Medeniyet tarihi birçok efsane ve gizemle doludur. Bunlardan biri de Hristiyan dünyası için büyük öneme sahip olan Kutsal Kâse’dir. Kutsal Kâse günümüzde Hristiyanlık ile özdeşleşmiş, Hz. İsa’dan kendilerine bir miras olduğuna inandıkları, birçok sanat eserine ilham kaynağı olan, İsa’nın havarileriyle yediği son akşam yemeğinde kullandığı ve İsa çarmıha gerildiği esnada Aramatyalı Yusuf’un İsa’dan akan kanı doldurduğu kâse olarak bilinir. Kâsenin yaraları iyi ettiğine ve hastalara şifa verdiğine inanılmaktadır. Kutsal Kâse ile ilgili birçok hikâye anlatılır. Ancak erken Hristiyanlık döneminde bu kâseden hiç bahsedilmemiştir. Hatta İncil’de İsa ile ilgili her şey en ince ayrıntısına kadar verilirken Kutsal Kâse diye bir nesneden neredeyse hiç söz edilmemiştir. Sadece az sayıdaki İncil ayetlerinden Kutsal Kâse ile ilgili anlamlar çıkartılmaktadır. Örneğin bir ayette şu şekilde söylenmektedir. “Aynı şekilde, yemekten sonra kâseyi alıp şöyle dedi: Bu kâse, sizin uğrunuza akıtılan kanımla gerçekleşen yeni antlaşmadır.” Bu ve buna benzer bazı ayetler Kutsal Kâse hikâyesinin filizlendiği noktalardır.
Bugüne kadar yazılan ve söylenen Kutsal Kâse efsanelerinin birçoğuna Kelt mitolojisi ilham kaynağı olmuştur. Bu mitolojide yer alan efsanelerde iyilik, bolluk ve bereket getiren bir kaptan bahsedilir. Bu kap Hristiyanlıktaki Kutsal Kâse efsanesi ile örtüşmektedir. Kutsal Kâse ile ilgili ulaşılabilen en ciddi ve eski kaynaklardan biri 12. yüzyılda Troyes tarafından yazılan ancak tamamlanamamış olan “Le Conte du Graal” ya da “Perceval” adlı hikâyedir. Hikâyede köyün saf bir şövalyesi olan Perceval’den bahsedilir. Perceval iyiliği, saflığı, masumiyeti temsil eder ve Hz. İsa ile özdeşleştirilir.
Orta çağda Kutsal Kâse edebiyatta oldukça popüler bir konu haline geldi ve tüm Avrupa’da okunmaya başladı. Kutsal kâseyi bugün bildiğimiz haline getiren eser ise Robert De Boron’un “Graal” şiiridir. Şiirde Kutsal Kâse’nin İsa’nın çarmıha gerilmeden önceki gece havarileriyle yediği akşam yemeğinde kullandığı kâse olduğundan bahsedilir. Leonardo da Vinci’nin resmettiği “Son Akşam Yemeği” tablosu ve tabloda yer alan Kutsal Kâse tasviri bu hikâyeyi doğrulayan bir eser olmuştur. Hikâyede geçen bir diğer efsane ise çarmıha gerildiği sırada ellerinden akan kanların Aramatyalı Yusuf tarafından Kutsal Kâse’ye doldurulmasıdır. Bu tarihten itibaren Kutsal Kâse inanışı Hristiyanlık dünyası için önemli hatta kutsal bir hale gelmeye başlamıştır. Bu durumun en büyük nedenlerinden biri 19. yüzyıl batı araştırmacılarının mitoloji, orta çağ tarihi ve gizemleri üzerine yaptıkları çalışmalardır.
Kutsal Kâse anlatımının meşhur olmasının asıl sebebi Dan Brown tarafından yazılan “Da Vinci’nin Şifresi” kitabıdır. Kitapta Dan Brown, Da Vinci’nin eserleri üzerinden Kutsal Kâse ile ilgili yeni görüşler dile getirmiştir. Buna göre Da Vinci, İsa’nın Tanrının ve Meryem’in oğlu olduğuna inanmamaktaydı. İsa çarmıha gerildiği sırada Mecdelli Meryem ile evliydi ve Meryem karnında İsa’nın çocuğunu taşımaktaydı. Hatta tabloda İsa’nın solunda yer alan kişi, İncil yazarı Yuhanna değil de Mecdelli Meryem’di. Yani Kutsal Kâse maddi bir şey değildi, sadece bir semboldü ve sembolize ettiği şey ise Meryem’in ana rahmiydi. Yani İsa’nın çocuklarını taşıyan Meryem’i sembolize etmektedir. Bu inanışa nerdeyse bütün Hristiyan kiliseleri karşı çıkmaktaydı. Çünkü eğer bu kabul edilirse İsa’nın tanrının oğlu değil de beşeri bir varlık olduğu kanıtlanacaktı.
Kutsal Kâse’nin akıbeti ile ilgili birçok farklı efsane bulunmaktadır. Bazı efsanelere göre Yusuf Kutsal Kase’yi Kudüsten alıp İngiltere’ye götürmüş, Glastonbury Tepesi'nde saklamıştır. Başka bir hikâyeye göre Kutsal Kâse İspanya’nın Montserrat dağında yer almaktadır. Bir başka hikâyede ise Yusuf, kâseyi Fransa’nın Corbie Manastırı’na saklamıştır. İspanya'nın Leon kentindeki bir müzede bulunan altın kaplama kâsenin İsa'nın Kutsal Kâsesi olduğu da rivayetler arasında yer almaktadır. Orta çağ Mısır parşömenlerinde yer alan ifadeye göre, Kutsal Kâse Kudüs’ten Kahire’ye götürülmüş ardından İspanya’nın Akdeniz kıyısındaki bir İslam krallığındaki Emir’e verilmişti. Bazı araştırmacılar kâsenin asla bulunamayacağını, bazıları ise bulunduğunu ancak herkesten gizlendiğini söylemektedirler. Son 200 yılda Kutsal Kâse sürekli aranmakta olup binlerce kutsal kâse bulunmuştur. Bunlar tam da tarif edildiği gibi, Hristiyan inancına uygun ve Da Vinci’nin tablosundaki ile birebir aynıdır. Ve hala birçok müzede Hz. İsa’nın Kutsal Kasesi adıyla sergilenmekte ve aynı zamanda aranmaya devam edilmektedir.
Sonuç olarak Kutsal Kâse insanlık tarihinde belki de en çok aranan hazine olmakla birlikte, birçok esere ilham kaynağı olmuş efsanelere savaşlara ve bitmek tükenmek bilmeyen sorulara neden olmuş, uğruna mezhepler kurulmuş, çeşitli sanat eserleri verilmiştir. Kâse gizemli ve efsanevi bir eşya olmasının yanı sıra başta Hristiyan dünyası olmak üzere onu arayanlar için kurtuluşa ermenin, ruhsal bir yolculuğun ve ümidin sembolü olmaya devam etmektedir.
Baigent, Michael &Leigh, Richard & Lincoln, Henry, “Kutsal Kan Kutsal Kase.” Emre Yayınları. 1996.
Brown, Dan. “Da Vinci Şifresi.” Altın Kitaplar. 2018.
Christianity.com. “Luka 22:20”. Erişim: 11.08.2023. https://www.christianity.com/bible/niv/luke/22-20
Christianity.com. “What Is the Holy Grail? Is it in the Bible and Does it Really Exist?”. Erişim:11.08.2023. https://www.christianity.com/wiki/christian-terms/what-is-the-holy-grail.html Britannica. “Holy Grail”. Erişim:11.08.2023. https://www.britannica.com/topic/Grail
History. “Holy Grail”. Erişim:11.08.2023. https://www.history.com/topics/middle-ages/holy-grail
Languagehumanities.org. What is the Holy Grail?. Erişim:11.08.2023. https://www.languagehumanities.org/what-is-the-holy-grail.htm
Yunanca “eikon” sözcüğünden gelen ikon veya ikona, imge, simge, tasvir anlamlarına gelmektedir....
1054 yılında Hıristiyan kiliseler arasında yaşanan büyük ayrılığın ardından İstanbul'da Roma'dan bağımsız...
“Işık Festivali”, “Makkabi Bayramı” olarak da bilinen Hanuka, Yahudiler tarafından her yıl Kislev...
Evanjelizm’in Amerika’ya girmesi ve burada sağlam şekilde inşa edilmeye başlaması, İngiltere’de ortaya...
Obon olarak da adlandırılan Bon festivali, Japonya’da “ataları anma bayramı” olarak kutlanmaktadır. Bon...
Caynizm’in dünya üzerinde tanınması ve yaygınlık kazanmasında etkili olan en önemli inanç “ahimsa”...
Şia, Hz. Peygamber’in vefatından sonra Hz. Ali’nin nass ile halife oluğuna inanır ve imametin kıyamete kadar...
Leonardo da Vinci denilince akla gelen eserlerinden biri de hiç şüphesiz Milano’da Santa Maria delle Grazie...
Yahudiler yüzyıllar boyunca seçilmiş halk olmaları nedeniyle kendilerini her zaman diğer toplumlardan ayrı tutmuş...
Aziz Shirdi Sai Baba'nın reenkarnasyonu olduğu kabul edilen Sathya Sai Baba'nın, Hindistan'da başlattığı...