Konya Bilim Merkezi İlimge

İbn Kayyim El-Cevziyye’nin Psikolojiye Katkıları

 Ayşe Ovalı
 6 dk  74

İbn Kayyim’in psikoloji çalışmalarına yaptığı katkılardan en önemlisi hazzı sınıflandırmasıdır. Bu haz kategorilerini anlamak, insanların eylemlerini neyin güdülediğini göstermesi açısından önemlidir.

1. Yiyecek, barınak ve üreme dâhil hayatta kalmak için gerekli şeyleri aramak.

2. Güç veya otorite konumuna ulaşmak için toplumsal ve mesleki ilerleme sağlamak.

3. Erdemli ve Tanrı’ya adanmış bir hayat yaşamak.

Bu üçleme, çok ilkel ve doğuştan gelen bir haz kategorisinin ve belirli bir eğilimle daha fazla ilişkili olan diğer iki zevk kategorisinin bulunduğunu göstermektedir. Bir kişi daha manevi olmaya eğilimliyse, o zaman üçüncü tür hazzı arayacaktır. Kendisini bir otorite figürü olarak kabul ettirmekle daha fazla ilgilenen biri, ikinci tür hazzı arayacaktır. Her iki tür insanın da birinci tür hazzı araması gerekecektir çünkü yiyecek ve genetik devamlılık gibi geçim ihtiyaçları, insanlar olarak kaçamayacağımız biyolojik koşullardır.

Ancak İbn Kayyim, haz arayışının olumlu ve olumsuz olmak üzere farklı türleri olduğunu belirtir. İkisi arasındaki farkı anlamanın yolu sonuçlara bağlıdır. İbn Kayyim, acıyla sonuçlanan her türlü hazzın gayri meşru bir haz olduğunu belirtir. Böyle bir haz arayışı acıya sebep olduğundan ve hazzı değersiz kıldığından İbn Kayyim’e göre tek layık zevk Allah’a ibadettir. İbn Kayyim, şeytani fısıltı yani vesvese konusunu ele alarak; kişinin bu olumsuz hazlara olan eğilimlerine direndiği sürece, ferasetinin yani dayanıklılığının artacağını ve sonunda kişinin Allah’a yaklaşacağını söyler.

İbn Kayyim, insanların nesneler hakkında nasıl düşündükleri veya tefekkür ettikleri hakkında bir açıklama sunar. "Miftahu Dari's-saade" (Saadet Yurdunun Anahtarı) adlı eserinde farklı düşünme türlerinin bir tanımını sunar. Derin düşünme çeşitli şekillerde yapılır ve çok seviyeli bir işlem olarak anlaşılır. İbn Kayyim düşünme sürecini kendi tarzında açıklar ve dört farklı düşünme türü belirler. İlk iki düşünme türü, düşüncelerin kişinin bilişsel alanına ilişkin bilinçli farkındalığına gelme yollarıdır. Sonraki iki düşünme türü, bu düşünceleri daha ileri bir anlayış ve iç görü düzeyine taşımakla gerçekleşir.

İbn Kayyim’in düşünce türleri:

1. Tefekkür: Çevresel veya doğuştan gelen ilhamdan kaynaklanan düşünceyi bilinçli alana getirmenin aktif sürecidir.

2. Tezekkür: Kişinin Kur’an ayetleri sayesinde daha önce edindiği bazı bilgileri hatırlamasını tanımlayan bir kavramdır.

3. İ’tibar: Bir düşünceyi yeni bir şekle sokan ve önceki düşüncelerden daha gelişmiş yeni bir düşüncenin yaratılmasıyla sonuçlanan bir düşünme sürecidir.

4. Tedebbür: Kişinin Kuran ayetlerini dikkate alması ve bunların kendi hayatındaki anlamları üzerinde düşünmesidir.

İbn Kayyim’in düşünme türleri arasındaki ilişki oldukça karmaşıktır ve bu düşünme türleri ortaklaşa çalışarak insan vicdanının aktif kalmasına, geçmiş bilgileri hatırlamasına ve yeni deneyimlerin işlenmesi yoluyla daha önce elde edilen bilgilere ilişkin iç görü kazanmasına olanak tanır. İbn Kayyim, eserinde tefekkürün kalp ile ilgili bir süreç olmadığını, kalpte bu bilginin geri alınabilir bir formatta saklanmasını tezekkürün sağladığını söyler. Düşüncenin en derin biçimi olan tedebbür, tüm düşünme türlerinin bir karışımıdır ve kişinin, düşünce durumunu tamamen Tanrı’nın kontrolüne bırakan belirli bir bilginin varlığının tamamen farkında olduğu üstün bir bilinç durumuyla sonuçlanır. Öyle ki, tedebbür yapan kişi, başına gelen her şeyin Allah’tan olduğunu, bu olaylardan kaynaklanan hikmetlerin de Allah’tan olduğunu kabul etmiş olur. Bu düşünce durumu, bir müminin hayatında etrafındaki durumu olumlu bir şekilde anlayarak ilerlemesine olanak tanıyacak ve onu olumlu düşünmeye, kendisini Tanrı’ya yaklaştıracak güzel haz biçimleri aramaya adamasını sağlayacaktır.

İbn Kayyim insan davranışını anlamak için düşünce meselesi üzerinde çokça durur. Bu, modern psikologların çalışmalarında yaptıklarına epeyce benzer. İbn Kayyim’e göre insanların nasıl düşündüklerini anlamak, davranışların altında yatan temeli anlamak için elzemdir. Davranışın ilk adımının “fikr” yani “düşünce” olduğunu kuramsallaştırmıştır. Fikr, Arapçada düşünce anlamına gelen bir kelimedir ve aynı zamanda “tefekkür” kelimesinin köküdür. Eğer bir düşünce faydalıysa ve kişiye manevi olarak fayda sağlıyorsa, o zaman o düşünce “ilm”e, yani bilgiye dönüşebilir. Düşünce olumlu olmazsa tekrar “fikr” durumuna döner. Düşüncelerimize ve bilgimize dayanarak bunları bir değer sistemine göre uygularız. Eğer bu değer sistemi gerçeği yansıtıyorsa o zaman ortaya çıkan bilgi yapıları da doğrudur. Çünkü bilgi yapısını oluşturmak için bir araya gelen bireysel “ilm” unsurlarının hepsi de doğrudur.

İlginçtir ki İbn Kayyim’ın teorisine dayanarak onun maneviyat ve Allah’a yakınlık açısından bir avantaj veya olumlu bir gelişme elde etmek için inşa edilmemiş bilgi yapılarını reddettiği anlaşılmaktadır. İbn Kayyim, “Üç Anlam Düzeni” teorisiyle daha yüksek bir manevi varoluş seviyesine nasıl ulaşılabileceğini açıklamaktadır. Bu anlam düzenleri aracılığıyla kişi bilgiyi işleyebilir ve bunları eyleme dönüştürebilir. Düşünme düzenleri, yukarıda açıklanan düşünce aşamalarına karşılık gelir. Manevi aydınlanmaya ulaşamayanlar ne hakkı kabul edebilir, ne de batılı inkâr edebilirler. Ancak manevi yolculuklarında kendilerine faydalı olan bir “hal”e ulaşanlar, olumlu bir davranışla sonuçlanacak bir “irade” geliştireceklerdir.

İbn Kayyimin insan davranışını, düşünmesini ve duygusal durumunu dikkate alan başka birçok eseri ve kavramı vardır. Bu yazıda sunulan fikirlerin amacı, okuyucuya İbn Kayyim tarafından geliştirilen kavramlara temel bir giriş yapmak ve onun bugün ‘psikoloji’ olarak bildiğimiz çalışmalara yaptığı katkının spesifik örneklerini vermektir. İbn Kayyim’in fikirlerinden, onun asıl motivasyonunun daha yüksek bir manevi makama ulaşmak ve Allah’ı razı etme arzusunu beslemek olduğu açıkça görülmektedir. Eserleri, ruhun arınması, bilinçsizliğin farklı halleri ve insanların neden böyle davrandıklarına dair açıklamalarla ilgili tartışmalarla doludur.

#İbn Kayyim El-Cevziyye #Psikoloji #Tefekkür #Tezekkür
0
0
0
Kaynakça

Apaydın, H. Yunus, “İbn Kayyım el-Cevziyye”, TDV İslam Ansiklopedisi, Erişim 14 Mart 2024, https://islamansiklopedisi.org.tr/ibn-kayyim-el-cevziyye#2-itikadi-gorusleri  

İbn Kayyım El-Cevziyye, “Kalbin İlacı: Ed-da Ve’d-Deva”, Elif Yayınları, 2013.

İbn Kayyım El-Cevziyye, “Saadet Yurdunun Anahtarı - Miftahu Daris Saade, 2 Cilt”, Beka Yayınları, 2017.

Maden, Cengiz, “İslam Dünyasında Din Psikolojisi Çalışmaları (800-1406): Genel Bir Değerlendirme,” Türk Din Psikolojisi Dergisi, 5, 103-129, 2022.

BENZER MAKALE
Matematik Öğrenme Güçlüğü: Diskalkuli

Matematik Öğrenme Güçlüğü: Diskalkuli

Matematiğin sevilmeme nedenleri arasında yer alan öğretmen, okul ve çevre gibi faktörlerin yanında başka...

Beş Faktörlü Kişilik Modeli

Beş Faktörlü Kişilik Modeli

Kişilik, toplumda bireyleri birbirinden ayıran ve faklı kılan özellikler bütünüdür. Kişilerde ve...

Gestalt Teorisi ve İlkeleri

Gestalt Teorisi ve İlkeleri

Gestalt teorisine göre; bütün, parçaların toplamından farklı bir anlam ifade eder ve birey, bütünü...

Müziği Neden Seviyoruz?

Müziği Neden Seviyoruz?

Müziği seviyoruz çünkü bizi iyi hissettiriyor. Peki, neden kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor? 2001...

Kompulsif Biriktirme Hastalığı: Dispozofobi

Kompulsif Biriktirme Hastalığı: Dispozofobi

Daha önce ‘belki ileride işe yarar’ düşüncesi ile eşyalarınızı atamadığınız oldu mu? Başkalarının...

Somatik Bellek

Somatik Bellek

Somatik bellek, vücudun motor hareketlerini ve fiziksel deneyimlerini hatırlama yeteneğidir.

Renkleri Tatmanın, Sayıları Duymanın Yolu: Sinestezi

Renkleri Tatmanın, Sayıları Duymanın Yolu: Sinestezi

Synesthesia” kelime kökleri itibariyle Yunanca syn (birlikte) ve aesthe-sis (algılamak) olan iki kelimenin birleşiminden...

Bir İkna ve Retorik Sanatı: Kırmızı Sazan Safsatası

Bir İkna ve Retorik Sanatı: Kırmızı Sazan Safsatası

Retorik, iletişim yoluyla ikna etme sanatlarından bir tanesidir. Motive etmek veya bilgilendirmek için insanların...

Abraham Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi

Abraham Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi

Psikolog Abraham Maslow, 20. yüzyılın en tesirli psikologlarından biri olarak kabul edilmiş ve 1943 yılında yayımladığı...

Bilinçli Rüya Görmek

Bilinçli Rüya Görmek

Lusid rüya, kişinin rüya gördüğünün farkında olduğu ve rüyayı yönetebildiği rüya...

ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER