Gestalt kelimesi Almanca “yapılandırma” veya “yapı” anlamına gelir. Bireysel bileşenlerin ruhsal bir bütün olarak algımız tarafından nasıl yapılandırıldığına gönderme yapar. Bu yapı; boşluk, organizasyon ve zamanlamadaki değişikliklerin neden bilginin alınma ve özümsenme şeklini kökten değiştirebildiğine dair bilimsel bir açıklama sağlar.
Gestalt araştırmacıları Wertheimer, Koffka ve Kohler, insan beyninin görsel verileri gruplama yoluyla otomatik olarak organize etme ve yorumlama eğiliminde olduğunu gözlemlediler. Bu “zihinsel kısayollar” nedeniyle bütünün algılanmasının bireysel unsurların toplamından farklı olduğu teorisini kurdular. Bütünün, parçaların toplamından farklı olduğu fikri (Gestalt psikolojisinin temel ilkesi) o zamanlar geçerli olan Yapısalcılık teorisine meydan okudu. Yapısalcılar karmaşık algıların, bunun neden olduğu ilkel duyumları (mesela bir kareyi oluşturan noktalar veya bir melodideki belirli perdeler) tanımlayarak anlaşılabileceğine inanıyorlardı. Gestalt ise tam tersi bir yol önerdi. Bütünün, beyin tek tek parçaları algılamadan önce bile kavrandığını ileri sürdü. Bir fotoğrafa baktığımızda bir burun, iki göz ve bir çene yerine bir yüz şeklini gördüğümüzde olduğu gibi. Bu nedenle insan algısının öznel doğasını anlamak için belirli parçaları aşarak bütüne odaklanmanın gereğini öne sürdüler.
Wertheimer, Gestalt teorisinin nasıl işlediğini açıklamak için ilkeler oluşturdu. Gestalt teorisinin en önemli ilkelerinden bazıları şunlardır:
1. Basitlik Yasası (Prägnanz): Prägnanz yasasına aynı zamanda “basitlik yasası” veya “iyi rakam yasası” da denir. Bir dizi belirsiz veya karmaşık nesneyle karşılaştığında insan beyninin bunları mümkün olduğu kadar basitleştirmeye çalıştığını belirtir. Bu sürecin güzel bir örneği Olimpiyat logosuna ilişkin algımızdır. Bir dizi kavisli, bağlantılı çizgi yerine üst üste binen daireler görmeye eğilimliyiz.
2. Benzerlik: Bu yasa renk, şekil, yönelim, doku veya boyut bakımından bazı benzerlikleri paylaşan şekilleri, nesneleri veya tasarım öğelerini gruplandırma eğiliminde olduğumuzu ileri sürer.
3. Yakınlık: Yakın konumlanan şekillerin, nesnelerin veya tasarım öğelerinin bir grup olarak algılanma eğiliminde olduğunu belirtir. Bu prensip, dikkati bir tasarım içindeki temel öğelere yönlendirmek için uygulanabilir. Örneğin görsel öğeler birbirine ne kadar yakınsa birbirleriyle ilişkili olarak algılanma olasılıkları o kadar artar veya aralarındaki boşluk ne kadar fazla ise onları birinden izole etmeye neden olur.
4. Ortak Bölge: Aynı sınırlı alan içerisinde yer alan nesnelerin bir grubun parçası olarak algılandığını ileri sürmektedir. Bu prensip genellikle bir sayfanın farklı bölümlerinin kenarlıklar veya farklı arka plan renkleri kullanılarak tanımlandığı web tasarımında kullanılır.
5. Süreklilik: Çizgileri, eğrileri veya düzlemleri çağrıştıracak şekilde konumlandırılan şekillerin, nesnelerin veya tasarım öğelerinin bireysel öğeler olarak algılanmayacağını savunur. Sürekli bir görüntü oluşturmak için öğeleri algısal olarak bir araya gruplandırırız.
6. Kapatma: Zihnimizin "boşlukları doldurma" ve eksik şekil veya görüntüleri tamamlama eğiliminde olduğunu ifade eder. Bu prensip, eksik veya önerilen şekillerin akılda kalıcı ve ilgi çekici görsel efektler oluşturabildiği logo tasarımında sıklıkla kullanılır.
Yukarıdakiler en çok kullanılan Gestalt ilkelerinden bazılarıdır. Ancak simetri ilkesi ve ortak inanç ilkesi gibi başka ilkeler de vardır.
• Gestalt Terapisi: Gestalt terapisi, 1940'larda Frederick (Fritz) ve Laura Perls tarafından kuruldu. Algıları, duyguları ve eylemleri yorumlarından ayıran fenomenolojik farkındalık yöntemine odaklanır. Açıklamaların ve yorumların somut olandan (doğrudan algılanan ve hissedilenden) daha az güvenilir olduğunu söyler. Hastaların ve terapistlerin bakış açılarındaki farklılıkları tartıştıkları diyaloga dayalı bir terapidir.
• Tasarım: 1920'lerden başlayarak tasarımcılar Gestalt ilkelerini çalışmalarına dâhil etmeye başladılar. Gestalt psikolojisi bu tasarımcıları hepimizin görsel nesneleri algılama şeklimizde belirli özellikleri paylaştığımıza ve hepimizin "iyi" tasarımı görme konusunda doğal bir yeteneğe sahip olduğumuza inandırdı. Tasarımcılar, çalışmalarını oluşturmak için kontrast, renk, simetri, tekrar ve orantı algımızı kullanarak Gestalt kavramlarını benimsediler.
• Ürün Geliştirme: Ürün tasarımcıları, geliştirme sürecinde kararlarını bildirmek için Gestalt psikolojisini kullanırlar. Tüketiciler Gestalt ilkelerini takip eden ürünleri sevme eğilimindedir. Bu etki ürünlerin görünümünde, ambalajında ve reklamlarında görülebilir. Ayrıca uygulamalarda ve dijital ürünlerde Gestalt ilkelerini iş başında görebiliriz. Yakınlık, benzerlik ve süreklilik gibi kavramlar kullanıcı deneyiminin standartları haline gelmiştir.
• Öğrenme ve Eğitim: Gestalt Öğrenme Teorisi basitlik yasasına dayanır. Basit bir ifadeyle her öğrenme, uyaranının en basit haliyle algılandığını ifade eder. Bu öğrenme teorisinin arkasındaki psikoloji, çevremizdeki dünya hakkında bilgi edinmek için duyularımızı ve önceki deneyimlerimizi kullandığımızı belirtir. Ayrıca, sınıf ortamlarından ve akademik kültürden etkilenmenin yanı sıra bize öğretilen yöntemlerden de öğrendiğimizi öne sürmektedir.
Verywell Mind. “What Is the Gestalt Approach In Psychology?” Erişim 16 Eylül 2023. https://www.verywellmind.com/what-is-gestalt-psychology-2795808
“What Is Gestalt Psychology: Theory & Principles”, 03 Kasım 2022. https://www.simplypsychology.org/what-is-gestalt-psychology.html
“Gestalt Psychology”. Erişim 16 Eylül 2023. https://www.structural-learning.com/post/gestalt-psychology
Matematiğin sevilmeme nedenleri arasında yer alan öğretmen, okul ve çevre gibi faktörlerin yanında başka...
Kişilik, toplumda bireyleri birbirinden ayıran ve faklı kılan özellikler bütünüdür. Kişilerde ve...
Müziği seviyoruz çünkü bizi iyi hissettiriyor. Peki, neden kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor? 2001...
Daha önce ‘belki ileride işe yarar’ düşüncesi ile eşyalarınızı atamadığınız oldu mu? Başkalarının...
Somatik bellek, vücudun motor hareketlerini ve fiziksel deneyimlerini hatırlama yeteneğidir.
Synesthesia” kelime kökleri itibariyle Yunanca syn (birlikte) ve aesthe-sis (algılamak) olan iki kelimenin birleşiminden...
Retorik, iletişim yoluyla ikna etme sanatlarından bir tanesidir. Motive etmek veya bilgilendirmek için insanların...
Psikolog Abraham Maslow, 20. yüzyılın en tesirli psikologlarından biri olarak kabul edilmiş ve 1943 yılında yayımladığı...
Lusid rüya, kişinin rüya gördüğünün farkında olduğu ve rüyayı yönetebildiği rüya...
Stockholm sendromu, rehin veya rehinelerin kendilerini alıkoyan kişi veya kişilere duyduğu sempatidir. Zaman geçtikçe...