Kur’an-ı Kerim’in on yedi yerinde ismi geçen Süleyman Peygamber, Hz. Dâvûd’un vârisi olarak anlatılır. Nimetlere karşı nankörlük etmeyen, iyi huylu, salih, hikmet sahibi, anlayışlı bir kul olduğu bildirilir. Süleyman Peygamber’e ilim verildiği, kuşdilinin öğretildiği ve kendisine mucizeler verildiği Kuran’da genişçe yer alır.
Kuran'da Hz. Süleyman ile aynı çağda yaşamış olan Sebe Melikesi’nden Neml Suresi’nin 22-44. ayetlerinde ismi zikredilmeden bahsedilmiştir. İslam tarihi kaynaklarında isminin Belkıs olduğu yer almakla birlikte gerçek adının bu olup olmadığı tartışmalıdır. Çünkü itibar edilmeyen bazı kaynaklarda ismi Lilith, Nikaule veya Nicaula (Nikola) olarak da geçer. Kuran’da tevhid dinini kabul ettiği belirtilen Sebe Melikesi, günümüz Habeşistan (Etiyopya) veya Yemen'in olduğu topraklarda hüküm sürdüğü düşünülen, Saba Krallığı’nın hükümdarıdır. Kitabı Mukaddes’te de Sebe Melikesi’nden bahsedilmekle birlikte kraliçenin ismi yer almaz.
Eski Ahit’e göre Sebe Melikesi, Allah’ın adını yaymasından dolayı şöhreti her yerde duyulan Hz. Süleyman’ı görmek istemiştir. Gerçek bir peygamber olup olmadığını anlamak üzere büyük bir kafileyle onu ziyaret etmeye karar vermiştir. Giderken develerini altın, baharat, kıymetli taşlardan oluşan değerli hediyelerle dolduran Sebe Melike’si, Kudüs’e muhteşem bir görkemle gitmiştir. Hz. Süleyman’ın bilgeliğini sınamak için ona çetin sorular sormuş, cevabı yalnızca kendi tarafından bilinen her soruya doğru yanıtlar almıştır. Hz. Süleyman’ın bilgeliğine hayran kalan Melike, sarayda şahit olduklarından ve insanların Tanrı’ya ibadetinden fazlasıyla etkilenmiştir. Gördüklerinin duyduklarından daha güzel olduğunu belirterek memnuniyetini Hz. Süleyman’a verdiği hediyelerle göstermiş, sonunda da onun peygamberliğine ve Allah’ın birliğine iman etmiştir. Hz. Süleyman’a, “Daima senin önünde duran, senin hikmetlerini dinleyen adamlarına ne mutlu!” diyerek takdirlerini bildirmiş ve kendisine verilen kıymetli hediyelerle birlikte ülkesine dönmüştür.
Buradan anlaşılan Hz. Süleyman’ın şöhretinin Sebe halkının yaşadığı Yemen’e kadar yayıldığı ve Belkıs’ın kendi arzusuyla gidip iman etmiş olarak ülkesine geri döndüğüdür. Yeni Ahit’te Melike hakkında “Güney Kraliçesi” ifadesi kullanılmakta ve Hz. Süleyman’ın bilgece sözlerini dinlemek için dünyanın öbür ucundan geldiği zikredilmektedir. Bu nitelemede muhtemelen Melike’nin Kudüs’ün güneyindeki Etiyopya ve Yemen bölgesini yönetmesi etkili olmuştur.
Kuşdilini bilen Süleyman peygamber, bir gün çevresindeki kuşları gözden geçirmiş, Hüdhüd kuşunu yerinde görememiş onun nerede olduğunu sormuş ve geçerli bir mazeret bildirmediği takdirde onu çok ağır bir şekilde cezalandıracağını belirtmiştir. Çok geçmeden gelen Hüdhüd kuşu Süleyman peygambere biraz önce onun haberi olmayan bir şey gördüğünü söylemiş, Sebe halkıyla ilgili sağlam haberleri olduğunu ifade etmiştir. Onların kadın bir hükümdar tarafından yönetildiğini, ona her türlü imkânın verildiğini, buna rağmen onların Allah’a iman etmek yerine güneşe taptıklarını belirtmiştir.
Hz. Süleyman Hüdhüd’ün doğru söyleyip söylemediğini anlamak için Sebe Melikesi’ni yanına davet eden ve halkını tevhide çağıran bir mektup yazdırmıştır. Hüdhüd kuşundan mektubu Belkıs’a götürmesini istemiş, bu mektup üzerine Melike danışma meclisindeki kişilerle bu durumu görüşmüş ve meclistekiler kendisinin vereceği her karara destek olacaklarını belirtmiştir. Belkıs Hz. Süleyman’ın peygamber olup olmadığını anlamak için önce birçok hediye göndermiştir. Ancak hediyelerin reddedilmesi üzerine Belkıs, halkının ileri gelenlerini yanına alarak Süleyman peygamberi ziyaret etmeye karar vermiştir. Bu arada Süleyman peygamber halkına: “Ey ileri gelenler! Melike buraya gelmeden önce hanginiz bana onun tahtını getirebilir?” diye sordu. Orada bulunan ve çok yetenekli bir cin olan İfrit: “Ben onu, gözünü kapayıp açmadan önce sana getiririm” dedi. İfrit, göz açıp kapayıncaya kadar Belkıs’ın tahtını oraya getirdi. İhtişamlı tahtı önünde gören Süleyman peygamber alçakgönüllülükle Allah’a secde etti ve dedi ki: “Bu Allah’ın bana bir imtihanıdır ve Allah benim şükrümü ölçmek istemektedir.’’ Sonra Süleyman peygamber, yanındakilerden tahtı tanınmaz hale getirmelerini istedi. Melike geldiğinde tahtını tanımış ve hak dini benimsemiş, peygamberliğine inanmış ve Allah’a iman etmiştir.
Kıssaya Kuran’da olmayan pek çok eklemeler de yapılmaktadır. Bu eklemelere göre annesi peri kızı, babası cin olan Belkıs’ın bacaklarında tüyler bulunduğu söylenmektedir. Hz. Süleyman bu söylentinin doğruluk derecesini anlayabilmek için sarayın avlusunu altından sular akan billûr bir döşeme ile kaplatır. Belkıs saraya girerken sudan geçeceğini sanarak eteklerini kaldırır, böylece bacaklarının tüysüz olduğu görülür. Ayrıca Hz. Süleyman’ın daha sonradan Sebe Melikesi’yle evlendiği, onu tekrar Yemen’e kraliçe yaptığı ve belli zamanlarda ziyaretine gittiği, Belkıs’ın ondan bir çocuk doğurduğu da rivayet edilmektedir.
Kuran’daki köşk anlatımı ise şöyledir: “Ona, köşke gir dendi. Melike onu görünce, derin bir su sandı ve eteğini yukarı çekti. Süleyman: Bu, billûrdan yapılmış şeffaf bir zemindir dedi. Melike dedi ki: Rabbim! Ben gerçekten kendime yazık etmişim. Süleyman ile âlemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum.” (Neml: 27/44) Anlaşılacağı üzere Melike’ye girmesi teklif edilen yer hakkında sadece “bu, billûrdan yapılmış şeffaf bir zemindir” ifadesi ile köşkün çok az bir niteliği anlatılmıştır.
Hz. Süleyman ve Belkıs arasında geçen bu kıssa Yahudilik, Hristiyanlık ve İslâm’ın kutsal kitaplarında yer almaktadır. Aynı zamanda Etiyopyalıların ulusal destanı Kebra Nagast’ta da, Sebe Melikesi’nden bahsedilmektedir.
Sebe Melikesi’nin Hz. Süleyman’ı ziyarete geldiği ve onun anlattıklarını kabul ettiği noktasında Ahdi Atik ile Kur’an-ı Kerîm arasındaki bilgiler birbiriyle örtüşmektedir. Ancak Sebe Melikesi’nin Hz. Süleyman’ı ziyaret sebebi Ahdi Atik’de Sebe melikesinin Hz. Süleyman’ın şöhretini duyması olarak anlatılırken Kur’an-ı Kerim’de bu ziyaretin sebebi farklı şekilde anlatılmaktadır.
Ayyildiz, Mustafa. “Kuran Kıssalarını (Hz Süleyman İle Belkıs Ve Hz.Musa İle Hızır Kıssaları Örneklemi) Hikâye Tekniğiyl”. Journal of Turkish Studies 10/Volume 10 Issue 7 (2015), 167-167.
Yazici, Elif. “Sebe’ Melikesi Kıssasının Tarihî ve Kültürel Tahlili”. Marife Dini Araştırmalar Dergisi 22/1 (30 Haziran 2022), 315-338. https://doi.org/10.33420/marife.1103927
“Kur_an_Ara__351;t__305;rmalar__305;nda_Akademik_Tezler_19114519122018_.pdf”. Erişim 05 Temmuz 2023. http://www.tefsir.gen.tr/img/Kur_an_Ara__351;t__305;rmalar__305;nda_Akademik_Tezler_19114519122018_.pdf
İngiltere tarihinde Protestan reformuna karşı çıkarak, Katolik inancını savunan Kraliçe Mary'nin Protestan...
Wilhelm von Humboldt, Prusyalı bir devlet adamıdır. Bakanlık ve diplomatlık yanında filozof, dilbilimci ve eğitimcidir....
Asıl adı Saadia ben Yosef olan Saadia Gaon Müslümanlar arasında Said el-Feyyumi olarak tanınmaktadır. Babilonya’da...
Osmanlı’nın en gözde mimarı olan Sinan, Kayseri’nin Ağırnas köyünde dünyaya gelmiştir. Yavuz...
Said Halim Paşa, döneminin İslam çizgisindeki aydınlarındandır. Çağdaşlarının aksine İsviçre’de...
Sıdıka Cuma, eleştirmenlerce beğenilen, birçok ödüle sahip çağdaş İslam sanatçısı, grafik...
Hz. Peygamber’i, ashabını ve İslâm dinini, müşriklerin hicivlerine karşı şiirleriyle savunduğu için...
755-769 yılları arasında Çin’de süren An Lushan ayaklanması sonucu 36 milyon insan hayatını kaybetmiştir....
Astronomi insanlık tarihi kadar eski bir bilimdir. Gökyüzü her zaman insanlar için bir merak konusu...
“Hüccetülislâm” ve “Zeynüddin” isimlendirmeleri ise İmam Gazzali’nin...