Encomienda kurumu, fethedilen yerlerdeki insanların emeğinin bir kısmıyla tazminat ödenen bir İspanyol vergi sistemiydi. Encomienda ilk olarak Reconquista (İspanya’nın Müslümanlardan geri alınması) sırasında İspanya'da kuruldu ve Amerika ve Filipinler'deki İspanyol sömürgeleştirme faaliyetleri sırasında kullanılmaya devam etti.
Fetih sırasında Kraliyet, belirli bir bireye (genellikle fetheden kişiye) tanınan bir hak olarak bir encomienda verirdi. Bu sistem, encomendero adı verilen mal sahibi ve onun soyundan gelenler tarafından sonsuza kadar sürdürülen, belirli yerli halk gruplarının zorla çalıştırılmasından oluşuyordu. Ancak 1542 tarihli Yeni Kanunlardan itibaren encomendero öldüğünde saltanatı devam etmeyip yeni ağalar atanmaya başlandı. 19. yüzyılın ortalarında da yerli çalışma gücü paraya çevrildi.
Kolomb, Hispaniola adasına (bugünkü Haiti ve Dominik) vardığında altın yataklarını keşfetti. Bunun çıkarılması için yerli nüfusa bir vergi koydu; buna göre 14 yaşın üzerindeki tüm yerliler her üç ayda bir miktar altın teslim etmek zorundaydı. Madenlerin yakınında yaşamayanlar ise bir arroba (15 kg.) pamuk teslim etmek zorundaydı. Oğlu Hernando Colón'un yazdığı "Historia del Almirante" adlı esere göre Kristof Kolomb her zaman Katolik Hükümdarlar adına bölgeleri fethedip bu vergilerle sömürüyordu. Ancak 1500 yılında soruşturma yargıcı Francisco de Bobadilla'nın gelişiyle Kolomb tutuklandı ve Santo Domingo'daki sarayı ve mülkleri yeni valinin eline geçti. Daha sonra Bobadilla da Nicolás de Ovando tarafından tahtından edildi. Başa kim gelirse gelsin çoğu durumda yerliler zorunlu çalışmaya zorlandı ve direnmeleri halinde aşırı cezalara ve ölüme maruz bırakıldı. Kastilya Kraliçesi I. Isabel’in yerli halkın köleleştirilmesini yasaklaması ve yerli halkı "krallığın özgür tebaası" olarak kabul etmesi, sömürgeciler ve yerliler arasındaki etkileşimi düzenlemede encomienda sistemini doğurdu.
Encomiendalar genellikle köleleştirilenlerin coğrafi olarak yerinden edilmesi, toplulukların ve aile birimlerinin parçalanmasıyla oluşturuldu. Yerli haraçlar (metaller, giysiler, mısır, buğday, balık veya tavuk gibi yiyecekler), bunları encomendero'ya götürmekle görevli yerli topluluğun şefi tarafından toplanırdı. Encomendero, encomienda ile temas halindeydi ancak ikamet ettiği yer, İspanyol sömürge sisteminin nevraljik kalesi olan şehir merkeziydi.
Bu sistem, hizmetleriyle öne çıkan İspanyolları ödüllendirmenin ve yeni keşfedilen ve fethedilen topraklarda bir İspanyol nüfusunun oluşmasını sağlamanın bir yolu olarak da kullanılıyordu. Encomienda aynı zamanda kültürleşme ve zorunlu Hristiyanlaştırma merkezi olarak da hizmet ediyordu. Yerli halk, encomenderos tarafından "Doctrinas" adı verilen kasabalarda yeniden bir araya getirildi; burada çalışmak ve genellikle düzenli Tarikatlara mensup dini kişiler tarafından yürütülen Hıristiyan doktrininin öğretisini almak zorunda kaldılar.
Amerika ve Filipinler'deki encomiendalar, Kral tarafından bir İspanyol tebaasının lehine verilen bir hak olarak kuruldu. Hakkın İspanyol sahibi (encomendero), yerli halkın tebaa nitelikleri dikkate alınarak krallığa ödemek zorunda olduğu vergileri (çalışma veya ayni olarak ve daha sonra para olarak) almak amacıyla encomienda'yı aldı. Buna karşılık, encomendero yerli halkın ruhsal ve dünyevi refahıyla ilgilenmek, onların bakımını ve korunmasını sağlamak ve aynı zamanda Hıristiyan öğretilerini (evangelizasyon) sağlamak zorundaydı. Bununla birlikte encomenderolar tarafından suiistimaller meydana geldi ve sistem çoğu durumda encomendero’nun keyfiliğinde zorla veya köleci çalıştırma biçimlerine yol açtı.
Encomienda, bir tür gizli kölelik olan taciz ve şiddete yol açtığından bugün bile toplumun geniş kesimleri bu suiistimallerin kıtaya yayıldığını varsaymaktadır. Hiçbir kontrol olmaksızın ve dört yüzyıl boyunca milyonlarca Amerikan yerlisini etkiledi.
Encomienda kurumu güçlü bir şekilde kendisine tabi olan bireyin kabile bağlılığına dayanıyordu. Aslında kabile şefleri hizmetin aracıları ve organizatörleri olarak hareket ediyorlardı. Bu bir haraç anlaşmasıydı. Örneğin mestizolar (İspanyol ve yerli karışımı melezler) kanunen encomienda'dan muaf tutuldu. Bu, birçok yerlinin kasıtlı olarak kendi etnik veya kabile kimliklerini ve kendi soyundan gelenlerin kimliklerini sulandırmaya çalışmasına, farklı etnik kökenlerden bireylerle, özellikle İspanyollarla evlenmeye çalışmasına neden oldu. Bu nedenle encomienda, Amerikalıların etnik kökenini ve kabile kimliğini ciddi şekilde zayıflattı ve bu da potansiyel encomiendae'lerin sayısını azalttı.
Kısaca encomienda sisteminin sömürge Amerika'sında yavaş yavaş yerini kiracılık veya ağalık sistemine bırakması yerlilerin melezleşmesi ve giderek azalmasıyla gerçekleşti. Dahası ekonomik açıdan encomiendalara sahip olmak, feodal beylerin ekonomik ilerlemesi için marjinal bir unsur haline geldi. Sistem içerisinde Kızılderililerin hiçbir durumda kölelik statüsünde olmamalarına rağmen hakları göz önünde bulundurulduğunda sonuna kadar sömürüldükleri görülmektedir. Bu yalnızca maddi bir sömürü olmaktan çıkmış, manevi olarak da kimliklerini kaybedecek bir sisteme dönüşmüştür. Örneğin Burgos Kanunları, iki yıllık hizmetten sonra yerli halkın, İspanyol geleneklerini ve Katolik ahlakını zaten benimsemiş olmaları halinde, encomienda dışında yaşamaya uygun görülebileceklerini belirtiyordu. Ağır çalışma şartlarından kurtulmanın bir yolu Hristiyan olmaktı.
İspanyol Krallar, 1696'dan itibaren kurumu ortadan kaldırmaya çalıştılar; 1720, 1735, 1776, 1777 ve 1801 yıllarında kararnameler yayınlayarak Amerika'nın çeşitli bölgelerinde onları bastırmayı başardılar. Bazı encomenderolar tarafından yerli halka kötü muamele yapıldığına dair şikâyetler ve yerli halkın demografik felaketinin ortaya çıkışı, encomienda'nın 16. yüzyılın sonunda krize girmesine neden olmuştu. Yucatán, Valle del Cauca ve Şili’de sistem 18. yüzyıla kadar hayatta kaldı ancak bu tabiiyet ilişkisi o sıralarda ciddi bir düşüşe geçmişti. Encomienda'nın yerini Kızılderililerin yerinden edilerek sürgünü, yerli kölelik, ücretli emek ve çok daha fazlasıyla Afrika köleliği aldı. Bir felaket daha büyük bir felaketle son buldu.
Gibson, Charles, “The Aztecs Under Spanish Rule”, Stanford: Stanford University Press 1964.
Guitar, Lynne. "Encomienda System". In Junius P. Rodriguez (ed.). The Historical Encyclopedia of World Slavery. Vol. 1, 1997, 250–251.
Himmerich y Valencia, Robert. “The Encomenderos of New Spain, 1521–1555”, Austin: University of Texas Press. 1991.
Keith, Robert G. "Encomienda, Hacienda, and Corregimiento in Spanish America: A Structural Analysis", Hispanic American Historical Review, 52 (3): 1971, 431–446.
Lockhart, James, "Encomienda and Hacienda: The Evolution of the Great Estate in the Spanish Indies," Hispanic American Historical Review, 49(3), 1969, 411-429.
Çoğu zaman kendisine atfedilen kutsallıkla birlikte anılan öğretmenlik mesleğinin de bir tarihsel süreci...
Sicarii olarak tanımlanan grup adını suikast faaliyetlerinde kullanılan hançerden almaktadır. Kısa ve kıvrımlı olan...
Amerikan İç Savaşı, ekonomileri tarıma dayalı olan ve köleleri iş gücü olarak kullanan Güney...
Suriye ve Mısır önderliğinde Arap Devletleri 1973 yılının 6 Ekim’ine denk gelen Ramazan ayının onuncu gününde,...
Vaat Edilmiş Topraklar (Arz-ı Mev’ud), Tanrı'nın Hz. İbrahim'e ve onun soyundan gelenlere verdiğine inanılan...
Hitler'e karşı savaş başladığında neredeyse tüm Yahudi örgütleri müttefiklerle güçlerini...
Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren İsrail'in kuruluş süreci de katliamlarla doludur. İsrail'in...
30 yıl savaşları 1618-1648 yılları arasında Almanya merkezli gerçekleşen ama bütün Avrupa’yı içine...
1578 yılında Portekiz Kralı, Muhammed El Mütevekkil’e destek vermek amacıyla ordusuyla Fas’a çıkarma...
Günümüzde neredeyse her alanda kullandığımız bir ürün olan şeker, Hindistan'dan başlayarak...