Çin ve Afrika ilişkilerinin temelleri, Asya ve Afrika’dan 29 ülkenin liderlerinin katılımıyla 18-24 Nisan 1955 tarihleri arasında Endonezya'nın Bandung kentinde düzenlenen Bandung Konferansı’yla atılmıştır. 1976’da Mao’nun ölümüyle Çin’in Açılım Politikalarına geçişi ve 2000’de Çin-Afrika Forumu’nun kurulmasıyla, Çin-Afrika ilişkilerinde önemli adımlar atılmıştır.
2000 sonrasında Çin-Afrika ilişkileri ivme kazanmış ve bunun sonucunda 2006 yılında Çin-Afrika İşbirliği Forumu (FOCAC) düzenlenmiştir. Bu forumda Çin Hükümeti tarafından Afrika kıtasına insan kaynağı gelişim yardımları ve altyapı sorunlarının çözümüyle ilgili sözler verilmiştir. Bu forum Çin medyasında “Bandung ruhu yeniden canlanıyor” şeklinde yer bulmuştur. Forumun sonucunda Çin Eximbank'ı birçok Afrika ülkesine düşük faizli krediler ve ihracat kredileri vermiştir. Çin'in, yardımlarını yaparken Avrupa ülkelerinin koştuğu şartları dayatmaması, "demokratikleşme ve insan hakları" kisvesi altında Afrika ülkelerinin bazı süreçlerden geçmesini talep etmeyip kredi ve yardımlarını ihtiyacı olan ülkelere sağlaması Afrika halklarının çoğunda Çin’e karşı olumlu bir etki bırakmıştır.
Gelişmiş ülkelerin Afrika'ya karşı 19. yüzyıldaki sömürü tavrı, 21. yüzyılda yerini “kazan kazan” anlayışına bırakmıştır. Afrika’nın sahip olduğu insan potansiyeli ve yeraltı kaynakları sebebiyle dünyanın gözü yine Afrika’dadır. “Kazan kazan” politikasını uygulayan ülkelerden biri de Çin’dir. Çin kıta üzerinde yayılmacı bir politika izlemekte ve kıtanın erken kalkınması için her alanda kıtada iş yapmaktadır. 1965 yılında Çin-Afrika arasındaki ticaret hacmi 250 milyon dolarken 2022 yılında 330 milyar dolara yükselmiştir. Bu Çin’in Afrika kıtasına olan ekonomik ilgisini açıkça göstermektedir. Kıta üzerindeki Çinli firma sayısı günümüzde 10.000’den fazladır. Ticaret hacminin büyümesinde rol alan sektörler enerji, ithalat, altyapı, tarım ve sanayi gibi hemen hemen tüm alanları kapsamaktadır.
Çin hükümeti Afrikalı öğrencilere Çin’de öğrenim görmeleri için burs sağlamakta ve Afrika üzerinde okul, hastane gibi kurumlar inşa etmektedirler. Afrika ile kültürel bir bağ oluşturmak ve bu bağı geliştirmek için kıta üzerinde hemen hemen her şehirde bir iki tane Konfüçyüs enstitüsü açılmıştır.
Çin Halk Cumhuriyet’i devlet başkanı Xi Jinping, 2015 yılında Jakarta’da toplanan Asya-Afrika zirvesi konuşmasında Afrika ile olan ilişkilerini şöyle nitelemiştir: “Kazan-kazan işbirliğinde yeni bir uluslararası ilişkiler anlayışı öne çıkarılmalı, daha adil bir düzen teşvik edilmeli. Asya-Afrika ilişkilerini derinleştirmeliyiz, ortak kalkınma için kazan-kazan benimsenmeli, bütün ülkelerin egemenliği ve toplum sistemlerinin özgürce seçebilmeleri sağlanmalıdır.” Çin, Afrika ve Çin’in medeniyetlerinin çok köklü bir geçmişe sahip olduklarını, Çin’in Afrika üzerinde herhangi bir sömürü hareketinde bulunmadığını ifade etmiştir.
Çin’in Afrika ülkeleri ile siyasi ilişkileri ve diplomasisi de oldukça güçlüdür. Bağımsızlığını kazanan birçok Afrika ülkesini ilk tanıyan ve o ülkelerde elçilik açmakta hiç gecikmeyen Çin, Afrika ile olan bağını her seferinde güçlendirmektedir.
Çin’in Afrika üzerinde dikkat çeken adımlarından biri de kıta üzerinde yaptığı yatırımlardır. Çin’in 2005-2022 tarihleri arasında dünya genelinde yaptığı 2.23 trilyon dolarlık yatırımda, Afrika 400 milyar dolarla dünya çapında en fazla yatırım yapılan ikinci bölge olmuştur. Enerji, ulaşım, emlak, finans ve lojistik gibi alanlarda yoğun yatırımlar yapılmıştır. Alt yapı, limanlar ve ulaşım alanlarındaki projeler tamamlanıp hükümetlere teslim edilmiştir. Çin, ithal edeceği doğal kaynakların ülkelerden sorunsuz çıkışı için bu yatırımları yapmaktadır. Çin’in bu yatırımları eleştiri de toplamaktadır. Eleştiriler, Afrika’nın Çin’e borçlanması; Çin’in madencilik, sanayi gibi alanlardaki çalışmaları yaparken bunların çevreye olan etkisi ve yerel iş sahiplerinin çektiği zorluklar şeklinde üç konu üzerinde yoğunlaşmaktadır. Çin Afrika pazarına insanların alım güçleri doğrultusunda ucuz ve çok ürünü piyasaya sunmaktadır. Bu durumun sonucunda yerel iş yapan, üretim sağlayan insanların zorluk çektiğine, ürün satamadıklarına dikkat çekilmekte ve bu hususta eleştiriler yapılmaktadır.
Çin’in Afrika’ya olan ilgisi ihtiyaç olarak adlandırılabilir. Dünya üzerinde nüfusu en kalabalık olan ülkelerden biri olan Çin, son zamanlardaki büyük ekonomik atılımlarıyla enerji ve doğal kaynaklarda ihtiyacı gün geçtikçe artan bir ülkedir. Ülke bunun yanı sıra ürettiği malları satacak pazara da ihtiyaç duymaktadır. Çin’in Afrika üzerinde olan ilgisinin bir diğer nedeni de Birleşmiş Milletler’de kara kıtada yer alan ülkelerden destek alabilmektir.
Çin’in Afrika’nın doğal kaynaklarına ihtiyacı vardır. Afrika’nın da Çin’e ve Çin-Afrika ilişkisinden doğan ekonomik yatırımlara ihtiyacı vardır. Sonuç olarak 21. yüzyılda Afrika ve Çin ilişkisinin gelecekle artarak devam edeceği öngörülmektedir. Ekonomik yatırımlar ve kültürel etkileşimler diplomatik ağlarını daha da geliştirecektir. Bununla birlikte yerel iş sahiplerinin karşılaştığı sorunlar ve sanayi üzerindeki çalışmalar sonucu meydana gelen çevresel etkiler gibi bazı sorunlar bulunmaktadır. İlerleyen süreçler ve koşullar bu ilişkiyi şekillendirecek ve bu sorunlara cevap verecektir.
“Afrika Ülkelerinin Bağımsızlığının Zaman Çizelgesi”, Greelane, 25.01.2020, Erişim: 5.09.2023 https://www.greelane.com/tr/beşeri-bilimler/tarih-ve-kültür/chronological-list-of-african-independence-4070467
Ermağan, İsmail & Giray Fidan, “Çin'in Afrika Politikası”, Ed. İsmail Ermağan, Dünya Siyasetinde Afrika 1, Nobel Kitabevi, 2014, 49-67. https://www.sosyalbilimlervakfi.org/tr/2021/02/dunden-bugune-cinin-afrika-politikasi/
İstikbal, Deniz. “Asya Yüzyılında Çin’in Afrika Yatırımları”, SETA, 14.01.2023, Erişim: 6.09.2023 https://www.setav.org/asya-yuzyilinda-cinin-afrika-yatirimlari/
Kardaş, Şaban & Balcı, Ali “Uluslararası İlişkilere Giriş: Tarih, Teori, Kavram ve Konular”, Küre Yayınları, 2014.
Küçükaltan, Ensar. “Dünden Bugüne Çin’in Afrika Politikası’’, Erişim: 7.09.2023
Taşdelen, Ali Rıza. “Afrika’da Çin Çağı”, Erişim: 7.09.2023 https://www.teoridergisi.com/afrikada-cin-cagi
Çoğu zaman kendisine atfedilen kutsallıkla birlikte anılan öğretmenlik mesleğinin de bir tarihsel süreci...
Sicarii olarak tanımlanan grup adını suikast faaliyetlerinde kullanılan hançerden almaktadır. Kısa ve kıvrımlı olan...
Amerikan İç Savaşı, ekonomileri tarıma dayalı olan ve köleleri iş gücü olarak kullanan Güney...
Suriye ve Mısır önderliğinde Arap Devletleri 1973 yılının 6 Ekim’ine denk gelen Ramazan ayının onuncu gününde,...
Vaat Edilmiş Topraklar (Arz-ı Mev’ud), Tanrı'nın Hz. İbrahim'e ve onun soyundan gelenlere verdiğine inanılan...
Hitler'e karşı savaş başladığında neredeyse tüm Yahudi örgütleri müttefiklerle güçlerini...
Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren İsrail'in kuruluş süreci de katliamlarla doludur. İsrail'in...
30 yıl savaşları 1618-1648 yılları arasında Almanya merkezli gerçekleşen ama bütün Avrupa’yı içine...
1578 yılında Portekiz Kralı, Muhammed El Mütevekkil’e destek vermek amacıyla ordusuyla Fas’a çıkarma...
Günümüzde neredeyse her alanda kullandığımız bir ürün olan şeker, Hindistan'dan başlayarak...