Modern çağın en önemli İslami hareketleri arasında yer alan, dünyanın en etkili ve yaygın İslami kitle hareketi olan Müslüman Kardeşler, 1928 yılında Hasan el-Benna tarafından Mısır’da kurulmuştur. Yaklaşımı ve düşüncesi itibarıyla en net İslami hareketlerden biridir.
Müslüman Kardeşler, 1928 yılında 22 yaşındaki ilkokul öğretmeni Hasan el-Benna tarafından, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşü ve Müslümanları birleştiren hilafet hükümet sisteminin yasaklanmasının ardından İslami bir canlanma hareketi olarak kuruldu.
Hareket ilk yıllarında din, eğitim ve sosyal hizmetlere yoğunlaştı. Ancak üye sayısının artmasıyla hareket siyasi alana da kaydı. Şeriata dayalı İslam devletleri kurmaya çağrı yapan ideolojisi, neredeyse tüm İslamcı hareketlerin temeli haline geldi. Grubun sloganı olan “İslam çözümdür” ifadesi, İslam'ın yaşamın her alanına sistematik olarak uygulanması gerektiğini vurgular. Kardeşliğin misyonu, İslam'ın yalnızca dini bir ibadet değil aynı zamanda kapsamlı bir yaşam tarzı olduğu yönündedir. Fikirleri, dini-hukuku değerleri ve ahlakı teşvik ederek toplumu İslamlaştırmak ekseninde şekillenmiştir. Bu doğrultuda Hasan el Benna Kur'an ve hadislere dönüşün olması gerektiğini savunmuştur. Grubun diğer sloganı ise şöyledir: "Görevimiz Allah, rol modelimiz Resul, anayasamız Kur'an, yolumuz cihat ve en büyük arzumuz Allah'ın adıyla ölmektir.”
Hareket başlangıçtan itibaren olağanüstü bir büyüme yaşadı. 1930'da sadece beş şubesi varken, 1949'da bu sayı iki bine çıktı. 1940’lı yıllarda toplumda o kadar etkili hale gelmişti ki Mısır sınırlarının ötesine Sudan, Suriye, Filistin, Lübnan ve Kuzey Afrika'ya hızla yayıldı. Bunun neticesinde İngilizler, Mısır başbakanına, el Benna ve teğmeni Ahmed el-Sukkari'yi tutuklattı. Ancak kısa süre sonra başbakan tutukluluklarının devam etmesinin bir isyana yol açacağı korkusuyla İngilizlerin izni olmadan onları serbest bıraktı.
Grup, Mısır'daki İngiliz işgaline (1882-1952) karşı en etkili örgütlü direniş olarak Mısır hükümetine karşı protestolar düzenledi. Çekirdek seçmen kitlesi olan alt ve orta sınıf arasında meşruiyet kazandı. Daha sonra İhvan-ı Müslimin, Mısır'ı İngiliz destekli bir monarşiden kurtarmaya çalışan milliyetçi askeri liderler olan Özgür Subaylar’a katıldı.
1940'larda, Mısır Başbakanı Mahmud Fahmi el-Nukraşi, Müslüman Kardeşlerin silahlı kanadının dağıtılması emrini verdi. Kısa bir süre sonra grup, başbakanın öldürülmesi de dâhil olmak üzere şiddet eylemlerinden sorumlu tutuldu. Ardından Hasan el Benna Şubat 1949'da Kahire'de Müslüman Gençlik Derneği'nin önünde hükümet ajanları tarafından suikasta uğrayarak şehit oldu. Destekçileri onun hükümet tarafından öldürüldüğünü iddia etti.
Hareket 1950'lerde yeraltına indi ve birbirini takip eden Mısırlı yöneticiler tarafından onlarca yıldır süren baskı, Müslüman Kardeşler’in birçok üyesinin yurtdışına kaçmasına, diğerlerinin ise hapse atılmasına sebep oldu. 1980'lerde grup şiddeti reddetti ve ana akım siyasi sürece katılmaya çalıştı. Ancak eski Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in rejimi tarafından bu girişim yasaklandı.
Hareket 2005 yılında Mısır'da yapılan parlamento seçimlerinde bağımsız olarak yarıştı ve sandalyelerin %20'sini kazandı. Bu sonucu beklemeyen Mübarek gruba baskı yaparak yüzlerce üyeyi hapse attı. Yeniden yapılanmamaları için grubu çökertmeye yönelik operasyon başlattı.
Şubat 2011'de Mübarek rejimi devrildi. Ardından yapılan ilk parlamento seçimlerinde İhvan’ın yeni kurulan Özgürlük ve Adalet Partisi, Halk Meclisi'ndeki sandalyelerin neredeyse yarısını kazandı. 2012 yılında partinin o zamanki başkanı Muhammed Mursi, Mısır'ın demokratik olarak seçilen ilk cumhurbaşkanı oldu.
Mursi, cumhurbaşkanı olarak din özgürlüğünü ve barışçıl protesto hakkını güvence altına alan “demokratik, sivil ve modern bir devlet” inşa etmek istediğini söyleyerek İhvan karşıtlarına güvence vermeye çalıştı. Mursi, kendisine geniş kapsamlı yetkiler veren geçici bir anayasa beyannamesi yayınladı. Günlerce süren muhalefet protestolarının ardından bildirgenin kapsamını sınırlamak durumunda kaldı. Ancak ayın sonunda kurucu meclisin, liberallerin, laiklerin ve Kıpti Kilisesi'nin boykotlarına rağmen anayasanın aceleye getirilmiş bir versiyonunu onaylatması öfkeleri üzerine çekti.
Pek çok analist Mursi'nin taktiklerini çoğunlukçu olmakla eleştirdi. Müslüman Kardeşleri eleştiren Mısırlılar, Mursi'nin istifası için çağrıda bulunan bir dilekçeye yirmi iki milyon imzacıyı topladığını iddia eden Tamarrod grubu etrafında birleşti. Tamarrod hareketi ivme kazandıkça Mısırlılar güvenlikteki bir çöküntüden ve Müslüman Kardeşler'in ihtiyatlı tutumundan şikâyetçi oldu.
Milyonlarca protestocu sokaklarda toplanırken Mübarek'i kenara iten Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi, Mursi'ye taleplerini yerine getirmesi için kırk sekiz saat süre veren bir bildirge yayınladı. 3 Temmuz 2013'te Savunma Bakanı Abdülfettah El Sisi liderliğindeki Silahlı Kuvvetler Yüce Konseyi (SKYK), Mursi'yi devirdi ve yeni anayasayı askıya aldı.
Hükümet, Müslüman Kardeşleri yasadışı ilan ederek onu bir kez daha yeraltına itti. Mayıs 2014'te cumhurbaşkanı olan Sisi yönetimi altındaki rejim, her kesimden muhalefeti bastırmak için Müslüman Kardeşler üyeliği suçlamalarını kullanarak güçlü adımlar attı.
Grubun binlerce lideri ve üyesi hapse atıldı, bazıları da sürgüne gönderildi. Grubun hayır kurumları kapatıldı ve varlıklarına el konuldu. İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne göre devrilmesinden bu yana yargılanan Mursi, hücre hapsinde tutulduğu sırada tıbbi bakımdan mahrum bırakılmıştı ve bu yüzden Haziran 2019'da hayata gözlerini yumdu.
Kardeşlik, sosyal hizmetleri yönetmesine ve destekçilerini Mısır’ın siyaset sahnesindeki diğer tüm gruplardan daha etkili bir şekilde harekete geçirmesini sağlayan etkileyici örgütsel kapasitesiyle öne çıkmaktadır. Yoksul topluluklara hayati kamu hizmetleri ve kaynakları sağlayarak, yolsuzluk yapmama imajını koruyarak önemli bir taban desteği yaratmıştır. Kardeşlik aynı zamanda dini faaliyetleri ve davet (dini tebliğ) yoluyla da halka ulaşmaktadır. Hayırseverlik faaliyetleri aracılığıyla Kardeşlik, Mısır'ın ekonomik olarak dışlanmış sınıflarının hayırsever bir müttefiki ve kamu çıkarının güçlü bir savunucusu olarak ün kazanmıştır.