Foco kelimesi İspanyolca askeri üs anlamına gelmekle birlikte kavramsal olarak gerilla harekâtının merkezlerine verilen bir isimdir. Gerilla foco’su, bir ülkenin kırsalında faaliyet gösteren küçük bir devrimciler kadrosudur. Bu gerilla örgütü, Che Guevara’nın Küba Devrimi’ndeki deneyimlerine dayanarak yazdığı “Gerilla Savaşı” adlı kitabında popüler hale getirilmiştir. Guevara, sosyalist devrimin başarısı için gerillanın politik olarak gerekli olduğunu ileri sürmüştür. Başlangıçta Guevara, gerillanın barışçıl bir devrimin mümkün olduğuna inanılan liberal demokratik kapitalizmi değil, yalnızca kişisel askeri diktatörlükleri devirmek için yararlı olduğunu söylemiştir. Yıllar sonra Guevara tezini gözden geçirecek ve liberal demokrasiler de dâhil olmak üzere Latin Amerika’daki tüm ulusların bir gerilla kadrosu tarafından devrilebileceğini savunacaktır. Sonuçta fokoculuk tezi, devrimlerin başarılı olması için siyasi koşulların olgunlaşmasına gerek olmadığı, çünkü bir gerillanın varlığının kendiliğinden olgun koşullar yaratacağı fikrine dayanmaktadır. Guevara’nın foquismo (fokoculuk) olarak bilinen gerilla teorisi, Marksizm-Leninizmin Latin Amerika koşullarına uygulanması olarak tanımlanmış ve daha sonra yazar Régis Debray tarafından daha da popüler hale getirilmiştir.
Bu fokoculuk teorisi, dünya çapındaki silahlı militanlar arasında oldukça etkili olmuştur. Che Guevara’nın Küba Devrimi’ndeki başarısı onun tezinin kanıtı olarak görülmüş ve böylece fokoculuk teorisi popüler hale gelmiştir. Fokoculuk teorisini benimseyen ünlü militan gruplardan bazıları arasında Kızıl Ordu Fraksiyonu (RAF) ve İrlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA) bulunmaktadır. Teori, Sovyetler Birliği tarafından desteklenen kademeli siyasi değişim stratejisinden ayrı olarak acil devrim olasılığını teşvik etmesi nedeniyle özellikle Yeni Sol’da popüler hale gelmiştir.
Fokoculuk başlangıçta Che Guevara’nın Küba Devrimi’ndeki deneyimlerine dayanıyordu. Aralık 1956’da Granma gemisiyle Küba’ya çıkan ve Sierra Maestra’da bir gerilla savaşı başlatan küçük bir gerilla ordusu, iki yıl boyunca Küba Başkanı Fulgencio Batista’nın sayıları 30.000 ile 40.000 arasında değişen ordusuna ve polis gücüne karşı zaferler kazandı. 26 Temmuz Hareketi’nin kendisi de devrime katılan bir kentsel yeraltı örgütünün yanı sıra kırsal bir gerilla ordusuna sahipti. Che Guevara sık sık hareketin kentsel kesimini uygun radikalizmden yoksun olmakla suçladı ve bu da iç tartışmalara yol açtı. Şehir kanadı, kırsal gerillaların silahlandırılmasından sorumluydu ve kendi şehir savaşını yürütüyordu. Devrimin son aylarında Directorio Revolucionario Estudiantil, Sosyalist Halkçı Parti, Otantik Parti ve 26 Temmuz Hareketi’nin ittifakı Batista hükümetini devirmeyi başardı. Yeni geçici hükümetlerinde en fazla nüfuzu gerillalardan oluşan isyancı ordu elde etti.
Devrimcilerin zaferinden sonra Guevara, Küba’da devrim deneyimlerini anlatan çeşitli makaleler yayınladı. Bu makaleler onun fokoculuk teorisini ve kırsal gerillaların ana devrimci güç olarak rolünü vurgulayan Küba Devrimi tarihini resmileştirmeye yaradı. Devrime yalnız kırsal gerillaların karar vermesi fikri, yeni hükümetlerini sağlamlaştırırken isyancı ordu arasında hemen popüler oldu ve bir ulus inşa etme efsanesi olarak Küba siyasetinde itici bir güç haline geldi. İlk savunucuların çoğu, Küba Devrimi modelinin Latin Amerika’da tekrarlanma potansiyelini gördü ve sıklıkla bunu hayata geçirmeye çalıştılar.
Fokoculuk önceki Marksist-Leninist fikirlerden ve Maoist “uzun süreli halk savaşı” stratejisinden yararlanırken, Soğuk Savaş ortasındaki yerleşik komünist partilerin çoğundan farklı bir noktada duruyordu. Nikita Kruşçev’in “ulusal kurtuluş savaşları”na olan yoğun desteğine ve gerillaların Sovyetler Birliği’nin himayesine yönelik minnettarlığına rağmen, Che Guevara sömürgeci güçler tarafından yönetilen ülkelerde yaşayan ve daha yeni ekonomik sömürü biçimlerine maruz kalan insanların sömürgecileri yenmesinin en iyi yolunun gerilla savaşı olduğuna inanıyordu. İktidar silaha sarılarak ulaşılabilecek bir şeydi. Guevara ayrıca silahlı direnişin, güçlerini şehir merkezlerinde yoğunlaştırarak değil, düşmanın varlığının daha az olduğu dağlık ve kırsal bölgelerde güç biriktirerek konuşlandırılması gerektiğine inanıyordu.
Guevara, 1917 Ekim Devrimi’nde olduğu gibi proletaryanın önderlik ettiği Leninist bir ayaklanmaya değil, kırsal alanlarda güç kazanacak ve rejimi devirecek halk ayaklanmalarına güveniyordu. Öncü gerillanın devlet aygıtının kontrolünü ele geçirmesi değil, halkın moralini yükseltmesi gerekiyordu ve bu devrim herhangi bir dış yardım olmadan gerçekleşecekti. Ona göre gerillalar konvansiyonel silahlı kuvvetler tarafından desteklenecekti: “Gerilla savaşının, savaşın evrelerinden birini oluşturduğu iyice bilinmektedir; bu aşama tek başına zafere yol açamaz.” Bununla birlikte Guevara, bu teorinin gelişmekte olan ülkeler için formüle edildiğini ve gerillaların hem işçiler hem de köylüler arasında destek araması gerektiğini düşünüyordu.
Teoriye göre gerilla kusursuz bir ahlaki karakter ve fedakârlık sergileyerek kırsal köylünün desteğini çekebilecekti. Silahlı mücadelede gerillalar, zorluklar karşısında dayanışma ve adaletli bireyler olarak şekillenecek, mevcut hükümeti devirip iktidara geldiklerinde, gerillaların ahlaki ruhu yeni hükümetin ulusal ahlakı haline gelecekti.
Sol gerillaların oluşumuna karşı çıkanların çoğu, fokoculuktan ilham alan kırsal isyancı grupların oluşumunu engellemek için epeyce uğraştılar. Bu önlemler genellikle ABD tarafından destekleniyordu ve siyasi düşmanlara işkence yapılmasını ve “ortadan kaybolmasını” içeriyordu.
Abraham Guillén, Avrupa devrimlerindeki şehir savaşları üzerine sıklıkla çalışmalar yapan ve fokoculuk teorisini eleştiren bir yazardı. Guillén, Amerikan emperyalizmine yönelik ortak eleştirilerinde Guevara ile aynı fikirde olsa da, fokocu stratejinin şehir savaşı stratejisiyle karşılaştırıldığında ideal olmadığını savundu. Guillén, gerillayı kökeni itibariyle küçük burjuva olarak görüyordu. Bu gerilla ordularına çok az köylü ve işçinin katıldığını düşünüyordu. Ayrıca, bu kırsal gerillaların, kırsal kesimde askeri kaynaklarla bağlantısı olmayan izole edilmiş isyancıları kolayca yenebilecek devlet gücü karşısında hiç şansı yoktu. Guillén bunun yerine, devrimin ciddi bir siyasi kriz sırasında kitlesel işçi ittifakıyla ve modernleşmiş ulusların çoğunun yaşadığı şehir merkezlerinde gerçekleşmesiyle mümkün olabileceğini savunuyordu.
Fokocu stratejiyi diğer ülkelerde uygulama girişimleri her zaman başarısızlıkla sonuçlandı. Afrika’da Laurent-Désiré Kabila, Che’nin doğrudan yardımıyla Kongo’da bunu denedi ancak çok iç karartıcı sonuçlarla karşılaştı. En ünlü örnek, bizzat Che’nin Bolivya’da yürüttüğü, Bolivyalı köylülerle bağlantı kurmayı başaramadığı ve CIA’nın yardımıyla Bolivya Ordusu tarafından hızla yakalanıp idam edilmesiyle sonuçlanan örnektir. Bu aşağılayıcı başarısızlık, Küba’nın benzer fokocu maceraları desteklemekten birkaç yıl boyunca geri adım atmasına sebep oldu. Bunun yanında Küba devriminden ilham alan devrimci gruplar dünya çapında hiziplere bölünmeye ve alternatif stratejilere yönelmeye başladılar. Ancak 1970’lerin ortalarında Küba, uluslararası devrime desteğini büyük ölçüde yeniden başlattı. Afrika’da kendi birliklerini konuşlandırdı ve Angola’daki MPLA (Angola’nın Bağımsızlığı için Halk Hareketi) gerillalarını da destekledi. Karayipler bölgesinde fokocu stratejiyi izleyen gruplara destek sağlamaya yeniden başladı. Arjantin’de, Roberto Santucho liderliğindeki Halkın Devrimci Ordusu (ERP), Bolivya yakınlarındaki Tucumán Eyaleti’nde Küba’nın askeri veya mali desteği olmadan fokocu yöntemi denedi. Ancak yaklaşık 3.000 Arjantinli asker tarafından oldukça kolay bir şekilde yenilgiye uğratıldı.
Orijinal foco stratejisi, ezilen Üçüncü Dünya ülkelerinin kırsal alanlarındaki devrimci çabalar için tasarlanmışken, 1960’ların sonlarında fokoculuk fikri bazı Üçüncü Dünya ülkelerindeki ve hatta Amerika Birleşik Devletleri’ndeki kentsel alanlar için de uyarlandı. Bu şehir gerilla savaşının sonuçlarının çok daha rezil yenilgiler olduğunu söylemeye gerek yok.
Guevara, Che, “Gerilla Savaşı”, çev. Neslihan Bilge, İleri Yayınları, 2019.
Hodges, Donald C., “Philosophy of the Urban Guerrilla: The Revolutionary Writings of Abraham Guillen”, William Morrow & Company, 1973.
Huberman, Leo, Sweezy, Paul M., “Regis Debray ve Latin Amerika Devrimi”, çev. Erhan Baltacı, Amara Yayınları, 2018.
Marighella, Carlos, “Şehir Gerillası”, çev. K. Seyhanlı, Ant Yayınları, 1970.
Çoğu zaman kendisine atfedilen kutsallıkla birlikte anılan öğretmenlik mesleğinin de bir tarihsel süreci...
Sicarii olarak tanımlanan grup adını suikast faaliyetlerinde kullanılan hançerden almaktadır. Kısa ve kıvrımlı olan...
Amerikan İç Savaşı, ekonomileri tarıma dayalı olan ve köleleri iş gücü olarak kullanan Güney...
Suriye ve Mısır önderliğinde Arap Devletleri 1973 yılının 6 Ekim’ine denk gelen Ramazan ayının onuncu gününde,...
Vaat Edilmiş Topraklar (Arz-ı Mev’ud), Tanrı'nın Hz. İbrahim'e ve onun soyundan gelenlere verdiğine inanılan...
Hitler'e karşı savaş başladığında neredeyse tüm Yahudi örgütleri müttefiklerle güçlerini...
Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren İsrail'in kuruluş süreci de katliamlarla doludur. İsrail'in...
30 yıl savaşları 1618-1648 yılları arasında Almanya merkezli gerçekleşen ama bütün Avrupa’yı içine...
1578 yılında Portekiz Kralı, Muhammed El Mütevekkil’e destek vermek amacıyla ordusuyla Fas’a çıkarma...
Günümüzde neredeyse her alanda kullandığımız bir ürün olan şeker, Hindistan'dan başlayarak...