20. yüzyıl felsefesinin önemli isimlerinden biri olan Edmund Husserl, bilincin yapılarını ve dünyayı deneyimleme yollarımızı araştırmayı amaçlayan felsefi bir yöntem olarak tanımlanan fenomenolojinin kurucusu olarak bilinmektedir.
Edmun Husserl, 8 Nisan 1859 yılında o zamanlar Avusturya İmparatorluğu’nun bir parçası olan Moravya’nın Prossnitz kasabasında doğmuştur. Yahudi bir ailenin çocuğu olan Husserl, kasabada Yahudi okulu olmasına rağmen babası tarafından Almanca klasik eğitim alması için on yaşında Viyana’ya gönderilmiştir. 1876 yılında mezun olmuş ve üniversite eğitimi için Leipzig’e gitmiştir. Burada matematik, fizik, felsefe ve optik ile ilgilenmiş; iki yıl sonra matematik alanında ileri çalışmalar yapmak amacıyla Berlin’e gitmiştir. 1881-1883 yıllarında varyasyonlar üzerine yazdığı tez ile doktor unvanı almıştır. Berlin’de kısa bir süre akademik görev alan Husserl, 1884 yılında Viyana’ya dönmüş ve burada felsefe derslerine katılmıştır.
Husserl, 1886 yılında psikoloji eğitimi almış ve ilk önemli eserlerini eğitim aldığı Halle’de yazmıştır. Bir yıl sonra burada Malvine Charlotte Steinschneider adında bir kadın ile evlenmiş ve birlikte Protestan olmuşlardır. 1901’de Göttingen’deki bir fakültede göreve başlamış ve on altı yıl öğretmenlik yapmıştır. 1916 yılında Freiburg im Breisgau'da profesörlüğe atanmayı kabul etmiş ve bu pozisyondan 1928'de emekli olmuştur. 27 Nisan 1938 yılında Freiburg’da ölmüştür.
Edmund Husserl deneyim kavramını dini, mitolojik, estetik, algısal, dilsel ve bedensel anlamlar da dâhil olmak üzere en geniş anlamıyla yeniden tanımlamıştır. Husserl'e göre fenomenoloji, her tür deneyimin özünü çarpıtmadan tanımlamamıza olanak tanıyan felsefi bir metodolojidir. Dış dünyaya ilişkin varsayımlardan kaçınarak bilincin evrensel özelliklerini araştırmayı, olguları özneye göründükleri haliyle tanımlamayı ve yaşanan deneyimlerin anlam ve önemini keşfetmeyi amaçlar. Husserl'den sonra fenomenoloji bir akım haline gelmiş, çeşitli biçim ve çeşitlemelerle gelişmiştir. Modern felsefenin sorunları ve onun ön varsayımları fenomenologlar tarafından daha da açığa çıkarılmış ve duyu deneyiminin önceliği sorgulanmıştır.
Bugün felsefede ve diğer pek çok bilim dalında kullanılan epoché veya parantezleme olarak bilinen yöntemi Husserl, 1906’larda geliştirmiştir. Edmund Husserl’ın “Mantıksal Açıklamalar” adlı eserinde fenomenolojik tanımlamaya değinir. Burada amaç denek tarafından deneyimlenen ve amaçlanan şeyin tam olarak anlaşılabilmesidir. Kişinin sahip olduğu algı ve yanlış inançlar nedeniyle asıl olanı anlayamadığını öne sürer ve bu yöntemle sahip olunan bilgilerin paranteze alınması gerektiğini savunur. Kısacası epoché bizi kasıtlı eylemlerimizin ve bunların içeriklerinin, zihin dışı dünyada temsil edilen bir nesnenin varlığına bağlı olmayan yönlerine odaklamamızı sağlamaktadır. Husserl, özlerin bilgisinin ancak dış dünyanın varlığına ilişkin tüm varsayımların “paranteze alınması” ile mümkün olacağını savunmuştur.
Husserl'in tasarladığı şekliyle fenomenoloji, dış dünyanın varlığına dair varsayımlarda bulunmadan öznel deneyimin yapılarını tanımlamayı ve analiz etmeyi amaçlayan felsefi bir araştırma yöntemidir. Fenomenoloji, gerçekliğin doğası hakkındaki metafizik sorulara odaklanmak yerine, dikkatini fenomenlerin kendisine, yani insan deneyiminin ham verilerine yönlendirmektedir.
Edmund Husserl’ın fikirleri, 20. yüzyıl felsefesinde önemli bir etki yaratmıştır. Sayısız düşünür onun düşüncelerinden etkilenmiştir. Çünkü Hussserl, ortaya koymuş olduğu fenomenoloji anlayışı ile insan deneyimini anlamanın yeni bir yolunun, bilincin kendisinin araştırılmasına öncelik veren bir yolun temellerini atmıştır.
Beyer, Christian, “Edmund Husserl”, Erişim 10 Şubat 2024 https://plato.stanford.edu/ENTRIES/husserl/
Britannica, “Edmund Husserl | German Philosopher & Founder of Phenomenology |”, 09 Şubat 2024. Erişim 14 Şubat 2024. https://www.britannica.com/biography/Edmund-Husserl
Internet Encyclopedia of Philosophy “Husserl, Edmund”, Erişim 14 Şubat 2024. https://iep.utm.edu/husserl/
New World Encyclopedia, “Edmund Husserl”, Erişim 14 Şubat 2024. https://www.newworldencyclopedia.org/entry/Edmund_Husserl
Evrenin nasıl ortaya çıktığı, evrende var olan şeylerin kökeninin ne olduğu sorusu insanlığın en eski ve temel...
Yol, kaos ve düzen Çin felsefesinin merkezinde yer alan üç önemli kavramdır. Yol, düşünce...
Karakteristik pos bıyığı, acı yaşantısı ve kafa karıştıran eserleriyle tanınan Friedrich W. Nietzsche, felsefenin büyük...
Zihin felsefesinde tartışılagelen en temel konulardan biri fizikalizm üzerinedir 1931 yılında Otto Neurath ve 1932’de...
Ockham'ın usturasının prensibi genellikle İngiliz teolog, mantıkçı ve bir Fransisken rahibi olan Ockhamlı William'a...
Müslüman filozof ve hukuk bilgini Ebu Hamid el-Gazzâli (1058-1111), Descartes'tan 500 yıl önce...
Türkçeye “hayvancılık” olarak çevirebileceğimiz animalizmin ayırt edici iddiası temel metafizik...
Yaklaşık 2500 yıl kadar önce Elealı filozof Zenon ortaya birtakım fikirler attı ve çılgınca sorular sordu. Zenon...
8. ve 15. yüzyıllar Hıristiyan Ortaçağ felsefesinde Skolastik dönem olarak bilinmektedir. Bu dönemde...
Orwell’in siyaset felsefesinde temel iki kavram; 1930’ların ortasından hayatının sonuna kadar savunduğu sosyalizm...