Sultan I. Ahmed ve Mâhpeyker (Kösem) Sultan’ın oğlu Sultan IV. Murad 28 Cemâziyelevvel 1021’de (27 Temmuz 1612) İstanbul’da doğdu. 15 Zilkade 1032 tarihinde (10 Eylül 1623) yani 11 yaşında tahta çıkan IV. Murad, 16 yıl 4 ay 29 gün boyunca 17. Osmanlı Padişahı ve 96. İslam Halifesi olarak Osmanlı topraklarında hüküm sürdü.
Geniş omuzlu, iri yapılı ve fiziksel kuvvetiyle oldukça heybetli olan IV. Murad’ın dönemin ünlü pehlivanlarıyla güreştiği, cirit sporunu çok sevdiği, 50 kilogramlık yayları ve 200 okkalık (256,4 kg) bir çeşit yakın dövüş silahı olan gürzü ustalıkla kullandığı bilinmektedir. Sultan IV. Murad’ın gürzü ve yayı şu an Topkapı Sarayı Müzesi’nde sergilenmektedir. Oldukça disiplinli bir kişiliğe sahip olan Sultan, devamlı tedbil-i kıyafetle halkın arasına karışarak kurallara uyulup uyulmadığını kontrol etmekteydi. Sultanın bu kişisel ve fiziksel özelliklerinin bir tezahürü olarak da birçok askeri başarısı bulunmaktadır.
Osmanlı tarihinde dikkat çekici bir vaka olarak karşımıza çıkan tütün yasağı 19 Eylül 1633 yılında IV. Murad tarafından ilan edildi. Yasağın sebebi olarak tütünün, müskirat benzeri mamul (tüketildiğinde iradeyi ortadan kaldıran, sarhoş eden ürün) olmasından dolayı yasaklandığı zannedilse de tütün yasağı daha çok farklı nedenlerden ötürü uygulanmaya başlandı.
2 Eylül 1633 tarihinde İstanbul’un Fatih semtinde bulunan Cibalikapısı dışındaki bir gemi kalafatçısının sebep olduğu ve rüzgârın etkisiyle oldukça şiddetlenerek şehrin dörtte birini kül eden, telafisi imkânsız maddi ve manevi birçok zaiyat oluşturan Büyük İstanbul Yangını gerçekleşti. Bu yangının ardından halk arasında yaşanan ileri geri konuşmalar ve siyasi dedikoduların merkezi olarak genel kabul gören kahvehanelerde devlete ve saltanata zarar verecek cinsten diyalogların artmasından ötürü 16 Eylül 1633’te tüm kahvehanelerin yıkılmasına dair ferman çıktı. Bu fermanın çıkmasında kahve ve tütünü haram olarak gören Kadızâde Mehmed Efendi’nin de büyük etkisi vardı. IV. Murad yeni bir yangının gerçekleşebileceğini gerekçe göstererek kapattığı kahvehaneleri bekârlara ve debbağ gibi birtakım zanaatkârlara tahsis etti.
Duhan-i bed-huy (tütün yasağı) ise kahvehanelerin yıkım kararından üç gün sonra ilan edildi. Tütünün yangınlara sebep olduğu, özellikle barut gibi askerî malzemelerin bulunduğu bölgelerde ateşle yapılan işlerin yanı sıra tütün kullanımı da kolluk kuvvetleri tarafından denetlendi ve yasaklara rağmen tütün içenlere müdahale edilerek caydırıcı tedbirler uygulandı. Yalnızca kolluk kuvvetleri tarafından değil, Sultan IV. Murad tarafından da bizatihi denetimler uygulandı. Tütünden ve afyondan nefret eden Sultan, yasağı ilan ettikten sonra sıkça tedbil-i kıyafetle halkı teftiş etti.
Halk bu tütün yasağına pek kulak asmayarak tütün mamullerini gizliden veya açıktan kullanmaya devam etti. Ancak keyfi bir nefes uğruna hemen her sabah yerde yatan elli ila yüz arasında ceset gören vatandaşların bu konudaki endişesi artmaya başladı ve yasağa daha fazla riayet etmeye mecbur kaldılar. Tütün hususunda ilk ve en şiddetli yaptırımı uygulayan Sultan IV. Murad bu konuda asla taviz vermedi. Hatta tütün içenleri yakalamak için özel bir hafiye teşkilatı kurmakla kalmayıp yaz kış demeden tedbil-i kıyafete girerek insanları denetledi ve suçüstü yakalanan kişileri bulunduğu yerde idam cezasına çarptırdı.
Caydırıcı yaptırımlar her ne kadar halkı tütün yasağına uymaya nispeten mecbur bıraksa da ölümü göze alarak bu eyleme devam eden tiryakilerden ötürü bu keyif iptilasının önüne tam anlamıyla geçilemedi. Halk kurallara uymak yerine yakalanma riskine karşın birkaç nefeslik kısa tütünler sarmak gibi çözümler geliştirmeye çalıştı. Öyle ki Bağdat seferine çıkan sultanın kendi kumandasında bulunan orduda bile gizlice tütün kullananların sayısı pek çoktu.
Bağdat Seferi’nin dönüşünde ölüm döşeğine yatan Sultan’ın vefat haberi yayıldıktan sonra ülkenin dört bir yanında kahvehaneler ivedilikle açıldı ve tütün kullanımı bir anda görünür hale geldi. Bu duruma en geç ayak uyduran yer ise payitaht olması sebebiyle İstanbul’du. Sultanın vefatından bir müddet sonra artık İstanbul’da da yer yer kahvehaneler açıldı ve görünür şekilde tütün kullanılmaya başlandı.
Sultan IV. Murad’ın yerine gelen IV. Mehmed döneminde halkın bu kuralı gevşetmesinin önüne geçilemedi. Bu duruma kanıt olabilecek misallerden biri şudur: Padişah IV. Mehmed Söğütçeşme’de bulunan köşkünde penceresi açık bir şekilde otururken köşkün önünden aleni şekilde tütün kullanan iki adam geçer. Adamlar padişahı görmesine rağmen yaptıkları eyleme devam eder. Duruma sinirlenen padişah adamların oracıkta idam edilmesini emretse de padişahın musahip ve nedimleri bir tütün için Allah yapısının yıkılmaması gerektiğini söylerler. Bunun sonucunda ise adamların ayak tabanlarına birkaç sopa atılır ve serbest bırakılırlar.
Bu olayın dilden dile yayılmasıyla birlikte açılmaya başlayan kahvehanelerin sayısında bir anda büyük bir artış yaşandı. Ardından çarşılar tütüncü esnaflarıyla doldu. Sultan IV. Murad’ın vefatından sonra yıllarca tütün yasağının kaldırıldığına dair bir ferman çıkmasa da yasak zamanla tavsadı, tütün ve kahvehane kültürü de kaldığı yerden devam etti.
Koçu, Reşad Ekrem, “Tarihimizde Garip Vakalar”, Varlık Yayınları, 3. Basım, 1971.
Şimşek, Esma & Elaltuntaş, Ömer Faruk, “Osmanlı Devleti’nde Uygulanan İçki Yasağının Fıkralara Yansıması”, Akra Kültür Sanat Ve Edebiyat Dergisi, 16(6), 21-38, 2018.
Yıldırım, Ali, “Seyahatname’ye Göre 17. Yüzyıl Osmanlı Coğrafyasında Tütün Üretimi, Alım Satımı Ve Kullanımı”, Journal of Turkish Language and Literature, 6(4), 1025-1037, 2020.
Yılmazer, Ziya, “Murad IV”, TDV İslâm Ansiklopedisi, Erişim 14 Mart 2024, https://islamansiklopedisi.org.tr/murad-iv#1
Çoğu zaman kendisine atfedilen kutsallıkla birlikte anılan öğretmenlik mesleğinin de bir tarihsel süreci...
Sicarii olarak tanımlanan grup adını suikast faaliyetlerinde kullanılan hançerden almaktadır. Kısa ve kıvrımlı olan...
Amerikan İç Savaşı, ekonomileri tarıma dayalı olan ve köleleri iş gücü olarak kullanan Güney...
Suriye ve Mısır önderliğinde Arap Devletleri 1973 yılının 6 Ekim’ine denk gelen Ramazan ayının onuncu gününde,...
Vaat Edilmiş Topraklar (Arz-ı Mev’ud), Tanrı'nın Hz. İbrahim'e ve onun soyundan gelenlere verdiğine inanılan...
Hitler'e karşı savaş başladığında neredeyse tüm Yahudi örgütleri müttefiklerle güçlerini...
Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren İsrail'in kuruluş süreci de katliamlarla doludur. İsrail'in...
30 yıl savaşları 1618-1648 yılları arasında Almanya merkezli gerçekleşen ama bütün Avrupa’yı içine...
1578 yılında Portekiz Kralı, Muhammed El Mütevekkil’e destek vermek amacıyla ordusuyla Fas’a çıkarma...
Günümüzde neredeyse her alanda kullandığımız bir ürün olan şeker, Hindistan'dan başlayarak...