Hagia Sophia, “kutsal bilgelik kilisesi” olarak isimlendirilen Ayasofya, inşa edildiği ilk zamanlarda “Megale Ekklesia” yani “büyük kilise” olarak adlandırılmıştır. Bununla beraber daha ilk dönemlerden itibaren Ayasofya ismiyle de anılmış olduğu bilinmektedir.
İstanbul’un en gösterişli tepelerinden biri olan Sarayburnu Tepesi’ne inşa edilmiş olan Ayasofya, bütün şehre yukarıdan bakar pozisyonda bulunmaktadır. Ayasofya’nın inşa edildiği bu tepede daha önceden bir pagan tapınağı olduğu, ardından Artemis Tapınağı’nın da buraya inşa edildiği bilinmektedir. Ayasofya’nın yapıldığı yer açısından bir kutsiyete sahip olduğuna ve eski tarihlerden itibaren bu tepenin kutsal olarak kabul edildiğine inanılmaktadır. Tepenin geçmişten bugüne kadar mabet yapımı için tercih edilmesi de bu bölgenin kutsallığını açıkça ortaya koymaktadır.
Konstantin’in oğlu Konstantius tarafından 360 yılında tamamlanmış olan Ayasofya, Hıristiyan kilisesi olarak önemli bir Bizans yapısı ve dünyanın en büyük anıtı olarak kabul edilmektedir. Konstantius’un açılışını yaptığı bu kilise 404 yılında çıkan bir isyan sırasında yanmıştır. Ayasofya’nın bu yangından sonra yaralarını saran II. Thedosius olmuş ve 415 yılında Ayasofya ikinci kez açılmıştır. II. Thedosius’un yaptırmış olduğu kilise, 532 yılında başlayan Nika ayaklanmasında çıkan yangında büyük tahribata uğramış ve İmparator Justinyanus tarafından üçüncü kez öncekilerden daha büyük, daha muhteşem şekilde inşa ettirilmesi için çalışmalara başlanmıştır. İmparator Justinyanus, imparatorluğun her bir köşesinden farklı malzemeler istetmiş ve inşaatla özel olarak ilgilenerek 537 yılında büyük bir törenle Ayasofya’nın açılışını gerçekleştirmiştir. Bu ihtişamlı yapının açıldığı gün Justinyanus’un Ayasofya içerisinde, Kudüs’te bulunan Süleyman Mabedi’ne ithafen; “Ey Süleyman! Seni geçtim” diye gururla haykırdığı anlatılmaktadır.
Ayasofya diğer Hıristiyan kiliseleri gibi bazilika biçiminde inşa edilmiştir. Ancak bu yapıda farklı olan şey orta mekanın üst kısmında bulunan yaklaşık 31-33 metrelik alanın kubbe ile örtülmüş olmasıdır. Bu kadar büyük bir kubbeyi taşıması için yan kısımlara yarım kubbeler, yan duvarlara ise tonozlar yapılarak yapı desteklenmeye çalışılmıştır. Yaşadığı depremlerle bazı kısımlarında yıkılmalar, hasarlar olmuş ve birkaç kez daha yenilemeler yapılmıştır. Ayasofya’nın kuzey ve güney cephelerinde bulunan rampalarla ulaşılabilen üst kat, kadınların ibadeti için kullanılmıştır. Üst katın merkez konumu ise İmparatoriçenin ibadeti için ayrılmıştır.
1204 yılında IV. Haçlı Seferi’nde İstanbul’u Latinlerin işgal etmesi ile Ayasofya tahrip edilmiştir. Bizans ancak idareyi ele geçirdikten sonra Ayasofya tamir edilebilmiştir. İlerleyen dönemlerde dışarıdan desteklenmesi gerektiği için takviye payandalar yapılmıştır. Hem Bizans hem de Türkler tarafından dışarıdan eklenen destek payandaları ile Ayasofya bugüne kadar ayakta kalmayı başarmıştır.
1453 yılında Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethedip Ayasofya Kilisesi’ni camiye dönüştürmesiyle ile Ayasofya için yeni bir dönem başlamıştır. Fetihten sonra cami olan Ayasofya’nın güneydoğu köşesine II. Bayezid tarafından kırmızı bir minare eklenmiştir. Kuzeydoğu tarafında bulunan ince, beyaz minareyi de II. Bayezid yaptırmıştır. Batı tarafında bulunan iki minarenin ise muhtemelen II. Selim veya III. Murad tarafından, Mimar Sinan’a yaptırıldığı bilinmektedir.
Fetihle birlikte camiye dönüştürülen ve 481 yıl cami olarak hizmet veren Ayasofya, 1930’lu yıllarda restorasyon çalışmalarının başlamasıyla halka kapatılmıştır. Ardından, 24 Kasım 1934 tarihli bir Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye dönüştürülmüştür. Danıştay, 10 Temmuz 2020 tarihinde söz konusu Bakanlar Kurulu kararını iptal etmiştir. Hemen ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzası ile yayımlanan 2729 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Ayasofya yeniden ibadete açılmıştır.
Çift, Pelin - Altunay, Erhan. Ayasofya’nın Gizli Tarihi. Destek Yayınları, 2017.
Erdoğan, Esra Güzel. “BİZANS DÖNEMİ’NDE AYASOFYA, TARİHÇESİ VE MİMARİ ÖZELLİIKLERİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER”. İstanbul Sosyal Bilimler Dergisi 1 (03 Şubat 2016), 1-7.
Eyice, Semavi. “AYASOFYA”. TDV İslâm Ansiklopedisi. 4/206-210. İstanbul: TDV Yayınları, 1991. https://islamansiklopedisi.org.tr/ayasofya
“Hagia Sophia | History, Architecture, Mosaics, Facts, & Significance | Britannica”. Erişim 18 Haziran 2023. https://www.britannica.com/topic/Hagia-Sophia
Hemen hemen her erkeğin dolabında bulunan özel günlerde ya da işe giderken tercih ettiği kravatın tarihi M.Ö....
Yunan mitolojisinde “Adonis Miti” olarak bilinen, doğadaki ölüm ve yenilenmeyi sembolize ettiği kabul...
Birbirine dolanan siyah ve beyaz iki yarım dairenin, her iki tarafında zıt renklerden bir nokta bulunan Yin-Yang sembolü...
Maviyi yaygın bir renk olarak düşünmek doğaldır. Mavi, gökyüzü ve okyanus ile ilişkilendirilir....
Barok kelimesi Portekizce “tam yuvarlak olmayan şekilsiz inci” anlamına gelen “barroco” kelimesinden...
Vatikan, 44 hektarlık bir yüz ölçümüne sahip olması nedeniyle dünyanın en küçük...
Samarra Ulu Camii, Irak'ın Samarra şehrinde bulunmaktadır ve Sâmerrâ 'da bulunan en önemli tarihi...
Hurma palmiyesi olarak bilinen büyük bir ağaçta yetişen hurma dünyanın en tatlı meyvelerinden biridir....
“Ankh” sembolü, “yaşamın haçı, hayatın sembolü” olarak bilinmekte ve düz bir...
Bishwa Bengalce "dünya", ijtema ise Arapça 'içtima' yani "toplantı" anlamına gelir. "Dünya...