İnsanoğlu varoluşundan itibaren zamanı belli bir plan doğrultusunda değerlendirmek istemiştir. Bunun için zamanı belirlemeye ve tarif etmeye çalışmıştır. Çok eski devirlerden itibaren; Mayalardan Mısırlılara, İbranilerden Harrânîlere hatta gelişmemiş ve göçebe toplulukların dahi zamanı saydıkları ve takvim kullandıkları bilinen bir gerçektir.
İslam inancına göre Güneş'i ve Ay'ı yaratan Allah zamanı da yaratmış, ayların sayısını on iki olarak takdir etmiş ve bunlardan dört tanesini ise haram ay olarak belirlemiştir. İlerleyen dönemlerde dünyevî menfaatler sebebiyle bu emir tahrif edilmiş, savaşın yasak olduğu haram ayların yerleri değiştirilerek ibadet vakitlerine müdahale edilmiştir. Yapılan bu değişikliğe de "nesî" adı verilmiştir.
Nesî kelime manası olarak “geciktirmek, tehir etmek, bir şeyin üzerine yapılan ziyade sebebiyle oluşan çoğalma” anlamlarına gelmektedir. Nesî bir ayın haramlığının kendinden sonra gelen haram olmayan bir aya ertelenmesiyle oluşmaktadır. Başka bir görüşe göre nesî, haramlığı ertelenen veya aynı maksatla araya ilâve edilen aya verilen addır. Nesînin haram ayların yerlerini değiştirmek için yapıldığını düşünenler, araya bir ay eklenerek yapılan nesî ameliyesinin haram aylardan biri olan muharremi erteleyerek peş peşe gelen üç haram ayın arasına fasıla koymak amacıyla uygulandığını ifade etmektedirler.
Haram aylar, Recep ile haccın yapıldığı Zilhicce ve onun bir öncesi olan Zilkade ve bir sonrasını olan Muharrem aylarıdır. Bu ayların haram aylar olduğu tıpkı hac menâsiki gibi Araplarca İbrahim şeriatından beri bilinmekte olan köklü bir gelenektir. Kuran'ın bu geleneği onaylaması, konunun öteden beri vahye dayalı olduğunu doğrulamaktadır. Bu ayların ilk üç tanesi peş peşe gelmekte, Recep ise Cemaziyelâhir ile Şaban ayları arasında yer almaktadır. Başka bir deyişle gelenekte bu aylar üçü ardışık biri tek anlamına gelen “üçü serd biri ferd” olarak ifade edilmektedir. Haram aylarının üçünün peş peşe olmasının hikmeti bu ayların hac ayları olması sebebiyledir. Zilkade hacca gelmek, Zilhicce hac ibadeti eda etmek, muharrem ise geriye dönüşleri emniyet içinde gerçekleştirmek için haram kılınmaktadır. Recep ayı ise umre ayı olduğu için haram kılınmıştır.
Arapların cahiliye döneminde haccın ve haram ayların zamanını tayini ve değişimi hususunda çeşitli uygulamaları olmuş ve böylece zamanın sayımına müdahale edilmiştir. İbn Kesîr’in deyimiyle: "Müşrik Araplarda var olan öfke, izzet-i nefis ve hamiyyet kuvveleri cahiliye duygu ve fikirleriyle harmanlanmış, böylece kendilerinde fasit fikirler ve bâtıl arzular meydana gelmiş, sonunda işi Allah’ın haram kıldıklarını helâl helâl kıldıklarını haram kılmaya kadar götürmüşlerdir."
Rivayetlere göre cahiliyede Nuaym b. Sa’lebe Mina dönüşü haccın üçüncü gününde Hacerülesved’in başında durur ve o yıl için nesî uygulanıp uygulanmayacağını ilan edeceği bir konuşma yapar ve uygulanacaksa eğer şunları söylerdi: “Ey insanlar, ben burada bir kusur işlemiyorum ve ayıplanacak bir iş de yapmıyorum, verdiğim hükme hiç kimse itiraz etmesin! Ben Saferi haram kıldım ve Muharremi erteledim.” Orada bulunanlar da Nuaym b. Sa’lebe tasdik eder, gelecek yılın panayırlarını ve haccı buna göre tanzim ederlerdi. Böylece Zilhiccenin ardından gelen Muharrem ayının yeri değiştirilmiş olduğu için haramlığı ortadan kalkmış kabul edilir, Zilhicceden sonra ise haram kabul edilmeyen bir ay araya girerdi.
Cahiliye devrinde Araplar yaygın olarak geçimlerini ticaret yaparak idame ettiriyorlardı. Yağmacılık ve kan davaları yüzünden de sık sık savaşmak zorunda kalıyorlardı. Bu tür davranışlara izin vermeyen haram ayların peş peşe gelmesinin hayatlarını zorlaştırdıklarına inanıyorlardı. Çünkü haram ay inancına uymak veya geçimlerini temin etmek arasında bir ikileme düşmektelerdi. Haccın sonunda savaş yapmak isteyen kabileler nesî tatbik ederek Muharrem ayının haramlığının ertelenmesini sağlıyorlardı.
Haram ayların yerlerini değiştirmek istemelerinin diğer bir sebebi de Arapların yılları kamerî takvime göre hesap etmelerinden kaynaklanıyordu. Hac zamanları bazen yaza bazen kışa denk geldiğinden yolculukları zorlaşıyordu. Uzak yerlerde yaşayan insanlar ancak müsait mevsimlerde gelebiliyor, sıcaklık sebebiyle yaz aylarında fazla seyahat etmeyi tercih etmiyorlardı. Bu yüzden hac panayırlarına katılım tam sağlanamıyordu. Bu husus panayırlardaki ticarî hayatı olumsuz yönde etkiliyor ve beklenen kâr elde edilemiyordu. Bu da kamerî seneye riayet etmelerinin dünyevî faydalarına engel olduğu düşüncesini doğuruyordu. Arapların bu zararı ortadan kaldırarak ticarî faaliyetlerini rahatça yapmak, yarımadanın iklim şartlarına uygun tarım ürünlerini panayırlarda pazarlamak ve kendileri için uygun mevsimde seyahat etmek amacıyla hac mevsimini sabitlemek istiyorlardı. Nesî uygulamasını doğuran bu düşünce sayesinde kamerî takvimi şemsî takvime uyarlayıp hac aylarını iklim şartları açısından en uygun zaman dilimine denk getiriyorlardı. Zira meyve, sebze, yağ, deri ve diğer mahsulatın bollukla devşirildiği ve tedarik edildiği zaman diliminde gerçekleşecek hac sezonunda her coğrafyadan insanların yoğun olarak katılımlarını sağlamak, onlara ev sahipliği yapmak, bugünkü deyişle turizm mevsimini yüzde yüz verimlilik, kârlılık ve dolulukla geçirmek maksadıyla da nesî yöntemine başvuruyorlardı.
Ünver, MUSTAFA . "“NESΔ ÂYETİ VE MODERN NESÎ UYGULAMALARI". Diyanet İlmi Dergi 52 / 2 (Haziran 2016): 43-68 .
TDV İslâm Ansiklopedisi. “NESΔ. Erişim 05 Haziran 2023. https://islamansiklopedisi.org.tr/nesi
Köse, İrfan. HARAM AYLARIN KUTSALLIĞI VE SAVAŞ YASAĞI HÜKMÜNÜN NESHİ PROBLEMİ. Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2018.
718 yılında başlayan ve yaklaşık sekiz asır boyunca devam eden, 1492 yılında Gırnata’nın işgal edilip Endülüs...
Uhud Gazvesi, Mekke müşriklerinin Medine’deki Müslümanları yok etmek amacıyla Bedir’in ardından...
Suriye, Mısır, Filistin ve Ürdün bölgelerinin Müslümanlar tarafından fethinin ilk adımı...
Cahiliye Dönemi’nde Mekke'de bozulan asayişi temin etmek adına bir araya gelinerek kurulan topluluğa Hilfü’l-Fudûl...
Amr B Luhay, putları Hicaz bölgesine getirerek, Araplara putperestliği öğreten kişi olarak bilinir. Bazı rivayetlere...
Haberleşme ihtiyacı insanlık var olduğundan beri mevcuttur. Bu ihtiyacı gidermek amacıyla insanlar ilk çağlardan...
İslam topraklarında ortaya çıkmış olan medrese geleneği, İslam eğitim sisteminin temel kurumudur. Sözlükte...
Şii Karmati Devleti tarafından 929-930 yıllarında Mekke şehri ele geçirilmiş ve yağmalanmıştır. Karmati oluşumları...
Avarız, arıza kelimesinin çoğuludur. Kelime; kaza, bela, beklenmedik engel manasına gelir. İkincil anlam olarak olağanüstü...
İtalya Yarımadasından bir boğazla ayrılan Sicilya Adası, Müslümanlar tarafından 827 yılında ele geçirilmiştir....