Bahai dini, Mirza Ali Muhammed tarafından kurulan Babilik mezhebinden doğmuştur. Şii gelenek içerisinde, 19. yüzyılda İran’da ortaya çıkan Babilik’in, Şeyhilik tarikatı ile yakından ilişkisi bulunmaktadır. Şeyhilik anlayışının ileriye taşınması ile Babilik, Babilikten de Bahailik dini ortaya çıkmıştır.
Babilik’in kurucusu olan Mirza Ali Muhammed, Şeyhilik tarikatının hocası olan Kazım Reşti’nin önde gelen müritlerindendir. Kazım Reşti’nin ölümünden sonra yeni bir halefe ihtiyaç duyulmaktadır. Mirza Ali Muhammed tam bu arayış döneminde ortaya çıkmış ve kendisinin beklenen Mehdi olduğunu ilan etmiştir. Mehdiliğini ilan ettikten sonra “Bab” ünvanını alarak “Babiler” adı altında insanları etrafında toplamayı başarmıştır. Başlangıçta İslam dini içerisinde yer alan Babilik, 1848 yılında yapılan bir toplantıda İslam’dan ayrı bir din olduğunu ilan etmiştir.
Babilik’in İslam’dan ayrı bir din olduğunun ilan edilmesinin ardından Mirza Ali Muhammed ölmüştür. Bahailik inancına göre Bab olan kimse “evrensel Tanrı elçisi” ilan etme yetkisine sahiptir. Onun kutsal görevi kendisinden sonra gelecek olan Bahaullah’ı müjdelemektir. Mirza Hüseyin Ali de kendisinin müjdelenmiş kişi olduğunu açıklamış ve Mirza Ali Muhammed’in ölümünden sonra yerine Mirza Hüseyin Ali geçmiştir. Mirza Hüseyin Ali bir süre sonra kendisinin peygamber olduğunu ilan etmiş ve yeni bir din olarak Bahailik inancını açıklamaya başlamıştır. Mirza Hüseyin bu açıklamaları nedeniyle sürgün edilmiştir. Önce Bağdat’a sürgüne gönderilen Mirza Hüseyin, serbest bırakıldıktan sonra halkın şikâyeti üzerine müritleri ile birlikte İstanbul’a sürülmüş, kısa bir sürenin ardından yeni sürgün yeri olan Edirne’ye gönderilmiştir. Edirne’de “Bahaullah” adını kullanmaya başlayan Mirza Hüseyin, yeni dinini açıkça ilan etmeye başlamıştır.
1892 yılında Bahaullah’ın ölümü üzerine yerine oğlu Abbas görevlendirilmiştir. Abdulbaha adını alan Abbas’ın döneminde Bahailik’in Avrupa, Mısır ve Amerika’da yayılması için çalışmalar yapılmıştır. Bahailiğe ait kitaplar farklı dillere çevrilmiş ve Babilikten başlayarak tarihi süreçlerini anlatan kitaplar kaleme alınmıştır. Abdulbaha ölümünden önce yerine torunu Şevki Efendi’yi “ilahi emrin velisi” olarak tayin etmiştir. Şevki Efendi döneminde Bahailik tam anlamıyla bir din hüviyeti kazanmıştır. 1957 yılında Londra’da ölen Şevki Efendi’den sonra Bahailik dininin idaresi, ölmeden önce Şevki Efendi’nin belirlediği “baş koruyucular” adı verilen yardımcılara bırakılmıştır.
Bahailikte Bahaullah’ın peygamberden daha üst bir konumda olduğu “ben sadece aynayım ve bende görünen Allah’tan başkası değildir” sözleriyle ifade edilmiştir. Bahaullah tanrının kendisinde şahıslaşmış olduğunu söylemiş yani ilahlık iddiasında bulunmuştur. Tanrı’nın peygamberlere muhtaç olduğunu, onlar olmazsa ilahi tecellinin insanlara ulaştırılamayacağı söylenmiştir. Bahailer’e göre Âdem’den bu yana gelen bütün peygamberler Bahaullah’ı müjdelemek için gelmiştir. Bu nedenle tüm dinler eksiktir ve bu eksiklik Baha’nın gelmesiyle tamamlanmıştır. Bahailer, Hz. Muhammed’i son peygamber olarak kabul etmemektedir. Çünkü Bahailik’te Tanrı’nın peygamber göndermesinin sona ermeyeceğine inanılmaktadır. Ancak bu inanca rağmen Kitabu’l Akdes’te geçen uyarıdan hareketle, bin yıldan önce peygamberlik iddiasında bulunan kimselerin sözlerine itibar edilmeyeceği kabul edilmektedir.
Bahailer, önceki kutsal kitapların kutsallıklarını kabul etmekte ancak yeterli olmadıklarına ve “Kitabu’l Akdes” ile nesh edildiklerine inanmaktadır. Kur’an-ı Kerim’in sözlerini taklit ederek yazılan bu kitap Bahailer için temel kaynak olarak kabul edilmektedir.
Bahailik, tüm dinlerin ve insanların birliği ilkesini merkeze almaktadır. Onlar, dünyadaki büyük dinlerin tamamının aslında aynı şeyleri öğretmeyi amaçladıklarını savunmaktadırlar. Bu çerçevede Bahaullah dinleri ayrıştırmayı değil, evrensel bir inanç oluşturmayı amaçlamaktadır. Temsilcileri Bahailiğin, çeşitlilik içerisinde birliğe duyulan özlemi inşa etmek amacıyla ortaya çıktığını iddia etmişlerdir.
II. Dünya Savaşı’ndan itibaren dünyada hızla yayılmayan başlayan Bahaîlik, bugün tüm dünyada 5.000.000 civarında taraftar kazanmıştır. Bahaîler, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de misyonerlik faaliyetlerini sürdürmektedirler. Şimdiye kadar yapılan çalışmalarla, İstanbul’da bir merkezî mahfil olmak üzere 48 ilde mahallî mahfiller oluşturulmuştur. Bu mahfillere bağlı 5.500 civarında Bahaî’nin bulunduğu ileri sürülmektedir. En yoğun olarak bulundukları il Sivas’tır. 1990 yılı itibarıyla Sivas’ta 580 Bahaî’nin mevcut olduğu tespit edilmiştir.
Çiçek, Hacı. “Bahailik, Bahailiğin Görüşleri, İslam Düşüncesindeki Yeri ve Ona Dair Bazı Yorumlar”. Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 3/6 (2017), 135-156.
Hizmetli, Sabri. “İTİKADI İSLAM MEZHEPLERİNİN ORTAYA ÇlKlŞ SEBEPLERİ VE BABILİK-BAHAiLİK”. TDV Yayınları 172 (1995), 215-221.
İşcan, Mehmet Zeki. “Babilik-Bahailik”. İslam Mezhepleri Tarihi El Kitabı. ed. Hasan Onat - Sönmez Kutlu. 509-530. Ankara: Grafiker Yayınları, 2015.
Tümer, Günay vd. Dinler Tarihi. Berikan Yayınevi, 2017.
“An introduction to the Baha’i Faith | The British Library”. Erişim 11 Haziran 2023. https://www.bl.uk/sacred-texts/articles/an-introduction-to-the-bahai-faith
“Baha’i Faith | History, Practices, & Facts | Britannica”. 12 Mayıs 2023. Erişim 11 Haziran 2023. https://www.britannica.com/topic/Bahai-Faith
TDV İslâm Ansiklopedisi. “BAHÂÎLİK”. Erişim 11 Haziran 2023. https://islamansiklopedisi.org.tr/bahailik
Yunanca “eikon” sözcüğünden gelen ikon veya ikona, imge, simge, tasvir anlamlarına gelmektedir....
1054 yılında Hıristiyan kiliseler arasında yaşanan büyük ayrılığın ardından İstanbul'da Roma'dan bağımsız...
“Işık Festivali”, “Makkabi Bayramı” olarak da bilinen Hanuka, Yahudiler tarafından her yıl Kislev...
Evanjelizm’in Amerika’ya girmesi ve burada sağlam şekilde inşa edilmeye başlaması, İngiltere’de ortaya...
Obon olarak da adlandırılan Bon festivali, Japonya’da “ataları anma bayramı” olarak kutlanmaktadır. Bon...
Caynizm’in dünya üzerinde tanınması ve yaygınlık kazanmasında etkili olan en önemli inanç “ahimsa”...
Şia, Hz. Peygamber’in vefatından sonra Hz. Ali’nin nass ile halife oluğuna inanır ve imametin kıyamete kadar...
Leonardo da Vinci denilince akla gelen eserlerinden biri de hiç şüphesiz Milano’da Santa Maria delle Grazie...
Yahudiler yüzyıllar boyunca seçilmiş halk olmaları nedeniyle kendilerini her zaman diğer toplumlardan ayrı tutmuş...
Aziz Shirdi Sai Baba'nın reenkarnasyonu olduğu kabul edilen Sathya Sai Baba'nın, Hindistan'da başlattığı...