Üstat Ali Ulvi Kurucu, 3 Mart 1922 tarihinde Konya’nın Sakyatan köyünde doğmuştur. Babaannesinin arzusu üzerine adı Ali konulmuştur. Ulvi ismini sevdiği için sonradan kendisine bu adı eklemiştir. Babasının teşviki ve dedesinin dualarıyla küçük yaşta hafızlığa başlamıştır. Kuran okumayı, kıraatı, tertil üzere okumayı öğrenmek için Kadir Şeyhzade Ali Efendi’nin Kuran-ı Kerim Medresesi’ne gitmiş ve 8 yaşında hafızlığını tamamlamıştır. 1930 yılında hıfzını sağlamlaştırmış ve “demir hafız” olarak anılmaya başlanmıştır. Babası Hacı Veyiszade İbrahim Efendi, yaşadıkları dönemde ilim öğrenme konusundaki engeller nedeniyle hocası Fahri Efendi’nin teşvikleriyle Medine’ye hicret etmeyi düşünmeye başlamıştır. Bu sırada Ali Ulvi, 1938-1939 yılları arasında, babasının ortak olduğu bakkalda çalışmaktadır. Hacı Veyiszade İbrahim Efendi, oğlunun bakkalda çırak olarak çalışmasına gönlü razı olmamıştır. Bu da hicret etme düşüncesini kuvvetlendirmiş ve 1939 yılının Eylül ayında Medine’ye ailecek temelli olarak taşınmışlardır.
Ali Ulvi, Kahire’de eğitim gören ve Mekke’ye gelen Mustafa Runyun ile tanışmıştır. Runyun’un ilim için Kahire’ye gelme teklifini kabul etmiş ve zorlu bir süreçten sonra vizesini alıp Kahire’ye gitmiştir. El-Ezher’de eğitim hayatına başlamıştır ve beş yıl boyunca eğitim görmüştür. Dini eğitimlerinin yanı sıra Mehmet Akif’in arkadaşı İhsan Efendi’den de edebiyat eğitimi almıştır. İhsan Efendi’nin güzel anlatımından dolayı derslerine farklı milliyetten öğrenciler de katılım sağlamışlardır. İhsan Efendi Arap Edebiyatı derslerinin yanında Türk Edebiyatı da okutmuştur. Öğrencilerine “Arabistan’ın size ihtiyacı yoktur. Mühim olan Arabistan değil Türkiye’dir” demiştir. Bu sözlerinden sonra Ziya Paşan’nın Terkib-i Bend ve Terci-i Bend eserleri başta olmak üzere Türk edebiyatından eserler okumaya başlamışlardır. Ali Ulvi’nin, İhsan Efendi’den Mehmet Akif’in şiirlerini dinlemesiyle ve Mustafa Sabri Efendi’nin de etkisiyle şiire olan ilgisi bu dönemde artmıştır. İbrahim Sabri Bey, Fransız şairlerden çeviriler yapmış, bu çeviri şiirler de Ali Ulvi’nin şiir dünyasına etki etmiştir. Ali Ulvi’nin yazdığı şiirleri gören Mustafa Sabri Efendi Ali Ulvi’ye, çok iyi bir şair olacağını söylemiştir.
Ali Ulvi Kurucu’nun Kahire’deki günleri hayatında önemli bir yer edinmiştir. Burada kazandığı ilmi birikim, dostlar ve tecrübeler kendisine adeta hayat rehberi olmuştur. Kahire’de Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi, Hasan el-Benna, İbrahim Sabri Bey ve İhsan Efendi gibi değerli şahsiyetlerle tanışmış ve sohbetlerinde yer almıştır.
Ali Ulvi, eğitim hayatı boyunca ailesini gidip görmeye imkân bulamamıştır. Vaizlik, muallimlik şehadeti olan Ehliyye Sınavı’nı kazanmıştır. Bu sınavı kazandıktan sonra Alimiyye Sınavı’na çalışırken 1945 yılının Eylül ayında babasının vefatı üzerine Medine’ye dönmüştür. Babasından sonra ailenin geçimini üstlenen Ali Ulvi için Medine’de yeni bir hayat başlamıştır. Mektep hocalığına talip olmamış, bunun yerine hacılar için Medine hatırası olacak mendiller satmıştır. Bu işi 1946’dan 1952’ye kadar devam ettirmiştir. Bu sırada kendi ailesi gibi Medine’ye hicret etmiş olan Hacı İbrahim Sandıkçı Efendi’nin kızı Fatıma Hanım ile evlenmiştir. Fatıma Hanım hem ev işlerini üstlenmiş hem de Ali Ulvi’ye mendil yapma işinde yardımcı olmuştur. Ali Ulvi Kurucu’nun bu evliliğinden 3 çocuğu olmuştu: 1948’de kızı Sare, 1952’de oğlu İbrahim, 1962’de de Mustafa dünyaya gelmişlerdir.
1953 yılında Medine-i Münevvere Maarif Müdürü Muhammed Said Defterdar’ın teklifiyle Muhammed Said Defterdar’ın başkâtibi olmuştur. 1955’te öğretmenliğe geçmek istemiş ve bir yıl Kuranı Kerim ve yazı dersleri vermiştir. 1956 yılında Evkaf İdaresi’nin İnşaat ve Sicillat Dairesi Müdürlüğüne başlamış ve 1980’e kadar bu görevde kalmıştır. Eser ve şiir yazmaya meraklı olan Ali Ulvi, Mahmudiye Kütüphanesi’nin müdürlüğüne başlamıştır. O yıllarda ziyaret etmek ve araştırma yapmak için gelen kişilerin fazla olmasından dolayı istediği gibi okuyup yazma imkânı bulamamıştır. Kütüphanedeki görevine 1985 yılına kadar devam etmiş ve daha sonra emekli olmuştur.
Al Ulvi, Medine’deki günlerinin en bereketli en verimli günler olduğunu söylemiştir. Medine’de ilmi olarak pek kıymetli şahsiyetlerle tanışma ve görüşme şansı elde etmiştir. Hac yolculukları sayesinde kıymetli şair ve ediplerle de konuşma imkânı bulmuş, bu da şiir hayatının gelişmesine katkılar sağlamıştır. Medine’deki Mahmut Cevdet Bey edebiyat hocalığı yapmıştır. Ayrıca hafızlık arkadaşı Ali Kemal Belviranlı ile Mekke’de görüştükten sonra Ali Kemal Bey’in üniversite muhitini ve gençliği kurtarmak için çıkardığı İslam’ın Nuru isimli dergiye şiirler göndermeye başlamıştır. Şiirlerinin ana teması İslam’dır. Şiirlerinin çoğunda Mehmet Akif Ersoy’un etkisi görülmektedir. Mehmet Akif’e olan hayranlığı o kadar büyüktür ki Safahat adlı şiir kitabının tamamını ezbere bilmektedir. Bu sebeple de Akif-i Sani (İkinci Akif) ünvanını almıştır. Pek çok dergide yayınlanan şiirleri daha sonraki yıllarda kitaplaştırılmıştır. Şiirlerinden 16 tanesi de bestelenmiştir. 1957 senesinde aruz ölçüsü kullanarak yazdığı şiirler Nurdan Sesler ismiyle yayınlanmış, 1962 senesinde ise kitaba yeni şiirleri de eklenerek Gümüş Tül ismiyle basılmıştır. En son yeni şiirlerinin de eklenmesiyle Gümüş Tül ve Alevler ismiyle basılmıştır. Düzyazı türündeki eserleri de Gecelerin Gündüzü ismiyle yayınlanmıştır.
Ali Ulvi Kurucu’nun 1994 yılında sol tarafı felç olmuştur. Yaklaşık 4 ay sonra tekrar sağlığına kavuşmuştur lakin yaşlılığın da etkisiyle rahatsızlıkları zamanla artmıştır. 2 Şubat 2002 tarihinde Medine’de vefat etmiş ve Cennetü’l- Bakî Mezarlığına defnedilmiştir. Ali Ulvi Kurucu’nun vefatıyla ilgili Mustafa Kara şu mısraları yazmıştır:
“Konya’dan Kahire’ye, sonra Mekke’ye gitti
Sevgili’nin yoluna yüzünü sürdü gitti
Dilde çıksın söylesin vuslatın tarihini
Hey dostlar, Ali Ulvi Kurucu Dost’a gitti.”
Ciğa, Kadriye. Ali Ulvi Kurucu hayatı, sanatı ve eserleri, 2018. http://acikerisim.dicle.edu.tr/xmlui/handle/11468/4040
Sert, Fatih. Ali Ulviî Kurucu hayatı, eserleri ve şiirlerinde dinî muteva. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2016. https://dspace.ankara.edu.tr/xmlui/handle/20.500.12575/84219
Düzdağ, M. Ertuğrul. Üstad Ali Ulvi Kurucu. 4 Cilt. Kaynak Yayıncılık, 2014.
İngiltere tarihinde Protestan reformuna karşı çıkarak, Katolik inancını savunan Kraliçe Mary'nin Protestan...
Wilhelm von Humboldt, Prusyalı bir devlet adamıdır. Bakanlık ve diplomatlık yanında filozof, dilbilimci ve eğitimcidir....
Asıl adı Saadia ben Yosef olan Saadia Gaon Müslümanlar arasında Said el-Feyyumi olarak tanınmaktadır. Babilonya’da...
Osmanlı’nın en gözde mimarı olan Sinan, Kayseri’nin Ağırnas köyünde dünyaya gelmiştir. Yavuz...
Said Halim Paşa, döneminin İslam çizgisindeki aydınlarındandır. Çağdaşlarının aksine İsviçre’de...
Sıdıka Cuma, eleştirmenlerce beğenilen, birçok ödüle sahip çağdaş İslam sanatçısı, grafik...
Hz. Peygamber’i, ashabını ve İslâm dinini, müşriklerin hicivlerine karşı şiirleriyle savunduğu için...
755-769 yılları arasında Çin’de süren An Lushan ayaklanması sonucu 36 milyon insan hayatını kaybetmiştir....
Astronomi insanlık tarihi kadar eski bir bilimdir. Gökyüzü her zaman insanlar için bir merak konusu...
“Hüccetülislâm” ve “Zeynüddin” isimlendirmeleri ise İmam Gazzali’nin...