Hilfü’l-Fudûl: Cahiliye Dönemi’nde (Arapların İslâm’dan önce sosyal ve dini hayat görüşleri) uzun süren Ficar Savaşları (Zilkade, Zilhicce, Muharrem, Receb aylarında, yani haram aylarda yapılan savaşlar) esnasında Mekke’de bozulan asayişin geri kazanılmasını sağlamak amacı ile bir araya gelen, Hz. Muhammed’in de katıldığı grubun, topluluğun adıdır. Türkçe karşılığı ‘Erdemliler Cemiyeti’dir.
Sözlükte Akit, yemin, federasyon, pakt, ittifak, antlaşma anlamlarına gelen حلف (halefe) kelimesi, terim olarak cahiliye döneminde Arap kabilelerinin veya şahıslarının dayanışma, himaye ve yardımlaşma amacı ile yaptıkları ittifak ve antlaşmaları ifade eder. Bazı tarihçilere göre bu ittifak ve antlaşmalara bahsi geçen isim “Fadllar’ın Yemini” (Fazilet sahiplerinin antlaşması) anlamında verilmiştir.
Cahiliye devrinde Araplar arasında sık sık cinayetler vuku bulur ve bunlar nesilden nesile aktarılırdı. Ardı arkası kesilmeyen kan davaları ortaya çıkar, dışarıdan Mekke’ye hac için gelen güçsüz ve zayıf insanlar zulme ve haksızlığa uğrarlardı. Bazen Mekke’ye hac yapmaya gelen hacıların kızları ve kadınları da alıkonurdu. Bu zulme sessiz kalmak istemeyen, zulmü sonlandırmak isteyen kabile ve topluluklar bir araya gelerek cemiyet kurdular. Kaynaklarda zikredilen kabileler şunlardır: Haşimoğulları, Muttaliboğulları, Zühreoğulları, Teymoğulları ve Esedoğulları'dır. Başka bir rivayete göre ise: Haşimoğulları, Zuhreoğulları, Teymoğulları kabileleridir.
“Hılf” (çoğulu ahlâf) adı verilen bu ittifak ve antlaşmalar, kuruluş misyonuna veya kuruculara verilen isimlere göre Hılfü’l- Fudûl, Hılfü’l- Mutayyebûn (Abdümenâfoğulları’nın Abdüddâroğulları’na karşı bazı Kureyş kabileleriyle yaptıkları antlaşmalar), Hılfü’l- Ahlâf (Abdüddâroğulları’nın Kureyş’ten beş kabileyi yanlarına alarak hılfü’l-mutayyebîne karşı oluşturdukları antlaşmalar) gibi adlarla anılırdı. Hz. Muhammed, Ficar Savaşı’ndan kısa süre sonra Esed, Muttalib, Zühre, Haşim ve Teymeoğullarının ittifakı ile kurulan Hılfü’l- Fudûl Antlaşmasına katılmıştı.
Bu antlaşmanın gerçekleşmesi için Hz. Muhammed’in amcası Zübeyr teşebbüslerde bulunmuştur. Teym kabilesin önde gelenlerinden olan Abdullah b. Cüd’ân’ın evinde toplanan kurucu üyeler zalimliğe uğrayanların haklarını zalimlerden alıncaya kadar mücadele edeceklerine, Mekke halkından ve Mekke’ye dışarıdan gelen kimselerden zulme uğrayanların yanında yer alacaklarına ve zalimlerden hakkını alıncaya kadar mazlumu destekleyeceklerine dair karar aldılar.
Bazı kaynaklarda bu antlaşmaya sebep olan olayın şu olduğu söylenir: Zübeyd kabilesine mensup bir şahıs Mekke’ye gelir ve Âs b. es-Sehmî’ye (bazı rivayetlerde ise Huzeyfe b. Kays es-Sehmî geçmektedir) ticaret amacıyla getirdiği malını satar. Ancak Âs malın ücretini vermez. Zübeydli, Ahlâf kabilelerinden olan Abdüddâr, Cumah, Mahzum, Sehm, ve Adiy’e başvurur. Ancak onlar Âs b.es-Sehmî’ye karşı adama yardım etmezler. Bunun üzerine alacaklı, Kureyş kabilesini yardıma çağırır. Zübeyr b. Abdülmuttalip ve Abdullah b. Cüd’ân’ın başkanlığında Hılfü’l- füdûl Antlaşması gerçekleştikten sonra cemiyet üyeleri Âs b. Vâil’e giderler ve malın parasını tahsil edip Zübeydliye verirler.
Hılfü’l-Füdûl, zulme karşı mücadele ettiği için geniş halk kitlelerini yanına çekmiş, bu şekilde insanlar üzerinde büyük bir yaptırım gücüne sahip olmuştur. Cahiliye Dönemi Arapları arasında gerçekleşen en faziletli ve adaletli sözleşme olan Hılfü’l-Füdûl, insan hakları bağlamında değerlendirildiğinde ne denli öneme sahip olduğu ortadadır.
Yirmi yaşında bu antlaşmanın imzalanmasına iştirak eden Hz. Muhammed, sonraları bu olaydan övgüyle bahsetmiş ve şunları söylemiştir: “Ben Abdullah b. Cüd’an’ın evinde bir antlaşma yapılırken bulundum ki bu antlaşmayı güzel kızıl develere değişmem. İslam’da böyle bir antlaşmaya çağırılsam derhal kabul ederim.”
Hılfu’l-Füdûl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 10 Aralık 1948 tarihinde yayınlanan 30 maddelik İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile İslam Konseyi’nin yayınladığı 23 maddelik İslam’da İnsan Hakları Beyannamesi gibi hareketlerin temelini oluşturmuştur.
Kurt, Abdurrahman. Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yönden İslam Öncesi Mekke Toplumu, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2001, 10. Cilt, 2. Sayı, 97-122.
Sönmez, Naim. Hilfu’l-Fudûl Teşkilatı, Atatük Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2014, 41. Sayı, 399-418.
TDV İslâm Ansiklopedisi. “Hilfu’l-Fudûl”. 17 Temmuz 2023. https://islamansiklopedisi.org.tr/hilful-fudul
718 yılında başlayan ve yaklaşık sekiz asır boyunca devam eden, 1492 yılında Gırnata’nın işgal edilip Endülüs...
Uhud Gazvesi, Mekke müşriklerinin Medine’deki Müslümanları yok etmek amacıyla Bedir’in ardından...
Suriye, Mısır, Filistin ve Ürdün bölgelerinin Müslümanlar tarafından fethinin ilk adımı...
Amr B Luhay, putları Hicaz bölgesine getirerek, Araplara putperestliği öğreten kişi olarak bilinir. Bazı rivayetlere...
Haberleşme ihtiyacı insanlık var olduğundan beri mevcuttur. Bu ihtiyacı gidermek amacıyla insanlar ilk çağlardan...
İslam topraklarında ortaya çıkmış olan medrese geleneği, İslam eğitim sisteminin temel kurumudur. Sözlükte...
Şii Karmati Devleti tarafından 929-930 yıllarında Mekke şehri ele geçirilmiş ve yağmalanmıştır. Karmati oluşumları...
Avarız, arıza kelimesinin çoğuludur. Kelime; kaza, bela, beklenmedik engel manasına gelir. İkincil anlam olarak olağanüstü...
İtalya Yarımadasından bir boğazla ayrılan Sicilya Adası, Müslümanlar tarafından 827 yılında ele geçirilmiştir....
Amvas vebası Hz. Ömer döneminde meydana gelen İslam tarihinin ilk salgın hastalığıdır.