On dokuzuncu yüzyılın sonlarına doğru Avrupa’da gerçekliğe olan inanç azalıyordu. Bilim adamlarının çalışmaları gerçekçi gelmiyor, Karl Marx’ın komünist fikirleri sadece işçi sınıfını değil, bütün toplumu etkilemeye başlamıştı. Bu durum sanatta da kendini belli etmeye başlamıştı. Arnold Schönberg ve öğrencisi Anton Webern hiçbir ton ve makam kullanmadan besteler oluşturuyordu. İşte bu karmaşık ve gerçekliğin toplumları bunalttığı bir dönemde Birinci Dünya Savaşı sırasında Dadaizm adlı bir sanat akımı ortaya çıkmıştı. Dadaizm, sanatın klasik geleneklerini reddeden, alaya alan, tesadüflere yer veren ve anarşiye dayanan bir sanat akımıdır.
Araştırmacılar Dadaizm’in kesin başlangıcının ve doğuşunun tarihini tartışmaya devam etmekle birlikte 1916 yılında Zürih’te Hugo Ball, Tristan Tzara, Marcel Janco, Richard Huelsenbeck ve diğer birçok sanatçı tarafından "Cabaret Voltaire" adıyla anılan bir mekânın kurulmasıyla ortaya çıktığı görüşü hala en kuvvetli iddia olma özelliğini sürdürmektedir. Bu mekânda dönemin radikal sanatçıları toplanıp sanat eserlerini sergiliyorlardı. Bu sanatçılar genellikle sol siyasi görüşlere sahiplerdi. Eserlerinde, toplumun ve kültürün her yönünü sorgulayan çalışmalar yarattılar. Yirminci yüzyılın başlarında ortaya çıkan, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından yükselişe geçme imkânı bulan Dadaizm, savaşın şiddeti arttıkça daha çok muhalif bir yapıya büründü. Muhalif sanatçılar Dadaizm çatısı altında savaşı protesto ettiler.
Dadaizm’in temel prensipleri bütün mantık ve tutarlılığı reddetme, sıradan nesneleri alıp onları farklı bağlamlarda sunma ve rastlantıları kullanarak yeni anlamlar ortaya çıkarmaktır. Dadaistler, geleneksel sanat anlayışının ciddiyetine karşı çıkıp, saçmalık, absürtlük, ironi ve alayı önemsemişlerdir. Dadaizm’in en derin ve temel özelliklerinden biri de eserlerde geçen mizah, sanat özgürlüğü ve tesadüfiliktir. Mesela Dada gösterilerinde şiirler, kelimelerin tek bir gazete sayfasından kesilip yere serpilmesi ve ardından rastgele bir düzenleme ile sayfa üzerinde oluşturulurdu. Dadaist sanat sıklıkla aptallığı ve saçmalığı öne çıkarıyordu. Örneğin, Marcel Duchamp, klasik sanatsal geleneklere ve mizah anlayışına saygısızlığını göstermek için Leonardo da Vinci'nin Mona Lisa tablosunun bir kartpostalına bıyık çizmişti.
Bu akımın sanat eserleri genellikle düzensiz ve tesadüflere çokça yer vermiş gibi görünse de aslında derin bir düşünsel alt yapıya dayanırlar. Dadaizm estetik kaygı içeren sanat eserler üretmekten ziyade toplumsal meselelere meydan okuyan ve tepki koyan eserler üretmeyi ilke edinmiştir. Dadaist eserler oluşturulurken kolaj, montaj gibi unsurların bir araya getirilmesine özen gösterilmiştir. Örneğin, Tristan Tzara'nın "rastgele şiir" sistemiyle yazdığı şiirlerde, kelimelerin anlamsız bir şekilde yazılmasıyla yeni bir anlam yaratma amacı güdülmüştür. Dadaizm’in en önemli sanatçılarından biri Francis Picabia ise daha çok spontane eserler veren bir ressamdı. Tableau Rastrada adlı eserinde istediği imajı yaratmak için birçok alakasız unsuru kolajladı. Diğer bir sanatçı olan Hannah Hoch ise eserlerinde kitle iletişim araçlarındaki görüntüleri alakasız bir şekilde kullanmaktaydı. Dadaizm’in önemli temsilcilerinden biri de “Dada” isminin fikir babası olduğu bilinen Hugo Ball’du. Kendisi bunun yanı sıra Dadaistlerce “kutsal mekân” sayılan Voltaire Kafe’yi açmıştı. Çıplak bir kadının sırtına f harfi koyduğu resmiyle ünlü olan Dadaist ve sürrealist sanatçı Man Ray de Dadaizm’in en önemli isimlerinden biriydi. Fransız sanatçı Marcel Duchamp da Dadaist sanatçılardandı. Kendisi ilk hazır heykellerin yaratıcısıydı. En meşhur eseri “Çeşme”de ters çevrilmiş bir pisuvar yapmıştı. Eğer Dadaizm’i açıklayacak bir eser olsaydı muhtemelen o eser “Çeşme” eseri olurdu.
Dadaizm’in temelde üç farklı akımı bulunmaktadır. İlki Alman Dadaizmi’dir. Huelsenbeck’in Berlin’e gidip Club dadayı kurmasıyla Dadaizm Almanya’ya ulaşmıştır. Kulüp 1918 ile 1923 yılları arasında aktifti ve Raoul Hausmann, Johannes Baader, Hannah Hoch ve George Grosz gibi birçok sanatçıya sahipti. Almanya’nın savaş bölgesine yakınlığı nedeniyle Berlin’deki Dadaist isimler politik ve toplumsal konulara Dadaizm’in kurucularına nispeten daha fazla yer vermiştir. Politik karikatürler, savaşlardan alınan kolajlar ve resimler kullanarak Alman Hükümetine tepki gösterdiler. Bu dönemde ilk kez fotomontaj teknikleri Dadaist sanatçılar tarafından geliştirilmeye başlandı.
Diğer bir akım ise Paris Dadaizmi’dir. Mayıs 1920'de hareketi oluşturanların çoğu ilk Paris Dada festivaline katıldı. Performanslar, sergiler ve çeşitli sunumlar gerçekleşti ve sanatçılar, aralarında Le Cannibale ve Dada'nın da bulunduğu birçok dergi ve manifesto yayınladı. Ancak Paris Dada sahnesi uzun soluklu olmadı ve ertesi sene birçok isim ayrıldı. Paris’te Dadaizm o kadar hayal kırıklığı yarattı ki hareketin kendiyle savaştığı düşünülmeye başlandı.
Son Dadaist akımı ise New York akımıdır. Dünya savaşı sırasında birçok sanatçı New York’a sığındı. Haziran 1915'te Picabia ve Duchamp New York'a geldi. Bu iki isim, geldikten kısa bir süre sonra Man Ray ile tanıştı ve üçü, New York Dada sahnesinde faaliyet göstermeye başladılar. Duchamp, New York Dada'nın önemli bir itici gücüydü çünkü yanında geleneksel sanat karşıtı kavramları da getirmişti. Duchamp en ünlü eserlerinden birine New York'ta başladı. Bu, “Bekarları Tarafından Çıplak Soyulan Büyük Cam veya Gelin”di (1915). Bu parça, erotiği mekanize şekillerle dramatize etme yönünde büyüyen sanat karşıtı eğilimde bir dönüm noktasıydı.
Dadaizm 1922 yılından itibaren etkinliğini yitirmeye başlamıştır. Her ne kadar sanata karşı ve kısa ömürlü bir sanat akımı olsa da aktif olduğu yıllarda yaptıkları ile sanat dünyasını o güne kadar hiç olmadığı ölçüde çılgınca değiştirmiştir. Fotomontaj teknikleri, pop ve caz müziğin ilk örnekleri ve soyutlama teknikleri Dadaistlerin dünyaya bıraktığı miraslardan bazılarıdır. Bilinçaltı ve gerçeküstü gibi kavramlara yapılan vurgu Dadaizm’den sonra gelecek olan sürrealizmi beslemiştir. Dadaizm bununla da kalmayıp günümüze kadar birçok ismi ve akımı etkilemiştir. Örneğin yakın zamanda Maurizio Cattelan'ın Guggenheim Müzesi'nin banyolarından birine yerleştirilmesi planlanan som altın tuvaleti “Çeşme” eserini hatırlatmaktadır.
The Artist. “What is Dadaism or Dada Art”, Erişim: 10.09.2023. https://www.theartist.me/art/what-is-dadaism-or-dada-art/
Artland Magazine. “What is Dadaism, Dada Art, or a Dadaist”, Erişim: 10.09.2023. https://magazine.artland.com/what-is-dadaism/
Smithsoian Magazine. “A Brief History of Dada”, Erişim: 10.09.2023. https://www.smithsonianmag.com/arts-culture/dada-115169154/
The Collector. “What is Dadaism and Where Did it Start?” Erişim: 10.09.2023. https://www.thecollector.com/what-is-dadaism-and-where-did-dada-start/
Hemen hemen her erkeğin dolabında bulunan özel günlerde ya da işe giderken tercih ettiği kravatın tarihi M.Ö....
Yunan mitolojisinde “Adonis Miti” olarak bilinen, doğadaki ölüm ve yenilenmeyi sembolize ettiği kabul...
Birbirine dolanan siyah ve beyaz iki yarım dairenin, her iki tarafında zıt renklerden bir nokta bulunan Yin-Yang sembolü...
Maviyi yaygın bir renk olarak düşünmek doğaldır. Mavi, gökyüzü ve okyanus ile ilişkilendirilir....
Barok kelimesi Portekizce “tam yuvarlak olmayan şekilsiz inci” anlamına gelen “barroco” kelimesinden...
Vatikan, 44 hektarlık bir yüz ölçümüne sahip olması nedeniyle dünyanın en küçük...
Samarra Ulu Camii, Irak'ın Samarra şehrinde bulunmaktadır ve Sâmerrâ 'da bulunan en önemli tarihi...
Hurma palmiyesi olarak bilinen büyük bir ağaçta yetişen hurma dünyanın en tatlı meyvelerinden biridir....
“Ankh” sembolü, “yaşamın haçı, hayatın sembolü” olarak bilinmekte ve düz bir...
Bishwa Bengalce "dünya", ijtema ise Arapça 'içtima' yani "toplantı" anlamına gelir. "Dünya...