Renkler, ışınların gözün ağ katmanına farklı biçimlerde ulaşması ile ortaya çıkan algılama sonucunda oluşur. Bu ışınların cisimler üzerine çarpması, kısmen soğrulması ve yansıması ile oluşan çeşitlilik sonucunda renk tonları meydana gelir.
Fiziksel çevresiyle her zaman etkileşim içinde olan insanlar için mekânın ve renklerin önemi büyüktür. Örneğin Bruno Zevi’ye göre; “Mekân; biz istesek de istemesek de bizi etkiler ve benliğimize hükmeder.” Yani fiziksel çevreyi oluşturan bileşenler insanın ruh sağlığına olumlu veya olumsuz anlamda tesir eder. Bu bileşenleri oluşturan unsurlardan biri de mekânda bulunan cisimlerin renkleridir. Görsel algı ile algılanan renk, içerdiği yüksek veya düşük titreşimli enerjiler ile insan psikolojisi üzerinde etkili olmaktadır.
Renklerin algılanması ışık kaynağına da bağlı bir durumdur. Işık, renklerin verimliliğini düşürür ya da artırır. Mekânlarda insanların maruz kaldığı renkler; zihinsel aktivite, fiziksel performans ve psiko-sosyal durum üzerinde etkiler göstermektedir.
Ruh sağlığında bu derece etkili olan mekânın renk seçiminde temel alınan şeyler; kullanılan mobilya ve aksesuarlar, mekânın gün ışığına veya suni ışığa maruz kalıp kalmaması ve oluşturulmak istenen ambiyanstır. Bu durum her mekân ve her alan için farklı renk kombinasyonlarının oluşmasına sebep olur. Bu noktada kişinin, nasıl bir ortam oluşturmak istediğini bilmesi ve renklerin ruhsal etkilerinden haberdar olması elzemdir.
Mekânı saran duvar birleştirici ve yönlendirici görev görür. Duvarda sıcak renklerin (kırmızı, turuncu, sarı ve tonları) kullanılması mekânı olduğundan dar gösterir. Bunun sebebi görsel algının sıcak renkleri daha yakında algılamasıdır. Küçük hacimli mekânlarda daha soğuk (mavi, yeşil, mor, gri ve tonları) ya da pastel tonlar (bej, yosun yeşili, toz mavi) tercih edilmelidir çünkü soğuk ve pastel renklerin ferahlatıcı etkisi vardır ve daha uzakta algılanır.
Mekânı kapatan tavan alçaksa soğuk ve pastel renklerin tercih edilmesi tıpkı duvardaki gibi bir algı oluşturacaktır. Özellikle alçak tavanlı mekânlarda sıcak renklerin tercih edilmesi mekânın tavanının daha basık olduğunu hissettirecektir. Duvar için seçilen renklerin insanda oluşturduğu hissiyat tavan için de geçerlidir.
Mekândaki döşeme yüzeyinin insana güven vermesi beklenir. Çünkü insan yürüdüğü yüzeyin sağlam ve dayanıklı olmasını ister. Şeffaf veya boşluklu zeminlerde yürümek insanda korku hissi oluşturur. Yüzey döşemeleri için seçilen rengin sağlam bir ifadeye sahip olması kullanıcıya güven telkin eder. Güven telkinini aşılamak için yüzey rengi duvarlardan daha koyu renkte olan bir malzeme ile kaplanabilir.
Duvar, tavan ve döşeme renklerinin armoni yakalaması, dekoratif objeler, eşyalar ve eşya dokularının renkler ile olan uyumu gibi birçok faktör insan psikolojisinde etki uyandırır. Sadece seçilen renklerle algı oluşturmaya çalışmak ruhsal etkide yetersiz kalacaktır.
Renk seçimlerimizin kullanıcıda oluşturmak istediğimiz algıya göre seçilmesi kişiye mekâna karşı aidiyet kazandırır.
Koyu değerde sıcak renklerin;
• Tavanda kullanımı: Kasvetli, tehditkâr
• Duvarda kullanımı: Çevreleyici
• Döşemede kullanımı: Tutucu, sağlam, emniyetli
Koyu değerde soğuk renklerin;
• Tavanda kullanımı: Kapatıcı, örtücü
• Duvarda kullanımı: Soğuk
• Döşemede kullanımı: Ağır
Açık değerde sıcak renklerin;
• Tavanda kullanımı: Manevi baskı verici
• Duvarda kullanımı: Hareketlendirici
• Döşemede kullanımı: Yükseltici, kaldırıcı
Açık değerde soğuk renklerin;
• Tavanda kullanımı: Yükseltici
• Duvarda kullanımı: Yönlendirici
• Döşemede kullanımı: Emniyetsiz, koşmaya teşvik edici
Davranış bilimleri uzmanlarının yaptığı araştırmalarda renklerin bireyler üzerinde birtakım psikolojik karşılıkları olduğu sonucuna varılmıştır.
Kırmızı: Canlılık, hareket, heyecan
Sarı: Neşe, hareket, olgunluk, bereket, ışık
Mor: Hüzün, korku, pişmanlık, asalet
Mavi: Sessizlik, rahatlık
Yeşil: Huzur, yeniden doğuş
Turuncu: Yaşama sevinci ve eğlence
Beyaz: Temizlik, saflık, ferahlık
Siyah: Ağırlık, ciddiyet, karamsarlık, tehlike
Gri: Olgunluk, temkin, belirsizlik
İnsan her zaman fiziksel bir ortamda bulunur ve bu ortamda renklerin olmaması imkânsızdır. Hayatımızın her anında etkisi altında kaldığımız renklerin doğru seçimi ile bedensel ve ruhsal sağlığımızı olumlu etkilemek mümkündür.
Alıcı, Nedim, (2020), “İç Mekanda Renk ve Renklerin İnsan Psikolojisine Etkileri”, Modular Journal İstanbul Gedik Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dergisi, 3(1), 89-105.
Yıldız, S., “Renk Sistemlerine Genel Bir Bakış: Renk ve Algı”. Bilim ve Teknik Dergisi, sayı 467, Ekim 2006, 73-74.
Özçalık, Mahire & Eskisarılı, Şeyma, (2019), “Peyzaj Mimarlığında Renk Olgusu”, Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi, 14, 60-74.
Zevi, Bruno, (2021). “Mimarlığı Görebilmek”, çev. Alp Tümertekin, Arketon Yayıncılık.
Matematiğin sevilmeme nedenleri arasında yer alan öğretmen, okul ve çevre gibi faktörlerin yanında başka...
Kişilik, toplumda bireyleri birbirinden ayıran ve faklı kılan özellikler bütünüdür. Kişilerde ve...
Gestalt teorisine göre; bütün, parçaların toplamından farklı bir anlam ifade eder ve birey, bütünü...
Müziği seviyoruz çünkü bizi iyi hissettiriyor. Peki, neden kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor? 2001...
Daha önce ‘belki ileride işe yarar’ düşüncesi ile eşyalarınızı atamadığınız oldu mu? Başkalarının...
Somatik bellek, vücudun motor hareketlerini ve fiziksel deneyimlerini hatırlama yeteneğidir.
Synesthesia” kelime kökleri itibariyle Yunanca syn (birlikte) ve aesthe-sis (algılamak) olan iki kelimenin birleşiminden...
Retorik, iletişim yoluyla ikna etme sanatlarından bir tanesidir. Motive etmek veya bilgilendirmek için insanların...
Psikolog Abraham Maslow, 20. yüzyılın en tesirli psikologlarından biri olarak kabul edilmiş ve 1943 yılında yayımladığı...
Lusid rüya, kişinin rüya gördüğünün farkında olduğu ve rüyayı yönetebildiği rüya...