Kindî, günümüzde Irak sınırları içinde yer alan Kûfe şehrinde dünyaya geldi. Doğum tarihi konusunda kesin bilgiler bulunmasa da dokuzuncu yüzyılın başları olduğu düşünülmektedir. Kindî, soylu ve zengin bir aileye mensuptur. Ailesinden birçok kişi yönetici olarak görev almış ve bölgede sözü geçen, nüfuzlu kişilerdir. Ayrıca babası, Kûfe şehrinin valiliğini de yapmıştır. Kindî, babasını küçükken kaybetmiş olsa da ailesinin mirası sayesinde refah dolu bir hayat yaşamıştır. Bu da onun iyi eğitimler almasını sağlamıştır. Çocukluğunu ve gençliğini Kûfe ile Basra’da geçiren Kindî, son olarak Bağdat şehrine gitmiş ve hem eğitimini burada tamamlamış hem de ölene dek bu şehirde yaşamıştır.
Kindî’nin eğitim hayatı hakkında net bilgiler olmasa da iyi bir eğitim aldığı aşikârdır. Kendisi Bağdat’tayken Halife Me’mun’un takdirini almış ve onun sarayında düzenlenen birçok toplantılara katılmış, ayrıca Halife’nin kurduğu Beytülhikme’de âlim ve mütercimler kadrosunda da kendine yer bulmuştur. Kindî’nin o dönemki Yunanca ve Farsça eserleri tercüme edebilecek seviyede yabancı lisanları olmadığı düşünülse de Beytülhikme’de çevrilen eserlerin kontrolünde ve terminolojide çalışmalar yapmış olması muhtemeldir. Kindî’nin en önemli özelliği ise kelâmdan felsefeye geçişi yapan İslam âleminin ilk filozofu oluşudur. Özellikle Yunanca eserlerin çokça çevirilerinin yapıldığı Beytülhikme’de bulunan Kindî, İslam dini ile felsefeyi bir araya getiren çalışmalar yapmış ve onun için ona İslam filozofu da denmiştir. Avrupa’da ise “Alchindus” ismiyle tanınmıştır. Kendisi edebiyat, felsefe, tıp, matematik, astronomi, meteoroloji, optik, ahlâk, psikoloji, kimya hatta musikiye varana dek birçok alanda eserler vermiş ve haleflerine önemli bir yol açmıştır.
Kindî aynı zamanda iyi bir tasnifçidir. Bu özelliğini belki de eserlerini bolca okuduğu Aristoteles’den almış olabilir. Kendisi bilgiyi ilahi ve insani olarak ikiye ayırır. Ona göre ilahi bilgi, tanrıdan vahiy yoluyla gelen ve doğruluğu mutlak olan bilgidir. Bu bilgiyi herkes akıl süzgecinden geçirmeden doğrudan benimsemelidir. Bu bilgiler, mutlak doğrudur. İnsani bilgi ise, mantık, matematik, aritmetik, geometri, fizik, psikoloji metafizik, ahlak ve siyasettir. Ona göre metafizik, ilk felsefedir ve tanrıyı inceler. Tanrı, ilk ve en büyük gerçektir, metafizik de bu ilk gerçeği konu ediniyor olması bakımından ilk felsefedir. Felsefe, metafizikle başlar.
Kindî’ye göre, tüm varlıkların bir yaratıcısı olmalıdır. Bu yaratıcı ise gerçekten “bir” olandır. Diğer varlıklar gibi değildir. Gerçekten “bir” yani “tek” olan varlık, yaratıcı olan tanrıdır. Diğer tüm varlıkların bir altı, benzeri mutlaka vardır ama tanrı gibi bir varlığın eşi benzeri yoktur. Ayrıca tüm varlıkların varoluşunda bir sebep vardır fakat tanrı sebepsizdir. Her varlığın bir evveli vardır, varlığının mutlaka bir sebebi vardır ama hiçbir sebebi olmayan tek şey tanrıdır. O, varlıkların yaratıcısı olmasının yanında, varlık sebeplerinin de yaratıcısıdır. Evrendeki tüm sebepler, tanrıya çıkar. Klasik Yunan felsefesinin aksine, Kindî’ye göre madde sonludur, sonsuz ve ebedi olan tek şey tanrıdır. Yani Kindî, Yunan Felsefesi’nden etkilenmiş olsa da kendi düşünce sistemine sahip bir filozoftur ve birçok konuda Aristoteles ve Plato gibi isimlerden ayrılır.
Kindî, din ve felsefe arasında da çok bir ayrım olduğunu düşünmez. Hem vahiy hem de felsefe, kişiyi ebedi saadete götürecek şeylerdir. Hatta ona göre peygamberler ve filozofların da amaçları birbirine benzerdir. Fakat burada peygamberlerin, vahiy aracılığıyla doğrudan tanrıdan gerçek ve mutlak bilgiyi alıyor oluşu, beşeri bilgiye sahip olan filozoflardan çok daha üstün olmalarına neden olur. Yani asıl olan, öncelikle referans alınması gerekenler peygamberlerdir. Onlar, doğru ve mutlak bilgiyi tanrıdan alarak filozoflardan ayrışırlar. Bir bilgi, her zaman yanlışlanabilir, o bilgi ilahi yani vahiy yoluyla gelen bir bilgi olmadığı müddetçe. Kindî’ye göre felsefe, insani faaliyetlerin en yüksek rütbeli olanıdır. Felsefeyle birlikte “sebeplerin” farkına varırız ve onların peşine düşeriz. Bu yol da bizi tanrıya ulaştırır. Felsefe, sanatların sanatı ve ayrıca hikmetlerin hikmetidir. İyi felsefe yapabilmek içinse matematik ve mantık bilmek gereklidir.
Kindî, ilk İslam filozofu olması ve kendinden sonrakiler için çığır açıcı çalışmalar yapması bakımından hem felsefe hem de İslam dini açısından önemli bir figürdür. Onun, felsefe ile İslam dinini birleştirmesi ve yaptığı çalışmalar hala önemini korumaktadır.
Şulul, C.evher, “İlk İslam Filozofu Kindî’nin Hayatı Ve Felsefi Düşünceleri”, Muhafazakar Düşünce Dergisi, 11 (44), 59-83, 2015.
Mahmut Kaya, "Kindî, Ya‘Kūb B. İshak", TDV İslâm Ansiklopedisi, Erişim 25 Ocak 2024, https://İslamansiklopedisi.Org.Tr/Kindî-Yakub-B-İshak#1 (25.01.2024).
Deniz, Gürbüz. “Kindî, Felsefeyi Kabulü Ve Konumlandırması”, Diyanet İlmi Dergi, 54 (2) 13-24, 2018.
İngiltere tarihinde Protestan reformuna karşı çıkarak, Katolik inancını savunan Kraliçe Mary'nin Protestan...
Wilhelm von Humboldt, Prusyalı bir devlet adamıdır. Bakanlık ve diplomatlık yanında filozof, dilbilimci ve eğitimcidir....
Asıl adı Saadia ben Yosef olan Saadia Gaon Müslümanlar arasında Said el-Feyyumi olarak tanınmaktadır. Babilonya’da...
Osmanlı’nın en gözde mimarı olan Sinan, Kayseri’nin Ağırnas köyünde dünyaya gelmiştir. Yavuz...
Said Halim Paşa, döneminin İslam çizgisindeki aydınlarındandır. Çağdaşlarının aksine İsviçre’de...
Sıdıka Cuma, eleştirmenlerce beğenilen, birçok ödüle sahip çağdaş İslam sanatçısı, grafik...
Hz. Peygamber’i, ashabını ve İslâm dinini, müşriklerin hicivlerine karşı şiirleriyle savunduğu için...
755-769 yılları arasında Çin’de süren An Lushan ayaklanması sonucu 36 milyon insan hayatını kaybetmiştir....
Astronomi insanlık tarihi kadar eski bir bilimdir. Gökyüzü her zaman insanlar için bir merak konusu...
“Hüccetülislâm” ve “Zeynüddin” isimlendirmeleri ise İmam Gazzali’nin...