İtalyanca Brigate Rosse olarak adlandırılan Kızıl Tugaylar, Renato Curcio ve eşi Margherita Cagol tarafından 1970’de Milano’da kurulmuştur. Marksist bir örgüt olan Kızıl Tugaylar, İtalya’yı Batı’dan kopararak Marksist bir devlet kurma amacı gütmüştür.
1960 ve 1970’li yıllarda dünyanın her yerine yayılan, işçi ve öğrenci grupların oluşturduğu protesto gösterileri ideolojik bir yapılanmanın şekillenmesine neden olmuştur. Gösterilere katılan ve protesto eylemleriyle herhangi bir yol kat edilemeyeceğini düşünen bazı gruplar, yeraltı yapılanmaları oluşturarak devletlerine karşı silahlı mücadeleye girişmiştir.
Üniversite öğrencilerinin yayınlanan sol gazetelerden etkilenmesi, Kızıl Tugaylar grubunun kısa sürede büyümesine olanak sağlamıştır. Kızıl Tugaylar Örgütü’nün ilk eylemleri, çeşitli fabrikalara düzenledikleri saldırılar ve siyasilerin arabalarının ateşe verilmesi gibi olaylardan oluşmaktadır.
İlerleyen zamanlarda Kızıl Tugaylar Örgütü politikacılar başta olmak üzere bazı işadamlarını ve savcıları kaçırarak fidye talep etmiş, buradan sağlanan gelirlerle kendi finansal kolunu oluşturmuştur. Elde edilen bu gelirler örgüte yeni eleman kazandırmak ve yeni eylemler için kullanılacak teçhizatın sağlanması amacıyla kullanılmıştır.
İlerleyen dönemlerde Kızıl Tugaylar, faaliyetlerini daha ileriye taşımış ve 1978’de çok ses getiren bir olaya imza atarak İtalya Başbakanı ve Hristiyan Demokrasi Genel Başkanı Aldo Moro’yu kaçırmıştır. Aldo Moro 55 gün boyunca Kızıl Tugaylar’ın elinde rehin kalmıştır. Yapılan müzakerelerin sonuçsuz kalması nedeniyle Aldo Moro öldürülmüş, cesedi ise yol kenarına bırakılan bir arabanın bagajında bulunmuştur.
Diğer ses getiren olayları ise 1981’de yüksek dereceli bir görevli olan ABD ordusu mensubu Tuğgenerali James Dozier’in kaçırılmasıdır. Kırk iki gün boyunca örgütün elinde rehin tutulan Dozier, Padua bölgesinde polisin gerçekleştirdiği bir operasyon sonucunda zarar görmeden kurtarılmıştır. Fakat 1984’te ABD Çokuluslu Kuvvetler Komutanı Leamon Hunt, 1987’de General Licio Giorgieri, 1988’de Senatör Roberto başta olmak üzere pek çok bürokrat Dozier kadar şanslı olamamış ve Kızıl Tugaylar tarafından öldürmüştür.
1988’de Akademisyen Roberto Ruffilli’yi öldürmelerinin ardından Kızıl Tugaylar silahlı mücadelenin sona erdiğini ilan etmiştir. Ana Kızıl Tugaylar örgütü fiili olarak varlığını sürdürmese de Alman Kızıl Ordu Fraksiyonu ile birleşerek faaliyetlerine devam ettikleri ifade edilmektedir.
Aradan geçen on bir yılın ardından 1999’da akademisyen Massimo D'Antona’nın öldürülmesiyle örgüt tekrar ortaya çıkmıştır. 2002’de ise hukukçu Marco Biagi’yı öldürmüşlerdir. İlerleyen dönemlerde kolluk kuvvetlerinin başarılı operasyonları sonucu bir grup örgüt üyesi tutuklanmış ve örgütün cephaneliklerinin büyük bir bölümü ele geçirilmiştir.
Fransa’nın Mitterrand Doktrini olarak tanımlanan ve suça karışmamış örgüt mensuplarının ülkeye sığınmasına izin veren söylem İtalya ile Fransa arasının açılmasına neden olmuştur. Kızıl Tugayların birçok üyesi Fransa’ya iltica ederek yaşamlarına burada devam etmiştir. İtalya’nın tepkisini çeken bu yaklaşım Fransa tarafından İtalya’yı rahatlatmak olarak tanımlanmıştır. Fransız yasalarına dayanmayan bu doktrin, suça karışmayan örgüt mensuplarının sığınmasına izin vermiş fakat suça karışanları ise sınır dışı etmiştir. Suçları kanıtlanan örgüt üyeleri Enrico Fedele ve Giovanni Di Giuseppe Afrika ülkesi Burundi’ye sınır dışı edilmiştir.
2021 yılından Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İtalya Başbakanı arasında gerçekleşen görüşmede Kızıl Tugaylar mensuplarının işledikleri suçlarının cezasız kalmaması gerektiği ifade edilmiştir. Aynı yıl İtalya’nın isteği üzerine harekete geçen Fransız polisi 10 eski örgüt üyesini tutuklamıştır. Mahkeme eski örgüt üyelerinin sınır dışı edilmesine karar vermiştir. 2023 yılı ilk aylarında Fransız Yargıtay’ı suçluların sınır dışı edilme kararını reddetmiştir.
Tarihi boyunca 86 kişiyi öldürdüğü ifade edilen Kızıl Tugayların hedef kitlesinin birçoğunu kolluk kuvvetleri, akademisyenler, politikacılar ve yargı mensupları oluşturmuştur.
Kızıl Tugaylar’ın gerçekleştirdiği sansasyonel eylemler örgütün üzerindeki baskıyı artırmıştır. Kolluk kuvvetlerinin yoğun baskısı altında hareket etmeye başlayan örgüt içinde çözülmeler başlamıştır. Baskı altındaki örgüt çeşitli fraksiyonlara ayrılmıştır. İtalyan kolluk kuvvetleri birkaç gruba ayrılmış örgüt üyeleriyle mücadele ederken de örgütün tamamen yok edilmesi maksadıyla af ilan edilmiştir. Örgüt üyeleri pişmanlıktan yararlanarak örgüt saflarından ayrılmış, örgüt ise tarihin tozlu sayfalarında yerini almıştır.
Carole Beebe Tarantelli, Les Brigades Rouges Et Le Terrorisme Italien: Structures Et Dynamiques Des Groupes Violents, Outre-Terre, 2014, 4. Cilt, 433-452.
Göktuğ Sönmez, Factors behind the Rise and Fall of Left-Wing Terrorism in Western Europe: The Cases of Rote Armee Fraktion and Brigate Rosse, Güvenlik Stratejileri, 2019, 15. Cilt, 31. Sayı, 469-496.
Martin Guss, Terörizm Kavramlar ve Kuramlar. İ. Çapçıoğlu, B. Metin (Çev.), 2017, Ankara: Adres Yayınları.
Çoğu zaman kendisine atfedilen kutsallıkla birlikte anılan öğretmenlik mesleğinin de bir tarihsel süreci...
Sicarii olarak tanımlanan grup adını suikast faaliyetlerinde kullanılan hançerden almaktadır. Kısa ve kıvrımlı olan...
Amerikan İç Savaşı, ekonomileri tarıma dayalı olan ve köleleri iş gücü olarak kullanan Güney...
Suriye ve Mısır önderliğinde Arap Devletleri 1973 yılının 6 Ekim’ine denk gelen Ramazan ayının onuncu gününde,...
Vaat Edilmiş Topraklar (Arz-ı Mev’ud), Tanrı'nın Hz. İbrahim'e ve onun soyundan gelenlere verdiğine inanılan...
Hitler'e karşı savaş başladığında neredeyse tüm Yahudi örgütleri müttefiklerle güçlerini...
Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren İsrail'in kuruluş süreci de katliamlarla doludur. İsrail'in...
30 yıl savaşları 1618-1648 yılları arasında Almanya merkezli gerçekleşen ama bütün Avrupa’yı içine...
1578 yılında Portekiz Kralı, Muhammed El Mütevekkil’e destek vermek amacıyla ordusuyla Fas’a çıkarma...
Günümüzde neredeyse her alanda kullandığımız bir ürün olan şeker, Hindistan'dan başlayarak...