1839'da Amistad isyanını gerçekleştiren tutsaklar, bunun Amerikan tarihindeki en ünlü köle gemisi isyanı olacağından habersizdi. Batı Afrika'dan alınıp en yüksek fiyatı verene satılmak üzere Atlantik'in öbür ucuna gönderilen bu kölelerin tek istediği özgürlüklerini yeniden kazanmak ve evlerine dönmekti. Ancak Amistad'ı komuta etme çabaları olağanüstü hikâyelerinin yalnızca başlangıcıydı. Akıl almaz zorluklarla karşı karşıya kalan isyancılar, eski bir ABD başkanını görevdeki bir başkanla karşı karşıya getiren ve ABD Yüksek Mahkemesini nihai bir karar vermeye zorlayan bir davanın ardından özgürlüklerini kazandılar.
Onlarınki esaretten beklenmedik bir kaçıştı. 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar tahmini on iki milyon Afrikalı, trans-Atlantik köle ticaretinde Atlantik Okyanusu üzerinden Yeni Dünya'ya zorla sevk edildi. Bunlardan en az bir buçuk milyonunun, gemilerdeki korkunç koşullar nedeniyle kıyıya bile ulaşmadan öldüğü düşünülmektedir.
Amistad isyanı sırasında, Amerika Birleşik Devletleri, Kuzey ve Güney Amerika'daki diğer önemli devletler köleleştirilmiş insanların ithalatını kaldırmıştı. Yine de köleliğin kendisi bu yerlerin çoğunda yasal kaldığından, yasa dışı köle ticareti artmaktaydı. Örneğin bugünkü Sierra Leone kıyılarında kısmen Avrupalı bir aristokrat, kısmen de bir Afrika kralı gibi yaşadığı söylenen İspanyol köle tüccarı Pedro Blanco, güçlü bir yerel liderin yardımıyla canlı köle ticareti yapmaya devam ediyordu.
1839 yılının Şubat ve Mart aylarında, daha sonra kendilerini Amistad'da bulacak olan elli üç Afrikalı, Sierra Leone'nin iç kesimlerinden zorlu bir şekilde kıyıya yürütüldükten sonra Blanco’nun Lomboko olarak bilinen köle deposuna götürüldüler. Çoğu kaçırılmıştı, diğerleri ise savaşta yakalanmış, borç ödemesi olarak alınmış veya zina gibi suçlardan cezalandırılmıştı. Kışlalarda tutuldular, çırılçıplak soyuldular ve tepeden tırnağa iyice incelendiler. Hastalık ve kıtlıkla mücadele eden bu köleler bir de dayakla ödüllendiriliyorlardı.
Birkaç hafta sonra onlar ve beş yüz kadar diğer tutsak, Brezilya veya Portekiz köle gemisi Tecora'ya yüklendi. Amistad tutsaklarının daha sonra verdikleri ifadeye göre ellerine kelepçeler, ayak bileklerine prangalar, boyunlarına ise boyunduruklar takılmıştı. Dahası dik durmaya bile yetecek kadar baş mesafesi olmayacak şekilde, çarpık pozisyonlarda birbirine yapışık uyumaya zorlandılar. Kahvaltıyı bitirmemek gibi en küçük suçlar için bile kırbaçlandılar ve her sabah cesetler alt güverteden çıkarılıp okyanusa atıldı.
Denizde geçen iki ayın ardından Tecora, o zamanlar bir İspanyol kolonisi olan Küba'nın Havana kentine vardı ve burada potansiyel alıcılar hayatta kalan tutsakları çiftlik hayvanları gibi bir kez daha inceledi. Köle tüccarı José Ruiz kırk dokuz yetişkin, tarlalarında köle olarak çalıştırmayı planlayan Pedro Montes ise dört çocuk satın aldı. Her ikisi de İspanyol olan Ruiz ve Montes köleleştirilmiş insanları Amistad adlı gemiye yükledi. Amistad, İspanyolca'da ironik bir şekilde "Dostluk" anlamına geliyordu.
28 Haziran'da Amistad, İngiliz kölelik karşıtı devriyelerine yakalanmamak için Havana'yı akşam karanlığında terk etti. Gemide tutsaklar yeni açılmış yaralara tuz, rom ve barut dökülmesi de dâhil olmak üzere ciddi kötü muamele görmeye devam ettiler. Hepsinin öldürüleceğini, doğranacağını ve akşam yemeğine hazırlanacağını ima etmekten zevk alan aşçıya karşı özel bir nefret duyuyorlardı.
En az dokuz farklı etnik gruptan oluşmalarına rağmen Afrikalılar bir gece isyan için bir araya gelme konusunda anlaştılar. 2 Temmuz'da şafaktan önce zincirlerinin kilitlerini kırıp kopardılar. Sengbe Pieh olarak da bilinen bir pirinç çiftçisi olan Cinqué liderliğinde ana güverteye tırmandılar, doğrudan aşçıya yöneldiler ve onu uykusunda sopayla döverek öldürdüler. Kargaşayla uyanmış olsalar da diğer dört mürettebat üyesiyle birlikte Ruiz ve Montes’in silahlarını dolduracak zamanları olmadı. Eline bir hançer ve bir sopa alan kaptan bir Afrikalıyı öldürdü, bir diğerini de ölümcül şekilde yaraladı. Ama sonunda Afrikalıların geminin ambarında bulduğu kamış bıçaklarıyla kesilerek öldürüldü. Diğer iki mürettebat üyesi bir kanoyla suya atlarken, kamarot tamamen çatışmanın dışında kaldı. Bu arada Ruiz ve Montes, ellerinden silahları alınarak bağlandı ve gemiyi Sierra Leone'ye geri döndürmeleri emredildi.
Hepsi okyanustan uzakta büyümüş olan Afrikalılar navigasyon konusunda Ruiz ve Montes'e bel bağladılar. Gün boyunca iki İspanyol kendilerine söylendiği gibi doğuya doğru bir rota belirlediler. Ancak geceleri kurtarılma umuduyla kuzeye ve batıya yöneldiler.
Amistad çeşitli küçük adalarda durduğu Bahamalar'ı geçtikten sonra Amerika Birleşik Devletleri kıyılarına doğru ilerledi. Bu arada kıtada tamamen Afrikalılardan oluşan bir mürettebat ve düzensiz bir şekilde yön değiştiren gizemli bir yelkenli hakkında haberler dolaşmaya başladı. Gemide içecek çok az olduğundan susuzluk ve dizanteri baş gösterdi ve birkaç Afrikalı daha hayatını kaybetti. Sonunda, 26 Ağustos'ta, bir ABD Deniz Kuvvetleri Birliği gemisi, Long Island'ın doğu ucundaki Amistad'la karşılaştı. Ruiz ve Montes hemen serbest bırakılırken, Afrikalılar o zamanlar hala bir köle eyaleti olan Connecticut'ta hapsedildi.
Afrikalılar kötü havalandırılan hapishane hücrelerinde çürürken, binlerce meraklı ziyaretçi giriş ücreti karşılığında onları seyretmeye geldi. Olay medyada geniş yer buldu. Eylül ayı başlarında bir New York City tiyatrosu "Uzun, Düşük, Siyah Uskuna" adlı bir oyunu sahnelemeye başlamıştı bile. Etkili kölelik karşıtları, Afrikalıların Hartford, Connecticut federal bölge mahkemesinde yargılanmalarını sağladı.
Afrikalılar zorlu bir rakip grubuyla karşı karşıya kaldılar. Amistad'ı ele geçiren deniz subayları Long Island kıyı şeridinde hem geminin hem de insan yükünün kurtarma haklarını talep etti. Ruiz ve Montes de aynı şekilde sözde mülklerini geri isterken, İspanyol ve ABD hükümetleri Afrikalıların, kendilerini ölümün beklediği Küba'ya iade edilmesini talep etti. Mahkemenin kendi tarafını tutacağına inanan Başkan Martin Van Buren, Afrikalıları alması ve kölelik karşıtları temyiz başvurusunda bulunmadan önce onları Küba’ya götürmesi için bir Donanma gemisi bile göndermişti.
Bununla birlikte, Van Buren'i üzecek şekilde Hartford mahkemesi Ocak 1840'ta Afrikalıların yasadışı bir şekilde Küba'ya getirildiklerine ve bu nedenle köleleştirilmiş insanlar olmadıklarına karar verdi. Van Buren yönetimi, argümanını İspanya ile ABD arasında korsanlıkla mücadele hükümleri içeren bir anlaşmaya dayandırarak derhal bir çevre mahkemesine ve ardından Yüksek Mahkemeye başvurdu. O zamana kadar Afrikalıların içinde bulunduğu kötü durum, yasal hizmetlerini sunan ve özgürlüklerini sürdürme haklarını savunan eski Başkan John Quincy Adams'ı cezbetmişti. "Yaşlı Hatip" lakaplı Adams, Van Buren'i yürütme gücünü kötüye kullanmakla suçladı ve Bağımsızlık Bildirgesi'nin mahkeme salonundaki bir kopyasını dramatik bir şekilde okudu.
Mart 1841'de Yüksek Mahkeme, alt mahkemeyi 7-1'lik bir kararla onadı. Köle olarak geçirilen sürenin dışında Amerika Birleşik Devletleri'nde 18 aydan fazla tutuklu kaldıktan sonra Afrikalılar nihayet özgürdü. Dahası, İngilizlerin Lomboko köle deposunu sürpriz bir baskınla yok ettiğini öğrendiler.
Yüksek Mahkeme, kararında ABD hükümetini her türlü geri dönüş masrafından muaf tuttu ve yeni Başkan John Tyler da kendi isteğiyle fon sağlamayı reddetti. Kurtarma hakları Afrikalılara değil deniz subaylarına gitti. Sonuç olarak kölelik karşıtları Sierra Leone'ye dönüş yolculuğu için sıfırdan para toplamak zorunda kaldılar. Hayatta kalanların sayısı otuz beşe kadar düştü.
Sonunda, 26 Kasım 1841'de beş Hıristiyan misyonerle birlikte otuz beş Afrikalı, yaklaşık yedi hafta sonra gidecekleri yere varmak üzere bir tekneye bindiler. Hepsi İngilizce isimler alan dört çocuk da dâhil olmak üzere Amistad isyancılarından birkaçı misyonerlerle kaldı. Hayatta kalanların çoğu ise ailelerin yanına dönerek tarihsel kayıtlardan kayboldu.
"Amistad". Coast Guard Vessel Documentation. Silver Spring, Erişim: 13.07.2023 https://www.fisheries.noaa.gov/about/office-science-and-technology
Adams, John Quincy, 1841. “Argument”. New York: S. W. Benedict.
Amistad: How it Began (U.S. National Park Service)". Erişim: 12.07.2023 https://www.nps.gov/articles/amistad-how-it-began.htm
Lawrance, Benjamin Nicholas (2015). “Amistad's Orphans: An Atlantic Story of Children, Slavery, and Smuggling. Yale University Press.
Purdy, Elizabeth, 2006. “Encyclopedia of African American History, 1619–1895: From the Colonial Period to the Age of Frederick Douglass.” Oxford African American Studies Center.
Çoğu zaman kendisine atfedilen kutsallıkla birlikte anılan öğretmenlik mesleğinin de bir tarihsel süreci...
Sicarii olarak tanımlanan grup adını suikast faaliyetlerinde kullanılan hançerden almaktadır. Kısa ve kıvrımlı olan...
Amerikan İç Savaşı, ekonomileri tarıma dayalı olan ve köleleri iş gücü olarak kullanan Güney...
Suriye ve Mısır önderliğinde Arap Devletleri 1973 yılının 6 Ekim’ine denk gelen Ramazan ayının onuncu gününde,...
Vaat Edilmiş Topraklar (Arz-ı Mev’ud), Tanrı'nın Hz. İbrahim'e ve onun soyundan gelenlere verdiğine inanılan...
Hitler'e karşı savaş başladığında neredeyse tüm Yahudi örgütleri müttefiklerle güçlerini...
Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren İsrail'in kuruluş süreci de katliamlarla doludur. İsrail'in...
30 yıl savaşları 1618-1648 yılları arasında Almanya merkezli gerçekleşen ama bütün Avrupa’yı içine...
1578 yılında Portekiz Kralı, Muhammed El Mütevekkil’e destek vermek amacıyla ordusuyla Fas’a çıkarma...
Günümüzde neredeyse her alanda kullandığımız bir ürün olan şeker, Hindistan'dan başlayarak...