Konya Bilim Merkezi İlimge

“Batmaz” Denen Titanik Neden Battı?

 Mahir Bilal Pirim
 5 dk  575

Zamanının ötesindeki teknolojik nitelikleriyle dünyanın en büyük ve görkemli yolcu gemisi olarak tasarlanan Titanik, 31 Mart 1909’da Kuzey İrlanda’da bulunan Harland ve Wolff Tersanesinde yapılmaya başlandı. Yapım aşaması yaklaşık 26 ay sürdü ve bu süre zarfında yapımında takriben 15.000 işçi çalıştı.

Titanik yaklaşık 46 bin ton ağırlığında, 269 metre uzunluğunda, 53 metre yüksekliğinde ve 28 metre genişliğindeydi. Titanik, oluşabilecek felaketleri önlemek için su geçirmez 16 bölüme ayrıldı. Geminin bu gibi birçok güvenlik önlemi ve teknolojik altyapıyla donatılmış olması dönemin prestijli denizcilik dergilerinden birisi tarafından “neredeyse batmaz” olarak nitelendirmesine sebep oldu. Titanik’in yok edilemez bir gemi olduğu görüşü insanlar arasında hızla yayıldı ve “Tanrının dahi batıramayacağı gemi” gibi söylemleri beraberinde getirdi.


10 Nisan 1912 sabahı İngiltere Southampton’dan 2223 yolcu ile yelken açan gemiyi büyük bir kalabalık uğurladı. Kaptan Edward John Smith komutasındaki gemi öncelikle Fransa’daki Cherbourg Limanına gidecek, daha sonra İrlanda’da bulunan Queenstown’a uğrayıp son olarak Atlantik Okyanusu’nu geçerek New York’ta seferi bitirecekti. Böylelikle Atlantik Okyanusu geçilmiş olacak ve gemi üreten diğer firmalara karşı bir üstünlük sağlanacaktı. Ancak birtakım ihmaller neticesinde sefer planlandığı gibi sonuçlanmadı.

Bu hatalardan üç tanesi geminin yapım aşamasında gerçekleşti. Bunlardan ilki geminin baş tasarımcısı ve yatırımcısı arasında bir anlaşmazlık sonucu yaşandı. Geminin sahibi geminin ana merdivenlerinin olabildiğince ihtişamlı olmasını istiyordu. Bu nedenle geminin farklı katlarını bölen ara duvarlar merdivenlere daha çok yer açmak için alçak olacak şekilde inşa edildi. Oysaki gemi hasar aldığında daha yavaş batması için bu kompartımanların su seviyesinden oldukça yukarıda olması gerekiyordu. Buna rağmen katlar su seviyesinden yalnızca üç metre yükseklikte tasarlandı.

İkinci hata ise gemideki can filikalarının yeterli sayıda olmamasıydı. 64 cankurtaran sandalı taşıyabilecek Titanik, sırf dışarıdan kötü bir görüntüye sahip olmaması için yalnızca 16 sandalla donatıldı. Her filika 70 kişiye kadar insan alabiliyordu. Gerekmesi halinde 4500 kişiyi filikalara bindirmek mümkünken tasarımsal kaygılardan ötürü güverteye yalnızca 16 filika yerleştirildi. Bu da geminin batması halinde sadece 1178 kişinin sandallara binebileceği anlamına geliyordu.

Üçüncü hata ise geminin inşaatı sırasında gerçekleşti. O dönemlerde gemi yapımında çelik daha yeni yeni kullanılmaya başlanmıştı. Çeliğin demirden daha güçlü bir malzeme olması güven veren bir unsurdu. Ancak büyük yapılarda tabakaların birleştirilmesi için kullanılan perçinler demir tabakalar için üretiliyordu. Çelik tabakaların birleştirilmesi için üretilen perçinler dünya genelinde yaygın değildi ve boyutları oldukça büyüktü. Titanik’in yapımında çelik perçinler yer yer kullanılsa da geminin küçük boşluklarında, yan tarafındaki omuzluklarında ve ön kısmında demir perçinler kullanıldı. Bu durumda 5 milimetrelik bir kayma dahi çelik tabakaları birbirinden ayırmaya yetecekti.

Başka bir hata ise geminin inşası bitmeye yakınken yapıldı. Aynı firmanın yapmış olduğu Olimpik gemisi denizde bir çarpışma yaşadı ve gemi acilen limana çekildi. Firma çalışanları bir süre Olimpik gemisinin tamiri için mesai harcadı. Bu da Titanik’in sefer tarihinin bir ay ertelenmesine ve mürettebatının değişmesine sebep oldu. Üçüncü Kaptan David Blair de değişen mürettebat arasındaydı. Kaptan Blair Titanik’ten eşyalarını toplarken ufku gözlemeye yarayan eşyaların olduğu odanın anahtarını yanlışlıkla yanında götürdü. Bu da mürettebatın yeterince dürbüne sahip olamamasına yani ileriyi gözleyememesine sebebiyet verdi.

Hatalardan bir diğeri yolculuk sırasında iletişim odasında gerçekleşti. Yönetim, iletişim mürettebatına oldukça az ücret veriyordu. Onlar da talep eden zengin yolcuların yakınlarıyla iletişim kurmasını sağlayarak bahşiş usulü ile gelir kaynağı oluşturmuşlardı. Titanik’in sular altında kaldığı gece iletişim odasında yalnızca bir çalışan bulunuyordu. O gün Titanik’e altı farklı gemiden buzdağı uyarısı gelmişti. Ancak bu çalışan yolcuların mesajlarıyla uğraşırken diğer gemilerden gelen uyarılara odaklanmamıştı.

Yine aynı gece gökyüzünde ay görünmüyordu ve etraf oldukça karanlıktı. Geminin gözlemcilerinde dürbün olmamasından kaynaklı çarpacakları buzdağına yalnızca 274 metre kala kaptana uyarı verilebildi. Bu uyarı sırasında birinci kaptan istirahat halindeydi onun yerine ikinci kaptan ikazı duydu ve ardından hemen motorları durdurdu. Oysaki devasa geminin durabilmesi için 800 metre önceden motorların kapatılması gerekiyordu. Motorlar durdurulduktan sonra gemiye manevra verildi ve geminin yan yüzeyi hasar aldı. Buzdağının su altında kalan kısmı ise alt bölgenin demir perçinlerini fermuar gibi söküp attı. Nitekim gemi yavaş yavaş suyun içine doğru çekilmeye başladı.


Su geçirmez 16 bölmenin çoğu hasar aldı ve Titanik saniyede yedi ton su almaya başladı. Bu sırada denizcilik protokolü gereği öncelikle kadınların ve çocukların filikalara bindirilmesi gerekiyordu. Bundan dolayı Kaptan Smith mürettebatına bu emri bildirdi. Ancak mürettebat bu emri yanlış anlayarak sadece kadınların ve çocukların sandallara binmesi gerektiğini zannetti. Böylece var olan az filikalar da tam kapasite doldurulmadan gönderildi. Tasarımsal kaygılardan ötürü sandal sayısını 64’ten 16’ya düşüren geminin yatırımcısı ise sandallardan birine binip kurtulanlar arasındaydı. 14 Nisan 1912’de gerçekleşen bu kazada 2223 yolcudan 1517’si hayatını kaybetti.

Titanik yalnızca buzdağına çarptığı için batmadı. Yanlış ekipman seçimi, gösteriş merakı, hırs, iletişim yetersizliği, işçilere hak ettikleri değerin verilmemesi gibi sebeplerden ötürü sular altında kaldı. Tabii ki dünyayı sarsan bu Titanik felaketinden sonra Uluslararası Buz Devriyesi kuruldu, deniz hukuku gözden geçirildi ve birçok yeni kanun getirildi. Böylelikle gemicilik tarihi en baştan yazılmış oldu.

#Harland ve Wolff Tersanesi #Titanik #Edward John Smith
0
0
0
Kaynakça

Bartlett, W. B., “Why the Titanic Sank?” Amberley Publishing, 2012.

Maltin, Tim & Aston, Eloise, “101 Things You Thought You Knew About the Titanic… but Didn’t!” Pinguin Books, 2011.

National Geographic, “How Did the 'Unsinkable' Titanic End Up at the Bottom of the Ocean?” (22 Kasım 2017) Erişim: 08.10.2023. https://www.youtube.com/watch? v=4pywFRpEcZA

NYGMA, Titanik'in İnanılmaz Gizemleri | Daha önce görmediğiniz görüntülerle! (11 Haziran 2023) Erişim: 08.10.2023. https://www.youtube.com/watch?v=KmFzMWvc3YI 


BENZER MAKALE
Öğretmen Değil Rehber

Öğretmen Değil Rehber

Çoğu zaman kendisine atfedilen kutsallıkla birlikte anılan öğretmenlik mesleğinin de bir tarihsel süreci...

Pelerinin Altındaki Hançer: Sicarii Suikast Örgütü

Pelerinin Altındaki Hançer: Sicarii Suikast Örgütü

Sicarii olarak tanımlanan grup adını suikast faaliyetlerinde kullanılan hançerden almaktadır. Kısa ve kıvrımlı olan...

Birlik ve Konfederasyon Mücadelesi: Amerika iç Savaşı

Birlik ve Konfederasyon Mücadelesi: Amerika iç Savaşı

Amerikan İç Savaşı, ekonomileri tarıma dayalı olan ve köleleri iş gücü olarak kullanan Güney...

Son İsrail-Arap Savaşı: Yom-Kippur Muharebesi

Son İsrail-Arap Savaşı: Yom-Kippur Muharebesi

Suriye ve Mısır önderliğinde Arap Devletleri 1973 yılının 6 Ekim’ine denk gelen Ramazan ayının onuncu gününde,...

Vaat Edilmiş Topraklar Efsanesi ve Siyonizm

Vaat Edilmiş Topraklar Efsanesi ve Siyonizm

Vaat Edilmiş Topraklar (Arz-ı Mev’ud), Tanrı'nın Hz. İbrahim'e ve onun soyundan gelenlere verdiğine inanılan...

Naziler ve Siyonist Ortakları

Naziler ve Siyonist Ortakları

Hitler'e karşı savaş başladığında neredeyse tüm Yahudi örgütleri müttefiklerle güçlerini...

İsrail’i Kuran Terörist Örgütler: Haganah, Irgun ve Lehi

İsrail’i Kuran Terörist Örgütler: Haganah, Irgun ve Lehi

Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren İsrail'in kuruluş süreci de katliamlarla doludur. İsrail'in...

Protestanlık Uğruna Bir Savaş: 30 Yıl Savaşı

Protestanlık Uğruna Bir Savaş: 30 Yıl Savaşı

30 yıl savaşları 1618-1648 yılları arasında Almanya merkezli gerçekleşen ama bütün Avrupa’yı içine...

Üç Kralın Savaşı: Vadisseyl Muharebesi

Üç Kralın Savaşı: Vadisseyl Muharebesi

1578 yılında Portekiz Kralı, Muhammed El Mütevekkil’e destek vermek amacıyla ordusuyla Fas’a çıkarma...

Şekerin Acı Tarihi

Şekerin Acı Tarihi

Günümüzde neredeyse her alanda kullandığımız bir ürün olan şeker, Hindistan'dan başlayarak...

ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER