Konya Bilim Merkezi İlimge

İskenderiyeli Origenes ve Teolojik Sistemi

 Ayşe Ovalı
 6 dk  104

Kilise tarihine ait çok az sayıda figür, İskenderiyeli Origenes (185-254) kadar tartışılmıştır. Bazılarına göre o, parlak bir entelektüel olmasının yanı sıra ilk kilisenin en etkili ve ufuk açıcı düşünürü aynı zamanda İsa’nın tutkulu bir öğrencisiydi. Bazılarına göre ise; felsefi spekülasyonlara olan ilgisi yüzünden Ortodoks Hıristiyan inancına tamamen zıt olan bir sürü öğretiyi yayan tehlikeli bir sapkındı.

Origenes’e göre Hıristiyanlık, ilahi yükselişin bir merdiveniydi ve bu dine yeni giren biri hiç durmadan ilerleyerek azizlerle birlikte bu merdivene tırmanmayı öğrenmeliydi. Origenes’in teolojisindeki her şey sonuçta Tanrı’nın iyiliğine ve insanın özgürlüğüne dayanmaktaydı. Aşkın Tanrı tüm varoluşun kaynağıydı; iyiydi, adildi ve her şeye kadirdi. Bu her şeye kadir olma durumu asla ahlaki nitelikten arındırılmış salt bir güç değildi: Saçmalığı veya olağanüstülüğü rasyonelleştirmek için ona başvurulamazdı. Tanrı, taşan sevgiyle, Logos (Kelime-İsa) aracılığıyla akılcı ve ruhsal varlıkları yaratmıştı. Bu yaratıcı eylem, Tanrı açısından bir dereceye kadar kendini sınırlamayı içermekteydi.

Yaratılmış düzene göre Tanrı hem koşullu hem de koşulsuzdur, özgürdür ve zorunluluk altındadır; çünkü hem aşkın hem de içkin olarak aktiftir. Bir anlamda kozmos Tanrı için sonsuza kadar gereklidir; böyle bir iyilik ve gücün hiçbir zaman hareketsiz olması düşünülemez. Ancak başka bir anlamda kozmos Tanrı için gerekli değildir, onun iradesine bağımlıdır ve varlığını sürdürmesini de buna borçludur.

Ona göre akıl sahibi varlıklar Tanrı’ya tapmayı ihmal etmişler ve bulundukları konumdan aşağı seviyelere düşmüşlerdir. Maddi dünya, Tanrı tarafından bir disiplin aracı olarak yaratılmıştır. Deprem ve salgın hastalıklar gibi doğal felaketler, insana bu dünyanın onun nihai kaderi olmadığını hatırlatmaktadır. Origenes’e göre ruhlar çeşitli mesafelere düşmüş, bazıları melek olmuş, bazıları insan bedenine inmiş ve en kötüleri de şeytan olmuştur. Origenes, ruhların önceden var olduğuna inanmakta, ancak ruh göçüne ya da akıl sahibi ruhların hayvan bedenlerine dâhil edilmesine inanmamaktadır. Kurtuluş, tüm ruhları orijinal kutsanmışlıklarına geri döndüren, ilahi takdir tarafından verilen büyük bir eğitimle mümkündür. Çünkü hiç kimse, hatta Şeytan bile kurtuluşun ötesinde o kadar ahlaksız ve özgürlüğünü kaybetmiş değildir. Tanrı asla zorlamaz, ancak ıslah edici bir niyetle cezalandırabilir. Onun cezaları iyileştiricidir: Sıradan inananlar bunların cezalandırıcı olduğunu düşünseler bile bu gerçek değildir ve düşük kapasiteye yönelik gündelik hayata uyarlanan bir yanılsamadır.


Kurtuluşun doruk noktası önceden var olan Oğul’un enkarnasyonudur. Bütün ruhlar düşerken sadece bir ruh düşmemiştir ve Babayla sevgi dolu birlik içinde kalmıştır. Kendini bu ruhla birleştiren ilahi Baba, Oğul ve Ruh üçlüsünün ikinci hipostazı (kişi) olan, Baba’ya tabi olan ancak sonsuz Yaratıcı ile sonlu yaratılış arasındaki uçurumun ilahi tarafında yer alan Logos, Bakire Meryem’den türetilmiş bir bedende enkarne olmuştur. Mesih’in ruhu ile Logos arasındaki birlik o kadar yoğundur ki akkor demir ve ateşin birleşmesi gibi iç içe geçmiştir. Tüm ruhlar gibi Mesih’in de özgür iradesi vardır, ancak birliğin yoğunluğu değişime yönelik tüm eğilimleri yok etmiş ve Logos, İsa’nın yalnızca ruhuyla değil aynı zamanda bedeniyle de birleşmiştir. Gnostik bir metinden etkilenen Origenes, İsa’nın bedeninin, ruhsal kapasitelerine göre farklı gözlemcilere farklı göründüğünü düşünmektedir. Bazıları onda dikkate değer hiçbir şey görmemiş, bazıları ise onu Rableri olarak tanımıştır. Origenes, Mesih’in; Kuzu, Kurtarıcı, Bilgelik, Hakikat, Işık, Yaşam gibi unvanlarını bir araya getirmiştir. Baba Bir olmasına rağmen Kutsalların Kutsalı’na mistik yükseliş merdiveninin basamakları gibi Oğul çoktur ve dereceleri vardır.

Tanrı ile insanın Mesih’teki birliği, Mesih ile iman etmişlerin birliği için bir örnektir. Bireysel ruh ve kilise, Logos’un gelinidir. Böylece kurtuluş, düşmüş ruhları maddeden ruha, görüntüden gerçekliğe geri getirir. Bu hem ayinlerde hem de içteki ruhun yasa, tarih, mit ve benzetmelerle gizlendiği ilham verici Kutsal Kitap yazılarında doğrudan örneklendirilmiş bir ilkedir. Yorumcunun görevi mecazi anlamın ötesine geçmek, Kutsal Yazılar’ın maddi gövdesi içindeki ruhunu ve batıni anlamlarını algılamak, onun bireysel Hıristiyan için varoluşsal referansını keşfetmektir. Doğru tefsir manevi açıdan değerli olanlar için kurtuluşa giden yolda önemli bir rehberdir.

Origenes, hem İncil’deki vahyi hem de inananın manevi yaşamını ilerleyen süreçler olarak görmüştür. Kilise, hata yapan öğrencilerin disipline edildiği büyük bir “ruhlar okulu”dur. Tanrı hiçbir yaratığı terk edemeyeceğine göre cehennem mutlak olamaz. Özgürlüğe olan saygısı nedeniyle bu biraz zaman alabilir ama sonunda Tanrı’nın sevgisi galip gelecektir. Özgürlük, rasyonel yaratıkların devredilemez bir özelliği olduğundan cennetin de mutlak olması gerekmez. “Eğer erdemden özgür iradeyi çıkarırsanız onun özünü yok etmiş olursunuz.” Kurtarılanlar özgür kaldığı için tüm ruhlar yenilendiğinde her şey yeniden başlayabilir.

Eğer ortodoksluk bir niyet meselesi olsaydı, hiçbir teolog Origenes kadar Ortodoks olamaz, hiçbiri Hıristiyan inancının davasına bu kadar bağlı kalamazdı. Onun doğal mizacı dünyayı inkârcı ve hatta liberal değildi. Yaşamı boyunca sık sık saldırıya uğradı ve İncil’i pagan felsefesiyle karıştırdığından şüphelenildi. Ölümünden sonra muhalefet giderek arttı. Sonunda Origenes Kilise tarafından kâfir olarak ilan edildi ve kilise tarihinin büyük bölümünde, özellikle de Batı’da, kâfir olarak görüldü.

Origenes, ele aldığı konularla sürekli ilgi gören ilk Hıristiyan düşünürlerden biriydi. O, deneme-yanılma, gözden geçirme ve iyileştirme süreçlerini takip eden ufuk açıcı bir düşünürdü. Elbette görüşleri gelecek nesiller üzerinde maalesef bir etki oluşturamadı. Bu başarısızlıktan dolayı onu suçlu tutmak, Hristiyan dünyasının merhametsizliğinin bir delili olarak tarihe geçti.

#Origenes #Kilise #Tanrı #Hıristiyanlık
0
0
0
Kaynakça

Heine, Ronald E., “Origen: An Introduction to His Life and Thought”, Cascade Books, 2019.

Origen, “Contra Celsum”, çev. Henry Chadwick, Cambridge University Press, 1980.

Origen, “On First Principles”, Ave Maria Press, 2013.

Şahin, Nadide, “Origen’in Evrensel Kurtuluş Anlayışı: Apokatastasis”, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 9 (2), 1198-1217, 2022.

Tarakçı, Muhammet, “Origen Ve Alegorik Kitab-ı Mukaddes Yorumu”, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 19 (1), 183-213, 2010.

BENZER MAKALE
Hristiyanlıkta İkon Anlayışı

Hristiyanlıkta İkon Anlayışı

Yunanca “eikon” sözcüğünden gelen ikon veya ikona, imge, simge, tasvir anlamlarına gelmektedir....

İstanbul Fener Rum Patrikhanesi

İstanbul Fener Rum Patrikhanesi

1054 yılında Hıristiyan kiliseler arasında yaşanan büyük ayrılığın ardından İstanbul'da Roma'dan bağımsız...

Mabedin Kurtuluş Bayramı Hanuka

Mabedin Kurtuluş Bayramı Hanuka

“Işık Festivali”, “Makkabi Bayramı” olarak da bilinen Hanuka, Yahudiler tarafından her yıl Kislev...

Evanjelizm ve Amerika Örneği

Evanjelizm ve Amerika Örneği

Evanjelizm’in Amerika’ya girmesi ve burada sağlam şekilde inşa edilmeye başlaması, İngiltere’de ortaya...

Ölmüş Ataların Geride Kalanları Ziyarete Geldiği Gün: Bon Festivali

Ölmüş Ataların Geride Kalanları Ziyarete Geldiği Gün: Bon Festivali

Obon olarak da adlandırılan Bon festivali, Japonya’da “ataları anma bayramı” olarak kutlanmaktadır. Bon...

Caynizm ve Ahimsa Prensibi

Caynizm ve Ahimsa Prensibi

Caynizm’in dünya üzerinde tanınması ve yaygınlık kazanmasında etkili olan en önemli inanç “ahimsa”...

Şiilik ve Ana İlkeleri

Şiilik ve Ana İlkeleri

Şia, Hz. Peygamber’in vefatından sonra Hz. Ali’nin nass ile halife oluğuna inanır ve imametin kıyamete kadar...

Son Akşam Yemeği Tablosunun Kökeni ve Evharistiya

Son Akşam Yemeği Tablosunun Kökeni ve Evharistiya

Leonardo da Vinci denilince akla gelen eserlerinden biri de hiç şüphesiz Milano’da Santa Maria delle Grazie...

Yahudi Aydınlanma Hareketi: Haskala

Yahudi Aydınlanma Hareketi: Haskala

Yahudiler yüzyıllar boyunca seçilmiş halk olmaları nedeniyle kendilerini her zaman diğer toplumlardan ayrı tutmuş...

Sathya Sai Baba Hareketi

Sathya Sai Baba Hareketi

Aziz Shirdi Sai Baba'nın reenkarnasyonu olduğu kabul edilen Sathya Sai Baba'nın, Hindistan'da başlattığı...

ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER