Konya Bilim Merkezi İlimge

Cajamarca Katliamı: İnkaların Sonunu Getiren Olay

 Tarık Taha Kocaboy
 5 dk  150

15. yüzyıl, coğrafi keşiflerin yaşandığı, İspanya, Portekiz gibi güçlü donanmalara ve meraklı gezginlere sahip olan devletlerin bilinen “Eski Dünya” dışına çıkıp dışarıdaki keşfedilmemiş diyarları bulmaya çalıştıkları bir çağdı. 1492 yılında Kolomb’un Karayipler’i keşfiyle, Eski Dünyalı Avrupalılar ile Yeni Dünyalı Amerikan yerlileri arasında bir ilişki başlamış oldu. Bu ilişkinin, bir taraf için çok ağır ve acımasız bedelleri olacaktı.

Günümüzde Güney ve Kuzey Amerika olarak adlandırdığımız kıtalarda eski çağlarda büyük medeniyetler varlıklarını sürdürmekteydi. Aztekler, İnkalar, Mayalar bunlardan bazılarıydı. İnkalar, bu medeniyetler arasında en ileri olanı ve en güçlüsüydü. Cajamarca Savaşı yaşandığı zaman, bu güçlü medeniyetin başında Atahualpa vardı. Halkı, onu Güneş Tanrısı olarak görüyor ve onun emirlerine sıkıca bağlı bir şekilde yaşıyordu.


16 Kasım 1532 tarihinde, İspanyol “fatih” Francisco Pizarro, yanındaki 168 askeriyle beraber Atahualpa’nın topraklarının işgalini hızlandıracak olan meşhur Cajamarca Savaşı’nı vereceklerdi. İspanyollar, yeni keşfedilen bu dünyada sömürgecilik faaliyetlerine çoktan başlamışlardı. Adım adım bütün kıtayı ele geçirmek ve oradaki ganimetleri ülkelerine götürmek istiyorlardı. Francisco Pizarro, en yakın İspanyol kuvvetlerden neredeyse bin kilometre uzakta, yalnızca 168 adamıyla beraber Yeni Dünyanın en güçlü devletinin topraklarına girdi. Karşısındaki Atahualpa ise emrindeki sayıları yüz bine yaklaşan adamıyla birlikteydi. Bu savaşta bulunmuş olan İspanyolların kayıtlarına bakıldığında, hepsinin Cajamarca adlı bölgede konuşlanmış olan Atahualpa ve ordugâhının karşısında büyük bir korkuya kapıldıkları görülmektedir. Yerlilerin devasa ordusu ve liderlerine olan bağlılıkları, İspanyol sömürgecileri de büyük ölçüde etkilemişlerdi.

Cajamarca’ya varan İspanyol sömürgeciler, bölgeyi incelerken Atahualpa’dan bir mesaj aldılar. Atahualpa, onları dostane bir şekilde karşılamıştı ve hükümdarlarına bir mesaj yollamıştı. Atahualpa; İspanyolların hükümdarlarını ülkesine davet etmiş, onu da dostça karşılayacağına dair bir söz vermiş ve hükümdarın çabukça gelmesi için dua edeceğini söylemişti. Atahualpa’nın yabancılara karşı gösterdiği bu dostane tavır, bizzat İspanyol sömürgeciler tarafından kayda alınmıştı.

Ertesi gün ise, Francisco Pizarro bu dostane tavrın tam tersi düşüncelerle hareket etti. Adamlarını parçalara böldü ve Cajamarca alanının çevresini ablukaya aldı. Niyeti, savaşmak ve İspanyol Kralı’nın emirlerini yerine getirmekti. 168 adamı olmasına rağmen bu adamlar, tüfek ve top gibi yerlilerin daha önce hiç görmedikleri, tahribat gücü yüksek ateşli silahlara sahiplerdi. Ayrıca Pizarro ve adamlarının atları da vardı. Atlar da yerlilerin yabancı oldukları bir şeydi çünkü Yeni Dünya’da at yoktu.

16 Kasım 1532 günü, Atahualpa ve adamları, İspanyol sömürgecilere doğru ilerlemeye başladılar. Binlerce kişi önden yürüyerek Atahualpa’nın geçeceği yolu temizliyordu. Atahualpa, bir tahtırevan üzerinde taşınıyordu ve alana çok görkemli bir şekilde giriş yapmıştı. Binlerce adamı dans ediyor, şarkılar söylüyor ve onun tahtırevanını taşıyan kişilerin giymiş oldukları altın ve gümüş levhaları güneşin altında inanılmaz bir şekilde parıldayarak sömürgecileri şaşkına uğratıyordu. Hepsi korkuya kapılmışlardı.

Atahualpa artık yaklaştığında, Pizarro’nun yanında bulunan rahip Vicente de Valverde, Atahualpa ile konuşmak için onun yanına gitti. Ona Tanrı adına ve İspanya kralı adına Hazreti İsa’nın yasalarına uyma davetinde bulundu. Ayrıca Atahualpa’ya bir İncil uzattı. İlk defa böyle bir kitap gören Atahualpa kitabı biraz inceledikten sonra yere attı. Bunun üzerine rahip, koşarak kitaplarına saygısızlık yapan bu kişinin öldürülmesi gerektiğini söyledi.

Rahibin sözleri üzerine Pizarro emri verdi ve etrafta saklanmış olan askerleri saldırıya geçti. Top ve tüfek atışları, atların koşması, sömürgecilerin sahip oldukları ağır zırhları yerlilerde şok etkisi yarattı. Bu beklenmedik ani saldırı karşısında korkudan kaçmaya başlayan yerliler, kaçışırlarken birbirlerini ezdiler ve büyük bir izdiham yaşandı. İspanyollar acımasızca üzerlerinde zırhları bile olmayan yerlilere ateş saçmaya devam ettiler. Atahualpa’yı taşıyan yerlilerse hükümdarlarını bırakmıyorlardı. Tahtırevanı taşıyan yerliler öldükçe yerlerine yenileri geçiyor ve Atahualpa güvende kalmaya devam ediyordu fakat sonunda Atahualpa da düştü ve sömürgeciler tarafından esir alındı. Atahualpa’nın sayıları yüz bine yaklaşan adamı, İspanyollara tek bir saldırıda dahi bulunamadı ve hepsi kaçtılar. İspanyollar, 168 kişilik “ordularından” hiçbir kayıp vermeden yaklaşık 7000 yerliyi orada öldürdüler. 168 kişi, 80.000 kişilik bir orduyu alt etmiş ve hükümdarlarını esir almıştı.


Pizarro, rehin aldığı Atahualpa aracılığıyla yerlilere istediği birçok şeyi yaptırdı. Atahualpa’yı serbest bırakmak için onlardan kilolarca altın istedi. Bu istek yerine getirilmesine rağmen Pizarro sözünü tutmadı ve Atahualpa’yı öldürdü. Cajamarca’da Atahualpa’nın mağlup olup esir düşmesiyle başlayan süreç, Atahualpa’nın ölmesi ve birkaç yıl sonra İnkaların yıkılıp İspanyollara bağlı hale gelmesiyle devam etti. Zaman zaman karşı isyanlar olsa da İspanyollar, bu isyanları bastırdılar ve İnkaları kontrolleri altına aldılar. Sahip oldukları teknolojik üstünlüğe Avrupa’dan getirdikleri çiçek, tifüs, hıyarcıklı veba gibi hastalıklar da eklenince bütün kıtayı sömürgeleştirmek onlar için kolay oldu. Bağışıklıkları bu hastalıklara karşı zayıf olan yerliler, hastalıkların da etkisiyle yok oldular.

#Cajamarca Katliamı #Atahualpa #İspanya #Sömürge
0
0
0
Kaynakça

Diamond, Jared M, Tüfek, Mikrop ve Çelik: İnsan Topluluklarının Yazgıları, TÜBİTAK, 2010.

Gökçeoğlu, Levent, “Fatihler, Korsanlar, Tüccarlar”, Kırklareli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Istranca Tarih Araştırmaları Dergisi, 1(1), 141-144, 2023.

Çatalbaş, Adem Üstün, “Latin Amerika’da Fetih, İsyan ve Ölüm: Sömürgecilik Döneminde İspanyol Yönetimi ve Yerli Mücadeleleri”, Kültür Araştırmaları Dergisi 16, 179-200, 2023.


BENZER MAKALE
Öğretmen Değil Rehber

Öğretmen Değil Rehber

Çoğu zaman kendisine atfedilen kutsallıkla birlikte anılan öğretmenlik mesleğinin de bir tarihsel süreci...

Pelerinin Altındaki Hançer: Sicarii Suikast Örgütü

Pelerinin Altındaki Hançer: Sicarii Suikast Örgütü

Sicarii olarak tanımlanan grup adını suikast faaliyetlerinde kullanılan hançerden almaktadır. Kısa ve kıvrımlı olan...

Birlik ve Konfederasyon Mücadelesi: Amerika iç Savaşı

Birlik ve Konfederasyon Mücadelesi: Amerika iç Savaşı

Amerikan İç Savaşı, ekonomileri tarıma dayalı olan ve köleleri iş gücü olarak kullanan Güney...

Son İsrail-Arap Savaşı: Yom-Kippur Muharebesi

Son İsrail-Arap Savaşı: Yom-Kippur Muharebesi

Suriye ve Mısır önderliğinde Arap Devletleri 1973 yılının 6 Ekim’ine denk gelen Ramazan ayının onuncu gününde,...

Vaat Edilmiş Topraklar Efsanesi ve Siyonizm

Vaat Edilmiş Topraklar Efsanesi ve Siyonizm

Vaat Edilmiş Topraklar (Arz-ı Mev’ud), Tanrı'nın Hz. İbrahim'e ve onun soyundan gelenlere verdiğine inanılan...

Naziler ve Siyonist Ortakları

Naziler ve Siyonist Ortakları

Hitler'e karşı savaş başladığında neredeyse tüm Yahudi örgütleri müttefiklerle güçlerini...

İsrail’i Kuran Terörist Örgütler: Haganah, Irgun ve Lehi

İsrail’i Kuran Terörist Örgütler: Haganah, Irgun ve Lehi

Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren İsrail'in kuruluş süreci de katliamlarla doludur. İsrail'in...

Protestanlık Uğruna Bir Savaş: 30 Yıl Savaşı

Protestanlık Uğruna Bir Savaş: 30 Yıl Savaşı

30 yıl savaşları 1618-1648 yılları arasında Almanya merkezli gerçekleşen ama bütün Avrupa’yı içine...

Üç Kralın Savaşı: Vadisseyl Muharebesi

Üç Kralın Savaşı: Vadisseyl Muharebesi

1578 yılında Portekiz Kralı, Muhammed El Mütevekkil’e destek vermek amacıyla ordusuyla Fas’a çıkarma...

Şekerin Acı Tarihi

Şekerin Acı Tarihi

Günümüzde neredeyse her alanda kullandığımız bir ürün olan şeker, Hindistan'dan başlayarak...

ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER