George Washington, 1732 yılında Virginia’da doğdu. Varlıklı bir ailenin oğluydu, babası zengin bir çiftçiydi. 1750’li yıllarda, nüfuzundan da faydalanarak Virginia milis kuvvetlerine komutan olarak atandı. Fransa- Kızılderili Savaşı’na katıldı ve burada büyük bir askeri deneyim edindi. 1758 yılında ise ordudaki görevinden çekilerek, Virginia’daki yaşamına geri döndü ve iki çocuklu bir dul olan Martha Dandrige Custis ile evlendi. 1774 yılına kadar mülkünü yönetti ve servetini büyüttü. Kıta Kolonilerindeki en zengin kişilerden biri oldu. Bağımsızlık fikirlerinin bir destekçisi olan Washington, Bağımsızlık Savaşı’nda birçok muharebede çarpıştı ve orduya liderlik etti. Savaş, koloniler için kolay geçmemişti. Savaşın zorlu bir döneminde Washington kardeşine, savaşı kaybetmeye çok yaklaştıklarından dolayı büyük bir korku içinde olduğunu yazmıştı. Fakat daha sonra Washington ve ordusu, Fransızların da desteğiyle “Yorktown Savaşı’nda” İngiliz birliklerini ele geçirmeyi başardı. Bu olayla birlikte “Bağımsızlık Savaşı” sona erdi ve Washington, "ulusal kahraman" ilan edildi. Washington, bir askeri deha değildi. Ordusunu başarılı bir şekilde yönetmişti ve savaşı kazanmıştı fakat üst seviye bir taktik dehası değildi. Herkes bunun farkındaydı.
Savaşın ardından ailesinin yanına, çiftliğine geri döndü fakat 1787 Yılında Anayasa Hazırlama Komitesi’nin başına geçmesi için geri çağırıldı. Burada ise oybirliğiyle Kurucu Meclis’in başkanı seçildi. Çiftliğinde sakin bir yaşam sürmek istedi ancak lider olması yönündeki yoğun istek nedeniyle kararını değiştirdi. Kendisi, nüfuzu büyük biriydi. Amerikan Anayasasının eyalet hükümetlerince onaylanmasında onun nüfuzu etkili olmuştu.
Washington, 7 Ocak 1789 yılında yapılan ilk başkanlık seçimlerini ise adeta hiç çaba sarf etmeden kazandı ve Amerika Birleşik Devletleri’nin ilk başkanı oldu. Onun ardından en çok oyu alan John Adams ise ABD’nin ilk başkan yardımcısı oldu. Başa geldiğinde, bir başkanın ülkeyi nasıl yönetmesi gerektiğine dair bir örnek yoktu. Bu, yapacağı her hamlenin, izleyeceği her politikanın kendisinden sonraki başkanların ülkeyi nasıl yöneteceğini etkileyeceği anlamına gelmekteydi. Pamuk ipliğiyle birbirine bağlı 13 koloninin başındaydı ve bu kırılgan sistemi yönetmesi gerekiyordu. Onunla bu sistem bir diktatörlüğe de dönebilirdi fakat o demokratik bir yönetim sergiledi ve kendinden sonraki başkanlara örnek teşkil etti. Bu, ABD’nin demokrasi geleneğinin oluşmasının en büyük nedenlerinden biri olarak kabul edilir. Washington, dış ilişkilerde diğer ülkelere karşı dostane tavırlar sergiledi fakat dışardaki çatışmalar için tarafsızlık politikası izledi. Bu gelenek, Woodrow Wilson’un I. Dünya Savaşı’na dâhil olmasına kadar devam edecekti.
Washington, 1.85 cm civarında boya sahipti ve yapılı bir adamdı. Avcılığa, dansa, tiyatro gösterilerine düşkün biriydi. Bilardo oynamayı ve kart oyunlarını da seviyordu. Bunların yanında Washington, diş sorunları olan biriydi. Bu onun için büyük bir sorun olmuştu. Bir rivayete göre dişleriyle Brezilya kestanesi kırdığı için ya da sıtma, çiçek gibi hastalıkların tedavisi nedeniyle ona cıva oksit verildiği için dişlerini kaybetmişti. Başkan olduğunda ağzında sadece bir dişi kalmıştı. Başkanlığının ardından ona hipopotam dişi, gerçek insan dişi ve az miktarda at ile eşek dişinden bir takma diş yapıldı. Washington, hayatı boyunca birçok takma diş kullandı ve bundan duyduğu acı adeta bütün portrelerinde suratına yansır haldeydi.
Washington için din oldukça önemliydi. “Din ve ahlâk, sivil toplumun temel direkleridir” demiş ve ayrıca Veda Nutku’nda cumhuriyet ve din arasındaki bağlara vurgu yapmıştır. Her fırsatta dinin öneminden bahseden Washington, kendi dinini ise hiçbir zaman açıklamamıştı. Bir keresinde onun dini inancını öğrenmek isteyen bir grup din adamını geçiştirmeyi başarmıştı. Bunun üzerine görevlilerden biri, “Yaşlı tilki bize karşı çok kurnazdı” diyecekti. Komutanlık zamanlarında, askerlerine toplu ibadetlere katılmalarını emretmiş, kutsal değerlerin aleyhinde kötü sözler söylemeyi yasaklamış ve birliklerde rahip bulunması konusunda emirler vermişti. Kongre açılış konuşmasında, “bütün evrene hükmeden, ulusların meclislerine nezaret eden ve bütün insanî noksanları ilahî lütfuyla tamamlayan yüce varlığın” yardımını dileyen bir konuşma yapmıştı. Yaratıcıya dair bolca referans vermesine karşın, doğrudan Hristiyanlıkla ilgili yaptığı atıfları çok azdır. Din özgürlüğü de onun dikkat ettiği bir başka konu olmuştur ve bu konuda hassas bir yaklaşım sergilemiştir.
Washington Amerika için: “Kucağı sadece zengin ve saygıdeğer yabancılara değil… bütün milletlerden veya dinlerden, baskılara uğramış veya ezilmiş bütün insanlara açık” demiş olmasına rağmen, onun döneminde siyahiler Amerikan olarak kabul edilmemişti. Washington, öldüğünde mülkünde 300'den fazla köle yaşıyordu. Siyahilere karşı “girişmediği” söylevleri, hayatına da sirayet etmişti. Ama Washington, o dönemin şartlarına bakıldığında “insaflı” bir efendi sayılırdı. O, köle ailelerin dağılmaması için kölelerini satma konusuna olumsuz bakan biriydi. Vasiyetinde elindeki köleleri karısına miras bıraktı ve öldükten sonra hepsinin serbest bırakılmalarını emretti, nitekim öyle de oldu.
Arslan, Leyla & Yıldız, Sezgin. (2023). AMERİKA KITASINDA KOLONİZASYON VE BİRLEŞİK DEVLETLERİN KURULUŞU. DÜMAD – Dünya Multidisipliner Araştırmalar Dergisi, 6(242), 242-260.
Hart, Michael H. (2008). Dünya Tarihine Yön Veren En Etkin 100. İstanbul: Neden Kitap.
İmga, Orçun. (2010). AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ’NDE KİLİSE VE DEVLET AYRILIĞININ TARİHİ KÖKLERİ VE FELSEFİ TEMELLERİ. Ankara: T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SİYASET VE SOSYAL BİLİMLER BİLİM DALI.
Kissinger, Henry. (2000). DİPLOMASİ. TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI.
Loyd, John & Mitchinson, John. (2008). CAHİLLİKLER KİTABI. NTV YAYINLARI.
Encyclopedia Britannica. George Washington, president of United States https://www.britannica.com/biography/George-Washington, Erişim tarihi: 13.07.2023
Tatlısu, İzan Meriç. (2017). KURULUŞ DÖNEMİNDE AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ'NDE MİLLİYETÇİLİK VE IRKÇILIK İLİŞKİSİ. Ankara: SİYASET BİLİMİ VE KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SİYASET VE SOSYAL BİLİMLER BİLİM DALI.
İngiltere tarihinde Protestan reformuna karşı çıkarak, Katolik inancını savunan Kraliçe Mary'nin Protestan...
Wilhelm von Humboldt, Prusyalı bir devlet adamıdır. Bakanlık ve diplomatlık yanında filozof, dilbilimci ve eğitimcidir....
Asıl adı Saadia ben Yosef olan Saadia Gaon Müslümanlar arasında Said el-Feyyumi olarak tanınmaktadır. Babilonya’da...
Osmanlı’nın en gözde mimarı olan Sinan, Kayseri’nin Ağırnas köyünde dünyaya gelmiştir. Yavuz...
Said Halim Paşa, döneminin İslam çizgisindeki aydınlarındandır. Çağdaşlarının aksine İsviçre’de...
Sıdıka Cuma, eleştirmenlerce beğenilen, birçok ödüle sahip çağdaş İslam sanatçısı, grafik...
Hz. Peygamber’i, ashabını ve İslâm dinini, müşriklerin hicivlerine karşı şiirleriyle savunduğu için...
755-769 yılları arasında Çin’de süren An Lushan ayaklanması sonucu 36 milyon insan hayatını kaybetmiştir....
Astronomi insanlık tarihi kadar eski bir bilimdir. Gökyüzü her zaman insanlar için bir merak konusu...
“Hüccetülislâm” ve “Zeynüddin” isimlendirmeleri ise İmam Gazzali’nin...