Keşişlik veya Hristiyan Manastırcılığı, Hristiyan dinine sıkıca bağlı olan ve o şekilde yaşayan rahiplerin toplu bir şekilde bir araya geldiği manastırlardaki yaşam tarzlarını ve uygulamalarını ifade eder. Bu yaşam tarzı oldukça sade, çileci ve ibadete adanmıştır. Amaçları Tanrı’ya daha yakın olmaktır. Bu kişiler kendilerini toplumdan ve dünya nimetlerinden neredeyse tamamen soyutlayıp, ruhsal olarak gelişme ve derinleşme sürecine odaklanırlar. Keşiş olmak isteyen insanlar yoksulluk gibi sınırlamaları kendi istekleri ile kabul ederler.
İlk olarak 3. yüzyılda ortaya çıkmış olan keşişlik, Mısır’da çölde inzivaya çekilmiş keşişlerle başlamıştır. Bu kişilerden en bilinenleri Aziz Antonius ve Aziz Pachomius’dur. Aziz Antonius’un 15 yıl kadar çölde kaldığı söyleniyordu. Ayrıca şarap veya et tüketmiyor yalnızca tuz ve su ile besleniyordu. Bazen günlerce oruç tutuyordu. Çölde kendini mağaraya kapatmış bu keşişlere daha sonra “Çöl Babaları” adı verilmiştir.
İlk manastırı kuran kişi Aziz Pachoiumus’tur. 323 yılında tüm rahipleri tek bir kilise ve başrahip etrafında toplamayı başararak ilk gerçek manastırı kurmuştur. Mısır İmparatoru’nun Aziz Pachomius’u sürgüne göndermesi sonucu Manastır geleneği Mısır dışındaki toplumlara da yayılmaya başlamıştır. Bu tarihten itibaren manastır yaşamının kural ve ilkeleri belirlenmeye başlamış, Kapadokya’nın üç babası lakabıyla bilinen Aziz Basil, kardeşi Gregory ve Nazianzuslu Gregory’nin oluşturduğu manastır kuralları, Hristiyan dünyası tarafından kabul edilmiş ve manastır önemli bir kurum halini almıştır. Erkekler haricinde kadınların da manastırı bulunmaktadır ve tarihte münzevi bir hayat sürmek için her şeyini feda eden birçok kadın bulunmaktadır. Onlara da çöl anaları adı verilmiş olup, kadın keşişler 4. yüzyılda Suriye, Mısır ve Filistin çöllerine Tanrı’ya daha da yaklaşmak için akın etmişlerdir.
Keşiş ve rahibeler neredeyse dünyevi her şeyden uzaklaşarak ve inzivaya çekilerek manastırlarda yaşarlar. Manastırda yaşayan Hristiyanlar hep beraber ortak bir kural ve disiplin çerçevesinde tıpkı bir aile gibi yaşarlar. Beraber yemek yemeleri veya ibadet etmeleri gibi. Manastır sakinleri geçimlerini sağlamak ve bazı ihtiyaçlarını karşılamak için çeşitli işlerde çalışmaktadırlar. Bu işlere tarım, hayvancılık ve kitap yazma veya kopyalama gibi örnekler verilebilir. Bazen keşişler şahsi eşyalarını satarak geçimlerini sağlayıp, manastırdaki yaşamlarına devam etmektedirler. Manastırda keşişlerin hayatının merkezleri dua ve ibadettir. Her gün belli saatler dua, ibadet ve ayinlere ayrılmıştır. Keşişler zengin olsalar dahi bu zenginliklerinden fedakârlık ederler çünkü sade bir yaşam sürmeleri nefislerini terbiye etme açısından önemlidir. Keşişlerin en önemli konularından biri itaattir. Manastırdaki başrahibe sonsuz itaat etmeleri gerekmektedir. Bu da insan nefsinin köreltilmesi için önemli konulardan biridir.
Hristiyan dininde tek bir mezhep olmadığı için keşişliğe farklı mezheplerin farklı bakış açıları bulunmaktadır. Örneğin Katolik mezhebinde yer alan manastırlar bir tarikata bağlı olarak keşişlik kurumunu sürdürmektedir. Bu tarikatlar arasında batı manastırclığının kurucusu olarak bilinen Aziz Benedikt tarafından kurulan Benediktinler, Aziz Francis’in kurduğu Fransiskenler ve Aziz Ignatius Loyola tarafından kurulan Cizvitler yer almaktadır. Ortodokslar ise daha bağımsız bir yapıya sahiptirler. Ortodoks manastırının en önemli özelliği İsa Duası’na ayrı bir önem verilmesidir. Reform hareketleri sonucu ortaya çıkan Protestanlık ise manastır uygulamasını kaldırmıştır. Ancak 19. yüzyıldan itibaren Protestanlıkta manastır yaşamında bir ilerleme ve canlılık ortaya çıkmıştır. Günümüzde Katoliklerin manastır öğretisini hayata geçirmiş olan birçok Protestan vardır.
Manastırların konumu genel olarak şehirlerden uzak, daha sessiz ve sakin yerlerdedir. İlk Hristiyan keşişleri henüz düzenli bir yapı olmadığı için genelde mağaralar, mezarlıklar hatta bataklıklarda yaşamışlardır. Ancak daha sonra uygulamanın kurumsallaşması ile birlikte keşişlik inşa edilmiş bir binada yapılmaya başlamıştır. Manastır binalarının içinde bir kilise, bir yemekhane, kütüphane ve keşişlerin yaşadığı hücre tarzı odalar yer almaktadır. Buralarda kalan kişiler genel olarak yiyeceklerini kendileri üretir ve giyeceklerini kendileri dikerler. Manastır sakinlerinin dünya ile olan iletişimleri neredeyse hiç yoktur veya oldukça sınırlıdır.
Hristiyanlıktaki manastır anlayışı farklı mezhep ve tarikatlarda farklılık gösterse de genel itibariyle dine bağlılık, Tanrı’ya yakınlık ve nefis terbiyesi üzerine kuruludur ve bugün hala etkisini sürdürmektedir.
Britannica, “Monasticism”, Erişim 27.01.2024, https://www.britannica.com/topic/Christianity/Art-and-iconography
DBU, “Overview of Medieval Monasticism”, Erişim 27.01.2024, https://www.dbu.edu/mitchell/ancient-christian-resources/monasticoverview.html#:~:text=Christian%20monasticism%20is%20a%20structured,works%2C%20obedience%2C%20and%20vigils.
Encylopedia. “Monasticism: Christian Monasticism”, Erişim 27.01.2024, https://www.encyclopedia.com/environment/encyclopedias-almanacs-transcripts-and-maps/monasticism-christian-monasticism
Lay Cistercians Of Sout Florida, “How It All Started: The History of Monasticism”, Erişim 27.04.2024, https://laycistercians.com/history-of-monasticism/
Yunanca “eikon” sözcüğünden gelen ikon veya ikona, imge, simge, tasvir anlamlarına gelmektedir....
1054 yılında Hıristiyan kiliseler arasında yaşanan büyük ayrılığın ardından İstanbul'da Roma'dan bağımsız...
“Işık Festivali”, “Makkabi Bayramı” olarak da bilinen Hanuka, Yahudiler tarafından her yıl Kislev...
Evanjelizm’in Amerika’ya girmesi ve burada sağlam şekilde inşa edilmeye başlaması, İngiltere’de ortaya...
Obon olarak da adlandırılan Bon festivali, Japonya’da “ataları anma bayramı” olarak kutlanmaktadır. Bon...
Caynizm’in dünya üzerinde tanınması ve yaygınlık kazanmasında etkili olan en önemli inanç “ahimsa”...
Şia, Hz. Peygamber’in vefatından sonra Hz. Ali’nin nass ile halife oluğuna inanır ve imametin kıyamete kadar...
Leonardo da Vinci denilince akla gelen eserlerinden biri de hiç şüphesiz Milano’da Santa Maria delle Grazie...
Yahudiler yüzyıllar boyunca seçilmiş halk olmaları nedeniyle kendilerini her zaman diğer toplumlardan ayrı tutmuş...
Aziz Shirdi Sai Baba'nın reenkarnasyonu olduğu kabul edilen Sathya Sai Baba'nın, Hindistan'da başlattığı...