Dünya finansal tarihinin yakın geçmişinde birçok ekonomik krizin yaşandığı görülmektedir. 1929 Büyük Buhranı, 1973 Petrol Krizi, 1997 Asya Krizi, 90'ların sonunda yaşanan Dot-Com Balonu ve 2008 Ekonomik Krizi ya da diğer adıyla Mortgage Krizi dünyadaki gelir dağılımını, gelir eşitsizliğini ve refah seviyesini büyük ölçüde etkilemiş krizlerdir. 17 Eylül 2011 günü bu krizlerin faturasının halka kesilmesinden rahatsız olan birkaç üniversite öğrencisi bir eyleme başladılar.
Amerika'daki ve hatta dünyadaki sermaye piyasasının en önemli merkezi meşhur Wall Street’tir. New York'ta yer alan Wall Street, birçok büyük bankanın ve borsa simsarlarının bölgesidir. Ekonominin kalbinin attığı yerlerden biridir. Giriş bölümünde bahsedilen birçok kriz de burada ortaya çıkmıştır. İşte krize isyan eden birkaç üniversiteli öğrenci, 17 Eylül günü Wall Street'in yakınlarındaki meşhur Zucotti Parkı’nda bir eyleme başladılar. Öğrenciler parka taşındılar ve gece gündüz burada durarak bir eylem başlattılar. Daha sonrasında “Occupy Wall Street” olarak da bilinecek “Wall Street'i İşgal Et” hareketi burada başladı.
Öğrenciler diğer insanlara da çağrıda bulunuyorlar ve kendilerine katılmak isteyen kişilerin çadırlarını alıp, bu parka taşınmalarını ve eylemlere bu şekilde devam etmelerini öneriyorlardı. Başlangıçta medya organları öğrencilerin yaptığı eylemi görmezden geldi. Sonrasında polislerin büyümeden bu eylemi bastırmak için müdahale etmeye kalkışması ve bu müdahale esnasında uyguladıkları sert tutum anına ait görüntülerin sosyal medyada dolaşması ve hızlı yayılmasıyla medyanın görmezden geldiği eylemciler, sosyal medyada bir karşılık buldu ve insanlar bu eylemden haberdar oldu. Polislerin de sert müdahalesi işin içine girdikten sonra birçok kişi eylemlere katılmaya başladı. Bu eylem 68 Kuşağı’nın ya da diğer kapitalizm karşıtı eylemlerin sahip olduğu bir hiyerarşiye ya da liderlere sahip değildi. Diğer eylemlerden çok farklıydı çünkü tamamıyla otonom gelişen, herhangi bir hiyerarşiye sahip olmayan lidersiz bir örgütlenmeydi. Sosyal medya ve internet kullanımının da hızla yaygınlaştığı bir dönem olan 2010'larda böyle bir eylemin yaşanması ve görüntülerin hızla sosyal medyaya düşmesi insanların ilgi odağını buraya çekti ve birçok insan eylemlere katılmaya başladı. Artık medya, eylemcileri görmezden gelemiyordu.
Eylemcilerin mottoları; “%1'in zenginliğine ve açgözlülüğüne karşı bizler yani %99'u temsil eden halk” şeklindeydi. Bu “bizler %99’uz”mottosu sosyal medyada o kadar hızla karşılık buldu ki, eylemin etkisi hızla yayıldı ve dünyanın birçok yerinden insanlar buraya gelip bu eyleme katıldılar. Ayrıca yine dünyanın birçok bölgesinde bu eyleme benzeyen eylemler görülmeye başlandı. Kaldı ki zaten bu eylemlerin başladığı sırada halihazırda Arap Baharı yaşanıyordu ve İspanya, Yunanistan gibi krizdeki Avrupa ülkelerinde insanlar sokaklara dökülmüş bir haldeydi. İşgal et hareketi de bu atmosferde daha farklı ülkelere yayıldı; Londra'da borsa binası işgal edildi, Türkiyede’de Boğaziçi Üniversitesi’nde bulunan Starbucks, öğrenciler tarafından işgal edildi. Artık sosyal medyanın kullanımıyla birlikte insanlar çok hızlı bir şekilde organize olabiliyorlardı.
Eylemciler belli bir kesimden ziyade dünyadaki bütün halklara sesleniyorlar ve herkesi kapsıyorlardı. Kendilerini %99 olarak tanımlayan eylemciler, bu %99'luk çoğunluk kesimin hayatına etki edecek kararların, %1’lik azınlık kesim tarafından kapalı kapılar ardında alınmasından rahatsızlardı. Bir de bu kesimlerin aldığı kararlar eğer hatalıysa bu hataların faturası karar alıcılara değil halka kesiliyordu. Örneğin 2008 Krizinde FED ve Amerika hazinesi büyük şirketlerin batmasını engellemek için bazı programlar ve ucuz krediler sundular. Bu programların ve ucuz kredilerin finansörü ise tabii ki halktı. Yani halk, hem bu azınlık kitlenin aldığı kararlardan dolayı bir krize sürükleniyor hem de bu kararları alan azınlıkların zararı halkın vergisinden karşılanıyordu. İşte eylemciler, temelde bu adaletsizliğe karşı örgütlenmişlerdi. İşsizlik, gelir dağılımındaki adaletsizlik, refah sorunları ve kapitalist politikaların doğurduğu kötü sonuçlara karşı bir araya gelmişlerdi.
Bu eylemin diğer eylemlerden en büyük farkı, belli bir kesim yerine dünyadaki herkesi kapsaması ve tamamen otonom bir şekilde gerçekleşmiş olmasıydı. Sosyal medyanın da etkisiyle hızla büyüyen eylemler dünya gündeminde uzun süre kendine yer buldu. Başta eylemcileri bir avuç ne istediğini bilmeyen genç olarak gören ve haber bülteninde yer vermeyen klasik medyanın, sosyal medya karşısında mağlup olması da eylemin dikkat çeken sonuçlarından biriydi. Yakın geçmişte dünyada birçok yerde karşılık bulan ve farklı ideolojilere sahip olsalar da ortak bir amaç uğruna bir araya birçok insanın gelmesiyle sonuçlanan başka örnekler bulmak zordur. “İşgal Et” hareketi bu yönleriyle yakın tarihimizin önemli olaylarından biri olmuştur.
Güler, Mehmet Atilla, “Kriz Ve Yeni Toplumsal Hareketler: “İşgal Et” Örneği”, Gazi Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 17(3), 330-362, 2015.
Karabulut, Niyazi, “Twitler ve Sokaklar: Sosyal Medya ve Günümüzün Eylemciliği”, Necmettin Erbakan Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 1(1), 92-98, 2019.
Wallerstein, Immanuel, “The Fantastic Success of Occupy Wall Street”, Erişim 21 Mart 2024, https://iwallerstein.com/fantastic-success-occupy-wall-street/
Yıldırım, Yavuz, “İşgal Et” Hareketi Üzerine”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 67(01), 237-244, 2012.
Çoğu zaman kendisine atfedilen kutsallıkla birlikte anılan öğretmenlik mesleğinin de bir tarihsel süreci...
Sicarii olarak tanımlanan grup adını suikast faaliyetlerinde kullanılan hançerden almaktadır. Kısa ve kıvrımlı olan...
Amerikan İç Savaşı, ekonomileri tarıma dayalı olan ve köleleri iş gücü olarak kullanan Güney...
Suriye ve Mısır önderliğinde Arap Devletleri 1973 yılının 6 Ekim’ine denk gelen Ramazan ayının onuncu gününde,...
Vaat Edilmiş Topraklar (Arz-ı Mev’ud), Tanrı'nın Hz. İbrahim'e ve onun soyundan gelenlere verdiğine inanılan...
Hitler'e karşı savaş başladığında neredeyse tüm Yahudi örgütleri müttefiklerle güçlerini...
Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren İsrail'in kuruluş süreci de katliamlarla doludur. İsrail'in...
30 yıl savaşları 1618-1648 yılları arasında Almanya merkezli gerçekleşen ama bütün Avrupa’yı içine...
1578 yılında Portekiz Kralı, Muhammed El Mütevekkil’e destek vermek amacıyla ordusuyla Fas’a çıkarma...
Günümüzde neredeyse her alanda kullandığımız bir ürün olan şeker, Hindistan'dan başlayarak...