Abilene paradoksu, bir grup insanın kolektif olarak aldıkları kararın aslında bireysel olarak yapmak istemedikleri karar olması durumudur. Paradoks, grup üyelerinin grup içindeki uyumu sürdürmek amacıyla alınan kararla ilgili şüphelerini ve çekincelerini bastırdıkları zaman ortaya çıkar. Sonuç ise genellikle felakettir. Bu paradoksun ortaya çıkmasının bir hikâyesi vardır. Paradoksu tanımlayan profesör Jerry B. Harvey’in 1974 yılında yaşamış olduğu hikaye şöyledir:
Jerry Harvey’in kayınpederi bir anda “Abilene’e gidelim ve kafeteryada yemek yiyelim.” önerisinde bulundu. Teksas’a bağlı Abilene şehri, memleketleri Coleman’dan 55 mil (88,5 km) uzaklıkta bulunmaktaydı. Günlerden yaz günüydü ve Teksas’da 40 derecelik bunaltıcı bir hava hâkimdi. Hem yolun uzunluğu hem de sıcaklığın bu denli yüksek olması Jerry’nin bu fikri komik bulmasına sebep oldu. Karısı ise Jerry’nin aksine bu fikri hemen kabul etti. Herhangi bir karşı çıkışın oluşturacağı yaygarayı öngören Jerry de kabul etmek zorunda kaldı. Ancak rahatsızlıktan kaçmak için Jerry son bir girişimde bulundu. Eşine “Umarım annen de gitmek ister.” dedi. “Elbette,” dedi kayınvalidesi ve “uzun zamandır Abilene’e gitmedim.” diye ekledi. Ardından kafeteryaya doğru yola çıktılar. Yolculukları oldukça sıcak ve tozlu geçti. Yemeklerini yedikten sonra tekrar Coleman’a, evlerine geri döndüler. Jerry şu soruyu sorana kadar kimse konuşmadı. “Harika bir yolculuktu, değil mi?” Gelen cevaplardan herkesin başkası istediği için bu fikri onayladığı anlaşıldı. Teklifi sunan kayınpeder de aslında Abilene’i ziyaret etmeyi hiç istemediğini itiraf etti. “Madem istemiyordun, bizi neden sürükledin?” sorusuna şöyle cevap verdi: “Monotonluktan sıkıldığınızı zannettim. Çok nadir geziyorsunuz, böyle bir yolculuktan keyif alabileceğinizi düşündüm.”
Aslında hiç kimse kafeteryaya gitmek istememişti. Diğerleri istediği için ‘olur’ demişlerdi. Yani dört kişi bir araya gelip, tek başlarına vermeyecekleri bir kararı vermişlerdi. Ne olmuştu? Harvey, saçma bir paradoksa tanık olmuştu. Sonraki zamanlarda Jerry bu yaşadığı paradoksu “Abilene Paradoksu” olarak tanımlayacaktı.
Coleman’da yaşanan bu olaydan sonra yönetim uzmanı Profesör Jerry Harvey, bu tuhaf olgunun çiftlerde, ailelerde ve hükümetlerde de meydana geldiğini gözlemledi. Bu fenomen, bir grup insanın kolektif olarak zor bir sorunu çözerken bir anlaşmaya varmaya çalıştığında ortaya çıkar. Ancak paradoksal olarak sonunda vardıkları anlaşma, rasyonel olarak beklenebilecek olanın tam tersidir. Basitçe söylemek gerekirse, "Kuruluşlar sıklıkla gerçekte yapmak istedikleriyle çelişen eylemlerde bulunurlar ve bu nedenle ulaşmaya çalıştıkları amaçları boşa çıkarırlar."
Jerry Harvey bu paradoksu, “Abilene Paradoksu: Uzlaşmanın Yöntemi” adlı çığır açan bir makalede açıklamıştır. Harvey, paradoksu açıklamak için üç senaryodan bahsetmektedir: Birincisi kendi sefil yolculuğu, ikincisi küçük bir endüstriyi içeren varsayımsal bir senaryo, üçüncüsü ise korkunç siyasi sonuçlara yol açan gerçek bir olay.
Harvey ve ailesi küçük bir rahatsızlık yaşarken, kârlı bir kuruluşta aynı paradoks büyük bir ekonomik kayba dahi neden olabilir. Harvey böyle bir kuruluş varsayımı oluşturmuş ve bu durumu test etmiştir. Ve paradoksun çatışmayı değil, anlaşmayı yönetirken ortaya çıktığını vurgulamıştır.
Harvey’in üçüncü örneği, Amerika Birleşik Devletleri'nin otuz yedinci başkanı Richard Nixon'un istifasına yol açan Watergate skandalıdır. Watergate skandalı, 1970'lerde Amerika Birleşik Devletleri'nde Nixon yönetiminin birçok üst düzey yetkilisinin, Demokratik Parti'nin telefonlarını gizlice dinlemek amacıyla mikrofonlar yerleştirmek üzere adam tutmasını ve Nixon’un bunu örtbas etmesiyle patlamış, Yargı Komitesi’nin Nixon'a karşı adaleti engelleme, görevi kötüye kullanma ve Meclis'e saygısızlık suçlarından görevden alma isteği ile Nixon’un istifasıyla sonuçlanmıştı. Harvey olayı örtbas etmekle suçlanan kişilerin kararla ilgili kişisel endişeleri olduğunu ancak bunları dile getirmekten korktuklarını belirttiklerini yazar. Örneğin kampanya yardımcısı Herbert Porter: “Bir toplantıda ayağa kalkıp bunun durdurulması gerektiğini söyleyen biri olmadığını" ve alınan örtbas kararının "muhtemel bir grup baskısından, takım oyuncusu olamama korkusundan" kaynaklandığını söylemiştir.
Bu paradoks, sürü psikolojisi ve çoğulcu cehalet ile ilgilidir. Çoğulcu cehaleti tanımlamak gerekirse, herkesin ortak fikri olduğuna inanma ya da herkesin kendisi gibi düşünmediğini sanma durumu denebilir. Uyumluluk, yenilikçiliği ve yaratıcılığı caydırıcı etkiye sahiptir. Abilene paradoksu da uyumu, uzlaşmayı ifade eder. Ancak bu paradoks uyumluluğun sınırlamalarını kabul eden, fikirlerin ifade edilmesine izin veren ve insanlara işlerine veya kimliklerine herhangi bir tehdit olmaksızın fikirlerle yüzleşme gücü veren bir ortam oluşturulursa önlenebilir.
Bu paradoksun tuzağından kurtulmak, bahanelerin ve suçlamaların arkasına saklanmak yerine kaygılarla yüzleşmek ve görüşleri açıkça paylaşmakla mümkündür. Paradoksu önlemenin ilk adımı ise bu durumu kabul etmektir. Sorun fark edilmezse paradoks devam edecektir.
Harvey, Jerry B. “The Abilene paradox: The management of agreement”. Organizational Dynamics 3/1 (1974), 63-80. https://doi.org/10.1016/0090-2616(74)90005-9
Science ABC. “The Abilene Paradox: How Organisations End Up Doing What They Never Intended To?” 23 Nisan 2018. Erişim 20 Eylül 2023. https://www.scienceabc.com/humans/what-is-the-abilene-paradox.html
Betterup, “What the Abilene Paradox Is and Ways to Minimize It”. Erişim 20 Eylül 2023. https://www.betterup.com/blog/abilene-paradox
Toplum düzeyinde “şey”lere yani yaşam döngüsünde karşımıza çıkan nesnelere anlam...
Bireylerin bir araya gelerek oluşturduğu aktif yapı toplum olarak tanımlanır. Bu sosyal yapı birtakım dinamikler ile bir...
Maruni cemaatinin kurucusu Aziz Marun’dur. 4. yüzyılın ortalarında Suriye'de doğan Marun, davet çalışmalarıyla...
D'Hondt sistemi, seçimlerde kullanılan seçim yöntemlerinden biridir. Bu sistem, birçok ülkede,...
Etrüskler, M.Ö. 9. yüzyılda Tiren Denizi'nin kuzeyindeki Etruria bölgesinde, bugünkü...
Kültür endüstrisi, sanat, edebiyat, film, müzik, yayıncılık, tiyatro gibi alanlarda üretilen ve...
Frankfurt Okulu'nun kökenleri, 1923 yılında Frankfurt Üniversitesi'nde Max Horkheimer önderliğinde...
Herkesin tuttuğu bir takım, desteklediği bir ideolojik grup veya benzeri bir oluşum vardır. Peki kendinizi bu oluşumlarla...
Birey davranışları uzunca zamandır çözmeye ya da anlamlandırmaya çalıştığımız bir olgudur. Toplumu doğru...
Kişinin çevresine statüsünü göstermek veya satın aldıklarıyla itibar kazanmak amacıyla yaptığı...