Salgın histeri, kitlesel psikojenik hastalık ve kitlesel sosyojenik hastalık olarak da bilinen kitlesel histeri, bir tür organik hastalığa işaret eden semptom gruplarını içeren sosyal bir olgudur. Ancak bu hastalığın belirli bir kaynağı yoktur ve psikolojik sebeplerden kaynaklanır. Hastalık, hatalığa neyin sebep olabileceğine dair ortak bir inancı paylaşan iki veya daha fazla kişi tarafından paylaşılır. Auckland Üniversitesi Psikolojik Tıp Bölümü'nde öğretim görevlisi olan Dr. Robert Bartholomew, “Bunu ters yönde plasebo etkisi olarak düşünün.” der.
Kitlesel histeri zihinden kaynaklanmasına rağmen sıklıkla gerçek fizyolojik belirtiler üretebilir ve ciddi psikolojik sıkıntılara yol açabilir. Sürü psikolojisi, stres ve sosyal baskı dâhil olmak üzere çeşitli faktörler bu fenomene katkı sağlayabilir. Bu fenomen, insan gruplarını etkiler. Bu nedenle birçok grup üyesi bu semptomları sergileme eğilimindedir. Toplu histeri, aşağıdakilerle karakterize olma eğilimindedir:
• Aniden başlayan ve biten semptomlar,
• Bu semptomlar için net bir tıbbi açıklama ortaya koymayan kapsamlı bir araştırma,
• Baş dönmesi, kas seğirmesi, baş ağrısı veya mide ağrısı gibi nispeten iyi huylu semptomlar,
• Belirli sosyal gruplar arasında ortaya çıkan semptomlar.
İnsanlar, tek bir yerde birlikte zaman geçirdikten sonra bu tür semptomları sergilemeye başlayabilir. Bu da insanların semptomların bulaşıcı bir hastalıktan kaynaklandığından şüphelenmesine yol açabilir. Sorun şu ki kitlesel histeriyi gerçekleştiği anda tespit etmek çok zordur. Çoğu vakada, altta yatan bir hastalık ya da bir sebep olmadığı ancak geçmişe dönük araştırma ve testler sonucunda ortaya çıkmaktadır.
Bartholomew, “Kitlesel histeriler ve sosyal panikler zamanın barometreleridir ve kolektif korkularımızı yansıtır” der. Bu gerçek semptomların ardındaki hayali nedenler her dönemin kaygılarını ortaya çıkarır. İşte tarih boyunca bu türden yedi vaka vardır.
1) 1518'in Dans Eden Vebası: Her şey bir yaz günü Strasbourg'da Frau Troffea'nın sokaklarda dans etmeye başlaması ve neredeyse bir hafta boyunca hiç durmadan dans etmesi ile başladı. Bir ay içinde doğu Fransız şehrinde 400 vatandaş, düşene kadar dans etme dürtüsüne kapıldı. Sonunda felç, kalp krizi ve bitkinlikten güçsüz düştüler. Yetkililer, trans benzeri durumu ‘sıcak kan’a bağladılar ve hastaların şeytanlarını kovmak için gece gündüz dans etmelerini, hatta bir sahne inşa edip dansçılar ve müzisyenler tutmalarını zorunlu kıldılar. Bu daha da büyük bir çılgınlığa yol açtı. Dans vebasının versiyonları Almanya, Hollanda ve İsviçre'ye yayıldı. Bazı tarihçiler dansçıların spazmlarla bağlantılı zehirli bir küf olan ergotu yanlışlıkla yuttuklarını öne sürmüşlerdi; ancak bu durum onların dayanıklılıklarını açıklamaya yetmedi. Diğerleri ise bunun nedenini bölgeyi kasıp kavuran hastalık ve kıtlıkla ilgili stresle açıklamakta ve Aziz Vitus'un “dans laneti”ne inanan telkine açık bir gruptan ileri geldiğini öne sürmekteydi.
2) Salem Cadı Mahkemeleri: 1692 Ocak ayının ortalarında Rahip Samuel Parris’in 9 yaşındaki kızı Elizabeth Betty ve rahibin 11 yaşındaki yeğeni Abigail Williams, cadılık hastalığından etkilenen ilk kişiler oldular. Kızlar vücutlarını garip pozisyonlara büküp tuhaf sesler çıkardılar ve anlamsız şeyler söylediler. Tıpkı bir nöbet geçiriyor gibiydiler.
Kısa süre sonra diğer kızlarda da benzer semptomlar görülmeye başlandı. Geleneksel ilaçlar ve dualar kızları iyileştiremedi. Bunun üzerine rahip, Dr. William Griggs’i çağırdı. Kızların cadılığın kötü etkisi altında olabileceğini öne süren ilk kişi oydu. Sorgulanan kızlar Tituba, Sarah Good ve Sarah Osborne’nun cadı olduklarını söylediler. Bu kızların suçlamalarına dayanarak cadı avı başladı. 29 Şubat 1692’de Tituba, Osborne ve Good’un yakalanması için resmi izinler çıktı. İlerleyen süreçte 14 kadın ve 6 erkek cadı olduğu gerekçesiyle idam edildi.
3) 1892 Yazı Titremesi Salgını: 1892'de Almanya'nın Groß Tinz kentindeki kız öğrencilerin elleri yazmaya çalıştıklarında kontrolsüz bir şekilde titremeye başladı. Bazıları hafıza kaybı ve bilinç değişikliği yaşadı. Ertesi yıl, İsviçre Basel'deki öğrenciler titremeye başladı. Bartholomew bunu “19. yüzyılın sonlarında Avrupa'da yaşanan yazı titremesi, zihni egzersiz yapılması gereken bir kas olarak gören yeni öğretim yönteminin doğrudan bir sonucu ve bu korkulan yazı derslerinden kurtulmanın bilinçaltındaki bir yolu” şeklinde açıklar.
4) Mattoon'un Deli Gasseri: İkinci Dünya Savaşı paranoyasının en yoğun olduğu dönemde Illinois eyaletinin Mattoon kasabası, gizemli bir adamın masum kurbanların üzerine gaz püskürttüğüne dair haberlerle çalkalanıyordu. İlk olarak Aline Kearney, “yatak odasında mide bulandırıcı, tatlı bir koku” olduğunu ve bunun “bacaklarının ve vücudunun alt kısmının felç olmasına” yol açtığını anlatmıştır. Kearney'in kocası o gece işten döndüğünde evlerinin dışında bir yabancı gördü. Kearney'lerin hikâyesi yerel gazetenin ön sayfasında yayınlandı. Kısa süre içinde tüm kasaba benzer belirtilerle ilgili haberlerle doldu. Daha hızlı yayılan şey, dünya çapında manşetlere taşınan ve paniğe yol açan sinsi saldırgan haberiydi. Gizemli saldırgan asla bulunamadı.
5) 1962 Haziran Böcek Salgını: 1962 yılının Haziran ayında, ABD'deki bir tekstil fabrikasında çalışan 60 işçi kızarıklık, mide bulantısı ve uyuşma semptomlarıyla mesailerine başladılar. Medya hikâyeyi hemen benimsedi ve işçilerin kendilerini hasta ettiğine inandıkları böceklere “Haziran Böceği Vebası” adını verdi. Ancak olay yerine çağrılan entomologlar haziran böceklerinden hiçbir iz bulamadılar. Hasta işçilerle görüşen psikologlar, kurbanların yüzde 90'ından fazlasının aynı vardiyada çalıştığını, çoğunun fazla mesai yaptığını ve ellisinde semptomların ancak salgının medyada yer almasıyla görülmeye başladığını keşfetti. Muhtemel suçlu stresti.
6) Tanganyika Gülme Salgını: 1961'de İngiltere'den bağımsızlığını kazanmak için verdiği zorlu mücadelenin ardından köklü değişikliklere giden Doğu Afrika ülkesi Tanzanya, düzinelerce kız öğrencinin gülmekten kendilerini alamamaları nedeniyle haftalarca okullarını kapattı. Salgının sonunda binden fazla kişi hastalandı ve dört okul geçici olarak kapatılmak zorunda kaldı. Bu sıradan bir gülme meselesi değildi; stres altındaki öğrencilerde kızarıklıklar, bayılmalar ve solunum sorunları da görüldü. Resmi teşhis kitlesel histeriydi.
7) Hindistan'daki Maymun Adamlar: Mayıs 2001'deki sıcak hava dalgası sırasında elektrik kesintileri Delhi'yi sarstı. Çatılarında uyuyarak sıcaktan kurtulmak isteyen sakinler, yarı maymun yarı insan gibi görünen gizemli bir yaratığın saldırılarına uğradıklarını bildirmeye başladılar. Çoğunluğu düşük sosyoekonomik statüye sahip erkeklerden oluşan kurbanlar, ısırık izleri gibi yaralarla doktorlara başvurdular. Biri korkudan çatıdan düşerek, diğeri merdivenlerden yuvarlanarak öldü. Polis tarafından hazırlatılan bir tıbbi rapor, yaraların kendi kendine yapıldığını, medyadaki görüntüler ve kontrolden çıkmış dedikodularla alevlenen histerinin yerel halkı korkuttuğunu ortaya koydu.
Şeytan çarpması, deli gazcılar ve maymun adamlar kimi kesimlerce alay konusu olsa da bu paniklerin neden olduğu korku ve acı gerçekti. Bartholomew, “Halk sağlığı yetkililerinin kitlesel sosyojenik hastalık teşhisi genellikle kamuoyunda tepkiyle karşılanır. Çünkü kurbanların akli dengelerinin bozuk olduğu, 'deli' oldukları ya da numara yaptıkları yönünde bir damgalama vardır. Bu doğru değildir” der. “Kitlesel sosyojenik hastalık bir inanç tarafından yönlendirilir. Hepimizin inançları vardır, dolayısıyla hepimiz potansiyel kurbanlarız.”
Çoğu insan bulaşıcı bir hastalığı mikroplar veya fiziksel yollarla yayılabilen bir şey olarak düşünür; ancak zihnin gücünü veya tehdit altında hissettiğinde vücudun kontrolünü ele geçirme yeteneğini asla hafife almamalıdır. Birçok insan benzer davranışlar sergiliyorsa veya benzer belirtiler yaşıyorsa, durumu değerlendirmek ve çevresel bir neden olup olmadığını belirlemek önemlidir. Bu tür olaylarda bir terapistle konuşma ve rahatlama gibi yollar, semptomları azaltmaya yardımcı olabilir.
HISTORY. “7 Mysterious Mass Illnesses That Defied Explanation”. 20 Temmuz 2022. Erişim 20 Temmuz 2023. https://www.history.com/news/mysterious-illnesses-mass-hysteria
Fritscher, Lisa. “What Is Mass Hysteria?” Verywell Mind. Erişim 20 Temmuz 2023. https://www.verywellmind.com/understanding-groupthink-2671595
Bartholomew, R. E. “Re: ‘Epidemic Hysteria: A Review of the Published Literature’”. American Journal of Epidemiology 151/2 (15 Ocak 2000), 206-207. https://doi.org/10.1093/oxfordjournals.aje.a010189
Matematiğin sevilmeme nedenleri arasında yer alan öğretmen, okul ve çevre gibi faktörlerin yanında başka...
Kişilik, toplumda bireyleri birbirinden ayıran ve faklı kılan özellikler bütünüdür. Kişilerde ve...
Gestalt teorisine göre; bütün, parçaların toplamından farklı bir anlam ifade eder ve birey, bütünü...
Müziği seviyoruz çünkü bizi iyi hissettiriyor. Peki, neden kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor? 2001...
Daha önce ‘belki ileride işe yarar’ düşüncesi ile eşyalarınızı atamadığınız oldu mu? Başkalarının...
Somatik bellek, vücudun motor hareketlerini ve fiziksel deneyimlerini hatırlama yeteneğidir.
Synesthesia” kelime kökleri itibariyle Yunanca syn (birlikte) ve aesthe-sis (algılamak) olan iki kelimenin birleşiminden...
Retorik, iletişim yoluyla ikna etme sanatlarından bir tanesidir. Motive etmek veya bilgilendirmek için insanların...
Psikolog Abraham Maslow, 20. yüzyılın en tesirli psikologlarından biri olarak kabul edilmiş ve 1943 yılında yayımladığı...
Lusid rüya, kişinin rüya gördüğünün farkında olduğu ve rüyayı yönetebildiği rüya...