Zatü's Savari Savaşı İslam Devleti ile Bizans arasında 655 yılında meydana gelmiştir. İslam tarihinde Zatüs-Savari Savaşı’nı önemli kılan neden, İslam Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında gerçekleşen en büyük deniz savaşı olmasıdır. Hz. Osman’ın hilafet döneminde meydana gelen savaş, gemi direklerinin çokluğu sebebiyle “Zatüs-Savari” (savârî: gemi direkleri) adını almıştır. Arap kaynaklarına Gazvetü’s-savârî olarak da kaydedilmiştir.
Bizans İmparatorluğu’nun denizdeki üstünlüğü devam ettiği sürece Bilâdü’ş-Şâm ve Mısır’daki hâkimiyetlerinin tehdit altında olduğunu fark eden Şam Valisi Muaviye b. Ebû Süfyan, Bizans’a karşı mücadelenin donanmanın desteği olmadan yürütülemeyeceği ve deniz seferleriyle ilgili düşüncelerini Hz. Osman’a iletti. Halife onun denize açılma isteğini bazı şartların yerine getirilmesi koşuluyla kabul etti. Hz. Osman’ın izniyle denizcilik faaliyetleri hız kazanmış oldu. Muaviye önderliğinde Müslüman Araplar Bizanslıların Akdeniz’deki gücünü kırmak, deniz seferlerine çıkmak için güçlü bir İslam donanması kurdular. Muaviye’nin güçlü bir filo oluşturmasında Mısır Valisi Abdullah b. Sa‘d b. Ebû Serh’in katkısı büyüktü.
Bu donanma ile Kıbrıs üzerine başarılı bir sefer düzenlendi. Muaviye ile Abdullah b. Sad’ın komutasındaki Müslüman ordusunun Doğu Akdeniz’de Bizans üslerine peşi sıra yaptığı seferler ve Akdeniz’in doğu sahillerinde giderek güçlenmesi Bizans İmparatorluğu’nu endişelendiriyordu. Öyle ki Bizans İmparator’unun bu duruma karşı bir önlem alması hatta son verme mahiyetinde devasa bir donanmayla harekete geçmesi gerekiyordu. Bu sebeple Bizanslılar, Doğu Akdeniz’deki Müslüman Arapların eline geçen sahil şehirlerini tekrar kazanmak ve bölgede yeniden üstünlük kurmak için büyük hazırlıklara giriştiler.
Abdullah b. Sad’ın emrinde toplanan İslâm donanması, iki yüz gemiden meydana gelen Suriye ve Mısır filoları ile Akkâ’dan kuzeybatı yönünde açıldı. Bazı tarihçilere göre İskenderiye bazılarına göre ise Antalya'nın Finike ilçesi yakınlarında (geçmişte Phoenix olarak bilinen bölgede) beş yüz gemiden oluşan Bizans filosu ile karşılaştı. Savaş başlamadan önce Abdullah b. Sad askerlerini cesaretlendirmek için konuşma yaptı. Gemileri savaş düzenine göre yerleştirdi.
Bizanslıların komutanı Herakleios’un oğlu II. Kostans orduyu sevk ve idare ediyordu. Önce oklar, mızraklar atıldı. Müslümanlar yakın mesafeden çarpışmayı tercih ederken, Bizanslılar belli bir uzaklıktan savaşmayı seçtiler. Bizans gemilerinin safları yarılana kadar karşılıklı olarak birbirlerine taşlar fırlattılar. Müslümanlar düşman gemilerinin teçhizatını imha etmek ve yelkenlerini kesmek için uzun kancalar kullandılar ve kendi gemileriyle Bizans gemilerini halat ve zincirlerle birbirine bağlayıp göğüs göğüse bir çarpışmaya giriştiler. Savaş öğleye doğru sona erdiğinde Bizanslılardan 20.000 kişi öldürülmüştü. II. Konstans ise yaralandı. Askerlerinden biriyle kıyafetlerini değiştiren II. Konstans başka bir gemiye binerek kaçtı ve son anda esir düşmekten kurtuldu. Önce İstanbul’a, oradan da Sicilya’ya gitti. Savaş sırasında Müslümanlar da çok zayiat verdi. Kaynakların aktardığına göre savaşın bittiği öğle saatlerinde deniz, dökülen kanlarla kırmızıya boyandı ve gemilerin yıkılan direkleri her yeri kapladı.
Müslümanların kesin zaferiyle neticelenen bu savaş ile Bizans’ın Doğu Akdeniz’deki hâkimiyetine son verildi. İslam donanmasının Akdeniz’deki gücünü arttıran Zatüs-Savari Savaşı aynı zamanda İslam Devleti’ne büyük bir özgüven kazandırdı. Bu zaferden sonra İslam dininin Çin ve Hindistan coğrafyasına yayılmasının önü açıldı. Olası fetih hareketleri için raporlar hazırlandı.
Zatüs-Savari savaşının en önemli özelliği İslam Devleti'nin kazandığı ilk mutlak deniz zaferi olmasıdır. Bizanslılar, Zatüs-Savari savaşının yapıldığı dönemde çok güçlü bir imparatorluktu. Öyle ki bu yenilgi onlar için çok ağır oldu, doğudaki en kıymetli şehirlerini kaybettiler. Akdeniz’de söz sahibiyken bir anda karşılarında yeni, başka bir dine mensup ve süratle genişleyen bir rakip bulmuş oldular.
Netice itibariyle, dört büyük halifeden üçüncüsü olan Hz. Osman döneminde Şam valisi Muaviye'nin oluşturduğu İslam donanması ile sahil şehirleri korunmuş ve Müslümanların denizlerdeki konumu güçlendirilmiş oldu. İslâm’ın doğuşuyla birlikte Akdeniz’deki hâkimiyet Araplar ve Bizanslılar arasında paylaşıldı. Bilhassa 28-34 (649-655) yılları arasında Müslüman Araplar, denizde sürdürmüş oldukları başarılı seferlerle, çıkarma harekâtlarıyla ve yaptıkları antlaşmalarla Akdeniz’in “Bizans Gölü” olma dönemini sonlandırmışlardır. Nitekim Arapların Bilâdü’ş-Şâm ile Mısır’ı ele geçirmesi ve Müslümanların Kıbrıs’a ortak olması sebebiyle Akdeniz’de bulunan adalarda İslâm donanmasının yürüttüğü faaliyetler dolayısıyla Bizans’ın prestiji ciddî bir şekilde sarsıldı.
İslâm denizciliğinin gelişiminde Muaviye b. Ebû Süfyân’ın katkısı azımsanamayacak derecede fazladır. Nitekim Hz. Osman zamanında Muaviye’nin ısrarı ile kurulan İslâm donanması Akdeniz’de peyderpey seferlerde bulunulmuş, daha önce sahil kentlerinde var olan denizcilik geleneklerine hızlı bir şekilde uyum sağlamıştır.
Öztürk, Murat. “Hz. Osmân (23-35/644-656) Döneminde Denizcilik Faâliyetleri”. FSM İlmi Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi 18 (29 Aralık 2021), 195-230. https://doi.org/10.16947/fsmia.1050277
“Ebü’l-Ferec, Târih (trc. Ömer Rıza Doğrul), Ankara 1999, I, 181-182.”, ts.
TDV İslâm Ansiklopedisi. “ZÂTÜSSAVÂRΔ. Erişim 31 Mayıs 2023. https://islamansiklopedisi.org.tr/zatussavari
“Zâtü’s-savârî Savaşı | Siyer-i Nebi”. Erişim 01 Haziran 2023. https://siyerinebi.com/tr/zatus-savari-savasi
718 yılında başlayan ve yaklaşık sekiz asır boyunca devam eden, 1492 yılında Gırnata’nın işgal edilip Endülüs...
Uhud Gazvesi, Mekke müşriklerinin Medine’deki Müslümanları yok etmek amacıyla Bedir’in ardından...
Suriye, Mısır, Filistin ve Ürdün bölgelerinin Müslümanlar tarafından fethinin ilk adımı...
Cahiliye Dönemi’nde Mekke'de bozulan asayişi temin etmek adına bir araya gelinerek kurulan topluluğa Hilfü’l-Fudûl...
Amr B Luhay, putları Hicaz bölgesine getirerek, Araplara putperestliği öğreten kişi olarak bilinir. Bazı rivayetlere...
Haberleşme ihtiyacı insanlık var olduğundan beri mevcuttur. Bu ihtiyacı gidermek amacıyla insanlar ilk çağlardan...
İslam topraklarında ortaya çıkmış olan medrese geleneği, İslam eğitim sisteminin temel kurumudur. Sözlükte...
Şii Karmati Devleti tarafından 929-930 yıllarında Mekke şehri ele geçirilmiş ve yağmalanmıştır. Karmati oluşumları...
Avarız, arıza kelimesinin çoğuludur. Kelime; kaza, bela, beklenmedik engel manasına gelir. İkincil anlam olarak olağanüstü...
İtalya Yarımadasından bir boğazla ayrılan Sicilya Adası, Müslümanlar tarafından 827 yılında ele geçirilmiştir....