İngiltere tarihinde “Kanlı Mary” olarak bilinen Kraliçe Mary’nin neden bu korkunç isimlendirmeye sahip olduğunu anlamak için öncelikle Tudor döneminde yaşanan olayları bilmek gerekmektedir. Bu dönemde, İngiltere’nin Katolik Kilisesi’nden bağımsız bir kilise kurma girişimleri, Protestanlaşma ve Katolikleşme çekişmeleri etkili olmuştur.
VIII. Henry’nin hükümranlığı döneminde İngiltere, Protestan reformu sürecine girmiştir. Protestan reformunun başlamasına neden olan olayın VIII. Henry’nin eşi Catherine’den boşanmak istemesi olduğu kabul edilmektedir. İlerleyen dönemde “Kanlı Mary” olarak tanınacak olan Mary Tudor’un annesi Catherine’in yedi hamileliğinden hayatta kalan tek çocuğu Mary olmuştur. Erkek bir varis isteyen ve Anne Boleyn’e aşık olan Kral VIII. Henry, Catherine’den boşanmak için Kilise’nin onay vermesini istemiştir. Ancak Papa VII. Clement, Kral’ın boşanmasına onay vermeyince VIII. Henry, Catherine ile olan evliliğini iptal ettirebilmek için Roma ile olan bağlarını koparmıştır. İngiltere’nin Roma ile yasal bağları sona erince, VIII. Henry’nin evliliğinin iptal edilmesi için onayı Başpiskopos Thomas Cranmer vermiştir. Catherine’in daha önce Henry’nin ağabeysi ile evli olması bahane edilmiş ve bu nedenle VIII. Henry ile olan evliliğin ensest olduğu öne sürülerek evlilik iptal edilmiştir. Bu süreçte Mary’nin evlat olarak meşruiyetine dair olumsuz bir karar verilmemiş, taht üzerindeki haklarının devam ettiği onaylanmıştır. Ancak Mary’nin annesi ile görüşmesi yasaklanmış ve Mary’nin hayatı karmaşık hale gelmiştir. Bütün bunların üzerine bir de 1534 yılında Anne Boleyn’den dünyaya gelen Elizabeth’in tahtın varisi olacağı kabul edilerek, VIII. Henry’nin Catherine ile olan evliliği geçersiz sayılmış ve Mary gayrimeşru ilan edilerek “Prenseslik” unvanı alınmıştır. İkinci evliliğinde de erkek çocuk sahibi olamayan Kral Henry, Jane Seymour ile üçüncü bir evlilik yapmış ve Jane sonunda taht için erkek bir varis dünyaya getirmiştir. VIII. Henry, oğlu Edward doğduktan sonra 1544 yılında varislerini sıraya koymuş; Edward, Edward’ın çocukları ve Edward’ın çocukları olmaması durumunda sırasıyla Mary ve Elizabeth olarak belirlemiştir.
VIII. Henry’den sonra tahta geçen dokuz yaşındaki oğlu VI. Edward, babasının başlattığı Protestan reformunu devam ettirmek istemiştir. Yaşından dolayı halk üzerinde etkisi az olmasına rağmen Başpiskopos Thomas Cranmer’in yardımları ile Protestan dönüşümünü ilerletmeyi başarmıştır. 1553 yılında henüz on beş yaşında iken ölmesi ve ardında bir varis bırakmaması nedeniyle tahtın yeni sahibi VIII. Henry’nin veraset yasasına göre Mary olmuştur. Ancak VI. Edward, üvey kardeşi olan Mary’nin Protestanlaşmaya karşı olduğunu bildiğinden dolayı yerine kuzeni ve Protestan arkadaşı Leydi Jane Grey’i varis olarak atamıştır. Bu haberi duyan Mary, Katolik yandaşlarından yardım alarak askeri bir güç toplamış ve Jane Grey’in kraliçe ilan edilmesinden iki gün sonra tahtı onun elinden almıştır. Otuz yedi yaşında tahta oturan Mary, iyi eğitim almış ve annesinden öğrendiği inancına sahip çıktığını herkese göstermek istemiştir. Katolik inancına olan bağlılığı nedeniyle kendinden önce babası ve üvey kardeşi tarafından yapılan inanç yasalarını yok saymıştır. Katolikliği güçlendirmek adına İspanya Prensi Philip ile evlenmiştir. Bu evlilik kendinden sonra Protestan kardeşi Elizabeth’in tahta çıkmasına engel olmak ve taht için Katolik bir varis bırakmak amacıyla yapılmıştır. Bu durumu fark eden Protestanlar, Thomas Wyatt önderliğinde Katolik olan Mary’i tahttan indirerek yerine Protestanlığı destekleyen Elizabeth’i getirmek için isyan çıkarmıştır. Fakat bu isyan kısa sürede bastırılmış ve Wyatt idam edilmiştir.
Mary’nin Katolik Kilisesi ile olan iyi ilişkileri karşısında, Protestanlara karşı baskı uygulanmaya başlanmıştır. Mary ve danışmanları Protestanları doğru inanca dönmeleri konusunda uyararak, ilk yakma uygulamasıyla vazgeçirebileceklerini düşünmüşlerdir. Ancak dava uğruna ölmeyi göze alan Protestanları fazla hafife almışlardır. Mary’nin “Kanlı Mary” olarak anılmasına sebep olan da üç yıl boyunca isyancı 300 Protestan’ın yakılarak öldürülmesi hadisesi olmuştur. Bu 300 kişi içerisinde olanlardan biri de yirmi üç yıl önce annesi ve babasının evliliğini iptal eden eski Canterbury Başpiskoposu Thomas Cranmer’dir. Esasında Ortaçağ döneminde infaz edilme, şaşırılacak ve yeni bir durum değildir. Tudor döneminde yapılanlara bakıldığında Mary’den çok daha fazla şiddet uygulayan, binlerce kişinin ölümüne neden olan uygulamalar yapıldığı görülmektedir. Ayrıca Mary’nin Protestanlara tövbe etmeleri için şans verdiği ve pek çoğuna da İngiltere’den Avrupa’ya gitmeleri için fırsat tanıdığı bilinmektedir. Buna rağmen “Neden diğer aile üyelerinin hiç biri “Kanlı Henry”, “Kanlı Edward” olarak adlandırılmamıştır?” sorusu akıllara gelmektedir. Bu sorunun birkaç cevabı bulunmaktadır. İlk olarak meclis üyelerinin kadın bir yöneticinin yönetme gücüne olan inanç eksikliğidir. Mary’nin İspanya Prensi ile evlenmesi ve eşi Philip’in inancından etkilendiği için Protestanlara bunları yaptığı düşünülmektedir. Buradan hareketle Mary’nin iradesinin zayıf olduğu iddia edilmektedir. Mary’nin “Kanlı Mary” olarak anılmasına neden olan önemli bir başka faktör ise John Foxe’un yazdığı, “Book of Martyrs” kitabıdır. Kitapta detaylı bir şekilde Mary’nin kazıklarda yaktığı Protestanlar anlatılmaktadır. Çizimlerle desteklenen bu kitap, Elizabeth döneminde son derece popüler olmuş, öyle ki yerel kiliselerde İncil’in yanında yer almıştır. Açıkça görülmektedir ki Mary’e bu unvanı verenler ve bu tarihi süreci anlatanlar onun inancını kabul etmeyen muhalifleridir.
Mary, beş yıl tahtta kalmış ve bu kısa sürede “Kanlı Mary” unvanına sahip olmasına neden olan Protestan kıyımları dışında başarılı işlere de imza atmıştır. Maliye politikası, din eğitimi ve sanat alanında yenilikler yapmış ve kendisinden sonra kız kardeşi Elizabeth için saltanatın yolunu açmıştır.
Kraliçe I. Mary, Protestanlığa karşı başlatmış olduğu hareket nedeniyle “Kanlı Mary” olarak anılmış olsa da Katolikleşme hareketi başarıya ulaşamamıştır. Bunun nedenlerinden ilki; Mary’nin yalnızca beş yıl tahtta kalmış olmasıdır. Beş yıl gibi kısa süre içerisinde yeni bir dönüşümü tamamlamak mümkün olmamıştır. İkincisi ise Mary’nin Philip ile olan evliliğinden bir çocuk sahibi olamamasıdır. Katolik bir varis olması, Mary’nin başlattığı dönüşümü sürdürebilirdi ancak Katolikleşmeye engel olan son neden olan Mary’den sonra tahta çıkan üvey kardeşi Elizabeth’in Protestan olması Katolikleşmenin seyrini değiştirmiştir. I. Elizabeth döneminde Protestan reform süreci büyük oranda başarıya ulaşmıştır. Her şeye rağmen Mary’nin tahtta geçirmiş olduğu beş yıllık dönem Protestan tarihi açısından unutulmaz bir dönem olarak akıllara kazınmış ve Mary’nin “Kanlı Mary” olarak anılmasına neden olmuştur.
Magazine, Smithsonian - Solly, Meilan. “The Myth of ‘Bloody Mary’”. Smithsonian Magazine. Erişim 27 Nisan 2023. https://www.smithsonianmag.com/history/myth-bloody-mary-180974221/
Strong, Johanna C. E. “Mary I, Queen of England: How 'Bloody' Was She?” Winchester Cathedral Record Extra. https://www.academia.edu/49100025/Mary_I_Queen_of_England_How_Bloody_Was_She
Yi̇ği̇t, Dilek. “Marian Sürgünleri: I. Mary Döneminde İngiltere’den Kıta Avrupası’na Göç Hikayesi”. İstanbul Kent Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi 4/1 (17 Şubat 2023), 44-59.
History is Now Magazine, Podcasts, Blog and Books | Modern International and American history. “Bloody Mary — History Is Now”. 04 Ağustos 2022. Erişim 29 Nisan 2023. http://www.historyisnowmagazine.com/blog/tag/Bloody+Mary
“Elizabeth I (r.1558-1603)”. Erişim 27 Nisan 2023. https://www.royal.uk/elizabeth-i
“Mary I | Biography & Facts | Britannica”. Erişim 29 Nisan 2023. https://www.britannica.com/biography/Mary-I
History.com. “Why Is Queen Mary I Called ‘Bloody Mary’?” 25 Ekim 2018. Erişim 27 Nisan 2023. https://www.history.com/news/queen-mary-i-bloody-mary-reformation
Wilhelm von Humboldt, Prusyalı bir devlet adamıdır. Bakanlık ve diplomatlık yanında filozof, dilbilimci ve eğitimcidir....
Asıl adı Saadia ben Yosef olan Saadia Gaon Müslümanlar arasında Said el-Feyyumi olarak tanınmaktadır. Babilonya’da...
Osmanlı’nın en gözde mimarı olan Sinan, Kayseri’nin Ağırnas köyünde dünyaya gelmiştir. Yavuz...
Said Halim Paşa, döneminin İslam çizgisindeki aydınlarındandır. Çağdaşlarının aksine İsviçre’de...
Sıdıka Cuma, eleştirmenlerce beğenilen, birçok ödüle sahip çağdaş İslam sanatçısı, grafik...
Hz. Peygamber’i, ashabını ve İslâm dinini, müşriklerin hicivlerine karşı şiirleriyle savunduğu için...
755-769 yılları arasında Çin’de süren An Lushan ayaklanması sonucu 36 milyon insan hayatını kaybetmiştir....
Astronomi insanlık tarihi kadar eski bir bilimdir. Gökyüzü her zaman insanlar için bir merak konusu...
“Hüccetülislâm” ve “Zeynüddin” isimlendirmeleri ise İmam Gazzali’nin...
Zeyd bin Sabit (612 - 665), İslam peygamberi Hz.Muhammed'in vahiy kâtiplerinden olan zeki bir sahabidir.