Konya Bilim Merkezi İlimge

Japon Bahçelerinde Doğanın Huzurunu Kucaklamak

 Raziye Betül Dikmen
 7 dk  396

Japon bahçeleri insanlar ile doğa arasında kurulmuş olan önemli bir bağı temsil etmektedir. Bu bahçeler yalnızca estetik güzellik amacıyla düzenlenmiş mekânlar değildir. Japon bahçeleri, Japonların doğaya olan duyarlılıklarının etkisiyle insanların dinlenmesi ve huzur bulması için özenle düzenlenmiştir. Japonların dini ve kültürel değerlerine uygun şekilde dizayn edilen Japon bahçeleri, bazen Budist rahipler için bir eğitim merkezi bazen de bir inziva mekânı olarak kullanılmıştır. Sadelik ve düzeni ön planda tutan, evrende her şeyin bir ruha sahip olduğu düşüncesinin bir ürünü olan Japon bahçeleri kendilerine has yapılarıyla dikkatleri üzerine çekmektedir. 

Japon bahçelerinin başlangıcından günümüze kadar uzanan tarihine kısaca bakmak gerekirse en eski kayıtların M.S. 74 yılına ait olduğu görülmektedir. İmparatorluğa ait olan mekânlarda bir bahçe olması gerektiği anlayışının Çin ile kurulan ilişkiler sonucunda ortaya çıktığı kabul edilmektedir. İlk dönem bahçe sanatına dair verilen detayların ise yine Çin ve Kore’den geldiği düşünülmektedir. 552 yılında Budizm’in Japonya’ya girmesiyle birlikte bahçe cennetin temsili olarak görülmeye başlanmıştır. Bu düşüncenin bahçe düzenlemecilerine ilham verdiği düşünülmektedir. 700’lü yıllarda ise bahçe sanatı İmparatorluk konağı için vazgeçilmez unsurlardan biri olmuştur. 11. yüzyılda bahçe sanatı kılavuzu olarak bilinen “Sakuteiki” kitabı basılmış ve kitapta doğayı kopyalayarak oluşturulacak bir bahçe düzenlemesinin nasıl yapılması gerektiği üzerinde durulmuştur. Bahçe planlamaları yapılırken yapaylıktan uzak, doğada olduğu gibi sıradan bir uyum yakalamanın esas olduğu vurgulanmıştır. Zaman içerisinde Japon kültürünün güç kazanması ile bahçe tasarımları gelişme göstermiş ve Japon kültürünün diğer önemli bir parçası olan çay seremonileri için inşa edilen çay evleri de bahçe içerisine eklenmiştir.


Temel ilkesi insan duygularını da işin içine katarak doğanın küçük bir prototipini oluşturmak olan Japon bahçeleri, her bir detayda derin anlamlar barındırmaktadır. Japon bahçeleri; “sansui”, “kare-sansui” ve “shakkei” olarak üç stilde tasarlanmaktadır. Sansui stilinde vazgeçilmez olan element sudur. Gölet, çağlayan, köprü ve adalar bu bahçe stilinin temel unsurları olarak kullanılmaktadır. Kare-sansui stili, “kuru manzara bahçesi” olarak da bilinmektedir. Bu tarz bahçelerde su yerine suyu sembolize eden çakıl, kum veya kırık taş parçaları kullanılmaktadır. Su dalgalarına benzeyen şekiller, tırmık yardımıyla kumlara işlenmektedir. Su olmasa bile bahçe içerisinde su varmış hissi oluşturması amaçlanmıştır. Shakkei stilinde ise bahçe içerisinde bir manzara kompozisyona dâhil edilmektedir. Bahçe içerisinde yahut bahçenin bir kısmında yer alan manzaraya uygun olarak bahçe düzenlenmekte ve manzara bahçenin önünden yahut arkasından görülecek şekilde planlanmaktadır.

İlk olarak Japon bahçelerinin vazgeçilmez unsuru, arınma aracı olarak görülen su elementidir. Suyun kullanılmadığı kare-sansui tarzı bahçelerde dahi taşların suyu temsil edecek şekilde düzenlenmesi bu düşüncenin bir sonucudur. Su sesinin huzur veriyor olması nedeniyle bahçelerin büyük çoğunluğunda küçük de olsa bir çağlayan bulunmaktadır. Çağlayanın etrafı yoğun şekilde bitkilendirilerek otantik ve derin bir hava yakalanmak istenmektedir.


Göletler, bahçenin odak noktası olarak kabul edilmektedir. Bahçenin diğer kısımları gölete göre şekillendirilir. Dizayn sırasında simetriden kaçınılması gerekmektedir, çünkü simetrinin doğallığı bozacağı inancı mevcuttur. Göletlere boyut kazandırmak ve yeni görüş alanları yaratmak için adalar kullanılmaktadır. Gölet içerisinde bulunan bu adalara ulaşmak için yapılan köprülerin Budizm’de farklı anlamlar taşıdığı bilinmektedir. Bu köprülerin, insanların cennete ulaşmaları için Tanrı ile olan bağlantıyı temsil ettiği kabul edilmektedir. Bunun dışında insanların karşıdan karşıya geçmesini sağlayan köprülerin, farklı bakış açısı oluşturmayı hedeflediği de düşünülmektedir.

Japon bahçelerinin vazgeçilmez olan başka bir ögesi de taş ve kayalardır. Kayaların Tanrı’nın ruhunu taşıdığına yahut doğaüstü bir güce sahip olduğuna inanılmaktadır. Çin ve Japon kültüründe tek sayıların uğurlu olduğuna inanılması nedeniyle bahçede kullanılan taş sayısının tek sayı olmasına dikkat edilmektedir. Kayaların dizaynı yapılırken doğadaki pozisyonlarına ve dengeli olmalarına dikkat edilmektedir. Bahçedeki ruhu ve ahengi bozacak biçimsiz, eğri ve dengeyi bozan taşların kullanılmasından kaçınılmaktadır.

Bahçe içerisinde bulunan yollarda kullanılan malzemeler kişilerin zevklerine uygun şekilde belirlenebilmektedir. Bu yollar gelen misafirlerin ayaklarını çamur ve yosunlardan korumak amacıyla tasarlanmaktadır. Eve giden yollar ve bahçe içerisindeki yollar birbirinden farklı olmalıdır. Yol ayrımlarında bulunan taşlar yolun bu noktada ayrıldığını vurgulamak için daha büyük seçilir.

Bahçe içerisinde mahremiyeti sağlamak ve sakin bir atmosfer yaratmak amacıyla bazı sınırlayıcılar kullanılmaktadır. Gizli alanlar oluşturmak için tercih edilen en etkili materyal Japon bahçelerinin olmazsa olmazı olan bambu ağaçlarıdır.


Japon bahçelerinde ahengi sağlayan ve huzur veren en temel öge bitkilerdir. Bahçe içerisinde bulunan diğer ayrıntıların gizlenmesi ve derin anlam kazanmasına yardımcı olması açısından da Japon bahçelerinde bitkiler önemli bir yere sahiptir. Her zaman yeşil kalan bitkilere yer verilmeye çalışılmakta, mümkün oldukça doğal bir ağaçlandırma yapılması amaçlanmaktadır. Simetrik bir ağaçlandırmadan uzak durulmaktadır. Mevsimlerde renk değiştiren ağaçlar daha fazla tercih edilmektedir. Japon bahçelerinde yer alan en temel ağaç çam ağacıdır. Dişiyi temsil eden “Pinus densiflora” (Japon kırmızı çamı) ve erkeği temsil eden “Pinus thunbergii” (Japon siyah çamı) tüm Japon bahçelerinde yer almaktadır. Çam ağacı dışında erik, kiraz, portakal, akçaağaç; çeşitli çalılar, bambular, orkide, şakayık ve nilüfer çiçekleri Japon bahçelerinin renklendirilmesinde kullanılan önemli bitkilerdir.

Japon bahçelerinde kullanılan taş fenerler, taş kuleler ve su çanakları da Japon ruhunu yansıtan önemli ögelerdir. Taş fenerlerin sessizlik ve sonsuzluğu temsil ettiği düşünülmekte, beş kısımdan oluşan taş kulelerin ise evreni oluşturan rüzgâr, su, ateş, toprak ve cenneti sembolize ettiği kabul edilmektedir. Su çanakları ise bir ibadet yahut seremoniye girmeden önce gerçekleştirilen arınma ritüellerini simgelemektedir.

Japon bahçeleri, doğayla uyumu sembolize eden bir realizm örneği olarak kabul edilmektedir. Tasarımlarda kullanılan her bir detay doğayla uyumu bozmayacak şekilde düzenlenmektedir. 1500 yıllık bir tarihe sahip olan Japon bahçeleri tarihi bir atmosfer içerisinde insanlara doğayı ve yaşamı yorumlama fırsatı sunmaktadır. Her ne kadar insan eliyle oluşturulmuş olsa da tabiatın kendisi olarak kabul edilmektedir. 

#japonya #japonbahçeleri #budizm #şintoizm
0
0
0
Kaynakça

Altinçeki̇Ç, H Sanem ÇINAR. “Japon Ruhunda Bahçe Yaratmak”.

Cabello, Steve John Powell and Angeles Marin. “The Meaning behind the Japanese Zen Garden”. Erişim 29 Mayıs 2023. https://www.bbc.com/culture/article/20220406-the-meaning-behind-the-japanese-zen-garden

Tüfekçioğlu, Alper. Japon bahçelerinde kullanılan tasarım elemanları ve tarihi süreç içerisindeki değişimleri. Fen Bilimleri Enstitüsü, MasterThesis, 2018. https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/482533

“History of Japanese Gardens | Japan Experience”. Erişim 29 Mayıs 2023. https://www.japan-experience.com/plan-your-trip/to-know/understanding-japan/history-japanese-gardens

“Japanese garden | Elements, Types, Examples, & Pictures | Britannica”. Erişim 29 Mayıs 2023. https://www.britannica.com/art/Japanese-garden

Japan City Tour. “Landscape Japanese Gardens”, 08 Ekim 2020. https://www.japancitytour.com/info/japanese-gardens.html

“ResearchGate”. Erişim 29 Mayıs 2023. https://www.researchgate.net/publication/277310421_Japon_Bahce_Sanati_Donemleri_ve_Japon_Bahcelerinde_Sembolizm/link/5567090d08aec226830091cd/download

BENZER MAKALE
İnsanlar Neden Kravat Takar: Kravatın Öyküsü

İnsanlar Neden Kravat Takar: Kravatın Öyküsü

Hemen hemen her erkeğin dolabında bulunan özel günlerde ya da işe giderken tercih ettiği kravatın tarihi M.Ö....

Baharın Habercisi Adonis Miti

Baharın Habercisi Adonis Miti

Yunan mitolojisinde “Adonis Miti” olarak bilinen, doğadaki ölüm ve yenilenmeyi sembolize ettiği kabul...

Mükemmelliğin Sembolü: Yin Yang

Mükemmelliğin Sembolü: Yin Yang

Birbirine dolanan siyah ve beyaz iki yarım dairenin, her iki tarafında zıt renklerden bir nokta bulunan Yin-Yang sembolü...

Renklerin Tarihi: Mavi Rengin Arayışı

Renklerin Tarihi: Mavi Rengin Arayışı

Maviyi yaygın bir renk olarak düşünmek doğaldır. Mavi, gökyüzü ve okyanus ile ilişkilendirilir....

Duygu ve Gösterişli Güzelliğin Sanata Yansıması: Barok

Duygu ve Gösterişli Güzelliğin Sanata Yansıması: Barok

Barok kelimesi Portekizce “tam yuvarlak olmayan şekilsiz inci” anlamına gelen “barroco” kelimesinden...

Dünyanın En Küçük Ülkesi Vatikan

Dünyanın En Küçük Ülkesi Vatikan

Vatikan, 44 hektarlık bir yüz ölçümüne sahip olması nedeniyle dünyanın en küçük...

Sâmerrâ Ulu Camii ve Koni Biçimli İlginç Minaresi

Sâmerrâ Ulu Camii ve Koni Biçimli İlginç Minaresi

Samarra Ulu Camii, Irak'ın Samarra şehrinde bulunmaktadır ve Sâmerrâ 'da bulunan en önemli tarihi...

Bir Ramazan Geleneği: Hurmalar

Bir Ramazan Geleneği: Hurmalar

Hurma palmiyesi olarak bilinen büyük bir ağaçta yetişen hurma dünyanın en tatlı meyvelerinden biridir....

Antik Mısır’ın Sınırları Aşan “Ankh” Sembolü

Antik Mısır’ın Sınırları Aşan “Ankh” Sembolü

“Ankh” sembolü, “yaşamın haçı, hayatın sembolü” olarak bilinmekte ve düz bir...

İslam'ın İkinci Büyük Buluşması: Bishwa Ijtema

İslam'ın İkinci Büyük Buluşması: Bishwa Ijtema

Bishwa Bengalce "dünya", ijtema ise Arapça 'içtima' yani "toplantı" anlamına gelir. "Dünya...

ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER