Ülkemizde ve bazı Arap ülkelerinde giderek yaygınlaşan bir efsaneye göre Filistinliler 1948'den önce topraklarını Siyonistlere satarak gönüllü olarak ülkeyi terk etmişlerdir. Hikâye, İsrail'le ilişkilerin normalleşmesi çağrısında bulunanlar tarafından bazı Arapların Filistin davasını neden terk ettiğini haklı çıkarmak için yayılmaktadır. Resmi İsrail propagandası da benzer bir hikâyeyi tekrarlamaktadır: Birçok İsrail yetkilisi, “Filistinliler, Arap liderlerin çağrısı üzerine topraklarını gönüllü olarak terk ettiler.” yalanını her fırsatta dile getirmektedir. Ancak tarihsel kanıtlar bu efsaneyi hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde yalanlamaktadır.
Filistinliler topraklarını gönüllü olarak terk etmemişlerdir. Aksine Siyonist güçler tarafından topraklarından etnik temizliğe tabi tutulmuşlar ve yerlerinden edilmelerine yaygın katliamlar eşlik etmiştir. 2000'li yılların başında Simha Flapan, Ilan Pappe ve Benny Morris gibi İsrailli tarihçiler, İsrail'in 1948'de nasıl kurulduğuna dair resmi hikâyeyi tamamen yalanlamışlardır. Adı geçen tarihçiler, ülkenin asıl Arap sakinlerinin sistematik olarak etnik temizliğe maruz kaldığını açıkça göstermişlerdir.
Benny Morris, “Filistinli Mülteci Sorununun Doğuşu” adlı kitabında, hikâyenin tam olarak ne kadar yanlış olduğunu göstermek için İsrail belgelerini incelemiştir. 1947 ile 1949 yılları arasında yüzlerce Filistin şehri, kasabası ve köyünün kaderini tartışırken, buralarda yaşayanların ülkelerini neden terk ettiğini açıklamıştır. Morris, 45 vakanın nedeninin bilinmemekle birlikte 228 vakada bölge sakinlerinin Siyonist güçlerin saldırısına uğradıktan sonra bölgeyi terk ettiğini ortaya koymuştur. 41 vakada bölge sakinlerinin iktidar tarafından tehdit edildikten sonra sınır dışı edildiğini, 90 vakada ise bölge sakinlerinin Siyonist güçlerin diğer bölgelerde gerçekleştirdiği katliamları, özellikle de 1948'deki Deir Yasin katliamını duyduktan sonra korkudan bölgeyi terk ettiğini tespit etmiştir. Morris, Arap liderlerin Filistinlilere topraklarını terk etmeleri çağrısında bulunmadığını ve Arap gazetelerinde ya da radyo istasyonlarında onlardan ayrılmalarını isteyen bir duyuru olmadığını söylemektedir.
İsrailli tarihçi Simha Flapan, Arap Birliği Genel Sekreteri Abdu’r-Rahman Azzam'ın Filistinlilere ülkelerinde kalmaları çağrısında bulunduğunu aktarmaktadır. Yine 1948'de Filistin'de savaşan Arap Kurtuluş Ordusu'nun lideri Fevzi el-Kavukçu, askerlerine gerekirse Filistinlilerin kasaba ve köylerini terk etmelerini zorla engelleme emri vermiştir. Flapan’ın aktardığı bu bilgiler Filistinlilerin topraklarını Siyonistlere satmadığını ve Arap liderlerinin de Filistinlilerden ülkelerini terk etmelerini istemediklerini göstermektedir.
Tarihsel gerçekler Filistinlilerin bölgeden göç etmelerine Siyonist saldırıların ve Filistinlilere yönelik katliamların neden olduğunu göstermektedir. Benny Morris, eserinde 1948'deki Filistin toplumunun yapısına bakarak Filistinli mültecilerin kaçışını anlamaya çalışmakta ve bu durumu şöyle açıklamaktadır: “Kurumlar zayıftı ve yerel liderlerin etkisi çok azdı. Filistinli paramiliter örgütler de Siyonist muadilleriyle karşılaştırıldığında zayıftı. Bu, Filistin’in büyük şehirlerinin Nisan ve Mayıs 1948'de Siyonistlerin eline neden geçtiğini açıklamaktadır.” Morris, büyük şehirler düştükten sonra kırsal kesimdeki Filistinlilerin moralinin bozulduğunu, çünkü onların siyasi liderlik konusunda şehirlere bağımlı olduklarını söylemektedir. Ona göre Filistinli köylüler şehirli orta sınıfının yaptığını yapmışlar ve korkudan ülkelerini terk etmişlerdir.
En büyük Filistin göç dalgası Nisan ve Haziran 1948 arasında gerçekleşmiştir. Bu büyük ölçüde Siyonist paramiliter bir örgüt olan Haganah'ın 1947'de BM tarafından Yahudi devletine tahsis edilen tüm toprakların kontrolünü ele geçirmeye yönelik bir bölme projesi olan Plan Dalet'ten kaynaklanmıştır. Plan Dalet’in uygulamaya geçirilmesi çoğu Filistinlinin kasabalarını ve köylerini terk etmesine neden olmuştur. Morris, Filistin kasaba ve köylerini etnik olarak temizlemeye yönelik entegre bir plan olduğunu reddetmektedir. Ancak Dalet Planı ve sonrasındaki projenin, stratejik köy ve bölgelerdeki nüfusun yerinden edilmesine yönelik Siyonist politikanın bir sonucu olduğunu da dile getirmektedir. ABD'deki Yahudi Ajansı'nın İsrail için bağış toplaması, Haganah ve onun kolu Irgun gibi Siyonist silahlı grupları iyi silahlanmış ve profesyonel bir askeri güce dönüştürmelerini sağlamıştır. Filistin şehirlerine, kasabalarına ve köylerine vahşice saldırıp onları yok ederek Dalet Planını uygulamışlardır. Siyonist güçlere direnseler de direnmeseler de sakinleri yerlerinden edilmiştir.
9 Nisan 1948'deki Deir Yasin katliamı Filistinliler arasında terör korkusunun yayılmasına neden olmuş, katliamın ardından Siyonistler Filistin'in büyük şehirlerinin kontrolünü ele geçirmiştir. Haganah Hayfa'yı bu şekilde işgal etmiştir. Morris'e göre, Haganah'ın Golani Tugayı'nın 22. taburuna Hayfa'da gördüğü her yetişkin Arap'ı öldürme emri verildi. Hayfa'nın ele geçirilmesinden sonra şehrin 70.000 Arap nüfusundan yalnızca 3.000 ila 4.000'i kaldı. Geri kalanlar ya kovuldu ya da şehit edildi. Yafa, Safad ve Akra’nın hepsi benzer kaderlere maruz kaldı.
1973 Arap-İsrail Savaşı’nda bizzat savaşmış bir başka İsrailli tarihçi akademisyen İlan Pappe “Filistin’in Etnik Temizliği” isimli kitabında, bırakın toprak satmayı, ortada savaştan ziyade bir etnik temizlik olduğunu dile getirmektedir. 1948'e ilişkin bilimsel araştırmaların ve kamusal tartışmanın temeli olarak savaş paradigmasının yerine etnik temizlik kavramının kullanılmasını öneren Pappe, toprak satma yalanını, felaketin inkârının bu kadar uzun süre devam edebilmesinin nedenlerinden biri olarak görmektedir. Ona göre Siyonist hareket, kendi ulus-devletini yarattığında 'trajik ama kaçınılmaz' bir şekilde yerli halkın bir kısmının sınır dışı edilmesine yol açan bir savaş yürütmemiştir. Tam tersine Siyonistlerin asıl amaçları tüm bölgenin etnik temizliği olmuştur. Etnik temizlik operasyonlarının başlamasından birkaç hafta sonra komşu Arap devletleri etnik temizliği önlemek için göstermelik olarak genel askeri güçlerine kıyasla küçük bir orduyu göndermişlerdir. Düzenli Arap ordularıyla yapılan savaş, etnik temizlik operasyonlarını 1948 sonbaharında başarılı bir şekilde tamamlanana kadar durdurmamıştır.
1948'deki etnik temizlik Filistin sorununun merkezinde yer almaktadır. “Filistinliler topraklarını sattı” yalanı, etnik temizliği Müslümanların kolektif hafızasından silmek ve Filistin sorununu basit bir sınır anlaşmazlığına dönüştürmek için kasıtlı girişimlerden birisidir. Oysa gerçekte mesele Batı sömürgeciliğinin lütfuyla topraklarından etnik olarak temizlenmiş bir halkla ilgilidir. Arap-İsrail çatışmasının kökeni olan Filistinli mülteci sorununu asla unutulmamalıdır.
Mültecilerin geri dönmesine izin vermek her türlü çözümün temeli olmalıdır. Ne zamanın geçmesi ne de Arap hükümetlerinin Filistin davasından vazgeçmesi, Filistinli mültecilerin geri dönüş haklarını ortadan kaldırmamaktadır. Bugün birçok komşu Arap ülkesinde mülteci kamplarında yaşamaya zorlanan vatanlarından edilmiş Filistinliler, asıl sahip oldukları topraklara kavuşmadan bu sorun çözülmeyecektir. “Filistinliler topraklarını sattı” yalanı etnik temizliğe maruz bırakılmış bir halka yapılan en büyük hakaretlerden biridir.
Morris, Benny, “The Birth of the Palestinian Refugee Problem Revisited”, Cambridge University Press, 2004.
Flaphan, Simha, “The Birth of Israel: Myths and Realities”, Pantheon, 1988.
Pappe, Ilan, “The Ethnic Cleansing of Palestine”, Oneworld, 2006.
Çoğu zaman kendisine atfedilen kutsallıkla birlikte anılan öğretmenlik mesleğinin de bir tarihsel süreci...
Sicarii olarak tanımlanan grup adını suikast faaliyetlerinde kullanılan hançerden almaktadır. Kısa ve kıvrımlı olan...
Amerikan İç Savaşı, ekonomileri tarıma dayalı olan ve köleleri iş gücü olarak kullanan Güney...
Suriye ve Mısır önderliğinde Arap Devletleri 1973 yılının 6 Ekim’ine denk gelen Ramazan ayının onuncu gününde,...
Vaat Edilmiş Topraklar (Arz-ı Mev’ud), Tanrı'nın Hz. İbrahim'e ve onun soyundan gelenlere verdiğine inanılan...
Hitler'e karşı savaş başladığında neredeyse tüm Yahudi örgütleri müttefiklerle güçlerini...
Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren İsrail'in kuruluş süreci de katliamlarla doludur. İsrail'in...
30 yıl savaşları 1618-1648 yılları arasında Almanya merkezli gerçekleşen ama bütün Avrupa’yı içine...
1578 yılında Portekiz Kralı, Muhammed El Mütevekkil’e destek vermek amacıyla ordusuyla Fas’a çıkarma...
Günümüzde neredeyse her alanda kullandığımız bir ürün olan şeker, Hindistan'dan başlayarak...