daha geniş topluluklar meydana gelmiştir. Ardından topluluk sayısının artmasının yanı sıra karşılıklı ilişkilerin de güçlenmesiyle toplum bilinci ortaya çıkmıştır. Ancak çok geçmeden çekişme baş göstermiştir, bu çekişme herhangi bir gündelik sebepten olabilir. O noktada taraflar birbiri üstüne giderek güç kullanmak isteyecektir ki bu, kargaşayı ve ayrışmayı ortaya çıkarır. Sonrasında bu kavgayı ve ayrışmayı önleyecek, iki tarafa da üstünlüğünü kabul ettirmiş düzen sağlayıcı bir güç gereksinimi doğar. Bu gereksinim sonucunda ise devlet kavramı ortaya çıkmıştır.

Devlet kavramının işleyişi üzerinde farklı görüşler ve tanımlar ortaya atılmıştır. "Organik Devlet Kuramı" ya da diğer bir deyişle "Organizmacı Devlet Anlayışı" bunlardan biridir. Devlet ve toplum yapılarını bir tür organizma olan bireye benzetme yoluyla, bedensel organları bu yapılar içindeki ögelerle eşleştirerek açıklamaya ve yorumlamaya çalışır. Kökü oldukça eskilere giden kuramın kaynağı tam olarak belirlenmiş değildir. Antik Yunan filozoflarından Platon’un bu görüşün öncü temsilcilerinden olduğu bilinmektedir. Ona göre toplum düzenini oluşturan ihtiyaçlardır, yani bireyin tek başına kendi kendine yetememesidir. Kişisel ihtiyaçlar ve etkileşimler toplumu oluşturur, ardından bu süreç, devlet organizmasının gerekliliğini ortaya çıkarır. Sonrasında toplumu oluşturan ve devletin işleyişini sağlayacak toplumsal rol dağılımını yaparak devam eder. Platon bu şekilde kuramı, temel bir zemine oturtmuştur.

Sonrasında kuramın en büyük temsilcilerinden biri olan İbni Haldun gelir. O, oldukça keskin ve belli şartlara bağlı olan bir sistem kurmuş, yol haritası dahi çizmiştir. Bu yönüyle daha metodolojik bir çalışma sunduğu söylenebilir. Ona göre, devletler için dağılma ve yıkılma kaçınılmazdır. Yıkıma gidiş yolunda “Tavırlar Nazariyesi” denilen belirli aşamalar vardır. Bunlar sırasıyla devletin kurulduğu, zafer, başarı ve parlama dönemiyle başlar. Güçlenme, yücelme ve istibdat dönemiyle devam eder ki bu dönemde yöneticilerin soy bağlarını dışladıkları görülebilir. Refah, rahatlık ve duraklama dönemi ardından "müsalemet" yani barış dönemi gelir ki burada çözünme gözle görülür şekildedir. Son olarak israf, gerileme ve çöküş döneminde yıkım gerçekleşir. İbni Haldun’a göre bu dönemler bir kişinin doğal ömrü olan yüz yirmi yıla denk düşer. Görüldüğü üzere ölçüt belirlerken dahi devleti insan organizmasına benzeştirmektedir.

İbni Haldun Osmanlı dönemi Türk aydınlarını etkilemiştir. Kâtip Çelebi, "Keşfü’z Zünun" ve "Mizanü’l Hakk" gibi eserlerinde bu etkilenimi açıkça ortaya koymaktadır. Ancak aralarında farklılıklar olduğu da bir gerçektir. Organizmacı anlayışa farklı bir bakış açısıyla yaklaştığı gibi eklemeler de yapmıştır. Bu yönüyle de kendinden yüz yıl önce yaşamış başka bir aydın olan Kınalızade Ali Çelebi’den etkilendiği söylenir. Ali Çelebi, siyaseti tıp bilimine, yönetici kesimini de hekimlere benzettiği bir görüş sunmuştur. Bunun bir benzeri Kâtip Çelebi’nin anlatımında da görülmektedir. O kendini, hastalığa yakalanmış, yaşlı, Osmanlı devlet ve toplumu için ilaç arayan bir hekim olarak görmüştür. Her ikisi de devlet ve toplum yapılarının kalıcılığını unsurlar arasındaki dengeli ilişkide görmüşlerdir. Unsur denilerek bedensel organlarla eşleştirilmiş toplumsal kesimler anlaşılmalıdır. Eğer ki unsurlardan bir kısmı üstün gelmeye kalkar da denge bozulursa siyasi tedbirlerin yani ilaçların alınması gereklidir. Aralarında pek çok ortak nokta var gibi görünse de Katip Çelebi, Tavırlar Nazariyesi’ne yer vermesi dolayısıyla Ali Çelebi’den ayrışmaktadır.


Katip Çelebi kuramı, "Düsturu’l-Amel li Islahi’l-Halel" yani "Bozuklukların Düzeltilmesinde Tutulacak Yol" adlı yapıtında işlemektedir. Risale biçimindeki bu çalışmasını 1650’li yıllarda, birçok sorunla uğraşan ve çözüm yolları arayan Osmanlı yönetiminin isteği üzerine kaleme almıştır. Buna göre toplum "erkan’ı erba’a" adı verilen geleneğe yönelik olarak ulema, asker, tüccar ve reaya olarak dört kısma ayrılır. Bu gruplar vücuttaki dört temel "hılt" (dört ahlat) yani sıvı olarak bilinen kan (dem), balgam (lenf), sarı safra (öd) ve kara safra (sevda) ile eşleştirilir. Buna göre ulema sınıfı kan ile, asker sınıfı balgam ile, tüccarlar sarı safra ve reaya ise kara safra ile bağdaştırılır. Örneğin kara safra kişiye sıkıntı veren bir şeydir, reayanın sıkıntı içinde olması ise mali zayıflama göstergesidir. Bir başka örneğe göre nasıl ki bir beden artan balgam ile hastalanır güçten düşerse, asker sayısının artması da devleti güçsüzleştirecektir. Burada Yeniçeri ocağına bir gönderme yapıldığı düşünülebilir. Çünkü bu eser son tahlilde sorunları gözlemlemek ve çözüm üretmek amacıyla kaleme alınmıştır.

Tavırlar Nazariyesi kavramı Kâtip Çelebi’de farklı biçimde kurulmuştur ve İbni Haldun’da olduğu gibi kesin değildir. Buna göre beş aşama yerine üç aşama vardır; "sinn-i nümüvv" yani gelişme, "sinn-i vukuf" yani olgunluk ve "sinn-i inhitat" yani gerileme. Ancak bunların tamamının aşılması koşulu yoktur, bir devlet erken de çökebilmektedir. Çelebi bu durumu şöyle açıklar: "Kazaya uğramış yiğitler gibi, bir devlet tedbirsizlik belasına düşer ise olgunluk devrinde göçer gider." İbni Haldun ile aralarındaki ayrım gözle görülebilir seviyededir.

Son olarak, bir diğer fark ise bakış açısıdır. Çelebi, dört ahlat tekniğini kullanarak kuramını daha biyolojik bir benzeşme üzerine kurmuştur. Ancak Haldun, daha sosyolojik bir temelde, bireylerin dayanışma bilincinden hareketle kuramını şekillendirmiştir. Bu da onların organizmacı yaklaşıma bakış açılarının tümden farklı olduğu sonucunu çıkarır. Öte yandan Kâtip Çelebi’nin asıl ayırt edici yanı Haldun’cu yaklaşımı takip etmesinden ziyade, ustalıkla gözlemlediği, döneminin devlet-toplum yapısını doğru bir tahlil ile yorumuna aktarabilmesidir.

#Sosyoloji #Organik Devlet Kuramı #İbn Haldun #Katip Çelebi
1
0
0
Kaynakça

Alkan, Mustafa & Gökbuğa, Ferdi. “Katip Çelebi’nin Medeniyet Anlayışı”, Uluslararası Kâtip Çelebi Araştırmaları Sempozyumu: Bildiriler. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Yayınları, 2017, 117-124.

Doğan, Cem. “16. ve 17. Yüzyıl Osmanlı Siyasetname ve Ahlaknamelerinde İbn Haldunizm: Kınalızade Ali Efendi, Katip Çelebi ve Na’ima Örnekleri,” Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 6(27), 2013, 197-214.

Er, İlker. “Katip Çelebi’de Organik Devlet Kuramı Hakkındaki Görüşler Üzerine bir Değerlendirme” Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, 1(1), 2013, 27-36.

Ülken, Hilmi Ziya & Fındıkoğlu, Ziyaeddin Fahri. “İbni Haldun”, İstanbul: Kanaat Kitabevi, 1940.


BENZER MAKALE
Simgesel Etkileşimcilik ve Toplumsal Benlik

Simgesel Etkileşimcilik ve Toplumsal Benlik

Toplum düzeyinde “şey”lere yani yaşam döngüsünde karşımıza çıkan nesnelere anlam...

Çatışma Kuramı ve Eşitsizlikler Arenası Toplum

Çatışma Kuramı ve Eşitsizlikler Arenası Toplum

Bireylerin bir araya gelerek oluşturduğu aktif yapı toplum olarak tanımlanır. Bu sosyal yapı birtakım dinamikler ile bir...

Konyalı Hıristiyanlar ve Marunilik

Konyalı Hıristiyanlar ve Marunilik

Maruni cemaatinin kurucusu Aziz Marun’dur. 4. yüzyılın ortalarında Suriye'de doğan Marun, davet çalışmalarıyla...

D’Hondt Sistemi

D’Hondt Sistemi

D'Hondt sistemi, seçimlerde kullanılan seçim yöntemlerinden biridir. Bu sistem, birçok ülkede,...

Etruria Bölge Halkı: Etrüskler

Etruria Bölge Halkı: Etrüskler

Etrüskler, M.Ö. 9. yüzyılda Tiren Denizi'nin kuzeyindeki Etruria bölgesinde, bugünkü...

Kültür Endüstrisi: Kültürel Üretim ve Tüketimin Yeni Yüzü

Kültür Endüstrisi: Kültürel Üretim ve Tüketimin Yeni Yüzü

Kültür endüstrisi, sanat, edebiyat, film, müzik, yayıncılık, tiyatro gibi alanlarda üretilen ve...

Kültürel Eleştiri ve Toplumsal Dönüşümün Kaynağı: Frankfurt Okulu

Kültürel Eleştiri ve Toplumsal Dönüşümün Kaynağı: Frankfurt Okulu

Frankfurt Okulu'nun kökenleri, 1923 yılında Frankfurt Üniversitesi'nde Max Horkheimer önderliğinde...

Biz ve Onlar: Toplumsal Kimlik Kuramı

Biz ve Onlar: Toplumsal Kimlik Kuramı

Herkesin tuttuğu bir takım, desteklediği bir ideolojik grup veya benzeri bir oluşum vardır. Peki kendinizi bu oluşumlarla...

Planlanmış Davranış Teorisi

Planlanmış Davranış Teorisi

Birey davranışları uzunca zamandır çözmeye ya da anlamlandırmaya çalıştığımız bir olgudur. Toplumu doğru...

Gösterişçi Tüketim

Gösterişçi Tüketim

Kişinin çevresine statüsünü göstermek veya satın aldıklarıyla itibar kazanmak amacıyla yaptığı...

ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER