Soundpainting, sahne sanatlarında aktörlerin kullandığı bir çeşit kompozisyon işaret dilidir. Bu işaret dili 1974 yılında New Yorklu besteci Walter Thompson tarafından oluşturulmuştur. Sanatçılar için evrensel olarak kabul edilmiş 1500’den fazla jesti içeren bu işaret dili, sahnede bulunan bir soundpainter ile karşısındaki grubun diyaloğu esnasında kullanılmaktadır.
Walter Thompson, 1970’li yıllarda 22 müzisyen ve 7 dansçıdan oluşan bir ekip oluşturdu. Kurduğu orkestra ile yaptığı çalışmaların odak noktası ellerinde bulunan müzik materyalleriyle doğaçlama bölümler içeren besteler yapmaktı. Thompson, orkestranın ilk sahne aldığı sırada doğaçlama bölümlerde parçanın bütünlüğünden kopuşlar yaşadığını gözlemledi. Bu kopmaların yaşanmaması adına bir rehbere ihtiyaç duyulduğunu anladı ve “soundpainting” fikrinin ilk tohumlarını attı. İlerleyen süreçte gösteri esnasında müzik ahenginin bozulmaması için ekibiyle birlikte birkaç jestten oluşan bir sahne dili geliştirdi ve gelecekte büyük yankı uyandıracak bu işaret dilinin temelini attı.
Soundpainting işaret dilinin temel felsefesi doğaçlamadır. Bu yüzden dilin yapısında hataya yer yoktur. Ortaya çıkan her ezgi doğaçlamanın bir tezahürüdür. Doğaçlamadan çıkan her türlü ezgi olağan kabul edilir. Sahnede bulunan orkestra şefi doğaçlama bölümlerde yaptığı jestlerle müzisyenlere rehberlik eder. Müzisyenler ise yapılan jestlere müzik aletleri ile cevap verir. Oluşan bu diyalog sonucunda ortaya bir sahne gösterisi çıkar. Thompson’a göre insan, güne doğaçlama başlar ve bu doğaçlamasını gün boyu devam ettirir. Hayatın felsefesi olan “doğaçlama” tarzını sahneye taşımak isteyen Walter Thompson, bu işaret dilini öğrenmek isteyenlerin bir alt yapıya ihtiyaç duymadığını vurgulamaktadır. İşaret dilini sadece müzisyenler değil, dansçılar, şairler, görsel sanatçılar gibi her türlü aktör icra ettiği sanatta kullanabilir.
Soundpainting, sanatsal veya sosyal geçmişleri ne olursa olsun insanların üretkenliğini geliştirmek için çok faydalı bir araçtır. Soundpainter olmak için çalışmalara katılan bir kişi, işitsel, bilişsel ve psikomotor zekâ bakımından oldukça gelişim göstermektedir. Bunların yanı sıra analitik zekâ, müzikal zekâ, refleks, üretkenlik, cesaret gibi duyuları da gelişim gösterir. Soundpainting’in felsefesinde hatalı hareket gibi bir düşünce olmadığı için müzisyenlerin özgürce ve rahatça hareket edebilmektedirler. Bunun sonucunda sounpainting ile uğraşanlar özgüven sahibi olurlar. Soundpainting eğitimi alan bireylerde beklenen bu kazanımlar sahne sanatlarının olmazsa olmazlarındandır. Bundan ötürü bu işaret dili aynı zamanda başarılı sanatçıların yetişmesinde de önemli bir kilometre taşıdır.
Sanat icra eden herkesin hatta her insanın soundpainting işaret dilini öğrenebileceğini söyleyen Walter Thompson, 1990’lı yılların ortalarında -ilk başta bu fikre sıcak bakmasa da- işaret dili atölyeleri kurmuş ve bu dili öğretmek için çalışmalara başlamıştır. Doğaçlama için kullandığı bu işaret dilini doğaçlama icra ettiğinden dolayı sistematik hale getirilmesi gerektiğini düşünmüştür. İşaret dilini kategorilere ve alt başlıklara ayırarak kolay öğrenilebilir kılmak için dile bir alt yapı hazırlamıştır.
Soundpainting’in hareketleri iki temel üzerinde inşa edilir: Şekillendirme hareketleri ve işlev sinyalleri. Şekillendirme hareketleri “ne” ve “nasıl” sorularına cevap veren işaretlerdir. İşlev sinyalleriyse “kim” ve “ne zaman” sorularına cevap verir. Bu dört soru iki ayrı kategoride ele alınır ve kalan tüm işaretler bu bölümler altında toplanır. Şekillendirme kategorisinin altında dört alt bölüm vardır: İçerik hareketleri, değiştiriciler, modlar ve paletler. İşlev kategorisinde ise iki alt bölüm vardır: Tanımlayıcılar ve git hareketleri.
Walter Thompson’ın müfredatını hazırladığı ve atölyelerde öğrettiği soundpainting işaret dili eğitimleri bir domino etkisi oluşturmuştur. Günümüzde bu işaret dili müzisyenler tarafından evrensel olarak kabul edilmektedir. Türkiye dâhil olmak üzere onlarca ülkede yapılan soundpainting sahneleri, bu işaret dilinin güncelliğini koruduğunun en önemli göstergesidir.
Sadece sözlü diller kullanmak, insanlar arasındaki iletişimi yetersiz kılabilmektedir. İnsanlar arasında jeste dayalı, görsel ve dokunsal yollarla ilettiğimiz sonsuz sayıda bilgi vardır. Soundpainting gibi sanatsal diller, dünyayı kelimelerden daha hassas ve daha duygu temelli bir bakış açısıyla anlamamıza yardımcı olur. Dillerin giderek daha fazla birbirine bağlı hale geldiği, yapay zekânın hızla geliştiği ve insan zihninin yavaşladığı bir dünyada, kolektif ve disiplinler arası sanatsal bir dilin oluşumu, duyularımızı daha yetkin bir şekilde keşfetmemizi olanaklı kılmaktadır. Soundpainting gibi araçlar, insanların birbirleri arasında ve ayrıca insanlarla makineler arasında iletişim kurmanın yeni yollarını keşfetmemize, daha hassas ve duygusal bir bakış açısıyla yeni fikirlerin üretilmesine ve onların yayılmasına yardımcı olmaktadır.
Baş Seçilmiş, Hilal & Karagöz Dursun, Betül. Müzik Eğitiminde Yaratıcı Uygulamalar: Soundpainting. 19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi, 4 (1), 2023, 4-14.
Soundpainting, Soundpainting, Erişim: 21.08.2023. http://www.soundpainting.com/soundpainting/
Sounpainting, History, Erişim: 21.08.2023. http://www.soundpainting.com/history/
Berklee Valencia Campus, (3 Haziran 2016). Soundpainting with Walter Thompson - Visiting Artist at Berklee Valencia Campus, Erişim: 21.08.2023. https://www.youtube.com/watch?v=xIPSemGNQjE
Hemen hemen her erkeğin dolabında bulunan özel günlerde ya da işe giderken tercih ettiği kravatın tarihi M.Ö....
Yunan mitolojisinde “Adonis Miti” olarak bilinen, doğadaki ölüm ve yenilenmeyi sembolize ettiği kabul...
Birbirine dolanan siyah ve beyaz iki yarım dairenin, her iki tarafında zıt renklerden bir nokta bulunan Yin-Yang sembolü...
Maviyi yaygın bir renk olarak düşünmek doğaldır. Mavi, gökyüzü ve okyanus ile ilişkilendirilir....
Barok kelimesi Portekizce “tam yuvarlak olmayan şekilsiz inci” anlamına gelen “barroco” kelimesinden...
Vatikan, 44 hektarlık bir yüz ölçümüne sahip olması nedeniyle dünyanın en küçük...
Samarra Ulu Camii, Irak'ın Samarra şehrinde bulunmaktadır ve Sâmerrâ 'da bulunan en önemli tarihi...
Hurma palmiyesi olarak bilinen büyük bir ağaçta yetişen hurma dünyanın en tatlı meyvelerinden biridir....
“Ankh” sembolü, “yaşamın haçı, hayatın sembolü” olarak bilinmekte ve düz bir...
Bishwa Bengalce "dünya", ijtema ise Arapça 'içtima' yani "toplantı" anlamına gelir. "Dünya...