Konya Bilim Merkezi İlimge

Nietzsche ve Üstinsan Kavramı

 Umutcan Uzuntaş
 6 dk  308

Karakteristik pos bıyığı, acı yaşantısı ve kafa karıştıran eserleriyle tanınan Friedrich W. Nietzsche, felsefenin büyük düşünürlerinden biridir. Özellikle günümüzde ve yakın geçmişte politika, sanat ve felsefe gibi birçok alana etki etmiştir. Nietzsche, Almanya’nın (o dönem Prusya Krallığı) küçük bir köyünde bir kilise papazının oğlu olarak doğdu. Dönemin kralı IV. Friedrich Wilhelm’in doğum gününde dünyaya geldiği için kralın adını aldı. Ailenin ilk çocuğuydu, sonraları Elizabeth ve Joseph adlarında iki kardeşi olmuştur. Ancak küçük yaşta önce babasını ardından da Joseph’i kaybetmiştir. Bu onda büyük bir yara açmışsa da düşünce dünyasının gelişme göstermesine ön ayak olmuştur. “Acı” olgusuna felsefesinde sıkça yer vermesinin sebeplerinden birinin de yaşadığı bu kayıplar olduğu düşünülmektedir. Nietzsche’ye göre insan acı çekmelidir çünkü en büyük mutluluklar en büyük hayal kırıklıklarının ardından gelir. Bu konuda Schopenhauer’den etkilendiğini açıkça itiraf eder. Schopenhauer acı olgusunu, yaşamın özündeki bir gerçeklik olarak görür. Benzer görüşe sahip olan Nietzsche din, alkol ve uyuşturuculara karşıdır çünkü acıyı hafiflettiğini düşündüğü bu olguları ilerleme önündeki engeller olarak görmektedir. İnsan, benmerkezci davranarak, özündeki bencilliği kabullenerek kendi için iyi olanı görmeli ve uygulamalıdır.

Bunları ve daha fazlasını “üstinsan” felsefinde birleştirecek olan Nietzsche, bu kavramdan ilk olarak gençlik yıllarında kaleme aldığı "Byron’un Dramatik Eserleri" adlı deneme yazısında söz etmiştir. İlerleyen yıllarda bu düşüncesini adım adım inşa etmiş ve en sonunda "Böyle Buyurdu Zerdüşt" adlı eserinde etraflıca ele almıştır.


Nietzsche, İranlı bir bilge olan Zerdüşt karakterini konuşturduğu eserinde topluluklara seslenerek üstinsanı anlatır. Zerdüşt, otuz yaşında her şeyi arkasında bırakarak dağların yolunu tutup yalnızlığının zevkini yaşayan bir karakterdir. Nietzsche burada kendi yaşantısını ya da iç dünyasındaki bir kişiliğini yansıtmış olabilir. Günün birinde, yazarın deyişiyle, küllerinden tekrar ateş olan ve uyanmış olan Zerdüşt, uyuyanların arasına dönmek üzere dağdan iner. İnsanlığa bir tür farkındalık kazandırmak ve yaşam şekillerini, amaçlarını değiştirmeyi ummaktadır. Nietzsche’ye göre insanlık pis bir çukura saplanmıştır, ileri gidememektedir ki bu bir sorundur. Çünkü insanlığın evrimi yani gelişimi devam etmektedir. Onun için insan, tıpkı primatlar gibi aşılması gereken bir evredir. Darwinci bir görüşe sahip olan Nietzsche, evrimin sonlanmadığını, devam ettiğini düşünür. İnsanın, evrimin son halkası olamayacak kadar eksik bir varlık olduğunu düşünür. Dolayısıyla geleceği belirsizdir, ne yöne evrileceği öngörülemezdir. Bu yüzden insanın ereğini belirlemek gereklidir ki eksikliğini kendi giderebilsin, kurtuluşunu bulabilsin. İnsan özünde erek yoksunudur, onun varlığının tek işlevi üstinsana gidecek olan köprü olmasıdır. Bu noktada da insanlığa erek olarak göstereceği ve kendilerini aşma yolunda örnek almalarını isteyeceği olgu olarak üstinsanı sunar. Nasıl ki insanlar primatları aşağı görmektedir, üstinsan için de insanlar bu konumda olacaktır.

İlerleme önünde bir engel olarak gördüğü din kavramına gelince, Nietzsche, Hıristiyanlık üzerinden büyük bir din eleştirisi yapmaktadır. Hıristiyanlığı, ilerleyişi baltalayan ve kişinin benliğini alçaltan bir yaşam yolu olarak görmektedir. Özellikle de bu dünya yaşamını terk ederek kendini öteki dünyaya adayan insanların saptığı yanlıştan bahseder. Rahipler için gösteri oyuncuları kavramını kullanır: Bu din adamları, halk tarafından etraflarında toplanılan ve örnek alınan ancak çevreye gösterdiklerini benliklerinde taşımayan kimselerdir. Bu anlamda rahipleri ve dini, üstün olan olguları kişiden uzaklaştırdıkları gerekçesiyle suçlayıp, onları yüce olanın yabancılaştırılmasından sorumlu tutar. Çünkü bunun sonucunda kişiler kendine olan güvenlerini kaybetmekte ve kendi gözlerinde kendilerini küçük görmektedirler. Bundan dolayı da ilerleme üzerine hiçbir adım atamaz, atılım güçlerini kaybederek kendilerini dine bağlarlar. Böyle insanlar dine layık bir birey olma amacını taşırlar, oysaki Nietzsche bireyin amacının daha fazla insan olmak yerine insandan fazlası olması gerektiğini söyler.


Ona göre, yüz yıllarca benimsenmiş değerlerin temel dayanakları, gelinen noktada yani modern insanlıkta çökmüştür. Bu noktada o çokça tartışılmış, herkesçe bilinen deyişi kullanır: Tanrı öldü! Toplumlarda farklı şekillerde karşımıza çıkan yaratıcı kavramı bir olgu olarak çökmüştür ve insanlar bunu kendileri yapmışlardır. Bu ölümle birlikte insanların içinde büyük bir boşluk açılmıştır. İnsanlığın önünde iki seçenek vardır; ya boşluğa düşecek ve yok olacaklar ya da ilerlemeye devam edeceklerdir. Nietzsche’ye göre bu yaşanması gereken bir aşamadır. Nietzsche bireylerin kendi insanlıklarını alt ederek bu boşluğu doldurmaları gerektiğini söyler çünkü Tanrı’nın ölümü ancak bu şekilde amacına ulaşacaktır. O güne dek bütün yüceliği verdikleri olgunun ortadan kalkmasıyla bu yücelik kendi üstlerine kalacaktır. Ancak insan, yine de bunu tek başına başaramayacak kadar eksiktir. Bu sebepten varlığını yönlendireceği o örneği, üstinsanı ona anlatmak gereklidir. Yönü olmayan ilerleyişin nereye varacağı bilinmez. Nietzsche bu ilerleyişe yön vermek üzere erek olarak üstinsanı koyar.

Üstinsan tüm bunların üzerindedir, aşılması gerekeni aşmıştır. Kendi değerlerini yaratabilecek olgunluğa gelmiştir ve çeşitli ahlak öğretilerine ihtiyacı yoktur. Kendi idealleri vardır ve bunlara öncelik verir. Yalnız olabilir üstinsan, ama bu, topluluk olarak yanlışa sürüklenmekten iyidir. Onun için öncelik kendindedir; önce kendisine yararlı olmalıdır, önce kendi doğru olanı yapmalıdır. Çünkü her şey önce bireyin kendisinde başlar. Bencilliğini kabullendiği için kendi olmaktan çekinmez üstinsan, bunu yapabilecek yüceliğe ve benlik saygısına sahiptir. Üstinsanın bencilliği, günlük kullanımdaki kötücül bencillik değildir. Nietzsche’ye göre insan zaten bencil bir varlıktır ancak bunu reddeder. Reddettiği için de kendine öncelik vermesi gereken noktalarda veremez, kendi için iyi olanı göremez, kendi olmaktan bile uzaktır. Bu anlamda üstinsan bencil olabilmektedir. Kendi yaşamına yön verebilir, kendi için iyi olanı görebilir ve peşinden gitme cesaretini gösterebilir. Acı çekmekte de sorun yaşamaz, çünkü onu iyiye ve güzele götürecek olanın çektiği acılar olduğunu bilir. Ayrıca kendini, yaşantısına ve bu dünyaya adamıştır. Kendi iyiliği için bu dünya kazanımlarına uğraş verir. Yaşantısında aklını uyuşturacak olgulara yer vermez. Üstinsan bu şekilde gelişir ve ilerler, tüm insanlığın geleceği böyle devam eder.

#Nietzsche #Üstinsan #Schopenhauer #Zerdüşt #Darwin
0
1
0
Kaynakça

Knoll, Manuel. The "Übermensch" as a Social and Political Task: A Study in the Continuity of Nietzsche's Political Thought. Şubat 2019, 239-266. Doi:10.1515/9783110359459.239.

Nietzsche, W. Friedrich. Böyle Buyurdu Zerdüşt. Çev. A. Turan Oflazoğlu. Bilgi Yayınevi: Ankara, 1970.

Nietzsche, W. Friedrich. Güç İstenci. Çev. Sedat Umran. Birey Yayıncılık: İstanbul, 2002.

Wisser, Richard. “Friedrich Nietzsche: Üstün İnsan Görünürde Mi?”, Felsefe Ark. (27), 1990, 75-97.


BENZER MAKALE
Felsefi Düşüncede Arkhe

Felsefi Düşüncede Arkhe

Evrenin nasıl ortaya çıktığı, evrende var olan şeylerin kökeninin ne olduğu sorusu insanlığın en eski ve temel...

Çin Felsefesinde Toplumsal Düzen Fikri

Çin Felsefesinde Toplumsal Düzen Fikri

Yol, kaos ve düzen Çin felsefesinin merkezinde yer alan üç önemli kavramdır. Yol, düşünce...

Mary’nin Odasına Ziyaret

Mary’nin Odasına Ziyaret

Zihin felsefesinde tartışılagelen en temel konulardan biri fizikalizm üzerinedir 1931 yılında Otto Neurath ve 1932’de...

Bir Basitlik İlkesi: Ockham’ın Usturası

Bir Basitlik İlkesi: Ockham’ın Usturası

Ockham'ın usturasının prensibi genellikle İngiliz teolog, mantıkçı ve bir Fransisken rahibi olan Ockhamlı William'a...

Gazzâli ve Rüya Argümanı

Gazzâli ve Rüya Argümanı

Müslüman filozof ve hukuk bilgini Ebu Hamid el-Gazzâli (1058-1111), Descartes'tan 500 yıl önce...

İnsanı Hayvan Sayan Felsefi Görüş: Animalizm

İnsanı Hayvan Sayan Felsefi Görüş: Animalizm

Türkçeye “hayvancılık” olarak çevirebileceğimiz animalizmin ayırt edici iddiası temel metafizik...

Elealı Zenon ve Paradoksları: Aklın Sorgusu

Elealı Zenon ve Paradoksları: Aklın Sorgusu

Yaklaşık 2500 yıl kadar önce Elealı filozof Zenon ortaya birtakım fikirler attı ve çılgınca sorular sordu. Zenon...

Skolastik Felsefenin Doğuşu

Skolastik Felsefenin Doğuşu

8. ve 15. yüzyıllar Hıristiyan Ortaçağ felsefesinde Skolastik dönem olarak bilinmektedir. Bu dönemde...

George Orwell’in Siyaset Felsefesi

George Orwell’in Siyaset Felsefesi

Orwell’in siyaset felsefesinde temel iki kavram; 1930’ların ortasından hayatının sonuna kadar savunduğu sosyalizm...

Sokrates'le İyi Bir Hayat Nasıl Yaşanmalı?

Sokrates'le İyi Bir Hayat Nasıl Yaşanmalı?

Sokrates etik ve ahlak konularında konuşmuş önemli bir isimdir. Mutlu olmayı ahlaklı olmakla bir sayan Sokrates'e...

ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER