Dunning-Kruger etkisi, insanların olduklarından daha akıllı ve daha yetenekli olduklarına inandıkları bir tür bilişsel önyargıdır. Temel olarak, düşük yetenekli insanlar kendi yetersizliklerini fark edecek becerilere sahip değillerdir. Zayıf öz farkındalık ve düşük bilişsel yeteneğin birleşimi, onların yeteneklerini abartmalarına yol açar. Bu terim, birçok insanın hemen fark ettiği bir soruna, yani aptalların kendi aptallıklarına karşı kör olduklarına dair bilimsel bir isim ve açıklama sağlar.
Bu fenomen gerçek hayatta deneyimlemiş olabileceğiniz bir şeydir. Etrafınızda uzun uzadıya bir konu hakkında konuşan, cesurca kendisinin doğru olduğunu ve diğer herkesin görüşünün aptalca, bilgisiz ve tamamen yanlış olduğunu ilan eden kişilere yabancı değilsinizdir. Bu kişinin neden bahsettiği hakkında hiçbir fikri olmadığı açık olmasına rağmen cehaletinden habersiz bir şekilde gevezelik etmeye devam etmesi sıkça rastladığımız bir durumdur.
Etki, adını, onu ilk kez tanımlayan iki sosyal psikolog David Dunning ve Justin Kruger'dan almıştır. Bu psikolojik fenomen üzerine orijinal çalışmalarında dört araştırmadan oluşan bir dizi sosyal deney gerçekleştirdiler. Bunlardan birinde dilbilgisi, mizah ve mantık testlerinde en düşük yüzdelik dilimde yer alan kişiler aynı zamanda ne kadar iyi performans gösterdiklerini dramatik biçimde abartma eğilimindeydiler. Gerçek test puanları onları yüzde 12’lik dilime yerleştiriyordu ancak performanslarının kendilerini yüzde 62’lik dilime yerleştirdiğini tahmin ediyorlardı.
Başka bir deneyde Dunning ve Kruger, 65 katılımcıdan farklı şakaların ne kadar komik olduğunu değerlendirmelerini istedi. Bazı katılımcılar diğer insanların neyi komik bulacağını belirlemede son derece zayıftı ancak bu denekler kendilerini mizah konusunda mükemmel yargıçlar olarak tanımladılar.
Araştırmacılar, beceriksiz kişilerin yalnızca kötü performans sergilemekle kalmayıp, aynı zamanda işlerinin kalitesini doğru bir şekilde değerlendirip tanıyamadığını da ileri sürdü. Belki de sınavlarda başarısız puan alan öğrencilerin bazen çok daha yüksek puanı hak ettiklerini düşünmelerinin nedeni budur. Bilgi ve yeteneklerini abartırlar ve performanslarını doğru bir şekilde değerlendiremezler. Düşük performans gösterenler, diğer insanların beceri ve yeterlilik seviyelerini tanıyamazlar; bu da kendilerini sürekli olarak diğerlerinden daha iyi, daha yetenekli ve daha bilgili olarak görmelerinin nedeninin bir parçasıdır.
David Dunning, Pacific Standard için yazdığı bir makalede, "Birçok durumda, beceriksizlik insanların yönünü şaşırmasına, şaşkınlığa uğramasına veya temkinli olmasına neden olmaz" diye yazmıştı. "Bunun yerine, beceriksizler genellikle uygunsuz bir özgüvenle kutsanır ve kendilerine bilgi gibi gelen bir şey tarafından zinde tutulurlar."
Bu etki insanların neye inandıkları, aldıkları kararlar ve yaptıkları eylemler üzerinde derin bir etkiye sahip olabilir. Bir çalışmada Dunning ve Ehrlinger, bilim testlerinde kadınların erkeklerle eşit performans gösterdiğini ancak kadınların, erkeklerden daha az bilimsel muhakeme yeteneğine sahip olduklarına inandıkları için performanslarını hafife aldıklarını buldu. Araştırmacılar ayrıca bu kadınların bu inanç nedeniyle bir bilim yarışmasına katılmayı reddetme olasılıklarının daha yüksek olduğunu da buldu.
Dunning ve meslektaşları ayrıca katılımcılara siyaset, biyoloji, fizik ve coğrafya gibi konularla ilgili çeşitli terimlere aşina olup olmadıklarını sordukları deneyler de yaptılar. Konuyla ilgili gerçek kavramların yanı sıra tamamen uydurma terimleri de araya kattılar. Böyle bir çalışmada, yanıt verenlerin yaklaşık %90'ı uydurma terimler hakkında en azından biraz bilgi sahibi olduklarını iddia etti. Dunning-Kruger etkisi ile ilgili diğer bulgularla tutarlı olarak, katılımcılar bir konuya ne kadar aşina olduklarını iddia ederlerse, anlamsız terimlere de aşina olduklarını iddia etme olasılıkları da o kadar yüksek oldu.
Peki bu psikolojik etkiyi nasıl açıklarız?
Dunning ve Kruger, bu olgunun "ikili yük" olarak adlandırdıkları durumdan kaynaklandığını öne sürüyorlar. İnsanlar yalnızca beceriksiz değiller. Beceriksizlikleri onları ne kadar beceriksiz olduklarını fark etme zihinsel yeteneklerinden yoksun bırakıyor.
Bu etkiye sahip olan kişilerin eğilimli oldukları birkaç özellik şöyle sıralanabilmektedir: Beceri seviyelerini abartırlar, başkalarının gerçek beceri ve uzmanlığını tanıyamazlar, kendi hatalarını ve beceri eksikliklerini fark edemezler.
Bir görevde iyi olmak için gereken bilgi ve beceriler, kişinin o görevde iyi olmadığını anlaması için gereken niteliklerle aynıdır. Yani eğer bir kişi bu yeteneklere sahip değilse, sadece o görevde kötü olmakla kalmaz, aynı zamanda kendi yetersizliklerinin de farkında değildir. Dunning-Kruger etkisi aynı zamanda üstbilişle ilgili zorluklarla da ilgilidir. Üstbiliş, bir adım geriye çekilip kişinin davranış ve yeteneklerine kendi dışından bakabilme yeteneğini ifade eder. İnsanlar çoğu zaman kendilerini yalnızca kendi sınırlı ve son derece öznel bakış açılarına göre değerlendirirler. Bu sınırlı perspektiften bakıldığında oldukça yetenekli, bilgili ve diğerlerinden üstün görünürler. Bu nedenle bu insanlar yeteneklerine ilişkin daha gerçekçi bir görüşe sahip olmakta zorluk çekerler.
Katkıda bulunan diğer bir faktör de, bazen bir konu hakkındaki küçücük bir bilginin, insanların yanlışlıkla o konu hakkında bilinmesi gereken her şeyi bildiklerine inanmalarına yol açabilmesidir. Eskilerin dediği gibi, biraz bilgi tehlikeli olabilir. Bir kişi bir konu hakkında ufak bir farkındalığa sahip olabilir ama Dunning-Kruger etkisi sayesinde uzman olduğuna inanır.
İnsanların hızlı bir şekilde karar vermesini sağlayan buluşsal yöntemlerin veya zihinsel kısayolların kullanılması ve hiçbirinin olmadığı yerde bile kalıp arama eğilimi de etkiye katkıda bulunabilecek diğer faktörlerdir.
Peki Dunning-Kruger etkisinden kimler etkileniyor?
Araştırmacılara göre herkes bu etkiye yatkındır. Çünkü ne kadar bilgili ve deneyimli olursak olalım herkesin bilgisiz ve beceriksiz olduğu alanlar vardır. Pek çok alanda akıllı ve yetenekli olabilirsiniz ancak hiç kimse her konuda uzman değildir. Gerçek şu ki, herkes bu olguya karşı duyarlıdır ve çoğumuz televizyonlar sayesinde muhtemelen bunu şaşırtıcı bir düzenlilikle deneyimliyoruz. Bir alanda gerçek uzman olan kişiler, yanlışlıkla zekâlarının ve bilgilerinin, daha az aşina oldukları diğer alanlara aktarılacağına inanabilirler.
Örneğin parlak bir bilim insanı çok zayıf bir yazar olabilir. Bilim insanının beceri eksikliğini fark etmesi için dilbilgisi, kompozisyon ve yazının diğer unsurları konusunda iyi bir çalışma bilgisine sahip olması gerekir. Bunlar eksik olduğundan, bu örnekteki bilim adamı da kendi zayıf performansını fark etme yeteneğinden yoksundur.
Dunning-Kruger etkisi düşük IQ ile eşanlamlı değildir. Terimin farkındalığı arttıkça "aptal" kelimesinin eşanlamlısı olarak yanlış kullanımı da arttı. Sonuçta başkalarını yargılamak ve bu tür şeylerin sizin için geçerli olmadığına inanmak kolaydır.
Ancak herkes Dunning-Kruger etkisinin gerçekten var olduğu konusunda hemfikir değil. Bunun yerine, bazı eleştirmenler etkinin bir veri eseri olduğunu öne sürdüler. Matematiksel çalışmalarda araştırmacılar, bilgisayar tarafından oluşturulan rastgele verileri kullanarak etkiyi tekrarlamayı başardılar. Bu tür araştırmalar, uzmanların ve amatörlerin yeteneklerini yaklaşık aynı oranda abarttıklarını ya da küçümsediklerini ortaya çıkardı. Ancak araştırma, uzmanların kendi yeteneklerini değerlendirmede daha iyi olduklarını ve kadınların genellikle erkeklerden daha doğru öz değerlendirmeler yaptığını ortaya çıkardı.
Peki beceriksizler kendilerinin uzman olduğunu düşünüyorsa, gerçek uzmanlar kendi yetenekleri hakkında ne düşünüyor? Dunning ve Kruger, yeterlilik spektrumunun en üst noktasında yer alan kişilerin kendi bilgi ve yeteneklerine ilişkin daha gerçekçi görüşlere sahip olduklarını buldu. Ancak bu uzmanlar aslında başkalarının yeteneklerine kıyasla kendi yeteneklerini küçümseme eğilimindeydiler. En yüksek puanı alan kişiler ortalamadan daha iyi olduklarını biliyorlar ancak performanslarının başkalarına göre ne kadar üstün olduğuna ikna olmuyorlar. Bu durumda sorun, uzmanların ne kadar bilgili olduklarını bilmemeleri değil, herkesin de bilgili olduğuna inanma eğiliminde olmalarıdır.
Bu bazen Dunning-Kruger etkisinin tam tersi olan sahtekârlık sendromuna yol açabilir. Dunning-Kruger etkisi kişinin yeteneklerine aşırı güvenmeyi içerdiğinden, karşıt eğilim kişinin yeteneklerine yeterince güvenmemeyi içerecektir. Sahtekârlık sendromunda yetkin kişiler kendi yeteneklerinden şüphe duyar ve başkalarının kendilerinin sahtekâr olduğunu keşfetmesinden korkarlar. Bu yüzden de kendilerini layık oldukları işlerden geri tutabilirler.
Hepimiz Dunning-Kruger etkisini deneyimlemeye yatkın olsak da zihnin nasıl çalıştığı ve hepimizin duyarlı olduğu hatalar hakkında daha fazla şey öğrenmek, bu tür kalıpları düzeltmeye yönelik bir adım olabilir. İnsanlar ilgilendikleri konu hakkında daha fazla bilgi edindikçe bilgi ve yetenek eksikliklerinin farkına varmaya başlarlar. Daha sonra insanlar daha fazla bilgi edindikçe ve bir konuda uzmanlaştıkça güven düzeyleri yeniden artmaya başlar.
Peki, öz değerlendirmenize güvenebileceğinizden emin değilseniz, belirli bir alandaki yeteneklerinize ilişkin daha gerçekçi bir değerlendirme elde etmek için ne yapabilirsiniz? Öğrenmeye ve uygulamaya devam edin. Bir konu hakkında bilinmesi gereken her şeyi bildiğinizi varsaymak yerine daha derine inmeye devam edin. Bir konu hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuzda, muhtemelen daha öğrenecek ne kadar çok şeyin olduğunu fark edeceksiniz. Bu, uzman olmasanız bile uzman olduğunuzu varsayma eğiliminizle mücadele edebilir.
Bir diğer etkili strateji ise başkalarından yapıcı eleştiri istemektir. Bazen duymak zor olsa da bu tür geri bildirimler, başkalarının yeteneklerinizi nasıl algıladığı konusunda değerli bilgiler sağlayabilir.
Dunning-Kruger etkisi, sıradan olanlardan hayatınızı değiştirenlere kadar davranışlarınızı ve kararlarınızı etkileyebilecek birçok bilişsel önyargıdan biridir. Başkalarındaki bu olguyu tanımak daha kolay olsa da bunun herkesi etkileyen bir şey olduğunu unutmamak önemlidir. Bu psikolojik önyargıya katkıda bulunan altta yatan nedenleri anlayarak, kendinizdeki bu eğilimleri daha iyi fark edebilir ve bunların üstesinden gelmenin yollarını bulabilirsiniz.
Cherry, Kendra, “What Is the Dunning-Kruger Effect? A cognitive bias that causes an overestimation of capability”, 8 Kasım 2022, Erişim 07 Ocak 2024, https://www.verywellmind.com/an-overview-of-the-dunning-kruger-effect-4160740
Dunning, David, “The Dunning-Kruger effect and its discontents”, 7 Mart 2022, Erişim 06 Ocak 2024, https://www.bps.org.uk/psychologist/dunning-kruger-effect-and-its-discontents
Dunning, David, Helzer, Erik G., “Beyond the Correlation Coefficient in Studies of Self-Assessment Accuracy: Commentary on Zeil & Krizan”, Perspectives on Psychological Science, 9(2), 126-130, 2014.
Dunning, David, Johnson, Kerri, Ehrlinger, Joyce, Kruger, Justin, “Why People Fail to Recognize Their Own Incompetence”, Current Directions in Psychological Science, 12(3), 83-87, 2003.
Matematiğin sevilmeme nedenleri arasında yer alan öğretmen, okul ve çevre gibi faktörlerin yanında başka...
Kişilik, toplumda bireyleri birbirinden ayıran ve faklı kılan özellikler bütünüdür. Kişilerde ve...
Gestalt teorisine göre; bütün, parçaların toplamından farklı bir anlam ifade eder ve birey, bütünü...
Müziği seviyoruz çünkü bizi iyi hissettiriyor. Peki, neden kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor? 2001...
Daha önce ‘belki ileride işe yarar’ düşüncesi ile eşyalarınızı atamadığınız oldu mu? Başkalarının...
Somatik bellek, vücudun motor hareketlerini ve fiziksel deneyimlerini hatırlama yeteneğidir.
Synesthesia” kelime kökleri itibariyle Yunanca syn (birlikte) ve aesthe-sis (algılamak) olan iki kelimenin birleşiminden...
Retorik, iletişim yoluyla ikna etme sanatlarından bir tanesidir. Motive etmek veya bilgilendirmek için insanların...
Psikolog Abraham Maslow, 20. yüzyılın en tesirli psikologlarından biri olarak kabul edilmiş ve 1943 yılında yayımladığı...
Lusid rüya, kişinin rüya gördüğünün farkında olduğu ve rüyayı yönetebildiği rüya...