Konya Bilim Merkezi İlimge

Bireysel Psikolojinin Kurucusu Alfred Adler

 Ayşe Ovalı
 5 dk  117

Bireysel psikolojinin kurucusu Alfred Adler 1870’de Viyana’da doğdu. Çocukluğu zatürre, raşitizm gibi hastalıkla geçti. Bu yüzden derslerinde fazla başarı gösteremedi. Kardeşinin yanı başında ölmesi onu çok etkilediğinden büyüyünce doktor olmaya karar verdi. 1895’de Viyana Üniversitesi’nden tıp doktoru derecesini aldı ve bir süre pratisyen hekim olarak çalıştı.

1902 yılında Freud’un tartışma grubu toplantılarına katılmaya başladı. Psikanalize ilgi duydu. Freud ile dokuz yıl birlikte çalıştıktan sonra görüş ayrılığından dolayı arkadaşları ile birlikte psikanaliz derneğinden ayrılarak kendi derneğini kurdu. Psikoloji biliminde kendi sistemini kurdu, buna “bireysel psikoloji” adını verdi ve hatta aynı isimli bir kitap kaleme aldı.

Adlerci kuramın temel felsefi ilkeleri; ılımlı determinizm, fenomenoloji, öz yaratıcılık ve amaç yönelimlilik şeklinde tanımlanmaktadır. Adler’e göre insanlar kendi seçimlerinden ve seçimlerinin meydana getirdiği sonuçlardan sorumludur. İnsanlar kendi kararlarını alabilen, öz belirlemeci, yaratıcı ve amaç odaklıdır. Bu görüşlerinden dolayı Adler ılımlı determinist olarak tanımlanmaktadır. Çünkü fiziksel ve çevresel sınırlılıkları göz ardı etmeden bireylerin kendi seçimlerini yapmada özgür olduğunu ve söz konusu seçimlerin ise kendine, yaşama ve dünyaya ilişkin algılarımız tarafından şekillendiğini savunmaktadır.

Adler kişilerin yalızca bütünleşmiş ve tamamlanmış varlıklar olarak anlaşılabilir olduklarını ileri sürmüş, kişiliğin bütünlüğü üzerinde durmuştur. Adler’e göre insan davranışlarında geçmiş kadar gelecek, hatalar kadar hedefler ve motivasyonlar da önemli bir yer tutar. Kişinin nasıl bir ortamda ve hangi kalıtsal özelliklerle doğduğu önemli değildir. Önemli olan kendi potansiyelinden nasıl yararlandığıdır. Kalıtım bireye sadece belirli yetenekleri sağlar, çevre ise belirli izlenimleri edinmesini mümkün kılar. Ancak bireyin dış dünya ile olan ilişkisinde çevre ve kalıtım, bireyin bunu algılayış ve kendi deneyimlerini yorumlayış biçimlerini ve yaşama ilişkin tavırlarını yaratıcı bir biçimde kurarken kullanacağı yapı taşlarını oluşturmaktadır.


Freud kadar olmasa da Adler için de çocukluk dönemi önemlidir. Ayrıca davranış kişinin biyolojik yapısından çok sosyal çevre tarafından belirlenmektedir. Bu durumu, insanın doğuştan sosyal bir varlık olmasıyla açıklar. Sosyal huzuru bireysel faaliyetlerin üzerinde tutar. Kişiyi anlamının yolunun kişinin sosyal ilişkilerine bakmaktan geçtiğine vurgu yapar.

Çocukken yaşadığı hastalıklar nedeniyle annesi tarafından şımartılan Adler, kardeşinin doğumuyla birlikte aile içerisindeki popülerliğini yitirmiş, ağabeyini kıskanması çocukluk ve ergenlik yıllarının kötü geçmesine sebep olmuştur. Adler’in, kuramında üstünlük arzusu üzerinde sıklıkla durması çocukluğunda yaşadığı bu travmalarla ilgili olsa gerektir. Herkes için temel bir güdü şeklinde yorumladığı üstünlük arzusunu; mükemmel bir gelişim, başarı ve kendini anlama şeklinde açıklar. İnsanlar ve daha genel ifadeyle toplum bu arzu sayesinde başarıya ulaşır ve kendini geliştirme imkânı bulur.

“Aşağılık duygusu” üzerinde de duran Adler bu duygunun davranışları belirlemede etkili olduğunu savunur. Ona göre insanda kötü his uyandıran bu duygu pozitif sonuçlar ortaya çıkarır: Gelişme ve ilerleme bu duygu sayesinde sağlanır. Çünkü bu duygunun temelinde yetersizlik ve güçsüzlük duygusu vardır. Bireyler bu negatif duygulardan kurtulmak için telafi mekanizması kullanırlar. Eksik yönlerini gidermek ve en güçsüz yanını kuvvetlendirmek isterler.

Adler, bireyin kendi gerçekliğini yapılandırdığını ifade eder. Ona göre davranışlarımız çevreyi nasıl algılayıp yorumladığımızla ilgilidir. Doğası gereği nötr olan insan seçim yapma kabiliyetine sahiptir. Birey hem kendisi hem de bir başkası adına sorumluluk alabilir, iş birliği ve dayanışma becerisi gösterebilir.

Adler, bir kuramcı olarak kalmamış aynı zamanda uygulayıcı da olmuştur. 1920’li yıllarda Viyana’da gerçekleşen bazı deneylere öncülük yapmıştır. Bu deneylerin sonuçları pedagojik konsültasyon merkezlerinin açılmasına zemin hazırlamıştır.

Adler’in bireysel psikoloji görüşünün merkezinde insan ve eğitimbilim vardır. Ebeveynlerin, öğretmenlerin, hekimlerin, politikacıların yararlanmasına açıktır. 1907’de yayınladığı “Bedensel Özürler ve Psikolojik Yankılar” adlı eserinde, herhangi bir organının işleyişinde kusur olan bireylerin iç dünyasında üzüntü meydana gelebileceğini, bireyin amacının olumsuz duygularını olumluya dönüştürmek olduğunu, böylelikle organa bağlı aşağılık duygusunun ruhsal gelişmenin kamçısı olacağını ifade etmiştir.

Adler, tanrı kavramı üzerinde de durur. Ona göre insandaki güç eksikliği duygusu çoğu zaman onun aşağılık duygusundan kaynaklanır ve insan bu duygunun etkisiyle mükemmel olanı bulma arayışına girer. Din işte tam da bu noktada devreye girer. Çünkü çoğu dinde tanrı imajı mükemmeldir ve inanlardan da mükemmel olmaları beklenir. Eğer insan mükemmelliği yakalarsa tanrıyla bir olur. Böylece kendisini tanrıyla özleştirerek eksiklik ve aşağılık duygularını telafi etme imkânı bulur.

Adler’in görüş ve düşünceleri çağdaş psikolojik düşünceyi geniş ölçüde etkilemiştir. Ruh hekimi Joseph Wilder’in de dediği gibi önemli olan bir kişinin Adlerci olup olmadığı değil ne derece Adlerci olduğudur. Psikoloji bilimine yön veren ve ardından yüzlerce öğrenci bırakan Adler, 1937 yılında İskoçya’da hayatını kaybetmiştir.

#Alfred Adler #Bireysel Psikoloji #Psikoloji
0
0
0
Kaynakça

Adler, Alfred, “Bireysel Psikoloji”, çev. Ali Kılıçoğlu, Say Yayınları, 2021.

Altıntaş, Ersin, “Alfred Adler ve Bireysel Psikolojisi”, Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 7, (1), 49-57, 1992.

Köse, Ali, Ayten, Ali, “Din Psikolojisi”, Timaş Yayınları, 2019.

Sevim, Erdem, “Bireysel Psikolojide Maneviyat”, Psikoterapi ve Psikolojik Danışmada Maneviyat, ed. Halil Ekşi, Kaknüs Yayınları, 35-54, 2017.

Wilder, Joseph, “Introduction”, Essays in Individual Psychology: Contemporary Application of Alfred Adler’s Theories, ed. Kurt A. Adler ve Danica Deutsch, New York: Grove Press, Inc., 1959.

BENZER MAKALE
İngiltere Tarihindeki Kanlı Kraliçe

İngiltere Tarihindeki Kanlı Kraliçe

İngiltere tarihinde Protestan reformuna karşı çıkarak, Katolik inancını savunan Kraliçe Mary'nin Protestan...

Modern Üniversitenin Kurucusu: Wilhelm von Humboldt

Modern Üniversitenin Kurucusu: Wilhelm von Humboldt

Wilhelm von Humboldt, Prusyalı bir devlet adamıdır. Bakanlık ve diplomatlık yanında filozof, dilbilimci ve eğitimcidir....

Ortaçağ Yahudi Alimi: Saadia Gaon

Ortaçağ Yahudi Alimi: Saadia Gaon

Asıl adı Saadia ben Yosef olan Saadia Gaon Müslümanlar arasında Said el-Feyyumi olarak tanınmaktadır. Babilonya’da...

Osmanlı Mimarisine Yön Veren İsim: Mimar Sinan

Osmanlı Mimarisine Yön Veren İsim: Mimar Sinan

Osmanlı’nın en gözde mimarı olan Sinan, Kayseri’nin Ağırnas köyünde dünyaya gelmiştir. Yavuz...

Said Halim Paşa’nın Hayatı ve Düşünceleri

Said Halim Paşa’nın Hayatı ve Düşünceleri

Said Halim Paşa, döneminin İslam çizgisindeki aydınlarındandır. Çağdaşlarının aksine İsviçre’de...

Bir İslam Sanatçısı: Sıdıka Cuma

Bir İslam Sanatçısı: Sıdıka Cuma

Sıdıka Cuma, eleştirmenlerce beğenilen, birçok ödüle sahip çağdaş İslam sanatçısı, grafik...

Peygamber Efendimizin Şairi: Hassan Bin Sabit

Peygamber Efendimizin Şairi: Hassan Bin Sabit

Hz. Peygamber’i, ashabını ve İslâm dinini, müşriklerin hicivlerine karşı şiirleriyle savunduğu için...

Ölümcül İsyan: An Lushan Ayaklanması

Ölümcül İsyan: An Lushan Ayaklanması

755-769 yılları arasında Çin’de süren An Lushan ayaklanması sonucu 36 milyon insan hayatını kaybetmiştir....

Meşhur Astronomi Alimleri: Mecrîtî ve Zerkali

Meşhur Astronomi Alimleri: Mecrîtî ve Zerkali

Astronomi insanlık tarihi kadar eski bir bilimdir. Gökyüzü her zaman insanlar için bir merak konusu...

Hüccetülislâm: İmam Gazzali mi? İmam Gazali mi?

Hüccetülislâm: İmam Gazzali mi? İmam Gazali mi?

“Hüccetülislâm” ve “Zeynüddin” isimlendirmeleri ise İmam Gazzali’nin...

ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER